0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    Ç. Ş.

Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« : Mayıs 04, 2019, 09:43:29 »
Sayın Korsan dostlarım;
       Birçok konuyu, içinde bazılarında kendim de olmak üzere bu mesele kirlettiğimizi ve aslında detaylı konuşulabilecek ve her konumda bulunan korsanlarımızın katabilecekleri şeyler olduğunu düşündüğüm için bu konuyu açtım.

       Başka konularda mevzuunun buraya gelmesinde benim gibi bir çok korsan dostumun canlıların öldürülmesine olan dayanıksızlığının yattığına eminim. Bazen çok kurallara uygun, insaflı vs. olsa da bu eylem ben ve benim gibi düşünenlere her şekilde korkunç geliyor.

       Ayrıca konunun bireysel ve kitlesel ticari yönü de çok önemli. Belki de bu kısım başlığı aşan bir potansiyele de sahip ama elimizden geldiğince kendimiz gibi düşünmeyenlerin bakış açılarına saygı göstererek neler olup bitiyor bir paylaşalım isterim.

       Söylerken içim acıyor ama itiraf/dürüstlük/pişmanlık adı ne olursa olsun söylemeliyim ki 15-20 yaşlarım arası dalmayı sadece zıpkın zanneden bir bakışım vardı. Bazı zamanlar zıpkının ucunda henüz takılı bir balık varken kurup diğerine attığımı bilirim Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

        Kendi açımdan daha sonraları yaşadığım bir av deneyiminde her şey değişti(Bunun için kadere müteşekkirim).

        Evet sonuçta her korsanımın değerli bilgi, düşünce ve yorumlarına ihtiyacımız var. Balıkçı, zıpkıncı, su ürünleri mühendisi haydi herkesi bekleriz, ülkemiz karasularında neler oluyor neler yapılabilir...


*

    Ö. Ö.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #1 : Mayıs 04, 2019, 10:01:22 »
Ülkemizin en büyük eksiği bir Balıkçılık Bakanlığımızın olmayışıdır. Belki bu kıvılcım bizleri teeee oraya kadar götürür, haydi bakalım.


*

    B. E.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #2 : Mayıs 04, 2019, 15:28:15 »
Birkaç yıllığına her türlü balıkçılık yasaklansın.


*

    Ç. Ş.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #3 : Mayıs 04, 2019, 18:22:31 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Ülkemizin en büyük eksiği bir Balıkçılık Bakanlığımızın olmayışıdır. Belki bu kıvılcım bizleri teeee oraya kadar götürür, haydi bakalım.

Çok doğru Ömer korsanım, bu kadar güzel kıyısı denizleri olan ülkemizin ve insanlarımızın buna çok ihtiyacı var.


*

    Ç. Ş.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #4 : Mayıs 04, 2019, 18:36:39 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Birkaç yıllığına her türlü balıkçılık yasaklansın.

Deniz ürünleri ve özellikle de balık bugün gıdalarımızın neredeyse en az değişime uğramış, en sağlıklı ve elde edilebilir olanı. Bazı kötü besin ve kimyasal ile beslenen çiftlik balıklarını saymazsak balık Türkiye için vazgeçilmez bir mahsul.

Elbette avcılık daha iyi kontrol edilebilip, her türlü avcımız da elini vicdanına koysa harika olur. Bu arada mesleği balıkçılık olan, küçük büyük balıkçıya da devlet desteği şart.

*

    H. E.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #5 : Mayıs 04, 2019, 22:29:09 »
İyi geceler,
Yine çok güzel bir konu ama biz amatörlerin çabası bu işe yetmez.
Sözgelimi lüfer ve hamsi avını biz yasaklasak Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler avlıyorlar,
Önlar yasaklasa bizim kaçak gırgır teknesi Romanya da yakalanıyor Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Bu konuların uluslararası ve eş zamanlı kararlar ile çözülebileceğini düşünüyorn.
Balinayı kim avlıyor,ton balığını keza! Küresel nüfus artışı, aynı şekilde küresel deniz ve sana göre öyle, bana göre böyle kararlarla göz yumulan rezalet
(kaçak avlananları saymıyorum bile)
Biz ne yapıyoruz? çapari ile istavrit,sırtı ile palamut, zıpkın ile eşkina avlamanın etik olmadığını konuşuyoruz.
Bir anı; Sanıyorum 15 yıl önce idi çamlimanı maltepe arası zoka ile lüfere bakarken iki tane gırgır teknesi geldi. Biz demirdeyiz biri megafonla ayrılmamızı istedi
havasını aldı tabii Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Diğeri bir kasa rüşvet balık önerdi ve 1 saat sonunda bizim teknede 1 kasa balık vardı Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Yorumu sizlere bırakıyoum.....
*

    Ç. Ş.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #6 : Mayıs 05, 2019, 09:21:38 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
İyi geceler,
Yine çok güzel bir konu ama biz amatörlerin çabası bu işe yetmez.
Sözgelimi lüfer ve hamsi avını biz yasaklasak Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler avlıyorlar,
Önlar yasaklasa bizim kaçak gırgır teknesi Romanya da yakalanıyor Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Bu konuların uluslararası ve eş zamanlı kararlar ile çözülebileceğini düşünüyorn.
Balinayı kim avlıyor,ton balığını keza! Küresel nüfus artışı, aynı şekilde küresel deniz ve sana göre öyle, bana göre böyle kararlarla göz yumulan rezalet
(kaçak avlananları saymıyorum bile)
Biz ne yapıyoruz? çapari ile istavrit,sırtı ile palamut, zıpkın ile eşkina avlamanın etik olmadığını konuşuyoruz.
Bir anı; Sanıyorum 15 yıl önce idi çamlimanı maltepe arası zoka ile lüfere bakarken iki tane gırgır teknesi geldi. Biz demirdeyiz biri megafonla ayrılmamızı istedi
havasını aldı tabii Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Diğeri bir kasa rüşvet balık önerdi ve 1 saat sonunda bizim teknede 1 kasa balık vardı Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Yorumu sizlere bırakıyoum.....

Hulki korsanım aynen çok doğru noktalardan bahsetmişsiniz. Büyük çaplı ticari avcılığı yapılan ürünleri korumak ile daha amatör ama çok yaygın yapılan avcılıktaki ürünleri korumanın birbirinden farklı yöntemler ile yapılabileceğini düşünüyorum.

Mesela zıpkın ve/veya olta ile yapılan düzenli avcılığın kontrolünün daha çok kişisel bilinçlenme ile olacağını ama büyük ticari av için ise devlet kontrolü gerekeceğini kabul etmemiz gerekir.
*

    A. Ç.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #7 : Mayıs 05, 2019, 11:15:43 »
Sorun gıda stoğu olarak gördüğümüz balık ve deniz mahsüllerini yeteri kadar üretmediğimiz veya üretemediğimz için kaynaklanıyor. Avcı toplayıcı döneminde avcı için yeterin ce av  varmış. Artık avcı toplayıcılık yapamayız, üretim metodlarımızı geliştirip deniz mahsülünü de aynen daha, koyun, patlıcan gibi yetiştirimeliyiz. Yapılan çalışmalar tüm dünyada balıkların neslinin 40-50 yıl içinde tükeneceğini gösteriyor. 
*

    Z. G.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #8 : Mayıs 05, 2019, 11:55:31 »
Önce dünya genelinde  nüfus planlaması yapılarak  kademeli nüfus azaltılmasına gidilmeli  .

Planlı gidilmezse zaten  zamanla gelecek olan kıtlık açlık bunu plansız yaptıracak

Dünya nüfusu sürekli artıyor , ne yaparsak yapalım rezervler bir gün bitecek .

Türkiye 30 yıl önce 65 milyon nüfusu vardı şimdi 86 milyon artı kayıtsız 5-7 milyon Suriyeli , Iraklı , Afrikalı , Afkanistanlı  vs .

Gıda fiyatlarındaki artıştan durum belli ediyor kendini gün geçtikçe talep artıyor .

En az 3 çocuk mantığından vazgeçilmeli .

Hatanın nerede olduğunu biliyoruzda konuşmak yasak .
*

    A. Ç.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #9 : Mayıs 05, 2019, 12:02:45 »
Aile başına iki çocuk veya kiş başına bir çocuk umarım dünya nüfusunu sabit tutmaya yeter. Tüm dünyada uygululanmalı .Sanırım bir tek Çin, nüfusu kontrol edebilmek için çocuk sayısını kısıtlayan tek ülke galibiz.
*

    Ç. Ş.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #10 : Mayıs 05, 2019, 12:17:37 »
Tartışmasız şekilde doğru olan, dünya nüfusunun artık asla doğal kaynaklar ile beslenmesinin yeterli olmadığı. Bu yüzden zaten yetiştirmeli tarım ve hayvancılık ve deniz mahsulleri çiftlikleri olmadan bir dünya düşünemeyiz.

Peki bu durumda doğal kaynakları korumak deyimi neye hizmet ediyor. Yani korusak da yetmez korumasak da yetmez. Sadece dünya ekolojisinin dengesini bozmamaya gayret etmeliyiz.

Belki e asıl çaba göstermemiz gereken konu yetiştirmeli beslenme ürünlerinin sağlığı tehdit eder hale gelmemesi olmalı.

En iyi koruma ile bile doğal kaynaklar dünyanın şu anki insan nüfusu için yeterli değil.
*

    Ö. Ö.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #11 : Mayıs 05, 2019, 15:05:28 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
İyi geceler,
Yine çok güzel bir konu ama biz amatörlerin çabası bu işe yetmez.
Sözgelimi lüfer ve hamsi avını biz yasaklasak Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler avlıyorlar,
Önlar yasaklasa bizim kaçak gırgır teknesi Romanya da yakalanıyor Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Bu konuların uluslararası ve eş zamanlı kararlar ile çözülebileceğini düşünüyorn.
Balinayı kim avlıyor,ton balığını keza! Küresel nüfus artışı, aynı şekilde küresel deniz ve sana göre öyle, bana göre böyle kararlarla göz yumulan rezalet
(kaçak avlananları saymıyorum bile)
Biz ne yapıyoruz? çapari ile istavrit,sırtı ile palamut, zıpkın ile eşkina avlamanın etik olmadığını konuşuyoruz.
Bir anı; Sanıyorum 15 yıl önce idi çamlimanı maltepe arası zoka ile lüfere bakarken iki tane gırgır teknesi geldi. Biz demirdeyiz biri megafonla ayrılmamızı istedi
havasını aldı tabii Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Diğeri bir kasa rüşvet balık önerdi ve 1 saat sonunda bizim teknede 1 kasa balık vardı Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Yorumu sizlere bırakıyoum.....

Hulki Erdem denizlerimizde balık kalmayısının ana sebebini açıklamış net olarak amma ;

Olta, zıpkın, tüfek ve sırtı ile bir av hayvanı yada balığın peşine izin verilen  zamanda düşerek izin verilen boyut ve cinstekini, belirlenen sayı kadar avlamanın adı "sürdürülebilir avcılıktır " yani av hayranının neslini tehlikeye sokmayan ve daha önemlisi kontrol mekanizması  görevi yaparak sayılarının artmasını sağlayan avcılık türüdür, şiddetle desteklenmelidir.

Ancak beslenmek,  av hayvanlarının etini satmak yoluyla gelir sağlamak amacıyla kontrolsüz, usulsüz ve alçakça yapılan avlanma türüne "torbacılık ve kaçak avcılık" denir işte nesli kurutan budur.  Ve mücadele edilmesi gereken konu budur.

Peki mücadelenin yolu nedir?  Konunun aktif çalışan bir bakanlığının olması ve amatör ruhlu balıkçı ve avcı teşkilatlarının desteklenerek sahanın ciddi şekilde gönüllü müfettişleri olarak denetletilmesidir bu kişilere.  Yoksa devlet tarafından her çalınin dibine yada her koya bir bekçi dikilmesi mümkün değildir.

Trol yapanı , dinamit atanı,  teyp kuranı, projektör avı yapanı ancak bu şekilde kontrol edebilirsiniz. Aksi hayal olur ve olaya duygusal yaklaşıp amatör avcı ve balıkçıları sahadan çekerseniz meydanı tamamen torbacı ve trolculere bırakırsınız ki daha rahat kökünü kazırlar

Ama bizim esas sorunumuz ekonomiktir.  Afrika'daki bazı ülkelerde kaçak avcılığın cezası idam olmasına rağmen halen kaçak avcı var o ülkelerde , çünkü açlıktan ölmemek için bu riski alıyorlar.

Bizim ülkemizde de maalesef durum oraya yaklaşıyor gün be gün.  Ördekleri tuzaklayip kıyma yapan insanları bundan vazgeçirmek için iş ve aş sağlamanız gerekir.

Galatada olta sallayanlarin kaç tanesi amatör ruhlu sanıyorsunuz,  çoğu işsiz olduğundan ya evine balık eti götürmek yada bir kilo istavriti üç beş kuruş paraya çevirmek amacıyla orada.

Biraz önce evdeki kediye gümüş balığı aldım  (hayatımda ağzıma koymadim) kilosu 25 TL,  çöpünü düş nette 40 TL eder. Bu ülkede asgari ücret iki bin lira, işsizi hiç konuşmayalım ki ya çalacak ya torbacı veya kaçak avcı olacak.  Ben de olsam ikinci seçenekleri tercih ederdim.

Sırça kökten ahkam kesmek kolaydır arkadaşlar, millet aç.  Patates soğan 8-10  lira , artık düşük gelir düzeyindekilere şunları yeme demek yerine daha az yemek ye demek gerekir gelirine sığabilir halde olması için.  Daha az ye, yani yarı aç gez demek.

Kıraça için iğne satılıyor arkadaşım,  yani senin muhtaç vatandaşın denizlerde balık kalmadığı için artık iğne boyutunu kıraça düzeyine indirgedi.  Sen kıraça gibi denizde en alt düzey av hayvanını yakalayıp yersen diğer balıklar ne yiyecek, zaten dolaylı yoldan büyük balığı da öldürüyorsun. 

Ördeği yemeğe katacak kıyma, kıraçayi ev harçlığı olarak gören önemli bir populasyona sahip olduğumuz sürece burada yada orada şurada yazılanların hepsi üfürükten tayyare sevgili dostlarım. Aksi ekmek yerine pasta teklifi gibi olur. Teşbihte mübalağa olmaz, herkese iyi pazarlar .

Sevgiyle.
« Son Düzenleme: Mayıs 05, 2019, 15:17:10 Gönderen: Ömer Öge »
*

    Ç. Ş.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #12 : Mayıs 05, 2019, 16:11:27 »
Ömer korsanımın yazdıklarının her bir noktası doğru bence de. Hatta o kadar doğru noktalara işaret etmiş ki ülkemizden çıkıp tüm dünyaya baksak aynı durumu ve sebepleri görmemiz kesin.

Bazen ben de kendi adıma bu konudaki hassasiyetimin okyanusta bir damla olduğunu hissetmiyor değilim. Ama yaşamak için başka çaresi kalmamış insanlara da ; dur o balığın veya falanca hayvanın nesli tehlikede avlama demenin aynen abes olacağını görüyoruz.

Bu noktada Zerin korsanın işaret ettiği nüfus kontrol konusu tek çare gibi mi görünüyor bilemiyorum. Bir yandan çocuk sayısı sınırlamasının bir çok farklı inanç ve/veya ideolojide tu kaka görülmesi, insan haklarına müdahale anlamına gelmesi de ayrı bir durum.

Kendi adıma dünyanın, direkt yada dolaylı olarak aşırı nüfusa bağlı olmayan hiç bir sorunu olmadığına inanan biri olmakla beraber, insanlığın tek var oluş amacının da çoğalmaktan yüce nasıl bir şey olabileceğini hayal edemiyorum.
*

    Ö. Ö.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #13 : Mayıs 05, 2019, 16:32:52 »
Yeri gelmişken yazayım;  topigi açan kişinin her bırakılan yoruma yada katkıya cevap vermesi gerekmez. Akademik ve  tartışma platformlarında görgü; yeri geldiğinde veya cevap hakkı doğduğunda söz almak ve cevaplamak şeklindedir,  özellikle tekerrürden kaçınmak gerekir. Aksi kalabalık ve enflasyon yaratır ki bu platformun çekiciliğini azaltır. Cevap hakkı doğmasın lütfen ortaya yazdım.

*

    Ç. Ş.

Ynt: Su Ürünleri Avcılığı Ticari ve Bireysel Yönleri
« Yanıtla #14 : Mayıs 06, 2019, 19:59:28 »
Konuya, gezgin korsanda bulunan su altı avcıları veya balıkçılar da katılır diye düşünmüştüm. Tek taraflı kendi aramızda konuşmanın bir faydası yok.

Bu yüzden cevap hakkı doğsun istemiştim ben aslında, cevap almadan nasıl bilgi ve vizyon alabiliriz ki ?
Onların fikir ve düşünceleri ve uygulamaları olmadan konu kifayetsiz kalıyor, tekerrür oluyor hep.

Özellikle sessiz çığlık karşıtları gelsin bizim bakış açımızın dışında bir şeyler yazsın bence. Bu defa yine is başında falan demeyiz merak etmesinler Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap