0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    S. Ç.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #60 : Nisan 14, 2019, 11:29:05 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Denizcilik işinde her malzemeye az çok aklım eriyor.
Bu Su yapıcı işine bir türlü akıl erdiremiyorum...
Ne lüzum olduğunu kestiremiyorum....
Alet bir acaip pahalı, dünya kadar yer tutuyor, aşırı enerji harcıyor

Kim susuz kalmış acaba seyirde....


Hani ıssız bir adaya düşerse..Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    S. E.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #61 : Nisan 14, 2019, 11:43:27 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Almanların bir belgeselinde elektrik üretiminde kullandıkları reflektörler gördüm suyu 650  santigrad dereceye kızdırabiliyordu .
Damıtmak için 95 -100  yeterli , pratikte kullanılabilir fakat teknede pek uygun olmaz yer kaplama bakımından .

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

6 sene önce bu paneli yapıp damıtmayı yapabilirmiyim diye denemiştim, buhari elde etmekte bir sıkıntı yok ama soğutma kısmını kolay bir şekilde çözemedim o dönem depoya kaldırdım.  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap  Bu 2,50 X 1,50 civari bir panel.

Böyle bir şeyi kimse teknede taşımak istemez heralde, yanlış odaklandığında sağı solu yakabiliyor, çok feci sucuk yapıyor. İlla tekneye takıcam diyen olursa verebilirim Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap







*

    Z. G.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #62 : Nisan 14, 2019, 12:40:44 »
Tulumba başında vodka damıtılır soğutma suyunu sık değiştiririz olur  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    N. D.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #63 : Nisan 14, 2019, 13:38:08 »
Soğutma denizden sürekli su çekilerek yapılamaz mı ? Adamlar koca nükleer santralleri deniz suyu ile soğutuyor


*

    M. C.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #64 : Nisan 14, 2019, 13:47:32 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Denizcilik işinde her malzemeye az çok aklım eriyor.
Bu Su yapıcı işine bir türlü akıl erdiremiyorum...
Ne lüzum olduğunu kestiremiyorum....
Alet bir acaip pahalı, dünya kadar yer tutuyor, aşırı enerji harcıyor

Kim susuz kalmış acaba seyirde....
Teknede sürekli bir yaşam yoksa idame ettirmesii zor bir araç.
2010 da anlaştığım bir firma  keşif için tekneye geldiğinde yaşam şeklimi sordu :
O zamanlar çalışıyordum tekne Fethiyede marinada  ben İstanbulda .
Hangi sıklıkta geliyorsunuz dedi ;niyet  her hafta gerçekleşen 2 -3 hafta da bir hafta bazen .
Alma başına dert olur dedi satmadı.
Geçen yıl mars projesi nedeniyle aldım. Sürekli teknede yaşıyorum çıktığım limana  6 ay  sonra dönüyorum .
mecbur olmadığım için gereksiz Restoran ve marinaya  girmiyorum son derece özgürüm.
İstemediğin kişilerle yanyana kalmak zorunda değilsin .dilediğin rotayı istediğin sürede yer derdi aramadan yapıyorsun.
Alargada sakin bir şekilde kalıyorum.
Öncesi eziyet miş diye düşünüyorum.
ama marinaya bağlı düzensiz geliş gidişleri olan kısamesafeler içinde rutin yerleri gezenler için olmasada olur.
« Son Düzenleme: Nisan 14, 2019, 13:54:51 Gönderen: Mehmet Cömert »

*

    H. E.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #65 : Nisan 14, 2019, 14:24:03 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
...
6 sene önce bu paneli yapıp damıtmayı yapabilirmiyim diye denemiştim, buhari elde etmekte bir sıkıntı yok ama soğutma kısmını kolay bir şekilde çözemedim...


Suyu ısıtıp, buharlaştırmakta sorun yok. Ben standart, yarım kubbe şeklnde buharlaşan suyun iç çeperden süzülerek toplandığı sistemler olmaz mı diyorum.  Can sallarında olandan...
*

    B. O.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #66 : Nisan 14, 2019, 15:24:32 »
Ayrıca su yapıcılarının düzenli kullanılması gerekiyor; galiba haftada bir bile ya sınırda yada yetersizdi. Uzun süre kullanılmayacağı zaman bir proses gerekiyor ve haftayı aşan kullanım periyot larındada diaframın bozulmaması için bu prosesi uygulamak gerekiyor. Mehmet Korsanada bu sebepten tavsiye etmemişlerdir.
*

    A. Ç.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #67 : Nisan 14, 2019, 15:35:31 »
Ege ve Akdeniz'de bana göre de ihtiyaç yok. Maliyetini göz önüne aldığınızda kıyıdan aldığınız en pahalı su bile çok uzun vadede daha ucuza geliyor.
*

    R. E.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #68 : Nisan 14, 2019, 20:15:09 »


Su yapıcıların suyuyla bitki sulanabiliyor mu?

*

    S. E.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #69 : Nisan 14, 2019, 20:40:02 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Su yapıcıların suyuyla bitki sulanabiliyor mu?

Evet  kesinlikle. Yağmurda esasında baktığınızda damıtık sudur. Su yapıcının suyuda buna en yakın sulardan biridir. Onun için çiçekler için Sert suya yada Klorlu musluk suyuna göre daha faydalıdır.

Su yapıcının suyunu uzun süre içmek nasıl bir faydası yok ise okyanus ortasında yağan yağmur suyununda bünyeye bir faydası yoktur.
« Son Düzenleme: Nisan 14, 2019, 20:41:59 Gönderen: Selçuk Elmas »
*

    N. Ö.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #70 : Nisan 14, 2019, 21:32:52 »
Yukarıda Mehmet Cömert beyin anlattıklarına tamamen katılıyorum.
Kısacası rahat ve bağımsız olmayı sağlıyor.

Enerji ihtiyacının yüksek olduğu doğrudur. Bu nedenle sadece dizel jeneratörü olan teknelere uygun olduğunu düşünüyorum.

Membranların kullanılmadığı zaman işlemden geçirilmesi gerekebilir ama abartıldığını sanıyorum.
Bizim cihazımız bir arıza sonucu aylarca işlemden geçmeden bekledi ve daha sonra arıza giderildiğinde sorunsuz çalışmaya devam etti.
*

    R. E.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #71 : Nisan 14, 2019, 22:40:23 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Su yapıcıların suyuyla bitki sulanabiliyor mu?

Evet  kesinlikle. Yağmurda esasında baktığınızda damıtık sudur. Su yapıcının suyuda buna en yakın sulardan biridir. Onun için çiçekler için Sert suya yada Klorlu musluk suyuna göre daha faydalıdır.

Su yapıcının suyunu uzun süre içmek nasıl bir faydası yok ise okyanus ortasında yağan yağmur suyununda bünyeye bir faydası yoktur.

Bu soruyu 5 yıl kadar önce bir yat fuarında satıcı delikanlıya sormuştum. Cevap veremedi. İçeri gitti. Daha yaşlı biri geldi. Zorda kalınırsa içilebildiğini zararlı olmadığını, ama bitki sulanamadığını söylemişti.

Demek geçen zamanda daha iyi hale getirilmiş..

*

    S. E.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #72 : Nisan 14, 2019, 23:13:33 »
Recep Bey,

İyi hale getirilme değil ne yazıkki bizim fuar görevlileri sattıkları ürünlerin ne işe yaradığını BİLMİYORLAR.

Teknede her işinizi deniz suyu ile görebilirsiniz. Bulaşık, yemek, yıkanma, temizlik ama sadece tuzlu suyu içemessiniz. O arkadaş demekki su yapıcıyı sadece çanak çömlekte tuz izi kalmasın diye kullanıyorlar zannediyormuş. Genelde birinci amacı içme suyudur, ikinci amacı kullanım suyudur.  Bazı insanlar birinci amaç olarak kullanım suyu için kullanabilir bu kendi seçimleridir.

Kolay Gelsin.
*

    S. Ç.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #73 : Nisan 15, 2019, 01:54:01 »
Fazla yıldızı olan oteller tasarlarken,su depolarına çok önem veririz..

Bu tür otellerdeki lüks banyolar sizi evinizde olmadığı kadar su tüketmeye yönlendirir..hele yazın..

Evinde iki günde bir duş alan kişi buralarda günde ikiye üçe çıkarabilir duş olayını..çocuklar için küvetler doldurulabilir vs..

Esas konuya gelelim..

Avrupa ve Amerikan sistemlerinden öğrendiğimiz ve bize oralardan dikte edilen,bu tür yerlerde harcanan su miktarı kişi başı günde 120-150 litre idi..onlar oteldeki yatak sayısı ve otelin diğer harcamalarınıda (umumi wcler,havuzlar,genel mekan temizlikleri) hesaplayıp su depolama alanları oluşturulması için scalalar hazırlarlardı..

İlk yıllar bizde öyle yaptık..Çünkü anlık gelen şebeke suyu yada artezyen bu kullanımlarda yetmesi mümkün değildi..

Fakat daha sonra,su rezervuar (depo) tasarımlarında 120-150 litrenin bizim insanlara yetmediği görüldü..

200 litrede durumu ancak yakaladık..ve ondan sonraki yer depo tasarımlarında problemsiz olarak bunu devam ettirdik..

Neden bizim ülkemizde su daha çok kullanılıyordu..musluklarmı boşa akıtılıyordu..daha çok mu duş alınıyordu..hayır..

İşte o orada bir gerçeği yüzümüze vuran Dünyadaki Hilton otellerini tasarlayan mimar Solano oldu..

Dediğide şuydu..

” Sizinkiler,yüzlerinden çok,suyla,arkalarını yıkıyorlar da ondan”

Yani su giderlerinde,önemsiz görünen taharet,ya da taharet musluğu,çok önemsenecek bir su harcaması yapar..

Kurumuş deniz tuzu arkada sağlıklı ve huzurlu değildir..Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Tatlı su hesaplarken bunuda hesaba katmak lazımdır..Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
« Son Düzenleme: Nisan 15, 2019, 01:56:25 Gönderen: Serdar Çırak »
*

    G. U.

Ynt: SU YAPICILAR HAKKINDA:
« Yanıtla #74 : Ocak 17, 2021, 22:19:45 »

Cok aydinlatici bir yazi. Teşekkürler

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Ömer Sile korsanımdan şöyle bir kayıt yapmışım.

SU YAPICILAR HAKKINDA:

Konuya girmeden önce asıl temel soruyu soralım:  Su yapıcı ne kadar gerekli ?
Su yapıcının gerekli olup olmaması bizim teknemizdeki su tüketim alışkanlıklarımızla doğrudan ilintili. Kimimiz kendi ailemiz ve denizci arkadaşlarımızla seyre çıkıyoruz ve gereğinden fazla su tüketmeden, bir dahaki bağlanma noktamızda su olup olmadığını bilip, buna göre seyir planları yaparak, genelde de çok uzun olmayan yolculuklara çıkıyoruz. Bu profildeki kullanıcılar için Su Yapıcı çok büyük bir gereksinim değil. Bu tarife uygun olup ta, su biraz daha fazla olsaydı diye düşünenler için; su yapıcı almadan önce sabit veya esnek depolar ekleyerek kapasiteyi arttırmak  daha ekonomik bir çözüm olabilir.

Diğer profili, teknelerinde çok fazla misafir ağırlayan ve her denizden çıkan misafirinin kıç platform üzerinde  teknedeki su sanki barajdan geliyormuşçasına rahatça uzuun uzun duş alanlara "dur" demeyi beceremeyen ve içinden 40'a kadar sayarak kendi kendini teskin etmeye çalışan tekne sahipleri oluşturuyor. Bir de üstüne üstlük uzun yolculuklara çıkacaksanız, ve de sakin sessiz koylarda vakit geçirmeyi tercih ediyorsanız, su yapıcılar zaten sizler için üretildi...  Jeneratörünüz varsa 220 ile çalışan bir su yapıcı; şayet yok ise 12 Volt bir su yapıcı sizi bu stresten kurtarabilir.

Su konusunda çok hassas olan ve temizliğinden 100% emin olmadığı suyu tanklarına doldurmamayı tercih eden, az su tüketse bile hijyenik sebeplerden dolayı huzursuzluk yaşayan tekne sahipleri de su yapıcı almayı planlayabilirler.
Özellikle Ege bölgesinde jeolojik özelliklerden dolayı karadan aldığımız sular genelde çok kireçli oluyor, Bu kireçli suların tekneyi yıkadıktan sonra bıraktığı lekeler, muslukların, kromların, evyelerin kireçten ne hale geldiği hepimizin malumu. Yeter artık diyenler de Su yapıcı kullanmayı kesin bir çözüm olarak değerlendirebilirler.

Birinci grupta değilseniz, ve de "yakında su yapıcı almayı düşünüyorum" diyorsanız bundan sonraki bölüm ilginizi çekebilir..

SU YAPICILARIN YAPILARI:
Teknelerimizde kullandığımız RO (reverse osmosis) su arıtma cihazlarının temel çalışma prensipleri aynı olmakla beraber üretim biçimleri ve çalışma voltajları farklı.
Yüksek basınca dayanıklı bir tüp içine yerleştirilmiş Membran dediğimiz sarmal zarlar içinden +50 bar basınç ile geçirilen deniz suyunun içindeki tuz dahil tüm minerallerin 98-99%'u süzülerek neredeyse saf suya çok yakın değerdeki arı su tanka gönderilir. Filtre edilmiş sudan arta kalan tüm tuz ve diğer mineraller atık su devresi ile denize geri akıtılır.

Ters ozmoz sistemi ile çalışan su arıtma cihazları aynı zamanda evsel kullanımlar için tezgah altı cihazlar olarak  pazarlanıyor. Bunları çok uygun fiyata piyasada bulmak mümkün. Ancak bu ürünler sadece tatlı sudan - arı su elde edebiliyorlar. Çalışma basınçları oldukça düşük, birçoğu 6-8 bar basınç ile çalışabiliyor. Forumda bu tür membranların alternatif olarak kullanılabileceğine dair yazışmalar okuduğumu hatırlıyorum. Fakat tuzlu suyu arıtan Ters ozmoz membranları çok daha yüksek basınçlarda çalışıyorlar. 55-60 bar basınçlarda çalışan bu membranlar ya krom  ya da karbon tüpler içinde çalışıyorlar. Dolayısı ile çalışma prensibi aynı olmakla beraber üretim malzemeleri ve işçilikleri çok daha pahalı fiyatlar çok daha yüksek.

Su yapıcılar genelde 220 Volt ile çalışıyorlar. 12-24 volt DC akım ile çalışan modeller olduğu gibi çok küçük kapasiteli (acil durum amaçlı) elle çalıştırılabilen motorsuz cihazlar da mevcut. Ayrıca, az da olsa piyasada ana makineden kasnak tahrikli çalışan su yapıcı cihazları da bulabiliyoruz.

220 Volt ile çalışan cihazlarda genelde elektrik motoru (2000-2500watt) seramik pistonlu bir yüksek basınç pompasını direk bağlantı veya kasnak/ kayış bağlantısı ile çevirerek +60 bar basınç üretiyor ve bu basınçlı su by-pass valf'li basınç ayar regülatörleri ile membranlara gönderiliyor. Bu tür cihazlar pompanın özelliğinden dolayı oldukça sesli çalışıyorlar. Otomobil yıkamacılarda  kullanılan basınçlı su cihazlarının çok gürültü çıkarmasının sebebi de çok benzer tip (100-150 bar) pompalar kullanmaları..

12 veya 24 volt ile çalışan su yapıcılar da iki farklı çalışma prensibi var. Birinci tip aynı 220 Volt cihazlar gibi doğrudan yüksek basınç pompasına bağlı DC motorlar (40-50 Amper) ile konvansiyonel sistemde gürültülü olarak çalışıyorlar; İkinci tip ise biraz farklı . Genelde ECO modeli diye adlandırılan versiyonlarda pompalar (kapasiteye göre 22-35 Amper) daha düşük basınç üretiyorlar 8 bar civarındaki basınçlı su bir silindirin içindeki pistonu ileri doğru itiyor bu piston ise kendinden çok daha küçük çaptaki bir pistona bağlı. Dolayısı ile küçük çaplı piston daha düşük debi de fakat 55-60 bar basınçlı su veriyor. Bu cihazlarda daha fazla komponent olduğundan dolayı fiyatları diğer modellere göre daha yüksek. Ancak en büyük avantajları çok çok daha sessiz olmaları. Jeneratörü olmayan birçok küçük ve orta boy teknede bu tür su yapıcıları kullanmak mümkün.

Diğer tip cihazlar ana makina kasnağına, otomobillerde klimaların kasnağına çok benzer bir manyetik kavrama kasnağı ile bağlanıyor. Ana makine 1000-3000  devir arasında iken rahatlıkla çalışabiliyorlar. Bu tip cihazlarda ayrıca pompa braketi ve kasnak bağlantıları ek maliyetler oluşturuyor. Jeneratörü olmayan fakat yüksek miktarda su yapmak isteyenler için cazip bir çözüm.

Bütün su yapıcıların ortak noktası dikkat gerektiren kullanım özellikleri..

•   Denizden çekilen su ne kadar iyi filtre edilerek yüksek basınç pompasına gönderilirse, pompanın ömrü o kadar uzun oluyor. Bunun için ön filtrasyona dikkat etmek ve filtreleri temizlemek/değiştirmek gerekiyor.
•   Su yapıcılar uzun süre kullanılmadıkları zaman membran içinde bakteri oluşması nedeni ile tıkanıyorlar ve bu çoğu kez çok pahalı olan membranları değiştirme mecburiyeti doğuruyor. Ya haftada en az bir kere çalıştırmak ve ters yıkama yaparak bırakmak ya da daha uzun süreli uyku dönemleri için mutlaka koruma kimyasalları kullanmak gerekiyor.
•   Ters yıkama suyu depolardan geldiği için depolarda bekleyen sularda da bakteri bulunması ihtimali olabiliyor. Daha güvenli sistemlerde, ters yıkama su devresine ultra viyole filtreler eklemek faydalı olabiliyor. (şart değil/zor beğenenler için   )
•   Birçok modelde ters yıkama otomatik olarak yapılıyor. Bu ters yıkama işleminin gerçekleşip gerçekleşmediğini denetlemek lazım. "Ben bu kadar işle uğraşamam/ unuturum" diyenler için bazı markalar ters yıkama programlaması ve  özel ilaç dozlama ünitelerini de ayrıca opsiyonel olarak sunuyorlar.
•   Her cihazda olduğu gibi su yapıcıların da periyodik bakımlarının yapılması/yaptırılması unutulmamalı.


SU YAPICILARDAN ELDE EDİLEN SUYU İÇEBİLİR MİYİZ?
Evet ! İçebiliriz.   
SU YAPICILARDAN ELDE EDİLEN SUYU İÇMELİ MİYİZ?
Hayır ! İçmemeliyiz.

İçebiliriz çünkü:
Su yapıcının üretmiş olduğu arı su her türlü, bakteri, mikroskobik canlı, ağır ve hafif metaller ve minerallerden arınmıştır. sürekli olmamak kaydı ile,  ihtiyaç durumunda güvenle içilebilir.

İçmemeliyiz çünkü:
"Saf" su hiç bir mineral içermez. Vücudumuza saf su girdiğinde vücuda gerekli mineralleri de  alır götürür. Ayrıca saf su çok hızlı bir şekilde Karbondioksit gazı ile birleşerek vücudumuzda daha asit bir ortam oluşturur. Ayrıca aşırı saf su tüketimi neticesinde özellikle alyuvarlar içlerine fazlaca su alıp şişerek zarar görebilirler.
Vücudun sağlıklı PH değeri 7,4 'tür. Saf suyun PH değeri 7 dir. Asit ortamlar 7'nin altında kalan değerlerdir. Vücudun PH değerinin asidik hale dönüşmesinin birçok kötü etkisi olmaktadır.
Burada  ihtisasım olmayan bir konuda ukalalık etmek istemem. Bu konudaki detaylı bilgileri herhalde doktor arkadaşlarımız bize çok daha detaylı olarak açıklarlar.

O HALDE NE YAPMALIYIZ ?
Su yapıcımız tarafından üretilen saf suyu Re-mineralizasyon cihazından geçirerek,  hem bedenimizin ihtiyaç duyacağı mineralleri suya katmış, hem de lezzetli ve Ph değerleri sağlıklı düzeye getirilmiş bir içme suyu elde edebiliriz.  Bu cihazlar hem az yer kaplıyorlar hem de fiyatları oldukça makul. Senede bir mineral kartuşlarını değiştirmek gerekiyor. Çok da sessiz çalışıyorlar.

Su yapıcılar ile ilgili aklıma gelenleri sizlerle paylaşmaya çalıştım. Elbette unutulmuş noktalar vardır.
Konu hakkında bilgisi/deneyimi olan arkadaşlarımız  bu tür eksiklikleri tamamlarlar ise çok memnun olurum.

Suyunuz hiç tükenmesin,
Selam ve sevgilerimle..
Ömer SİLE
Moderatöre rapor et     Kayıtlı

 

  Eşref Girgin
•   S/Y Selvinaz
•   Gezgin Korsan
•   
•   
•   İleti: 59

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Ömer Sile korsanımdan şöyle bir kayıt yapmışım.

SU YAPICILAR HAKKINDA:

Konuya girmeden önce asıl temel soruyu soralım:  Su yapıcı ne kadar gerekli ?
Su yapıcının gerekli olup olmaması bizim teknemizdeki su tüketim alışkanlıklarımızla doğrudan ilintili. Kimimiz kendi ailemiz ve denizci arkadaşlarımızla seyre çıkıyoruz ve gereğinden fazla su tüketmeden, bir dahaki bağlanma noktamızda su olup olmadığını bilip, buna göre seyir planları yaparak, genelde de çok uzun olmayan yolculuklara çıkıyoruz. Bu profildeki kullanıcılar için Su Yapıcı çok büyük bir gereksinim değil. Bu tarife uygun olup ta, su biraz daha fazla olsaydı diye düşünenler için; su yapıcı almadan önce sabit veya esnek depolar ekleyerek kapasiteyi arttırmak  daha ekonomik bir çözüm olabilir.

Diğer profili, teknelerinde çok fazla misafir ağırlayan ve her denizden çıkan misafirinin kıç platform üzerinde  teknedeki su sanki barajdan geliyormuşçasına rahatça uzuun uzun duş alanlara "dur" demeyi beceremeyen ve içinden 40'a kadar sayarak kendi kendini teskin etmeye çalışan tekne sahipleri oluşturuyor. Bir de üstüne üstlük uzun yolculuklara çıkacaksanız, ve de sakin sessiz koylarda vakit geçirmeyi tercih ediyorsanız, su yapıcılar zaten sizler için üretildi...  Jeneratörünüz varsa 220 ile çalışan bir su yapıcı; şayet yok ise 12 Volt bir su yapıcı sizi bu stresten kurtarabilir.

Su konusunda çok hassas olan ve temizliğinden 100% emin olmadığı suyu tanklarına doldurmamayı tercih eden, az su tüketse bile hijyenik sebeplerden dolayı huzursuzluk yaşayan tekne sahipleri de su yapıcı almayı planlayabilirler.
Özellikle Ege bölgesinde jeolojik özelliklerden dolayı karadan aldığımız sular genelde çok kireçli oluyor, Bu kireçli suların tekneyi yıkadıktan sonra bıraktığı lekeler, muslukların, kromların, evyelerin kireçten ne hale geldiği hepimizin malumu. Yeter artık diyenler de Su yapıcı kullanmayı kesin bir çözüm olarak değerlendirebilirler.

Birinci grupta değilseniz, ve de "yakında su yapıcı almayı düşünüyorum" diyorsanız bundan sonraki bölüm ilginizi çekebilir..

SU YAPICILARIN YAPILARI:
Teknelerimizde kullandığımız RO (reverse osmosis) su arıtma cihazlarının temel çalışma prensipleri aynı olmakla beraber üretim biçimleri ve çalışma voltajları farklı.
Yüksek basınca dayanıklı bir tüp içine yerleştirilmiş Membran dediğimiz sarmal zarlar içinden +50 bar basınç ile geçirilen deniz suyunun içindeki tuz dahil tüm minerallerin 98-99%'u süzülerek neredeyse saf suya çok yakın değerdeki arı su tanka gönderilir. Filtre edilmiş sudan arta kalan tüm tuz ve diğer mineraller atık su devresi ile denize geri akıtılır.

Ters ozmoz sistemi ile çalışan su arıtma cihazları aynı zamanda evsel kullanımlar için tezgah altı cihazlar olarak  pazarlanıyor. Bunları çok uygun fiyata piyasada bulmak mümkün. Ancak bu ürünler sadece tatlı sudan - arı su elde edebiliyorlar. Çalışma basınçları oldukça düşük, birçoğu 6-8 bar basınç ile çalışabiliyor. Forumda bu tür membranların alternatif olarak kullanılabileceğine dair yazışmalar okuduğumu hatırlıyorum. Fakat tuzlu suyu arıtan Ters ozmoz membranları çok daha yüksek basınçlarda çalışıyorlar. 55-60 bar basınçlarda çalışan bu membranlar ya krom  ya da karbon tüpler içinde çalışıyorlar. Dolayısı ile çalışma prensibi aynı olmakla beraber üretim malzemeleri ve işçilikleri çok daha pahalı fiyatlar çok daha yüksek.

Su yapıcılar genelde 220 Volt ile çalışıyorlar. 12-24 volt DC akım ile çalışan modeller olduğu gibi çok küçük kapasiteli (acil durum amaçlı) elle çalıştırılabilen motorsuz cihazlar da mevcut. Ayrıca, az da olsa piyasada ana makineden kasnak tahrikli çalışan su yapıcı cihazları da bulabiliyoruz.

220 Volt ile çalışan cihazlarda genelde elektrik motoru (2000-2500watt) seramik pistonlu bir yüksek basınç pompasını direk bağlantı veya kasnak/ kayış bağlantısı ile çevirerek +60 bar basınç üretiyor ve bu basınçlı su by-pass valf'li basınç ayar regülatörleri ile membranlara gönderiliyor. Bu tür cihazlar pompanın özelliğinden dolayı oldukça sesli çalışıyorlar. Otomobil yıkamacılarda  kullanılan basınçlı su cihazlarının çok gürültü çıkarmasının sebebi de çok benzer tip (100-150 bar) pompalar kullanmaları..

12 veya 24 volt ile çalışan su yapıcılar da iki farklı çalışma prensibi var. Birinci tip aynı 220 Volt cihazlar gibi doğrudan yüksek basınç pompasına bağlı DC motorlar (40-50 Amper) ile konvansiyonel sistemde gürültülü olarak çalışıyorlar; İkinci tip ise biraz farklı . Genelde ECO modeli diye adlandırılan versiyonlarda pompalar (kapasiteye göre 22-35 Amper) daha düşük basınç üretiyorlar 8 bar civarındaki basınçlı su bir silindirin içindeki pistonu ileri doğru itiyor bu piston ise kendinden çok daha küçük çaptaki bir pistona bağlı. Dolayısı ile küçük çaplı piston daha düşük debi de fakat 55-60 bar basınçlı su veriyor. Bu cihazlarda daha fazla komponent olduğundan dolayı fiyatları diğer modellere göre daha yüksek. Ancak en büyük avantajları çok çok daha sessiz olmaları. Jeneratörü olmayan birçok küçük ve orta boy teknede bu tür su yapıcıları kullanmak mümkün.

Diğer tip cihazlar ana makina kasnağına, otomobillerde klimaların kasnağına çok benzer bir manyetik kavrama kasnağı ile bağlanıyor. Ana makine 1000-3000  devir arasında iken rahatlıkla çalışabiliyorlar. Bu tip cihazlarda ayrıca pompa braketi ve kasnak bağlantıları ek maliyetler oluşturuyor. Jeneratörü olmayan fakat yüksek miktarda su yapmak isteyenler için cazip bir çözüm.

Bütün su yapıcıların ortak noktası dikkat gerektiren kullanım özellikleri..

•   Denizden çekilen su ne kadar iyi filtre edilerek yüksek basınç pompasına gönderilirse, pompanın ömrü o kadar uzun oluyor. Bunun için ön filtrasyona dikkat etmek ve filtreleri temizlemek/değiştirmek gerekiyor.
•   Su yapıcılar uzun süre kullanılmadıkları zaman membran içinde bakteri oluşması nedeni ile tıkanıyorlar ve bu çoğu kez çok pahalı olan membranları değiştirme mecburiyeti doğuruyor. Ya haftada en az bir kere çalıştırmak ve ters yıkama yaparak bırakmak ya da daha uzun süreli uyku dönemleri için mutlaka koruma kimyasalları kullanmak gerekiyor.
•   Ters yıkama suyu depolardan geldiği için depolarda bekleyen sularda da bakteri bulunması ihtimali olabiliyor. Daha güvenli sistemlerde, ters yıkama su devresine ultra viyole filtreler eklemek faydalı olabiliyor. (şart değil/zor beğenenler için   )
•   Birçok modelde ters yıkama otomatik olarak yapılıyor. Bu ters yıkama işleminin gerçekleşip gerçekleşmediğini denetlemek lazım. "Ben bu kadar işle uğraşamam/ unuturum" diyenler için bazı markalar ters yıkama programlaması ve  özel ilaç dozlama ünitelerini de ayrıca opsiyonel olarak sunuyorlar.
•   Her cihazda olduğu gibi su yapıcıların da periyodik bakımlarının yapılması/yaptırılması unutulmamalı.


SU YAPICILARDAN ELDE EDİLEN SUYU İÇEBİLİR MİYİZ?
Evet ! İçebiliriz.   
SU YAPICILARDAN ELDE EDİLEN SUYU İÇMELİ MİYİZ?
Hayır ! İçmemeliyiz.

İçebiliriz çünkü:
Su yapıcının üretmiş olduğu arı su her türlü, bakteri, mikroskobik canlı, ağır ve hafif metaller ve minerallerden arınmıştır. sürekli olmamak kaydı ile,  ihtiyaç durumunda güvenle içilebilir.

İçmemeliyiz çünkü:
"Saf" su hiç bir mineral içermez. Vücudumuza saf su girdiğinde vücuda gerekli mineralleri de  alır götürür. Ayrıca saf su çok hızlı bir şekilde Karbondioksit gazı ile birleşerek vücudumuzda daha asit bir ortam oluşturur. Ayrıca aşırı saf su tüketimi neticesinde özellikle alyuvarlar içlerine fazlaca su alıp şişerek zarar görebilirler.
Vücudun sağlıklı PH değeri 7,4 'tür. Saf suyun PH değeri 7 dir. Asit ortamlar 7'nin altında kalan değerlerdir. Vücudun PH değerinin asidik hale dönüşmesinin birçok kötü etkisi olmaktadır.
Burada  ihtisasım olmayan bir konuda ukalalık etmek istemem. Bu konudaki detaylı bilgileri herhalde doktor arkadaşlarımız bize çok daha detaylı olarak açıklarlar.

O HALDE NE YAPMALIYIZ ?
Su yapıcımız tarafından üretilen saf suyu Re-mineralizasyon cihazından geçirerek,  hem bedenimizin ihtiyaç duyacağı mineralleri suya katmış, hem de lezzetli ve Ph değerleri sağlıklı düzeye getirilmiş bir içme suyu elde edebiliriz.  Bu cihazlar hem az yer kaplıyorlar hem de fiyatları oldukça makul. Senede bir mineral kartuşlarını değiştirmek gerekiyor. Çok da sessiz çalışıyorlar.

Su yapıcılar ile ilgili aklıma gelenleri sizlerle paylaşmaya çalıştım. Elbette unutulmuş noktalar vardır.
Konu hakkında bilgisi/deneyimi olan arkadaşlarımız  bu tür eksiklikleri tamamlarlar ise çok memnun olurum.

Suyunuz hiç tükenmesin,
Selam ve sevgilerimle..
Ömer SİLE
Moderatöre rapor et     Kayıtlı

 

  Eşref Girgin
•   S/Y Selvinaz
•   Gezgin Korsan
•   
•   
•   İleti: 59