0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    H. T.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #15 : Kasım 29, 2017, 14:37:00 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Kolay gelsin Hakan Korsan. Eve yakın yere çekmeniz iyi olmuş kayığı.  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Sağolasın Onur korsanım. Çok iyi oldu valla...

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi



*

    H. T.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #16 : Temmuz 29, 2018, 01:00:17 »
Neydi, Tanrıyı kendine güldürmek istiyorsan Ona planlarından bahset diyorlardı, değil mi?

24 Kasım'da başlayan kara macerası geçtiğimiz hafta 19 Temmuz itibarı ile nihayete erdi. Erdi ermeye de, bende erdim.

Dürüst olmak gerekirse ilk iki ayı gezerek geçirdim. Alarga geçen hepi topu birbuçuk ay beni germeye ve yormaya yetmişti. Karaya alınca attım kendimi yollara, sürttüm sağda solda. Nasılsa yapılacak iş az, zaman boldu. Doğrusu ilk bakışta kayığın altı da cillop gibi görünüyordu.

Ocak ayı geldiğinde bir ucundan başlamaya niyetim vardı aslında ama birincisi nereden başlayacağımı bilmiyordum. İkincisi ve daha önemlisi hala çok da iş yok nasıl olsa modundaydım. İşte tam da o günlerde omurga ve çevresinin bayağı bir ıslak olduğunu farkettim ve pembe gözlükleri çıkartmanın zamanı geldiğini anladım. Bu arada Ocak ayı içerisinde bir yandan da marina çekek alanında bir atölyede çalışmaya başlayınca işler hepten eğlenceli bir hal aldı.

Macunu yoklamaya başladıkça yer yer kolaylıkla soyulduğunu farkettim. Tabi altındaki ahşap sırılsıklamdı. Keza omurga da. Hatta borda da. Hatta tüm kayık sırılsıklamdı desem yeridir sanırım. Sorunun kaynağı aslında yukarıdaydı. Karinadan bir damla su yapmayan kayık, güverteden aşağı şakır şakır akıyordu. Tabi daha da tatsız olan, tatlı su olmasıydı.

Neyse, öncelikle teknenin kuruması gerektiği aşikardı. Aşikardı ama nasıl olacağı kısmı sayısız öneriye karşın biraz karışıktı. Çünkü Yengeç'in kasarası artık iyice koyvermiş, cam kenarları, tüm armuzlar suyu olduğu içeri gibi içeri alır hale gelmişti. Bir de önceki sezon ahşap değişecek diye vernik falan da vurulmayınca ahşap ahşap olmaktan çıkmıştı.

Tam o sıralarda tekrar Polyurea takıntım nüksetti. Araştırırken Göcek'te de uygulama yapan bir firma olduğunu öğrendim. Tanıştık, konuştuk ve çok çok iyi bir fiyata anlaştık. O kadar iyi ki, cam kenarlarını da kaplamayı düşünmeye başladım. Polyurea müthiş bir malzeme. Bana göre bu sektörün geleceğinde önemli bir yeri olabilir. Haberdar olmayanlara youtube videolarını izlemelerini öneririm. %400 esneyebilme kapasitesine sahip bir kaplama malzemesinden bahsediyoruz. Özellikle ahşap gibi çalışan malzemeler için efsane bir kaplama malzemesi. Ömrü en az 25 sene öngörülüyor. Uygulaması son derece basit ve pratik. Özel bir kompresörle çift komponentli olarak uygulanıyor. Yüzey hazırlığı nispeten zaman alıyorsa da final uygulama son derece hızlı. Ahşap uygulamalarında kritik nokta ahşabın iç nemi. Yengeç'in Temmuz sonuna kadar karada kalmasına neden olan da işte bu detay oldu. İdeal olarak %10'un altında olmasını öneriyorlar ama bu oran en azından benim kanaatimce mümkün değil. Yengeç'in karinası da, bordası da Haziran ayı geldiğinde hala %25'in üzerinde iç nem gösteriyordu ölçtüğümde. Uygulamacılar %20-25 oranlarını tolere edebilecek bir astarla uygulama yapabileceklerini deklare ettiler. Ayrıca en azından benim anladığım kadarıyla ahşabın ideal iç nem oranı %15 civarı.

Neyse, polyurea macerasına tekrar döneceğiz. Ne de olsa bu kara macerası boyunca özellikle son iki aya yakın sürenin kabusa dönüşmesi bu macera yüzünden oldu.

Ocak ayı gibi ilk iş Rıza (İli) ile uzunca zamandır canımı sıkan iki sorunu netleştirmek adına pervaneyi söktük. Ciddi bir rezonans ve kaplin saplamalarında uzamanın yanı sıra pervane boyutlarından yana da şüphelerim vardı. Nitekim 135 beygirlik küheylanım 1800 devirde kalıyor, daha ileri gidemiyordu. Rezonans sorununun kaynağı aslında hemen hemen net idi; bendeniz Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap 2015 yılında karaya aldığımda şaftı yataklayan iç aynaya koyuduğum flanş yüzünden pervane dış glene dayanmış ve vurarak dönüyordu Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Sonuç olarak pervane ölçüleri teyit edildi, gayet birebir çıktı. Balansı giderildi. Glen ve pervane işlenerek arada makul bir boşluk yaratıldı. Geriye denize dönünce sonucu görmesi kaldı.

Şubat'ta atölyede işler iyice yoğunlaştı. Yengeç'e neredeyse hiç zaman ayıramadım desem yeridir. Bir de polyurea mevzuuna kilitlendim ya, biraz koyverdim sanki.

Mart ayının ilk günlerinde artık Nisan başı gibi denize dönme ihtimalini çok tan gerilerde bırakmıştım. Bir an evvel karinayı yakıp, ahşabı açmam ve hızlıca kurumasını sağlamam gerekiyordu. Arada yapabildiğim tek hayırlı iş uzun zamandır aklımda olan vana değişikliği için eski vana-kovan-hortum ne varsa sökmek oldu.

Atölyedeki işlerin yoğunluğundan dolayı zaman j-kazanmak adına adam bulup karinayı yaktırayım dedim. Demez olaydım! Arkadaşlar iki adam bulup getirdiler. Sevimli de adamlar. İyi de çalışıyorlar. Hava da sıcak, bana mısın demiyorlar. Neyse, bende çekekte başka bir teknede vernik atıyorum. Arada da gidip bakıyorum ne yapıyorlar diye. Bir ara uğradım yine, baktım bayağı bir yol almışlar. Keyfim yerine geliyordu ki tüm vanalar sökülmüş olmasına karşın kovan gibi bir şey takıldı gözüme. Daha doğrusu kovan kalıntısı gibi bir şey. Ahanda! O şey benim parakete! Adamlar paraketeyi de yakmışlar ya lan!!! "Ulan oğlum hiç mi tekne yakmadınız hayatınızda!" diye kükredim. Adamcağız sesi titreyerek "Hayır" abi dedi "Oğlum sizin işiniz ne lan?" dedim, "Oto boya kaporta abi" dedi. Cevabın üzerine kızamadım bile adamlara. Canınız sağolsun dedim, geçtim. Tabi akşam olup da bilgisayar başına geçince o paraketenin 300 € civarında olduğunu ve bulunmadığını öğrenince bir kez daha dellendim ama neye yarar. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap  Tabi transducer da yanmıştı ama ondan biraz olsun umutluydum.

Tabi ki devam edecek...
« Son Düzenleme: Temmuz 29, 2018, 01:02:37 Gönderen: Hakan Tiryaki »


*

    M. A. Z.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #17 : Temmuz 29, 2018, 10:58:38 »
Yurdum insanı, "ne iş olsa yaparım abi" repliğini diline dolamış, teknede yakar paraketede. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    N. B.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #18 : Temmuz 29, 2018, 12:09:32 »
Kolay gelsin Hakan'cığım.

Poliürea uygulamasını Bodrum içmeler'de Cüneyt Baygün'ü ziyarete gittiğimde gördüm.
Büyük bir tekneye uygulamışlardı. Malzeme dediğin gibi muhteşem ama uygulama
çok önemli. Bu tekneye uygulama yapanlar acemi veya tecrübesiz olmalılar ki teknenin
altı bazı bölgelerde çok pürüzlü kalmış. Çok kötü bir görüntü veriyordu. Nedenini tam
bilemiyoruz ama öyle pürüzlü olacaksa ben yaptırmam asla. Fakat iyi uygulama olursa
muhteşem olur. Cüneyt Baygün'den daha ayrıntılı bilgi alınabilir.
Sevgiler


*

    H. T.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #19 : Temmuz 29, 2018, 15:16:45 »
Noyan korsanım, o gördüklerin kesinlikle kötü uygulama olmalı. İki sebebi olabilir; ya kötü zemin hazırlığı, ya da püskürtürken yığılma yapması.

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi


*

    H. T.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #20 : Temmuz 29, 2018, 20:07:46 »
Nisan ayı geldiğinde burada havalar ısınmaya başladı tabi ki. Havalar ısınıyor ama kayık bir türlü kurumak bilmiyor. Daha önce mıcırın üzerinde duran Yengeç'i aldık betonun üzerine. Bu arada polyurea varilleri de geldi. Uygulama için tek beklediğimiz ahşabın iç neminin makul bir düzeye düşmesi.

Atölyede işler inanılmaz yoğun. Yengeç için yine zamansızlıktan bir adam buldum. Karinanın zımparası ve armuzların elden geçirilmesi için. 3 günde bitirmek üzere anlaştık. Fakat gel gör adam çekekteki her kayıktan iş almış. Ulan bir benim kayıkta göremiyorum herifi. Nisan ortasını geçtik, durum ahşaba kadar silinmiş karina, yarım yamalak tamamlanmış armuz tamiri. Bir de uzun zamandır aklımda olan vana mevzuu vardı ki nihayet boş zamanlarımda ona da el atmaya başladım.

Çnce söktüğüm vanaları temizledim. İki tanesini kurtarmıştım ki teki elimin ayarına kurban gitti. Bildiğin yamulttum vanayı! Önce İzmir'den bir dostun yardımıyla üç tane paslanmaz vana getirttim. Attım atölyenin bir kenarına, diğerleri gibi sırasını beklemek üzere.

Nisan'ın üçüncü haftası sıcaklık 33 dereceyi buldu. O günlerde henüz anlamamışım ama aslında gelecek felaketin habercisiymiş o havalar...

Vana mevzuu kafamı kurcalamaya devam etti. Kingston dışındaki tüm vanaları değiştirmeye karar verdim. Bir kez yapayım tam yapayım diyordum. Gazı alınca bir de baktım ki True Design bakmaya başlamışım Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Derken Kingston hariç tüm ana ve kovanları True Design ile değiştirmeye karar verdim. Verdim siparişleri, geldiler. Ulan çok para verdim ama güzeller şerefsizler. Ya da ben duygusal bağ kurdum. Onları da koydum bir kenara, zamanı gelince montajı yapılmak üzere.

Vanalarla ilgili bir kaç görsel; önceki ve sonraki Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Nisan ayı geride kalırken hala durum aşağıdaki gibiydi:

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
« Son Düzenleme: Temmuz 29, 2018, 20:09:28 Gönderen: Hakan Tiryaki »
*

    H. T.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #21 : Temmuz 29, 2018, 20:13:24 »
Bir de unutmadan, Tanrıyı güldürmek için hazırladığım plan kısmı var Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Yengeç Kara Bakım Planı   
   
Karina 
İnce zımpara (sulu)   Şubat ya da Mart
Tamir Macunu   Mart
Zehirli Astarı   Mart
Zehirli   Mart
Tutya Değişimi   Mart
   
Güverte   
Küpeşteler ince zımpara   Şubat
Küpeşteler yağlama   Şubat
Camların sökülmesi   Şubat
Kasara zımpara   Şubat
Kasara armuz bakımı   Şubat
Kasara vernik   Şubat
Iskaça yalıtım   Şubat
Zincir yeniden markalama   
Havuzluk oturma grubu zımpara ve vernik   Şubat ya da Mart
Havuzluk masa zımpara ve vernik   Şubat ya da Mart
Pasarella ahşapları zımpara ve vernik   Şubat ya da Mart
Dinlence tiklerinin sabitlenmesi   Şubat ya da Mart
   
Mekanik   
Pervane bakımı   Şubat
Şaft kontrolü   Şubat
Yeke kontrolü   Şubat
Dümen aksamı kontrolü   Şubat
   
Elektrik   
Akülerin kontrol/bakımı   Şubat
Klima tesisatı 220 AC revizyonu   Şubat ya da Mart
Irgat kontrol/bakım   Mart
Alternatör yeniden montajı   Şubat ya da Mart
Aydınlatma armatürleri bakım   Şubat ya da Mart
Sigorta panosu keşif ve markalama   Şubat ya da Mart
   
Elektronik  
Derinlik göstergesi kontrol/tamir   Şubat ya da Mart
Seyir araçlarının senkronizasyonu   Şubat ya da Mart
GPS harita güncellemesi   Şubat ya da Mart
   
Arma   
Arma kontrol/ayar   Mart
Trinket   Şubat ya da Mart
Trinket arabası montajı   Şubat ya da Mart
Direk üzeri vinç montajı   Şubat ya da Mart
Direk üzeri piano montajı   Şubat ya da Mart
Mandar ve iskotaların kontrolü   Şubat ya da Mart
   
Sintine   
Vanalaın değişimi   Şubat
Pis su tankı hortumların değişimi   Şubat ya da Mart
Motor altı yağ tablası temizliği   Şubat ya da Mart
Sintine temizliği   Mart
   
İç Mekan  
Küçük tuvalet altlık montajı   Mart
Küçük tuvalet tezgahı zımpara ve vernik   Şubat ya da Mart
Mutfak tezgahı zımpara ve vernik   Şubat ya da Mart
*

    O. E.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #22 : Temmuz 29, 2018, 20:16:47 »
Hakan Reis
Kolay gelsin yeni mi başladınız .
Biraz gecikmişsiniz sanki
Bu eski yayınlardan  mi yoksa tekrar karaya mı aldınız
Hakan Reis
« Son Düzenleme: Temmuz 29, 2018, 20:22:43 Gönderen: Oktay Eryılmaz »
*

    H. T.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #23 : Temmuz 29, 2018, 20:35:32 »
"24 Kasım'da başlayan kara macerası geçtiğimiz hafta 19 Temmuz itibarı ile nihayete erdi. Erdi ermeye de, bende erdim." diye belirtmiştim. Gözden kaçtı herhalde.
*

    O. E.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #24 : Temmuz 29, 2018, 20:40:36 »
HAKAN REİS,
Yazdığınız bir şeyi gözden kaçırmamız ne haddimize 
« Son Düzenleme: Temmuz 29, 2018, 20:43:27 Gönderen: Oktay Eryılmaz »
*

    H. Z.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #25 : Temmuz 29, 2018, 22:08:20 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
"24 Kasım'da başlayan kara macerası geçtiğimiz hafta 19 Temmuz itibarı ile nihayete erdi. Erdi ermeye de, bende erdim." diye belirtmiştim. Gözden kaçtı herhalde.

Kısacası 'ne çektin be Hakan'ım'  ciddi varta atlattın valla. Ahşap teknenin güzelliği işte ama hâlâ ahşapçıyım.
*

    H. Z.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #26 : Temmuz 29, 2018, 22:22:59 »
Gerçi sen daha olayı anlatmadın, hani şu suya atınca Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Tefrika is coming.
*

    H. T.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #27 : Temmuz 29, 2018, 23:14:21 »
Mayıs ayı bir yandan kayığın kurumasını, bir yandan da polyureacıları bekleyerek geçti. Bir kaç günde bir nem ölçüyorum, Delirmek hiçten bir şey, bir türlü %25'lerin altına düşmüyor. Ama diğer taraftan gözle görüyorum, ahşap artık çatır çatır oldu. Hatta armuzlar açılmaya başladı. Adamları arıyorum, gelin diyorum bir de siz ölçün, ne gelen var, ne giden.


Diğer yandan zımpara işlerine başladık yine. Üst yapı, cam kenarları için ahşabın değişmesi dışında bir seçenek şekillenmiyor bir türlü. Artık kaç marangoz getirdim, sayısını bilmiyorum. Giriştik önce zımparaya. Ardından çürük ahşapları sökmeye başladık.


Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


Mayıs boyunca belirsizlik, bekleyiş ve sıcak zaman zaman zorlamanın ötesine geçti. Ay sonunda nihayet adamları teknenin başına getirebildim. Onlar da açılan armuzları görüp bir an evvel uygulamaya geçilmesi gerektiğine kani oldular. Tabi daha 20 gün önce elden geçirdiğim armuzları bir kez daha tamir etme fikri neredeyse çıldırmama sebep oluyordu. Ki daha yolun başındaymışız Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


Ha bu arada şu talaşla falan ilgili de bir kaç noktanın altını çizmeden geçmeyeyim;
- Talaş saçları yumuşacık yapıyor.
- Talaş çaya belli belirsiz, ama hoş bir aroma katıyor.
- Macun mutlaka, ne yaparsanız yapın bulaşıyor.
- Tulum değilse de uzun kollu bir şeyler giymeden osmoshell gibi lanet malzemelerle eğleşmeyin.
- De ki eğleştiniz, oranızı buranızı zırt pırt asetonla falan silmeyin. O minik pullar her bir yerinize dağılıyor.Neyse, konumuza dönersek, benim polyureacılar dediler bizim bir uygulamacımız var, senin işin görülsün, hızlıca halletsin armıuzları. Refleks olarak sevindim tabi. Ama "Pepe" lakaplı arkadaş gelip de üç saatlik iş için iki saat kadar kendini anlatınca ister istemez kıllandım. Fakat öyle bir durumdayım ki, bir yandan atölyede hala işler inanılmaz yoğun, bir yandan kayığın karada geçirdiği her gün yeni çatlaklara gebe...  Neyse, hazret işe başladı. Bende bir arma ayarına gitmiştim. İki saat ya geçti, ya geçmedi, döndüm geri ki usta musta hak getire. Daha ilk bakışta bir sürü yer çarptı gözüme. Aradım, bitirdik abicim dedi. İyi dedim, kalan kısmı için kardım macunu giriştim.


Ertesi sabah erkenden zımpara için geldim ki adamın macun sürdüğü yerlerin tamamı hala yaş. İhtimal vermiyorum ama yine de açtım telefonu, macunun durumunu söyledim. Anca kurur dedi. Ulan dedim kimi kandırıyorsun, bilmem kaçıncı defa yapıyorum ben bu işi. Kaldı ki benim sürdüğüm macun taş gibi olmuş, seninki hala yaş. Adam demez mi macun farklı. Yahu macunu alan benim. Deli olacağım.


Bir, üç, beş gün derken bir hafta geçti ve tabi macun hala yaş. Sonradan öğrendim ki, gerçi tahmin de etmiştim, adam ne ağacın tozunu almış, ne sertleştirici koymuş, ne de astar vurmuş. Nasıl olsa üstü örtülecek diye basmış macunu geçmiş. Firma sahiplerini çağırdım, geldiler, baktılar. Bu arada firma sahipleri hala sevdiğim, sevimli adamlar ama iş konusunda yolumuzu ayırmamız kaçınılmaz oldu. Haziran'ın ilk haftası itibarı ile malzemelerini de alıp kayığımdan uzak durmalarını istedim ve polyurea defterini kapattım.


Yani Haziran'ın ilk haftası itibarı ile zaman zaman 38-40 dereceleri aşan yaz güneşi altında Yengeç karinasında vıcık vıcık armuz macunuyla kalakaldı...
« Son Düzenleme: Temmuz 29, 2018, 23:17:37 Gönderen: Hakan Tiryaki »
*

    O. E.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #28 : Temmuz 29, 2018, 23:52:42 »
Hakan REİS
Bu yazıların aynısı Sahibi olduğunuz forumda da yayınlandı değil mi ?
Ordan kopyalıyıp yapıştıryorsanız , hepsini birden kopyala yapıştır yapsanız sonunu çok merak ettik.Diğer mecradan Dört ay gecikmeli haberlere layık görmüşsünüz korsanları ama bari bir seferde verin bilgileri ...
Veya direk link verseniz  Sanırım sonuna kadar orada mevcut


Sayın Reisim

Saygılar Hürmetler
« Son Düzenleme: Temmuz 29, 2018, 23:58:19 Gönderen: Oktay Eryılmaz »
*

    O. E.

Ynt: Yengeç karada...
« Yanıtla #29 : Temmuz 30, 2018, 00:01:51 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


Geçmiş olsun büyük badire atlatmışsınız ama tekneniz Denizde , başlık karada

Başka söze gerek varmı

Orada kapanınca burada açılıyor hoş olmamış .
Kibarca değil
« Son Düzenleme: Temmuz 30, 2018, 00:03:46 Gönderen: Oktay Eryılmaz »