1980'li seneler, iyi bir işte çalışıyorum, bekarım ve gelirim de iyi. Hemen tüm boş zamanlarım denizde geçmiş, teknede yaşamışım, dalmışım, yüzmüşüm ve yine denizde ama daha bağımsız olmak istiyorum. Bir tekne almak lazım. İşi bilen bir arkadaşa danışıyorum. Tekne arama macerası başlıyor. 7 - 7,5 metre bir tekne arıyoruz. Sonunda Haydarpaşa'da bir tekne buluyoruz. Denize o sezon inmiş, ama satılık. Tekneyi görüyoruz, herşey iyi görünüyor. Fiyat 350,000 YTL, bana uygun geliyor, hemen almaya niyetleniyorum, arkadaş durduruyor, biz bu paralara neler alırız diyor. Arama devam ediyor. O fiyata tekne değil şambriyel bile bulmak olası değil. Meğer tekne sahibi çok sıkışmış, maliyetinin çok altında satıyormuş, kaçırıyoruz tabii. Daha sonra ben yalnız aramaya başlıyorum. Sonunda bir köşkün bahçesinde üstü harap olmuş, altı kötü durumda olmayan, motoru olmayan bir tekne buluyorum. 200,000 YTL verip alıyorum. Altındaki romörkü geçici olarak veriyorlar. Bahçeli evi olan bir arkadaşın bahçesine çekip onarıma başlıyoruz. Salmasından bordolara kadar ahşaplar iyi ama küpeşteler ve kamara ağaç yaprakları altında kalıp tamamen çürümüş. Önce küpeştelerden başlayıp , kamara ile tamamlıyorum. Teknenin neresi sağlam neresi çürük sökmeden her yerini tesbit ediyorum. Sonra uygun malzeme alıp söküp, sökülen parçayı kalıp olarak kullanıp aynısını yerine koyuyorum. Yani eski halini aynen muhafaza edeceğim. Oturup yeni çizim yapıp, uygulayabilecek kadar cesaretim yok. Tekne nihayet meydana çıktı da motor yok. Motor fiyatları da el yakıyor. Sonunda Levent sanayi sitesinde bir arkadaşın tornacı dükkanına yerleşiyorm. Orası senin burası benim motor arıyoruz. Para yetmiyor. Sonunda bir hurdacıda bir su motoru gövdesi buluyorum. Motor o kadar kötü dururmda ki adam kilo demir hesabıyla veriyor. Motoru getirip dükkanda söküyorum. İçi iyi durumda, supaplar kötü, yeni supap, alıştırma vs tamam da karbüratör yok (o fiyata bir de dizel mi vereceklerdi) Bir karbüratör bir ateşeleme sistemi uydurup takıyoruz, şanzuman aklımıza bile gelmiyor onun yerine arkadaş bir kavrama imal ediyor. Uyduruk bir de pervane buluyoruz. Her şey tamam, motor hava soğutmalı, ama çalışıyor. Tekneye monte edip, üstünü binene zarar vermeyecek kadar kapatıyoruz. Teknenin altına macun boya zehirli, hazır hale geliyor. Bir kamyonetle deniz kenarına çektiryoruz. Romörk 4 tekerlekli koca bir şey ciple falan yerinden kımıldamıyor. Romörkü sahibine iade ediyoruz. Tekneyi atıyoruz. Elimize sağlık, hiç bir yerden su yapmıyor. Halatı sarıp çekiyorum. bir kerede çalışıyor. Ver elini Erenköy. Klüp 33'ün önünde sandalcının olduğu yerde demir üzerinde bırakıp eve gidiyoruz. Bir kaç sene o tekne ile Marmara'nın altını üstüne getirdim. Teknede en gerekli yedek parça conta ve makastı. Motor en fazla 2 saat çalışır soğutmazsan conta yakardı. Kafayı sök, yeni conta kes, yerin koy sık, devam et. Bu motorla Tekirdağa kadar gittim ve döndüm, motoru soğuttuğum için conta da yakmadım.
Bu tekne bana 5 seneye yakın çok iyi hizmet etti, sonra Rumeli fenerine çekip kamarasını yaptırdım. Bir kaç sene daha gezidm sonra da sattım.