0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    M. Ç.

Kaptanın seyir defteri.
Yıldız Tarihi 118.56.42.5

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

2017 yılı,  gerçekten ışık hızında geçiyor anacım.  Yelkenli bir deniz aracına ilk kez bineli 8 ay olmuşken,  kızım Buse 1 teknesi ile ilk seyrimizi, canım kap(T)anım Mustafa Söyler ve güzeller güzeli zevcesi Selma Sultan ile yapma şerefine nail olduk. Bu ilk seyrin en büyük önemi,  eşim Duygu Hanımefendi ‘nin de ilk kez bir yelkenliye adım atacak olmasıydı. O yüzden sakin bir havada, sıcak bir Ağustos sabahında yolculuk planlanmıştı.  Öyle de oldu. 25 knot esen rüzgar ve dalgalı bir deniz , Duygu’ya hoşgeldin dedi. Kalimnos’a doğru yapılan motor/yelken seyri, önceleri hanımı biraz endişeye sevketse de, zaman geçtikçe o da bu duruma alıştı. Mecbur alışacak, yoksa adam elden gidiyor. Ne mutlu bana ki, korktuğum başıma gelmedi ve çatlak bir ayakla başlayan yolculuk, 3. gün ayağın tekrar çatlamasiyla  ve 7 gün baston kullanmak zorunda kalmasına rağmen büyük bir mutlulukla sona erdi. Artık onun da kulağına deniz suyu kaçmıştı.


Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Buse 1′ in bu ilk seyri , büyük bir tecrübeyi de beraberinde getirdi. Artık kağıt üzerinde kaptanlıktan, teknesinin tek hakimi gerçek kaptanlığa geçiş yapmak isteyen kahramanımız ,hemen Atlantik Geçişi için hazırlıklara başladı. Güneşlenme minderleri, gölgelikler, türk kahvesi makinesi felàn vardı netekim. Geriye tek kalan Atlantik ne tarafta onu bulmak kalıyordu. “Amaaan canım,  sora sora Bağdat’ı bulmuşlar, biz Atlantik’i mi bulamayacağız diyen kaptanımızı zar zor bu fikrinden vazgeçirmeseler,  belki de şu anda çoktaaaan Amerika kıtasına varmıştı.

Bu engellemeler karşısında daha da cesaretlenen bendeniz hedefi daha da büyüttüm ve Eylül ortalarında, 4 günlük bir yelken kaçamağı için kendimi Bodrum’a attım.  Yanımda da yelken yoldaşım Dr.Taner Öztürk.  Madem Atlantik’i geçemiyoruz,  o zaman biz de , Turgutreis’ten tekneyi çıkaralım, gidelim Bitez’de alargada kalalım. Batmadan bunu başarırsak,  ondan sonra Atlantik kolay. Zaten Cebelitarık’tan sonrası yokuş aşağı imiş. Adı Deniz olup, denizden bir o kadar uzak olan tek insan , sevgili Deniz Alp Yıldırım kardeşimizin katılımı ile 3 silahşörleri de oluşturunca,  keyfimiz gıcır oldu vesselam. Yazıyı yazabildiğime göre,  marinaya tek parça döndüğümüzü siz zaten anladınız.


Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Ve geldik bana oramiral rütbesinin verildiği filotillamıza. Her yıl, Eylül ayının sonlarına doğru yapılan,  bu yıl 300 ya da 400.cüsü düzenlenen Çorlu Sailing Team filotillasına, ekibin yeni üyesi olarak bendeniz de davetliydim.  Canım kap(T)anım, yüce ve güzel insan Mustafa Söyler Beyefendi’nin, filotillanın başlama tarihi olarak, doğumgünüm olan 23 Eylül tarihini seçmesi ise çok hoş bir jestti. Ekip içindeki sevilirliğim biraz daha arttı.

BLUES 1, SUNYATA, JUSTICE ve BUSE 1 teknelerinden oluşan donanmamız ,Yunan Adalarını fethetmek üzere yola çıktı. 1 ay önce benzer bir rotayı canım kap(T)anım ile yaparken, aynı, bisiklet kullanmayı öğrenirken kullanılan yan tekerlekler gibi var olan desteği artık yoktu. Bu kez BUSE 1’in sorumluluğu sadece benim omuzlarımdaydı. Blues 1’in efsane taktisyeni Ali Öztürk kardeşim ve başüstü Ahmet Aydın Abim ekibimizi oluşturuyordu. Fena ve tehlikeli bir ekiptik sizin anlayacağınız.

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Şimdi size Kalimnos Vathi’de Fatih Kaptanımla benim doğumgünlerimiz için patlatılan şampanyaları,  Leros Apotolis Taverna’da kesilen doğumgünü pastamızı, Okan Sayın Kaptanım kumandasındaki JUSTICE ile yunuslar eşliğinde yaptığımız yelken seyrini, full arma seyirde Ali’yi foto/video çekimi için direğe basmamızı, Lipsi’de Manolis Tastes restoranda Besiktaş’ımızın Leipzig maçını, Chef Manolis ve Zeki Karagöz Abimizin Kartal Pençesi Duruşunu, Patmos’ta Eray abinin tavla maceralarını,  Lakki’de Petrino restoranda kalan ne var ne yoksa yedigimizi,  Kalimnos Palionnisou koyunda Kalidonis Tavernada ,sahibi Poti ile yaptığımız Besiktas muhabbettini, Zeki Abinin mutluluğunu anlatırdım ama şöyle bir sıkıntı var. Ya bunları yıllardır yaşayan mutlu azınlıktansınız; ki bu hikayeler size vız gelir tırıs gider o zaman. Ya da, denizi ve yelkeni ancak bunun gibi sosyal medya ortamında görüyorsunuz, ki o zaman da bu hikayeler bünyede over-doz yapar. O da sağlığınıza zarar. O yüzden ben bunlardan hiç bahsetmeyeyim anacım. Çektiğimiz acı resimlerden bellidir zaten.
Hadi kalın sağlıcakla. Öptük sizi, Palionnisou Koyunda gördüğümüz milyarlarca yıldızın altından.

Dt. Murat Çolpan
Diş Hekimi / Acemi Denizci / BUSE 1’in Kaptanı

Yazının orjinali blog'umda
hayatsanagüzel.com






Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap