0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Forumda bu konuyu yanlış bilen kişilerin var olduğunu gördüğüm için böyle bir konu açarak bir bilgilendirme yapmayı uygun buldum eğer farklı görüşte olanlar olursa saygı çerçevesinde kaldıkları sürece bütün sorularını ve görüşlerini keyifle cevaplar ve tartışırım.Zıpkınla avcılık öncelikle sportif bir faaliyettir. Tüp,Nargile, Hortum vs. kullanmadan sadece ciğerinizdeki ve eğer başarabiliyor iseniz midenizdeki nefesiniz ile suyun altına dalınarak eldeki zıpkın tabancası veya zıpkın sapanı veya uzun zıpkın sopası ile balık yakalanan bir spor olarak adlandırılabilir.Her amatör avcılığın olduğu gibi bu avcılığın da belli kural ve limitleri bulunmaktadır.Peki Zıpkıncının limitleri nelerdir?Zıpkıncı öncelikle 5kg av yapma limitine sahiptir. Bu kural yalnızca tek balığın 5kg.'ı geçmesi ve diğer balıkların 4kg.'ı geçmemesi koşulu ile aşılabilir. Son avlanan 5kg. üzeri balık trofedir. Zıpkıncının av süresi güneşin doğması ile başlar ve güneşin ufuk çizgisinde görünmemesi ile son bulur. Yani gece fener ile avlanamaz. Fakat taş altlarını görebilmek açısından elde taşınabilir su altı feneri kullanabilir.Özellikle belli türlerde sayı limiti vardır. Örnek vermek gerekirse Lahos ve Orfoz cinsi balıklardan toplamda 2 adet yakalayabilir ve yakaladığı balık 45cm. üzeri boya sahip olmak zorundadır.Zıpkıncı dalış şamandırası olmadan ve dalışa yasak bölgelerde dalamaz ve avlanamaz.Zıpkıncı iç sular diye tabir edilen göl/gölet/akarsularda dalamaz ve avlanamaz.Zıpkıncı avladığı balıkları satamaz veya bu şekilde avlanılan balıklardan ticari olarak faydalanılamaz.Peki zıpkıncı bu kurallara uymaz ise ne olur?Zıpkıncı limit kurallarına uymaz ise Sahil Güvenlik tarafından bir zabıt tutularak sudan çıkarılır malzemelerine ve avladığı balıklara el koyulur ayrıca hakkında hukuki soruşturma başlatılır ve belli bir miktar para cezasına ve/veya hapis cezasına çarptırılma riski vardır.Buraya kadar güzel de zıpkıncı için başka ne riskler vardır ve Zıpkıncı nasıl bir ortamda av yapar?Zıpkıncılık tehlikeli bir hobidir. Sığ su bayılması ile nice usta zıpkıncılar hayata gözlerini yummuştur. Derinlik sarhoşluğu yaşayarak gidebileceğinden derine giderek sudan tekrar sağ olarak çıkamayan zıpkıncılar da mevcuttur. Hatta dalış yaptığı sırada üzerinde taşıdığı balıkları sebebiyle (kan kokusu yüzünden) köpekbalığı tehlikesi ile de karşı karşıyadır.Fakat zıpkıncı yer çekimi olmayan bir alanda avlanır. Evet avı her zaman kaçma şansına sahiptir çünkü zıpkıncı avının bölgesine girerek onu yakalamak için risk almaktadır fakat bazen avdan öte sadece ıslanmak için suya girer zıpkıncı ve nasibinde de varsa balıkla çıkar sudan.Aramızda kışın ocak ayında dışarısı - derecelerdeyken suya girmeyi bırakın bir çoğumuz teknemize bile gitmeyi düşünmezken zıpkıncı dalış planı yapar ve 7mm elbisesini giyip suyun altına girer çünkü onun yaşam alanı artık suyun altıdır. Suyun üstü ona sığ dostluklar ve sahte arkadaşlıklardan fazlasını vaad edemezken su ve suyun altı ona çok farklı bir dünyayı sunar.Evet ben bir Zıpkıncı'yım ve hem suyun altına girip vakit geçirmekten hem de sudan çıktığımda evime balık getirmekten keyif alıyorum. Bu dalışlarım ister tüple sadece carettalar ile yüzmek için olsun ister gece serbest olarak sadece nefesimle onlarla dans etmem olsun ister gündüz tüpsüz avlanmak için dalışlarım olsun su altı bizim için farklı bir dünyadır ve bilinçli hiçbir zıpkıncı ne havyarı olan balığı ne küçük balığı ne de yuva kuran balığı avlamaz.Bu yazım bilgilendirme amaçlı olup daha detaylı bilgi almak isteyenler olursa veya sorular olursa soru cevap şeklinde devam edecektir.
Öcal Korsanım prensip kısmı ayrı bir kısım ben yasal olarak ne olup olmadığını biraz da kendi yorumlarımı katarak anlatmak istedim çünkü zıpkıncılığı bilinçsiz avcılık ile ve/veya katliam ile ithaf eden yani aslında ne olduğunu kulaktan dolma bilgiler haricinde bilmeyen kişiler olduğuna inanıyorum bu nedenle de doğru olan bizim prensiplerimi değil yasaların ve gerçeğin ne olduğunu onlara yazmaktır. Öte yandan kış aylarının kurtarıcısı kikla,şeytan,züber gibi balıklar da aynı şekilde yerleşik balıklardır ve kikla denizde en çok üreyen balıktır bu nedenle avı sayı sınırına değil kilo sınırına tabiidir. Bir zıpkıncı eğer kikladan,züberden vazgeçerse kendini boş hisseder diyebilirim ve eğer bu tarz canlıları limitler dahilinde avlarsak ne denizlerimizde bu canlıların soyu tükenir veya azalır ne de biz avcılar balıktan yoksun kalırız.Bunu şu şekilde de ayrı bir açıdan değerlendirmek isterim, zıpkınımla dalıp kilo üstü kiklalardan iki tane avlayıp evime dönmek mi yoksa bütçeme uysun ve tadı güzel olsun diye sarıkanat vs gibi limit altı olan veya tam olgunlaşmamış balığı balıkçıdan almak mı derseniz evet kiklalarımı tercih ederim. Aynı şekilde 5kg+ bir orfoz veya lahoz gördüğümde de vurmam dersem size yalan söylemiş olurum bu da bana yakışmaz.
Cemil Korsan;İddiamın arkasında olduğumu belirtmek isterim.Ahtapotun ve orfozun günahı zıpkıncının boynundadır.20 yıldır zıpkınla dalıyorum. Fransız zıpkın üreticisinin ülkemizde hukuk danışmanlığını yapıyorum. Çok sayıda yarışmaya izleyici olarak katıldım. Yarışmacısından hakemine çok sayıda arkadaşım var. Söylemek istediğim camiayı biliyorum.Gece dalan bir zıpkıncı için sahil güvenliği aradığınızda topu jandarmaya atar. Jandarmayı ararsanız sahil güvenliği arayın der. Kimse ilgilenmez. Maalesef durum bu. Denetim koruma altındaki bölgeler dışında sıfır. Koruma altındaki bölgelerde de dalan yok mu? O da var. İnsanlar bu işten karınlarını doğuruyor. Ceza dediğiniz malzemeye el konması ve para cezası.... Siz sirkülere uygun avlanıyor olabilirsiniz. Size teşekkür ederim ancak maalesef ahtapotu ticari amaçlarla avlayan zıpkıncıların varlığı hepimizin malumu. Zaten orfoz kalmadı. Tüplü dalanlar ise ayrı bir konu. Bugün hemen her limanda bu işi yapan 2-3 tekne var. Sahil güvenlik bu tekneler gece gece nereye çıkıyor diye sormuyor mu? Maalesef güneyde bir çok balıkçıda da zıpkın balığı satılıyor. Sözü uzatmayayım. Size sirkülere uygun avlandığınız için teşekkür ederim. Ancak mesele 1 yıl sonra balık yemekse, trolü-oltacısı-zıpkıncısı hepsi aynı derecede sorumlu benim gözümde.Ben Kaşda koruma altındaki bölgede yüzdükten sonra son iki senedir elime zıpkın almıyorum. 20 sene önce taş altı yaptığımda gördüğüm manzara ne ise Kaş ta onu gördüm. Belki çok radikal gelecek ama ben en az 5 yıl her türlü balık avının yasaklanması gerektiği düşüncesindeyim. Hiç olmadı Kaşda olduğu gibi av yasağı olan koruma bölgelerinin kıyılarımızın %80'nini kapsayacak şekilde genişletilmeli. Bana sorarsanız iş işten çoktan geçti ama...... Denizde patlıcan kalmadı.... Onuda google diyiverir.Herkese iyi pazarlar dilerim...
"Midedeki nefes" nedir? Bir teknik herhalde.
Bence avcılığın her türlüsünü yasaklamak lazım. İnsanoğlu avlanarak yavrularını besleme çağını çoktan geride bırakmış olması gerekir. Ayrıca avcılığın bir spor olmadığını düşünüyorum. Bir canlıyı öldürmek spor olarak adlandırılamaz. Üstelik eşit şartlarda değiliz. Her türlü teknolojiyi kullanıyoruz. Karşımızda hiçbir şansları yok. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
İtiraz eden olabilir ama elimde yetki olsa avcılık ve dövüş sporlarını hiç düşünmeden yasaklarım. Kavgayı hiç sevmem ondan belki de.Daha da yazacaklarım var ama Zello'daki kavgayı kaçırmayayım diyorum. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap