0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    A. K.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #30 : Haziran 15, 2015, 11:50:17 »
Söz konusu yörede "havanın aşağıya atlaması" ,Genel itibariyle doğu ve kuzeyli havanın; batı ve güneyli havalara dirise etmesi anlamında kullanılırdı ama pratikte her zaman havanın Poyrazdan Karayele geçmesini olarak karşılık bulurdu. "Aşağı havası" terimi de güneyli havalar için kullanılırdı.


*

    A. K.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #31 : Haziran 15, 2015, 11:52:36 »
Bu başlığın içinde barınan "Denk Kayığı", tamamen başka bir konu başlığı ve içerik ihtiva eder. Kısaca bahsetmek gerekirse "Pereme Kütüğü" olarak ta nitelendirilen ve "önce kabuk" metoduyla üretilen kürek ve yelken ile yürütülen yöreye özgü bir yük kayığıdır. Liman olmadığı dönemlerde gemi boşaltma ve yüklemede kullanılırlarmış. Milli Mücadelede tüm cephane bu kayıklar ve kayıkçılar tarafından karaya çıkarılıp Anadolu'nun içlerine kağnılarla ulaştırılmıştır. Bu yüzden İnebolu Kayıkçılar Loncası'na da Beyaz Şeritli İstiklal Madalyası verilmiştir. Bu Yüzden İlçeye de  "Kayıkla Kağnının Mucizeler Yarattığı Belde" denilmiştir.
İşte bu denk kayıklarından son birkaç tanesinin sahibi bizim meşhur reisimizdi. Gerçek anlamda "Son Denk Kayıkçısı" kendisi olurdu. Liman yapılmadan önce maden gemilerine kazanlarla kıyıdan her hava koşulunda aralıksız bakır madeni taşırmış.(Bakır ve pirit madeni Kastamonu'nun Küre İlçesinde çıkarılır ve İnebolu'dan deniz yoluyla sevk edilirdi.) Onunla son zamanlarında, çok küçük yaşlardan itibaren denize çıkabilen son aile ferdi olma şansı da benim olmuştu. Ama bu durum beraberindeki bilgi ve denize olan ilgimin artması , fertlerinin artık denizde olmasını istemeyen bir ailede , profesyonel denizcilik hayatımın başlamadan sonunu hazırlayacaktı.


*

    A. K.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #32 : Haziran 15, 2015, 11:58:36 »
Denk Kayığı forum içinde “İnebolu’dan Pereme Kütüğü” isimli konu başlığında detaylı anlatılmıştır. Son Örnekleri Deniz Müzesinde ve İnebolu Belediyesinde  mevcuttur. İnebolu’dakilerden bir tanesi yüzer vaziyette olup hala 9 Haziran Kahramanlık günlerinde temsili olarak cephane taşımaktadır.
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    H. T.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #33 : Haziran 15, 2015, 12:03:58 »
Moderatör arkadaşların bu başlığı ara ara kitlemeleri mümkün müdür ?   Bir yığın işim var, oturup kaldım. 

Ahmet Korsanım biraz ara ver de Kışlık Lastiklerimi değiştirteyim. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    A. K.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #34 : Haziran 15, 2015, 12:08:43 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Moderatör arkadaşların bu başlığı ara ara kitlemeleri mümkün müdür ?   Bir yığın işim var, oturup kaldım. 

Ahmet Korsanım biraz ara ver de Kışlık Lastiklerimi değiştirteyim. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Teşekkür ederim Hasan Abi, hazırdakiler bitti, akşam oturup devamını yavaş yavaş yazmaya devam edeceğim..

*

    A. K.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #35 : Haziran 15, 2015, 12:32:26 »
Denk Kayığının kullanılma mantığını hayalimizde canlandırabilmemiz açısından, dijital ortamda paylaşılmış, Zeki Özcanoğlu Arşivinden zamana dair bir kaç resim ekliyorum.
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    S. G.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #36 : Haziran 15, 2015, 12:35:51 »
Ahmet Korsanım ,

Nefis yazıyorsunuz sabırsızlıkla bekliyorum diğer anılarınızı .

Saygılarımla
*

    Ö. T.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #37 : Haziran 15, 2015, 13:43:42 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Moderatör arkadaşların bu başlığı ara ara kitlemeleri mümkün müdür ?   Bir yığın işim var, oturup kaldım. 

Ahmet Korsanım biraz ara ver de Kışlık Lastiklerimi değiştirteyim. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Teşekkür ederim Hasan Abi, hazırdakiler bitti, akşam oturup devamını yavaş yavaş yazmaya devam edeceğim..

Ahmet korsanım çok bekletme . Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    B. B.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #38 : Haziran 15, 2015, 14:29:07 »
Bu yazı bittiğinde, bence moderasyon bir akşamını verip, yazıyı sıralı hale getirmeli, yorumları en alta yerleştirmeli. Masal gibi, efsane gibi, daha sonra okuduğumuzda, bir solukta bitirmeli, soruları ve yanıtları ayrıca okumalıyız.
*

    S. Z.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #39 : Haziran 15, 2015, 14:36:14 »
Bence de Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    Ö. A.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #40 : Haziran 15, 2015, 14:53:30 »
Ahmet Reis!

Sen bambaşka bir adamsın!

Teşekkür ederim, paylaşımlar için...
*

    A. K.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #41 : Haziran 15, 2015, 16:09:52 »
Denizde hiç çalkantı olmadığı için bir işle uğraşmayanlar çöktükleri yerde uyukluyorlardı. Derken seyrin ortalarına doğru kahvaltı sofrası kurulmaya başladı. Kumanyalar fındık dallarından örme kapaklı sepetlerde intizamlı bir şekilde yerleştirilirdi.O sepetlerde eğrilerin arasına öyle bir otururdu ki en sert havada bile  yerinden kıpırdamazlardı. Çay demlenmişti. Denizdeyken demlik kullanmazdık, sadece demirdeyken, yada çalkantısız zamanlarda üst demlik kullanılırdı. Diğer zamanlarda çay için su kaynatılır, kaynamış suyun üstüne bir kapak çay atılır ve çaydanlık battaniyeye sarılıp bekletilirdi.Çokta lezzetli olurdu.Yine öyle bir şekilde bendeniz tarafından çay demlenmişti.Kamaranın içinden kumanyayı arka kapıdan uzatıyorum.Ambar kapağı ters çevrilmiş ve sofra yapılmış vaziyette.Ambar kapağının kenar pervazları bardak devrilmesini engelleyecek yükseklikte yapılırdı.Ortasında da tutma kolu olurdu.İş te bu kol sofrayı hiç bozmadan teknenin içinde başka yere taşımaya yarardı.Her şey çok pratik ve modüler . Menüye gelince,siyah zeytin,beyaz peynir, sade tahin helvası,gemiden verilen kuru üzüm, bir tavaya yöresel peynirle (Bölgede “kesik” derler , bir nevi böreklik peynir) kırılmış onbeş adet yumurta, pancar motorun yaydığı ısıdan biraz yumuşamış tereyağı, ve sabahçı fırınından alınmış  delikli çörekten oluşuyordu.( yörede ramazan pidesinin delikli ve susamsız olanı her sabah fırınlarda çıkar ve kahvaltıda tüketilir.)Birde evlerden gelen börekler vardı.Güverte reisi sofranın başına çöktü ve besmele çekip ilk çöreği dörde böldü ve bir parçasını denize fırlattı.Bu arada alt muşambalarını giymiş olanlar güverteye oturmuşlardı bile.Diğerleri kamara duvarına ve parampetlere yaslanmışlardı.Çünkü balıkçı teknelerinde kışın güverte hep ıslak ve nemli olur bu yüzden  muşamba hemen giyilir. Ardından içine tereyağı sürülmüş birazda peynir koyulmuş çeyrek çörekle bir su bardağı şekeri karıştırılmış çay reise uzatıldı ve kahvaltı başladı.
*

    Ö. T.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #42 : Haziran 15, 2015, 16:41:00 »
Çok güzel yazıyorsun Ahmet korsanım ,bu kadarmı güzel canlandırılır ortam ,muhakkak kitap denemesi yapman lazım bu konuyu gerçek hayatta.  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    A. K.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #43 : Haziran 15, 2015, 16:52:23 »
Kahvaltı bitimine şafak atmaya başlamıştı. Herkes alt üst muşambalarını , çizmelerini bir çırpıda giymiş kenarda köşede sabah sigaralarını içerlerdi. O zamanlar şimdi eve sokmadığımız margarinler gibi sigara da inanılmaz popüler bir olguydu . Hemencecik ambar kapağı ters çevrilip denize silkelendi ve kapatıldı.Ardından bir yandan denizden su çekilip güverteye vuruluyor ve fırçalanıyordu. Sap çakılmış 18 kiloluk yağ tenekesine bağlanan iple , o yolda giden tekneye su çekmek  ayrı bir sanattı. Uzun ipinden ileri fırlatıp bir çırpıda küçük bir hareketle yarım dolmasını sağlayıp ve bir çırpıda yukarı alınırdı. Bunu sağ elle yaparken sol elle de  kamara korkuluk demirlerine tutulunur ve küpeşteden hafif sarkılırdı.Zaten tutunulmasa o süratle seyrederken teneke adamı denize çekerdi.  Çabucak güverte yıkandı en son ekmek kırıntısıda firengi deliğinden denize akıp gidene kadar güverte fırçalandı.
*

    A. K.

Ynt: Son Denk Kayıkçısının Anısına
« Yanıtla #44 : Haziran 15, 2015, 17:12:14 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Ahmet Korsanım ,

Nefis yazıyorsunuz sabırsızlıkla bekliyorum diğer anılarınızı .

Saygılarımla
Teşekkür ederim, çok sağolun.