0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    S. Ş.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #30 : Aralık 29, 2016, 11:59:50 »
4-5 lira ödediğimiz mazotun benzinin kendisi 1 kusur lira zaten
fuel oil ekstra ucuz ve vergisiz alınabiliyor..

« Son Düzenleme: Aralık 29, 2016, 12:01:22 Gönderen: Semih Sener »


*

    Y. E. E.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #31 : Aralık 29, 2016, 12:35:13 »
Bülent korsanımın sorduğu sorular içinde Cenk korsanımın kaldığı yerden devam edersek;
7) gemilerde çalışanlar genellikle uydu telefonları ile iletişim sağlarlar. Bu telefon aslında şirket ile gemi kaptanı arasında direkt iletişim kurabilmek için konulmuş olsa da belirli bir ücret karşılığı satılan telefon kartları sayesinde personelin de kullanımına sunulur. Telefon kartının fiyatı uzun zamandır 25 dolar ve içinde 34 dakika 23 saniye var. Epey pahalı bir iletişim olması ve Köprüüstünde bulunması sebebiyle uydu telefonları personelin sürekli elinin altında olan ve sıklıkla kullanabileceği bir cihaz değil. Zaten çok pahalı olduğu için zabitan sınıfı haricinde pek alan olmuyor alsa da tüm kontratı boyunca 1 kart falan alıyor. Son zamanlarda bazı gemilere internet kurulmaya başlandı ama tabiki de bu hizmet de epey pahalı. Değişkenlik göstermesi muhtemel olmakla beraber, benim çalıştığım ve personele internet hizmeti olan bir gemide 50 mb internet 25 dolar idi.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap modern gemilerde mesai kavramı artık biraz değişti. Eskiden makine zabitanı için de geçerli olan vardiya sistemi artık "unmanned" dediğimiz elektronik sistemli makineler sayesinde makineciler için vardiyayı tarihe gömmüş durumda. Güverte zabitleri için ise vardiyalı çalışmak bir zorunluluk.  Gemi seyir yaptığı sürece ve demir esnasında köprüüstünde mutlaka bir vardiya Zabiti bulunmak zorundadır. Ayrıca güverte zabitlerinin sorumlu oldukları ekstra işler vardır ve bunlar için de köprüüstü vardiyası haricinde mesai yapmaları gerekir.
Aşçı ve kamarot haricinde Geri kalan bütün personel 0800-1700 arası çalışır. Aşçı kamarot ise sabah kahvaltı saatinden önce kalkıp akşam yemekten sonra mesailerini bitirirler. Yemek aralarında boş zamanları az da olsa olur.
Yukardaki mesai rutin seyir mesaisidir.  Limanda ve kimi zaman da demirde işler değişir. Limanda güverte personelinden reis ve fenerci "meydancı" dediğimiz çalışma şeklini sürdürür yani 0800-1700 arası çalışır. Geri kalan gemiciler sırayla ve 4 er saat arayla lumbarağzı(gemiye giriş noktası diyebiliriz)  vardiyası tutarlar. Güverte zabitlerinden 1. Zabit 0800-1700 çalışır ( tabiki de bu sadece kağıt üzerindedir 1. Zabit yükleme tahliye esnasında sürekli diken üstünde ve kontrollü olmak durumundadır.) 2. Ve 3. Zabitler ise aralarında bir vardiya düzeni kurarlar mesela 8'er saat veya 12'şer saat. Limanda makinecilerin çalışma düzeni yine değişmez. Gemide rutin zamanlarda güverte zabitleri haricinde tüm personel pazar günü istirahattedir. Limanda ise pazarları lumbarağzı vardiyacısı ve yine güverte zabitleri çalışmak durumundadır.

 Gemilerin sefer sayıları çok değişkendir geminin tipine göre de farklılık gösterir. Kuru yük gemileri daha az sefer yaparken konteyner, roro ve tankerler çok çok daha fazla sefer atar. Mesela şu anda benim çalıştığım gemi bu seneki 4. Seferini atıyor. Sefer derken bahsettiğim süreç şudur; Bir gemi üzerindeki yükü tahliye edip boş olarak limandan ayrılır ve yeni yükü için seyir başlar. Yükleme limanına gider yükünü yükler ve tahliye limanına gider yükünü boşaltır. Sonra yeni yükü için tahliye limanından kalkar. İşte geminin bir seferi budur. Bu süreç bazen 1 hafta sürer bazen 1 ay bazen de aylarca sürer.
Sefer aralarında izin diye bir kavram yoktur. Gemi Personeli kontrat usulüyle çalışır. Genelde kuru yük gemilerinde Zabit kontratları 6 ay personel kontratları 8 ay olur. Bu durum tankerlerde 4 ay konteynerlarda 3 aydır. Kontratı biten personel hemen gemiden ayrılacak diye bir durum da yoktur. Kontakt bitimine yakın personel izin dilekçesini gemi kaptanlığına sunar kaptan şirkete izin talebini iletir. Şirket de uygun gördüğü limanda personelin gemiden ayrılmasını ve yerine gelecek personelin gemiye katılmasını ayarlar. Bu süreç hemen olabileceği gibi uzayadabilir.
Kazanç aylıktır. İmzaladığınız kontrat üzerinde yazan miktarı alırsınız.



C6603 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi



*

    A. Ü.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #32 : Aralık 29, 2016, 12:43:39 »
Yakup ve cenk korsanlarım.Tekrar kaleminize sağlık,izlemeye devam.
Birde zor anlar.
Başınızdan geçen trajikomik seyir hikayeleri.
Mümkünse tabi:)


*

    C. A.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #33 : Aralık 29, 2016, 22:39:28 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Hep merak etmişimdir dev gemileri. Katkı yapanlara teşekkür ederim.
Birde geminin stabilitesi için galiba deniz suyu tanklara dolduruluyor, gereğinde boşaltılıyor,, bilgi verebilir misiniz biraz

Yük gemilerindeki en önemli işlerden biri balast operasyonudur.

Yük gemileri doğru şekilde yüklendiklerinde en ideal stabilite durumunda bulunurlar. Ancak boşken leylek gibi yükselirler (draftları azalır) Çoğunlukla pervanelerinin bir kısmı su yüzeyine çıkar. Bu durum gemi sevk ve idaresini tehlikeye sokar. Bu yüzden gemiler balast tanklarıyla donatılmışlardır ve gemi boşken bu balast tankları doldurularak gemi draftı makul seviyelere getirilir.

Balast operasyonu yükleme ve tahliye ile eş zamanlı olarak, belli bir planlama dahilinde yapılmalıdır. Yapılmadığı taktirde gemi üzerinde aşırı stresler oluşur ve hatta bazı durumlarda geminin kırılmasına yol açabilir. Bilinenin tersine yük gemileri denizde değil daha çok limanda yük operasyonu sırasında kırılırlar.

Gemilerde balast operasyonunun sorumlusu 2.kaptandır. Yüklemenin en önemli aşamalarından biri balastın eksiksiz basılmasıdır. Eğer balastı gereği gibi basamazsanız, geminizi tam kapasite ile yükleyemezsiniz. Gemilerin sancak ve iskele bordalarında plimsoll markası denilen işaretler vardır. Bulunduğunuz bölge ve mevsime göre geminizi maksimum yükleyebileceğiniz seviye plimsoll markalarıyla işaretlenmiştir. Yükleme sonunda draft markalarınızı kontrol edersiniz eğer basamadığınız balast varsa, o kadar eksik yük almak zorunda kalırsınız.

Balast operasyonu yüksek kapasiteli pompalarla yapılır. Balast pompalarının kapasiteleri gemi balast kapasitesine göre değişmek kaydı 600/800 m3 saat seviyelerine kadar çıkabilir.

Son yıllarda yük gemilerinin dünyanın bir ucundaki tonlarca deniz suyunu alıp bambaşka ekolojik ortamlarda tahliye etmeleriyle, denizlerin ekolojik yapısının zarar gördüğü tespit edilmiştir. Bunun önüne geçmek için yük gemilerinin balast operasyonlarına yeni düzenlemeler getirilmiştir.     


*

    K. B.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #34 : Aralık 30, 2016, 01:38:33 »

Kaptanlarım ikinizin de emeklerine sağlık.
Okuduklarımız müthiş bilgi ve keyif verici.
Bu arada gemicilik konusunda da ne kadar az bilgiye sahip olduğumu görmüş oldum.
Lütfen devam..

*

    K. B.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #35 : Aralık 30, 2016, 01:55:58 »
Merak ettiğim diğer konuda balans operasyonundaki yeni düzenlemeler.
Yıllardır hep okumuş,belgesellerde görmüş,bazılarına çıplak gözlede şahit olmuşuzdur.
Dünyanın farklı bölgelerinden alınan Deniz suyunun ,yine farklı bölgelerde mecburen boşaltılmasıyla farklı mikroskobik Deniz canlısı,midye türü kabuklular,belki farklı yavru balıklar,özellikle Deniz anaları ve yosunlarla ekolojik yapının değiştiği malum.Buna karşı Nasıl bir önlem alınıyor gerçekten çok merak ettim.Aklıma gelen şey çok özel bir filitreleme yapılması, özel bir solüsyonla balans suyunun ilaçlanması(canlı bırakmamak için).
Zihni sinir projesi olarak da alınan balans suyunun sistemden geçerken kaynatılıp sterilize edilmesi  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
(Çokmu uçuk oldu ?)  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Tabi bütün bunların maliyeti de ayrı bir konu.
*

    C. A.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #36 : Aralık 30, 2016, 11:48:33 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Merak ettiğim diğer konuda balans operasyonundaki yeni düzenlemeler.
Yıllardır hep okumuş,belgesellerde görmüş,bazılarına çıplak gözlede şahit olmuşuzdur.
Dünyanın farklı bölgelerinden alınan Deniz suyunun ,yine farklı bölgelerde mecburen boşaltılmasıyla farklı mikroskobik Deniz canlısı,midye türü kabuklular,belki farklı yavru balıklar,özellikle Deniz anaları ve yosunlarla ekolojik yapının değiştiği malum.Buna karşı Nasıl bir önlem alınıyor gerçekten çok merak ettim.Aklıma gelen şey çok özel bir filitreleme yapılması, özel bir solüsyonla balans suyunun ilaçlanması(canlı bırakmamak için).
Zihni sinir projesi olarak da alınan balans suyunun sistemden geçerken kaynatılıp sterilize edilmesi  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
(Çokmu uçuk oldu ?)  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Balast suyu yapılabildiği taktirde, en yakın karadan 200 mil açıkta en az 200 metre derinlikte değiştirilir. Yani limanda aldığınız deniz suyunu açıkta tekrar dışarı basar, tanklarınızı açık deniz suyuyla doldurursunuz. Bu tavsiye edilen durumdur ancak en yakın karadan 50 mil açıkta ve en az 200 metre derinlikte de değişim yapılabilir.

Bazen bu şartları sağlayamazsınız, bu durumda önünüzde 2 ihtimal vardır. Ya balast suyunuzu kimyasal yollarla basılabilir standartlara getireceksiniz ya da balast suyunuzu bir tesise vereceksiniz. Her iki seçenek de ek masraflar getirdiğinden bugün denizcilik dünyası uygun çıkış yolları aramaktadır.

Balast water management 08.Eylül.2017 yılında yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla denizcilik firmalarını bir düşünce almıştır Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Ancak maliyetlerin yükselmesi sonuç olarak tüm ürünlere de yansıyacağından, hepimizin bu yeni düzenlemeden etkilenmesi kaçınılmazdır.
Tabi bütün bunların maliyeti de ayrı bir konu.
*

    Y. E. E.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #37 : Aralık 30, 2016, 13:30:19 »
Son zamanlarda gemiler ballast treatment System denilen bir sistem ile donatılmaya başlandı. Ve bu sistem basit bir tanımla aynı sizin düşündüğünüz gibi bir filtreleme sistemi. Daha henüz yaygın değil ayrıca bazı ülkeler geminizde bu sistem olsa bile beni ilgilendirmez kardeşim değiştireceksin balastını diyebilir. Bu ülkelerin en gıcığı da tahmin edersiniz ki abd!! Adamların balast kuralları eyaletler arası bile farklılık gösteriyor. Hele hele california eyaleti fena ötesi!! Geçen sefer california eyaleti içerisindeki iki farklı limana gittim. Balast mevzu için o kadar uğraştım ki!!! Bi de surveyor gönderiyor balast tanklarını açtırıyor örnek alıyor vs vs cidden sıkıntılı durumlar.

C6603 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

*

    Y. E. E.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #38 : Aralık 30, 2016, 14:01:14 »
Evet kaldığım yerden devam ediyorum tabi arada cevaplanmışcevaplanmı kısımları atlıyorum tekrara düşmeyelim diye.
Gemi boyutları çok farklılık gösterir aslında bu konuda bişwy söylemek zor ama şöyle söyleyeyim genelleme yaparsak kuru yük gemilerinde en çok görünen tam boy 180-225 metre arasıdır en olarak da daha önce belirttiğim üzere panama kanalından geçiş yapmak üzere 32 metre civarında yapılırlar. Summer Drfatları da yine yaklaşık 12 metre civarında olur. Mesela benim şu an çalıştığım gemi 185,74 metre 30,4 metre de eni var summer draftı da 11,62 m ve bu Draftta deadweight olarak da 45608 ton toplam yük kapasitesi var. tabi deadweight sadece kargo taşıma kapasitesi anlamına gelmiyor geminin taşıyabileceği maksimum yük bu. Bu yüke ben de dahilim benim valizim de dahil gemideki kumanya da dahil yakıt su vs vs hepsi dahil. Çalıştığım en büyük gemi 253,5 metre boyunda ve 41 metre enindeydi summer draft da 13,6 mıydı neydi yanlış hatırlamıyorsam. Gördüğüm en büyük gemi de 399 metre boyunda bir gemi olan Emma maersk idi. Tam yüklü halde gördüm ve gerçekten ürkütücü bir görüntüye sahipti hareket halinde devasa bir kutu gibi Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap) gemi makinelerine gelecek olursak burda geçerli kıstas motor hacminden ziyade kw olarak ürettiği güç önemlidir. İ zim gemideki makine mitsui man B&W marka 7171 kw güç üretiyor maksimum torna 120 (rpm) bu güç 9750 ps e tekabül ediyor. Yakıt kapasitesi maksimum fuel oil olarak 1703,8 m3 ce diesel oil olarak da 86,6 m3. Servis sürati dedikleri standart ekonomik süratte (12,5 kts) yaklaşık olarak 19-22 ton arası bir fo tüketimi var.  Yüklü veya balast kondisyınuna göre değişiklik gösterir tabi ve de deniz ve hava koşullarına göre bu dediğim miktar günlüktür. Gemilerin bakımlarından kasıt tersaneye girmekse eğer 2,5 senede bir ve 5 senede bir tersaneye girmek zorundadır. Tersanede kuru havuza alınır çeşitli testlerden geçirilir ve gerekli bakımları yapılır.

C6603 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

*

    Y. E. E.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #39 : Aralık 30, 2016, 14:07:50 »
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

C6603 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

*

    Y. E. E.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #40 : Aralık 30, 2016, 14:08:40 »
Geçen sene fortune ile tersaneye girmiştik Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap evet zıplayan benim Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap)

C6603 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

*

    Y. E. E.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #41 : Aralık 30, 2016, 14:33:59 »
Ali korsanımın sorduğu soruya gelirsek;
Elbette ki sıkıntılı anlar yaşanıyor. Büyük fırtınalar gördüm evet ama aklımdan gitmeyen br tanesi var onu anlatayım!! Boş olarak atlantik geçiyoruz daha önce bahsettiğim 253,5 metrelik gemi ile boş dediysem tabiki de üzerimizde balast var ve hatta heavy ballast aldık yanlış hatırlamıyorsam yani balast ambarı olarak kullanılan ambarda da su var.  Quebec e gidiyoruz yine yılbaşına yakın zamanlar. St.lawrence körfezine girmemize belki 1-1,5 günlük bir mesafe kalmıştı ki fırtınaya yakalandık dalga boyu büyüdü de büyüdü rotamız itibariyle de allahtan baş omuzluk civarından Alıyoruz ki gemi nispeten çok yorulmuyor. Fakat bir süre sonra deniz ve hava öyle bir hal aldı ki bizim süratimiz 105 tornada 1-2 knot civarına düştü olduğumuz yerde duruyoruz ve tabi hırpalanma miktarı arttı o koca geminin üzerinden dalgaların sanki orda biz yokmuşçasına üzerimizden aşıp geçmesi gözümün önünden gitmiyor. Sanırım 9-10 metre civarında olmalı dalga boyu çünkü cidden sanki biz orda değilmişçesine üzerimizden aşıyor. Süvaribey gemiyi döndürdü aksi istikamete yaklaşık 15 saat gittik havayı ve denizi arkamıza aldık. Denizcilikte argo bir tabir vardır "kıçtan gelsin kol gibi gelsin" diye aynı o hesap o havayı kıçımıza aldık ve sakinleşince dönebilmek. Şimdi aklıma bir hikaye daha geldi ama vaktim yok onu da bi sonraki sefer anlatayım.

C6603 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

*

    B. B.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #42 : Aralık 30, 2016, 15:39:56 »
Gemi cok yakıyo diyoruz ya...
Bahsedilen yukler 2500 kamyon yukune denk geliyor. kamyonlar tam yukte 100 km'de 35 lt civarı mazot yakıyor bunu gunde ortalama 1500 km yol yapıp 525 lt yaktığını düşünebiliriz. Geminin bunun 1/3'u kadar mesafe gidebildiğini dusunelim. ama 2500 katı ile carpalım. Yani 525/3x2500 = gunde 437.500 lt ye denk geliyor. Yani geminin tasidigini kamyonla tasiyayim dersen gunde harcaman gereken ve 800 kamyon 8000 şöför istihdam etmen lazım. Sen gemide 20-30 ton/gun ve 50 şöförün maaşına denk gelen personelle isi goturuyorsun. Bosuna demiyorlar gemi maliyeti en ucuz nakliye diye. Emini geminin amortisman bakım giderleri de bir kamyonun 800 katı degildir.
*

    H. D.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #43 : Aralık 30, 2016, 16:33:04 »
Geminizin donanımında pervanenin sabit hatveli (pitch) olduğunu yazmışsınız.Bunun sebebi geminin tersanedeki ilk imalat maliyetimi? yoksa ayarlanabilir hatveli pervane sisteminin bakımının zor olması gibi başka bir sebebmidir?
*

    A. Ü.

Ynt: Denizcilik mesleğimiz, gemiler evimiz...
« Yanıtla #44 : Aralık 30, 2016, 16:40:03 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Ali korsanımın sorduğu soruya gelirsek;
Elbette ki sıkıntılı anlar yaşanıyor. Büyük fırtınalar gördüm evet ama aklımdan gitmeyen br tanesi var onu anlatayım!! Boş olarak atlantik geçiyoruz daha önce bahsettiğim 253,5 metrelik gemi ile boş dediysem tabiki de üzerimizde balast var ve hatta heavy ballast aldık yanlış hatırlamıyorsam yani balast ambarı olarak kullanılan ambarda da su var.  Quebec e gidiyoruz yine yılbaşına yakın zamanlar. St.lawrence körfezine girmemize belki 1-1,5 günlük bir mesafe kalmıştı ki fırtınaya yakalandık dalga boyu büyüdü de büyüdü rotamız itibariyle de allahtan baş omuzluk civarından Alıyoruz ki gemi nispeten çok yorulmuyor. Fakat bir süre sonra deniz ve hava öyle bir hal aldı ki bizim süratimiz 105 tornada 1-2 knot civarına düştü olduğumuz yerde duruyoruz ve tabi hırpalanma miktarı arttı o koca geminin üzerinden dalgaların sanki orda biz yokmuşçasına üzerimizden aşıp geçmesi gözümün önünden gitmiyor. Sanırım 9-10 metre civarında olmalı dalga boyu çünkü cidden sanki biz orda değilmişçesine üzerimizden aşıyor. Süvaribey gemiyi döndürdü aksi istikamete yaklaşık 15 saat gittik havayı ve denizi arkamıza aldık. Denizcilikte argo bir tabir vardır "kıçtan gelsin kol gibi gelsin" diye aynı o hesap o havayı kıçımıza aldık ve sakinleşince dönebilmek. Şimdi aklıma bir hikaye daha geldi ama vaktim yok onu da bi sonraki sefer anlatayım.

C6603 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi


Teşekkür ederim .

9-10 metre dalgadan korktuğunuz için yelkenli arayışına girdiniz sanırım:)yelkenli olsaydı hiç sorun olmadı 9-10 metre dalga yelkenli için nedirki:)

Takibe devam..