Merhaba,
Özgür Korsan adımızı anmış sağolsun, geç de olsa haberim oldu. Katkım olursa ne mutlu.
Otobüsten karavan yapılması düşünüldüğüne göre özel bir amaç vardır diye düşünüyorum zira bu tip dönüşümlerde sadece ehliyet gereklilikleri sebebiyle değil; ilk satın alma maliyeti, donatım maliyeti, vergi, feribot ücretleri, TÜV muayene süreleri ve ücretleri, otopark yeri ve ücretleri, kasko ve sigorta maliyetleri, kent merkezlerine giriş kısıtlamaları ve elbette ki yakıt tüketimi gibi kalemler sebebiyle kamyonet ruhsatlı panelvanlar ya da alkoven kasa oturtulan kamyonet şaseli araçlar tercih ediliyor.
Otobüsler bu skalada nereye koyulur benim bilgim ve tecrübem dahilinde değil. Otobüs ruhsatı motokaravana dönüştüğünde neler oluyor, bunu da bir bilene sormak gerek.
Benim konuyla ilgli tecrübem şunlardan ibarettir: İstediğim aracı bulma süreci, karavanın toplam üretim süresinin yarısından fazla sürdü. Yaklaşık 2,5 ayda bitirdiğimiz karavan için 5 ay, eli yüzü düzgün araç aradım. Çünkü yük ve yolcu taşıma işine vakfedilmiş ve 2. ele düşmüş bu araçlar epey bir dayak yemiş oluyorlar. Çok iyi durumda olanlarının da satış fiyatı sene sonu kampanyalarında satılan sıfır araçlara yakın oluyor. Ford ve Iveco'ya indirgedim arayışımı öncelikle.
Özel tercihlerim sebebiyle arkadan itişli ve yerden yüksek araçlara baktım sadece (yayla çekimleri, toprak köy yolları, daha fazla iç hacim) kimisinin burun kıvırdığı tam boy çelik şase üzerine inşa edilmiş IVECO DAILY'nin B ehliyetle sürülen en büyük modelini tercih ettim. Önden çekişli, yere yakın, sac şase PSA sınıf araçları daha en başından listeden çıkarmıştım) Arkada çift teker olan aracımı özellikle tercih ettim.
Burada sadece genel bilgileri verip konuyu kapatayım istiyorum. Korsan Forumu daha fazla meşgul etmeyeyim karadaki işlerle
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş Yap, detay talepler için özelden seve seve cevap veririm. Türkiye'deki bilinen tüm karavan üreticileriyle gerek telefonda gerek yüzyüze hatırı sayılır bir zaman harcadım. Bursa, Kocaeli, Ankara, İzmir ve İstanbul'da bir sürü zamanım ve param gitti bu görüşmelerde. 1.5 yıldır da sürekli karavanın içinde yaşıyorum. Şimdi asıl hayalim S/Y Derviş'e yönlendiğim için kara yaşamına yavaştan elveda demek istiyorum.
Karavan üreticime karar verirken genel olarak şu şekilde eleme yaptım:
1) Pek çok karavan üreticisi meslektaş rakiplerine olumsuz şeyler söylemek üzerine kurulu bir pazarlama stratejisi içinde, bu tavırda olanları peşinen eledim, midemi bulandırdılar.
2) Çok azı sizi dinleyip çözüm üretmek yanlısı, hepsi en iyiyi biliyor, hepsi sizin ihtiyaçlarınızı sizden iyi biliyor. Opsiyon sunamayanları, hazır paket dayatanları eledim.
3) Çekme karavancı motokaravanı kötülüyor, motokaravancı çekme karavan kullanışsız diyor. Bu tipleri de eledim.
4) Karavan üreticileri içinde çok iyi marangozlar var ancak gerek işçilik gerek malzeme bilgisi açısından, hareket eden, titreşen ve burulan bir mekanı döşemek konusunda bilgili olmayanlar var. (Lüzumsuz ağır ve uygunsuz malzeme seçimi yaygın - MDF ve her yere kutu demir profil kullananlar vb.)
5) Ruhsat dönüşümü konusunda destek vermeyen, iş üstlenmeyen üreticileri eledim.
6) Bana araç dayatanları, zorla kendi istedikleri aracı donatmaya çalışanları eledim.
7) Atölyesine girme şansım olmayan üreticileri eledim.
Karavan üretimi o kadar özel bir alan ki, tekneden daha özel olduğunu bile söyleyebilirim (aramızda kendi teknesini inşa eden kişi sayısı azdır ama kendi karavanını inşa etmeye karar vermek çok daha hızlı alınabilecek bir karar) Biz Solid Works'te kendi projemizi çizdik ve üreticimize öyle gittik. Elbette onların emeği ve tecrübesi de çok şey kattı projeye.)
İç mekanı tamamen kendi ihtiyaçlarınıza göre donatıyorsunuz. Malzeme standardından bahsedilebilir ama tasarım standardı diye bir şey yok. Kedisi ve köpeği için özel yer yaptıran bile var.
Karavan dendiğinde mutlaka bahsi geçen seri üretim HYMER karavanlara, tamamen bana göre tasarlanmış, yanına gidip de çayını içerek üretimini görebildiğim yerli karavanı her şekilde tercih ederim. Hatta keşke yerim, zamanım olsaydı da iyi kötü kendim yapsaydım karavanımı.
Bu anlamda "Benim karavanım bana, senin karavanın sana" diyerek noktalayacaktım ama gene de dayanamadım, minibüs ya da kamyonetten karavan yapmak yerine, otobüsü karavana çevirmekte çok özel bir amacınız yoksa, bir daha düşünün derim. Sürç-i Lisan ettiysek affola.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş Yap