0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    K. E.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #15 : Mayıs 09, 2020, 09:33:31 »
Cinsel aktivitenin etkisi araştırıldı mı? Bu konuda çalışma varmı? ....Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    K. E.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #16 : Mayıs 09, 2020, 09:38:15 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Cinsel aktivitenin etkisi araştırıldı mı? Bu konuda çalışma varmı? ....Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Malum: işleyen demir. ... Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    R. E.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #17 : Mayıs 09, 2020, 10:16:40 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Ömer Korsan rica etsek yeni ve gelişmiş tedavilerden de bahsedebilir misiniz? Bir de BPH için botoks uygulaması yapılıyor. Bu uygulama hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

 Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Kontrolsüz akıtan arızalı termostat'a conta mı yapmışlar  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap



*

    Ö. Ö.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #18 : Mayıs 09, 2020, 13:07:28 »
Yazılı ve görsel medya ve de günümüzün en önemli kitle iletişim aracı interneti kullanırken topluma yanlış ve yanıltıcı mesajlar vermekten kaçınmak gerekir. Bu öyle hassas bir çizgidir ki, çizildiğinde bir elin beş parmağına da eşit olmalıdır. Yani verilen mesajdan ilgili kitlenin hepsi kendine ait faydalı bilgiyi almalı, ama kimse kendisine zarar verdirtecek mesaj edinmemelidir. O nedenle özellikle popülist, reklam amaçlı bilgilendirme kisvesine bürünmüş neon lambalı yazılardan uzak durmak gerekir.  Aynı zamanda faydalı olabilecek, geniş kitlelere ulaşma potansiyeli olan yazışmaların mizah yaratmak amacıyla sabote edilmemesi toplumun yararına olur.

Birçok hastalıkta olduğu olduğu gibi prostat hastaları da şikayet ve tedavi çeşitliliği açısından çok geniş bir spektrum üzerinde dağılırlar. Örnekler vermek gerekirse bir önceki hasta 20 sene sonra belki ameliyat olması gerekecek olan iyi huylu prostat büyümesi olan hastadır, bir sonraki hasta ise 10 sene önce ameliyat olması gereken bir hasta. Yada tüm parametreleri aynı olan 50 yaşındaki prostat kanseri hastasına ameliyat olmalısın derken 70 yaşında olanına sizi ameliyat etmeden sadece izleyeceğiz diyebiliriz. Yada tümör parametreleri farklı olan aynı yaşam beklentisi olan 70 yaşındaki hastadan birisine sizi ameliyat edeceğiz derken, diğerine sizi sadece izlememiz yeterli olacak gibi duruyor diyebiliriz.  Çoğu hastalıkta olduğu gibi prostat açısından da hastalık değil hasta vardır.

Prostat konusunda en önemli nokta iyi yada kötü huylu büyüme olduğunun ortaya konmasıdır. İşte potada her iki grup olduğu için yanlış mesajlar bir kanser hastasının kendisini iyi huylu prostat grubunda görmesini sağlamayacak narinlikte olmalıdır, yanlış mesaj verilmesi o nedenle tehlikelidir. Evrendeki tüm nesneler gibi insanın da kolay yolu seçme özelliğini göz ardı etmememiz gerekir.

Özellikle erkekleri öldüren ilk üç kanser arasında yer alan prostat kanserine yılda sadece bir saatinizi ayırarak meydan okuyabilirsiniz. Bu çabanız sizin prostat kanseri olma olasılığınızı milyonda bir bile azaltmaz ama yakalansanız bile tamamen kurtulursunuz. Tabi ki hayatına değer veren insanlar için geçerlidir bu. Nasıl ki hapis cezası hayatı değerli olan ve yaşamdan keyif alan insanlar için caydırıcı ve aksi tarafta anlamını yitiriyorsa. Ama bizim en ulaşamadığımız kitle maalesef başını kuma gömenler kitlesi, bir miktar da granit gibi sert olan bir kitle var ki 'ölürüm de gitmem muayeneye diyenler'. Ne yazık ki o grup da belli zaman sonra  tüh, vah, keşke diyerek karşımızda diz dövüyor.

Hayatın ve bireyin değeri olduğu zaman işler değişiyor malum. İşte sosyokültürel ve ekonomik düzeyi yüksek toplumlarda bu işler daha kolay olurken diğer taraflarda biraz daha zor oluyor haliyle. Elimizden geldiğince bilgilendirme çalışması yapıyoruz ama yetmiyor modern toplumların hastalıklar ile baş etme kalitesine bizim toplumdaki kalite.

Okuyanları sıkmamak için biraz teşbihte bulunmak gerekirse teknecilikten yana kullanalım tarzımızı; varsayın ki uzun bir seyirin henüz başındasınız ve sintinede su fark ettiniz. Su tatlı mı? tuzlumu? işte bütün mesele bu. Yapılacak olan o suya parmağınızı sokup tadına bakmaktır. Tatlıysa sorun başka tuzluysa çok başkadır durum. İşte bu parmak kontrolünü yapmaz, "tatlı sudur bu, lavabo çeşmesi kaçırıyordu marina komşusunun yıllarca kaçırdı da bir şey olmadı, benim sorunum da aynıdır " zihniyeti ile açık denizlere yol alırsanız tuzlu suyun kaynağı sizi gömecektir mavi derinliklere fark ettiğinizde, çünkü artık kıyıdan çok ama çok uzaktasınızdır.  Ama parmak testi yaptınız ve tuzlu suyu keşfettiyseniz, henüz yolun başındayken en yakın limana dönüp, sorunu hallettikten sonra birkaç gün gecikmeli de olsa uzun seyrinizi tamamlarsınız ki, biz bu seyire YAŞAM diyoruz.

Prostat kanserinin erken dönemlerde herhangi bir şikayetleri olmadığı için ve iyi huylu zeminde kanser mevcudiyeti de olabildiği için bu iyi kötü ayırımının mutlaka yapılması ve ona göre davranılması gerekir. Bazen bunu ayırt edebilmek o kadar zor oluyor ki, %5 oranında tuzlu su tadını ayırt etmek kadar zor olabilir bazen. Ama en fayda verebildiğimiz grup bunlar. Yoksa açık denizin ortasında tuzlu sudan adın gibi emin olsan ne işine yarar karinada bir metre yarık ile.

Bizim çok zaman önce dağıttığımız broşürlerimiz vardı halkı bilgilendirmek için; aracınızın yağını kontrol etmek kadar kolaydır prostat muayenesi diye ve kesinlikle mübalağa değildir. Gerçi şimdiye kadar zevk alanını görmedim (gayler dahil) ama inanın bizim için de zevksiz bir muayene, lütfen biraz empati yapsın erkekler.. 

 Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap 

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Hemen hanımefendileri de ihmal etmeyelim ve 35 yaşında sonra başlayan yılda bir jinekolojik muayene ve smear testi ile onların da bu hayatta rahim ve rahim ağzı kanserlerinden kendilerini tama yakın koruyabileceklerini hatırlatalım. Ona keza rutin meme kontrolü de hatırlatılmalıdır.

PSA testi prostat kanseri tanısında çok önemli yeri olan ancak yalancı negatiflik ve yalancı pozitiflik düzeyleri de oldukça yüksek bir kan testidir. Sadece PSA'ya sırtımızı dayarsak yolda kalırız. Mesela PSA'sı 3 olan bir hastaya biyopsi yaparken PSA sı 7 olan bir hastada biyopsiye gerek görmeyebiliriz (kağıt üzerinde 4'e kadar normal). Yada protat kanseri olduğundan adım gibi emin olduğum bir hastaya biyopsi yapmam, bilirim ki o hasta prostat kanserinden ölmeyecek. Çok değişkenli potada birçok parametrenin analizi sonucu verilir bu kararlar ama işin olmazsa olmazı muayene ve PSA testidir.

Ve muayene etmeden hasta değerlendiren meslektaşlarımı sonuna kadar eleştiririm. Düşünün ki teknenin motoru vuruntulu çalışıyor ve çekişi iyi değil. Götürdüğünüz usta yağ çubuğunu çekip kontrol etmeden size tedavi öneriyor. Bundan farklı değildir muayenesiz prostat tedavisi planlamak.

Tedavide bu ayrımlar yapıldıktan sonra gerisi zaten kolaydır. Zorunlu ameliyat gerektiren  durumlar haricinde ilk seçeneğimiz ilaç tedavisidir ve hastaların %80'i ilaç tedavilerinden fayda görürler ve bu şekilde devam ederler, ne zamana kadar; prostat ilacı yenene kadar. Ve şu anda prostat tedavisinde kullandığımız ilaçlar oldukça etkin ve güvenli ilaçlardır. O nedenle alternatif ilaç, bitki, ot aramaya gerek yoktur. Ben çocukken taze sarımsak yemeyi çok severdim, iki kere baygınlık geçirdim ve anlaşıldı ki sarımsağı bol tüketince benim tansiyon kaymış, zaten çocuk tansiyonu ne olacak ki. Daha sonra tansiyon sorunu olan insanlar sarımsak yutmaya başladılardı biz çok gençken, otobüse binemezdiniz o dönemde sarımsak kokusundan. Şu anda da sarımsak tabletleri satılıyor tansiyon için. Tansiyonu düşürdüğü mutlak olan bir bitkidir sarımsak ama sadece ona sırtımızı dayarsak felç her an kapımızdadır. Etrafınızda felçli hastaların eskiye oranla ne kadar azaldığını düşünün, özellikle orta yaş grubunda. Sebebi antihipertansif ilaçların artık çok etkin olması ve yaygın kullanımıdır. Modern tıbbı reddetmek gibi bir moda var bazı insanlarda, psikolojik olarak irdelense esasında bunların altında yaşlanmayı reddetme veya hastalığını reddetme sorunu çıkacaktır.

Botoks tedavisi uzun zaman önce denendi pansuman tedbir formunu aşamadı, sebep kısıtlı hasta grubunda ancak geçici etki. Sadece seçili hasta grubunda yeri olan bir seçenek şu anda, ömür beklentinizin kısa olduğu ve ameliyat için risk taşıyan yaşlı grupta.  Etki mekanizması prostat hacmini azalttığı şeklinde ama 25 yıl önce prostat hacminde önemli oranda azalmaya sebep olduğu bilimsel olarak ispatlanarak klinik kullanımımıza giren ilaçları bile şu anda yaygın olarak kullanmıyoruz, çünkü o hacim azalması beklenen sonucu vermiyor pratikte.

Daha fazla uzatmayayım ameliyat konusun ile noktalayayım. Ameliyat için aceleci olunmamalı ancak ameliyat eğer gerekliyse çok geciktirilmemelidir. çünkü geciken ameliyat ya refleks olarak boşken bile kasılan yada çuvallaşarak kasılma kabiliyetini yitirmiş bir idrar kesesi ortaya çıktıktan sonra yapılırsa, dünyanın en iyi ameliyatı bile yapılsa sonuç olumlu olmayacaktır. Kalp yetmezliği geliştikten sonra bypass olsan ne işe yarar gibi düşünebilirsiniz.

Prostat tedavi ve ameliyatlarında , nasıl herkese aynı ceketi giydiremezseniz, her hastaya da aynı tedavi yada ameliyatı öneremezsiniz. Eğer ameliyat söz konusu ise bu işte ehil bir uzman zaten sizinle olayı ve seçenekleri enine boyuna tartışarak, beraberce karar verecektir. Doktorunuza sorun ve tartışın her zaman.
Biraz uzadı belki ama mevzu derin. İyi hafta sonları.
« Son Düzenleme: Mayıs 09, 2020, 13:18:32 Gönderen: Ömer Öge »


*

    N. Ö.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #19 : Mayıs 09, 2020, 13:36:14 »
Ömer bey, açıklamalarınız çok aydınlatıcı oluyor.

Emekleriniz için teşekkür ederim.

*

    A. Y.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #20 : Mayıs 09, 2020, 15:34:45 »
Ömer Korsan teşekkürler..
 
Bir öyle bir böyle diyenler olduğu için soruyorum; küçük ihtiyacı oturarak yapmamızın olumlu bir etkisi var mı ? Muayene konusunu da biraz açsanız, bir de sizden dinlesek ? Yakın gelecekte hiç alternatif bir muayene olmayacak gibi mi ?
*

    S. Ç.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #21 : Mayıs 09, 2020, 18:48:57 »
Bundan 15 sene evvel inşaat işleriyle uğraştığım,lastik dünyasının önde gelenlerinden dindar bir abimiz çok büyük ve  lüks bir ev satın aldı..tadilata başlandığında ekibimden,bayağı pahalı ithal tüm alafranga tuvaletleri söküp alaturka taşlarla değiştirilmesini istedi..

Tüm ısrarlarıma rağmen misafirlerin kullanacakları hariç geri kalan sekiz adet taşı söküp alaturkayla değiştirdik..

Neden böyle birşey istediğini sorduğumda,dini vecibeler ve dini bilgilerle beraber,kendisinin ve arkadan gelen iki oğlunun prostat problemi yaşamamasını istediğini,çömelerek bunun sağlanabileceğini uzun uzun anlattı..

O zamanlar fazla önemsemediğim bu konu,üç beş senedir,sizlerinde farkettiğiniz bir şekilde,alafranga tuvalet kullananların,oturuşu çömelme pozisyonuna getirebilmesi için buna göre yapılmış ayakların altına konulan taburelerle,bizim ve yabancı basının gündemine geliverdi..

Bağırsaklarında boşaltım sırasında çömelme şekliyle daha rahatladığı yazılıp duruyor..vs..vs..

Prostatla bu oturma şeklinin ne kadar ilgisi var bilemem..
« Son Düzenleme: Mayıs 09, 2020, 18:50:26 Gönderen: Serdar Çırak »
*

    Ö. Ö.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #22 : Mayıs 09, 2020, 19:24:37 »
İdrarı ister ayakta ister oturarak yapmanın prostat sorunlarınin ortaya çıkmasına  herhangi bir katkısı kesinlikle yoktur.  Tamamen şehir efsanesidir .

Ancak büyümüş prostatin mesane çıkış direnci yarattığı yada başka mesane boşaltma sorununa sahip bir insan mesanesini oturarak daha rahat boşaltır.

Bunun açıklaması mekanik basıdır. Kişi çömeldiginde karın iç ibasınç artar,  bu basınç mesaneye de yansır ve mesane içi basınç da artar.  Yani su dolu bir balonun ağzını açtıktan sonra ayrıca el ile sıkıştırmak gibi.

Boşaltma sorunu olan mesane durumlarında biz hastaya oturarak idrar yapmalarını  söyleriz. Ancak alafranga yada alaturka zaten her ikisi de oturmak şeklidir. 

 Ayakta, oturarak, uçarak nasıl yapılırsa yapılsın prostat hastalığı gelismesine etkisi yoktur.

İyi akşamlar.
« Son Düzenleme: Mayıs 09, 2020, 19:30:32 Gönderen: Ömer Öge »
*

    A. Ç.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #23 : Mayıs 09, 2020, 19:52:29 »
Hekim tavsiyesi üzerine bir denizci tavsiyesi:

Sağlıklı bile olsanız, teknede çişinizi oturarak yapınız, hedef hareketlidir, tutturmak zordur, hele tuvaleti siz değil eşiniz temizliyorsa lütfen oturun

Bu prostat sorunu olanlar için daha da geçerlidir,  "Ancak büyümüş prostatin mesane çıkış direnci yarattığı yada başka mesane boşaltma sorununa sahip bir insan mesanesini oturarak daha rahat boşaltır." Basınç düştüğüne göre, hedefi vurmanız daha da zorlaşır.
*

    T. G.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #24 : Mayıs 10, 2020, 11:01:31 »
Bir Denizcilik platformunda bu tartışmanın yerinin olmadığı düşünüyorum.
Saygılar

SM-G973F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

*

    S. Ç.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #25 : Mayıs 10, 2020, 11:57:58 »
Bilgilendirmeyi ısrarımız üzerine bir doktor üyemiz yapınca bence çok değerli..

Hanımlar için rahatsız edici olabilir ama,orta yaş üstü erkeğin bu kadar fazla olduğu ve bu bilgiye ulaşabileceği başka bir ortam yok..

Buna ulaşabileceğimiz Web sayfaları çok kafa karıştırıcı ve aldatıcı,sömürücü..

Hiç değilse burada güvendiğimiz kişiden bilgiyi direk alıyoruz ve bu büyük şans..

Tek problem konu üzerinde anlamsız espri yapmaya çalışanlar..
*

    K. E.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #26 : Mayıs 10, 2020, 14:26:07 »
Tek problem konu üzerinde anlamsız espri yapmaya çalışanlar..
[/quote]

"Koruyucu hekimlik" kavramını da hatırlamak gerekir. Öncelikle bu rahatsızlığın nedeni üzerinde yapılan araştırmaları bilsek bize olmasa da gençlere yararlı olur. Burada anlamsız espri göremedim.
*

    R. E.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #27 : Mayıs 10, 2020, 14:26:54 »

Haklısınız, tek problem ben oluyorum burada..
Konu hakkında mizah yapıyorum çünkü..
Oysa hastane sırasındaki hasta gibi olmam lazımdı..
Ne kadar densizim!

*

    E. A. A.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #28 : Mayıs 10, 2020, 15:06:47 »
Ömer eline sağlık çok güzel yazmışsın. Ürologlar yeri gelince en sofistike esprileri yapabilen insanlardır.  Dozunda esprinin de böyle bir gurupta toleransla karşılanacağına eminim neticede kaç yıldır bu mahallede oturuyoruz. Tıbbın kötü uygulamalarının / politikaların varlığı kadar,  akıl bilim ve teknolojinin bileşkesi  tıbba alternatif olarak saçma sapan işlerin öne sürülmesi de beni rahatsız eder. Arada sınırları tam çizilmemiş, bilimsel araştırma ve onay bekleyen bir gri zon da var. Hekim olarak yaşlandıkça resmin bütününü görmeye çalışıyor ,  bilmediğimiz her şeyin araştırma bilimsel metodoloji ve akılcılıkla bir gün gözlerimizin önüne serileceğine inanıyorum. Kabak çekirdeklerini depolamaya başladım Ömer  kabuklarınla yemeyi severim tenya varsa onları da dökeriz artık.  Konuyu gündeme taşıyan Zafer kardeşime de teşekkür ederim.
*

    S. Ç.

Ynt: PROSTAT (Erkeklerin kabusu)
« Yanıtla #29 : Mayıs 10, 2020, 17:44:52 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Haklısınız, tek problem ben oluyorum burada..
Konu hakkında mizah yapıyorum çünkü..
Oysa hastane sırasındaki hasta gibi olmam lazımdı..
Ne kadar densizim!



Aman hocam,söylediklerimin,ne sizin ne de Kahraman korsanımızın yazdıklarıyla alakası yok..ince espriler her zaman yazıların tuzu biberidir..
Ama,geç saatlerde iki tek attıktan sonra kaliteyi bozabilecek şeyler yazanlar olabilir,bunu hepimiz gördük..