0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    Ö. Ö.

Koronavirüs uzman soru-cevap
« : Mart 31, 2020, 09:52:15 »
Diğer korona konusu (doğal olarak) tartışma, yorumlama, bence böyledir yönğne döndüğü için bu başlığı açtım.

Uzmanına (doktor, eczacı, bilim adamı, sağlık personeli, sağlık sektörü vb) sorup ilk ağızdan cevap alabileceğimiz bir konu olmasını diliyorum.

Diğer başlıktaki soru cevaplar da buraya alınabilir, diğer konu tartışma yorum bölümü olarak devam eder, temiz bilgi burada kolay erişilir halde kalır.

öZgür (mobil)



*

    Ö. Ö.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #1 : Mart 31, 2020, 09:56:13 »
Soru:
Bu virüs gelip vücuda yerleştiğinde 2-14 gün kuluçka süresi var ve 22-25 güne kadar da taşıyıcı olunuyor deniyor.

Kuluçka süresi sonunda eğer semptomlar ortaya çıkıp hasta olmuyorsak virüse ne oluyor? Yok olup gidiyor mu?

25 gün etrafa bulaştıracak kadar virüs taşıyorsak sonra ne oluyor bu virüsler?

öZgür (mobil)



*

    A. Ç.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #2 : Mart 31, 2020, 10:06:53 »
Virüsler hücre içine girerek çoğalırlar. Normal koşullarda konağa hiç zarar vermezler veya az zarar verirler, çünkü varlıklarını sürdürebilmeleri için konaklara ihtiyaçları vardır. Hepsini öldürürlerse kendileri de yok olur. Kuluçka süresi virüsün yeteri kadar çoğalıp zarar vermeye başlamadan önceki evredir. Yeteri kadar çoğaldığında zarar vermeye başlar. Semptomlar ortaya çıksın veya çıkmasın virüs varlığını sürdürmeye devam eder. Bu süre içinde bağışıklık sistemimiz devreye girerek, vücüdü virüsten temizler. Bağışıklık sistemi devreye girdiğinde virüsler varlıklarını sürdüremez,  öncesinde veya savaş devam edereken bir kısmı vücuttan atılarak mümkün olursa yeni kişilere bulaşır.


*

    Ö. Ö.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #3 : Mart 31, 2020, 10:15:11 »
Diğer konudaki soru cevap ve uzmanından faydalı bilgiler de burada bulunsun;

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Maske konusunda verilen bilgiler çok çelişkili:
1. Cerrahi maske ameliyatlarda hastaları koruyor ama koronada işe yaramıyor öyle mi?
2. Maskeyi hastaysanız takın demek maskenin virüsü tek yönlü geçirmediğini söylemektir. Bu maskeler o kadar hassas mı?
3. Burun, ağız ve gözlere dokununca ve elinde virüs varsa bulaşır deniyor. Maske takınca ağzına ve burnuna elleyemediğine göre neden maske takmak işe yaramıyor?
4. Virüs belli bir süre yaşıyorsa, maskeyi takıp gezip eve geldikten sonra aynı maskeyi 1 gün kullanmazsan üstündeki virüs ölmüyor mu? Neden bir maske birden çok kez kullanılmasın?
5. Elleri sabunla yıkayınca virüs ölüyor ama maskeyi sabunla yıkarsan virüs ölmüyor mu?
6. Virüsün boyutu küçük bu yüzden maskeden geçer deniyor. Hepsi geçmiyor ya! Bir kısmı bloke oluyordur. Maske takıp virüse daha az maruz kalmak daha iyi değil mi?
7. Elimde virüs yoksa maske varken neden maskeyle oynayınca maske işe yaramıyor?
8. Uçak yolculuğunda havalandırma genellikle mikropları uçak içine yayıyor. Bu yüzde kışları uçak yolculuğundan sonra genellikle mikrop kaparım. Uçak yolculuğunda, uçak içinde hasta birisi varsa maskeden başka bizi ne koruyabilir?

1- Cerrahi maske ameliyatlarda hastaları tıbbi personelin yayacağı bakteri vb. hastalık etmenlerinden koruyor. Personelden, hastanın vücuduna geçişi engelliyor.
2- Maskeler o kadar hassas değil. Virüs; öksürük, hapşırık, soluma vb. nedenlerle havaya ve oradan da çevreye yayılıyor. Maske, çıkış noktasına bariyer olsun diye hasta kişiye taktırılıyor. Projektil atışın menzilini küçültmek için namlunun hemen önüne bariyer konuyor.
3- Maske takınca ağız, burun ellenemiyor algısı yanlış. Tam tersine gözleniyor ki maske takan, hele buna alışık olmayan kişi maskeyi düzeltmek, kaşınmak gibi nedenlerle yüzüne normalden çok daha fazla dokunuyor.
4- Maskeler bir iki saat içinde solunan havanın nemi nedeniyle doku özelliğini yitiriyor. Birden çok kullanmaya uygun değiller. Birden çok kullanılabilen maskeler var. Onlar farklı.
5- Elleri sabunla yıkamak virüsü öldürmüyor. Çoğunlukla mekanik olarak virüsü ortamdan uzaklaştırıyor. Maske yıkanınca dokusu bozuluyor ve işlevini yerine getiremiyor.
6- Maske takıp virüs miktarını azaltmak ile sağlanan faydanın yanında maske nedeniyle yüze daha fazla dokunmanın ve maskenin verdiği güvenlik hissi nedeniyle risk almanın zararı daha fazla. Grip aşısı olup hastalananların çoğu "Ben aşı oldum, hasta olmam artık" diye kış ortasında yaka-bağır açık dolaşanlar örneğin.
7- Elinde virüs yokken maskeyle oynayınca maskenin işe yaramaması diye bir şey olamaz. Elinde virüs yokken yüzünü sürekli mıncıklasan, parmaklarını teker teker yalasan da bir şey olmaz. Sorun elinde virüs olup olmadığını bilememen.
8 - Uçak yolculuğunda, uçakta hasta biri varsa büyük olasılıkla maske dahil sizi hiçbir şey koruyamaz. Hasta kişiye maske taktırmak belki işe yarar. Hiç çıkarmamacasına tüm yolculuk boyunca özel filtreli tam yüz maskesi takarsanız belki virüse yakalanmama şansınız olabilir. Bir uçağa tek bir gripli yolcu biniyorsa, 2 saatlik yolculuk sonrası o kabindeki herkesin grip virüsünü aldığı varsayılır. Kimlerin hastalanacağına ise alınan virüs yükü ve kişinin direnci karar verir.


Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Durum o kadar kötü değil. Vaka sayısı az ve geç çıktı çünkü olası vaka tespiti ve uygulanan test sayısı az. Bakanlıiğın olayı idare etme algoritması doğru çünkü önemli bilim insanlarından oluşan bir bilim kurulunun çalışmasına dayanarak eylemler planlanıyor. Şu anda şüpheli vakaya nasıl yaklaşılacağı, ne şekilde test edileceği, test sonucu pozitif çıkarsa nelerin yapılacağı, tıbbi personelin vakaya nasıl yaklaşacağı, hangi kurumun hangi aşamada ne yapacağı vs. planlanmış durumda ve ilgili herkes hangi durumda ne yapacağını biliyor.

Sorun iki, üç kısımda;

- An itibarıyla üç laboratuvar bu testleri yapıyor; Ankara, İstanbul ve Erzurum. Bir de Adana'dan bahsediliyor ama henüz netleşmedi.
Türkiye'de bizim geliştirdiğimiz yerli test kiti kullanılıyor. Bu kitlerin kalibrasyonlarının ne olduğu bilgisine ben şahsen ulaşamadım ama iş gören ve bilimsel kabul görmüş kitlerdir mutlaka. Zaten diğer ülkelerde kullanılan kitlerin de belgeleri var mı, ne derece doğru bilmiyorum ama bizimki dahil hepsi doğrudur elbette.
- Toplam kaç kişiye test uygulandı, bu vakalar nerede bilinmiyor. Pek şeffaf değil o süreç.
- Sürecin doğal akışına göre vaka sayısı katlanarak artacak. Bir hafta sonunda 10 vaka, 10 gün sonra 500 vaka olabilir. Bu akışa insanların alıştırılması gerek. Boş yere panik havası oluşmaz böylece.

Esas sorun bizlerin nasıl davranacağı konusunda kafalarımızın net olmaması. Sadece el yıkamak, dezenfaktan vs. yeterli değil. İşin bilimsel kısmından çok sosyolojik kısmı sorun yaratıyor.

Esas tehlike, her ülke için geçerli olan tehlike, sağlık hizmeti talebinin aşırı artması ve ülkenin kapasitesini aşması durumu. Şu anda Türkiye'nin 40.000 adet civarında yoğun bakım yatak kapasitesi var. Eğer toplu halde bulunmama, ortak alanların dezenfeksiyonu gibi tedbirler başarıyla uygulanmazsa risk grubu hızla hastalanacak ve bu kapasiteyi tüketecek. Tüm yataklar virüs kaynaklı hastalarla dolunca ve tüm doktorlar bu hastalara bakar hale gelince (160.000 doktorumuz var) trafk kazası, kırık, kalp krizi vb. nedenlerle hastaneye giden kişiler sağlık hizmeti alamaz hale gelebilirler. İşte tüm ülkeler bu kötü senaryoya uğramamak için uğraşıyor. İtalya o yüzden karantina ilan edip 16 milyon kişiyi evde tutuyor, Amerika bir ay uçuşları yasakladı vs. Türkiye'de alınan  tatil, toplantı iptalleri vb. kararlar doğru.

Koronavirüs aslında insanları mevsimsel gripten daha fazla  etkileyip öldürmüyor ama yeni ve değişik olduğu için yukarıda anlattığım nedenlerle,  insanlar daha fazla etkileniyorlar ve ekonomik sorunlara yol açıyor. Tuvalet kağıdı veya makarna almanın bir mantığı yok ama işte sosyolojik kurallar işliyor.


Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Herkese merhaba
Öncelikle değerli meslektaşıma teşekkür ediyorum
Sahada olmak biz sağlık çalışanları İçin çok zor
Sizlerle paylaşacağım verileri çok dikkatli seçmek ve kaynak belirtmek ,en azından şahsen güvenilir olduğuna inandıktan sonra paylaşmak isterim


Herkese sağlıklı ömür dilerim


@@@@@@

80 derece kolonyada %40 alkol mü var..
Sosyal Medyada şöyle bir bilgi dolaşmakta..
Kolonya ile ilgili yanlış bilgilendirme var. Koronovirüsü öldürmek için en az %60-%70 alkol oranı olan ürünler kullanmak gerekiyor,  Kolonyalar ise en fazla 70-80 derecelik. 80° derece ifadesinde ("80-proof") bahsolunan içindeki saf alkol yüzdesi değil. Bu değer alkoldeki etanol miktarına işaret ediyor. Alkol oranı (yani ABV Alcohol by Volume) yaklaşık bunun yarısına tekabül ediyor yani %40 ve yeterli değil. Kolonyalara fazla para harcamayın, koronavirüsü öldürmüyor. DENİLMEKTE.


DOĞRUSU..
 Alcohol proof deyimi içeceklerdeki alkol miktarı için kullanılıyor
 Ve belirtilen miktarın yarı kadar alkol oluyor.
 Kolonyadaki derece tanımı ise kullanılan alkolün yüzdesini gösteriyor
Yani 80 derecelik kolonya da %80 alkol içermektedir.


Ayrıca,
 En iyisi 70 derecelik alkoldür . 80 derecelik alkol bakteriyi veya virüsü olduğu yere tespit etmekte öldürmemektedir. 70 derecelik ise hücre duvarını parçalayıp öldürmektedir


Prof Dr.İ.Hamit Hancı- Prof.Dr.L.Didem Kozacı- Dr.Setenay Mit- Doç.Dr.Neslihan Gürbüz


Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜNDEN CORONA VİRUS İLE İLGİLİ SAĞLIK PROFESYONELLERİNİN DAHİ PAYLAŞTIĞI , TOPLUMDA  15 MİT (YANLIŞ BİLGİ )  NİN DOĞRUSU ;

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

1. KORONAVİRUS  SICAK NEMLİ YERLERDE DE BULAŞABİLİR

2.SOĞUK HAVA VE KAR KORONAVİRUSU  ÖLDÜRMEZ

3.SICAK BANYO KORONAVİRUSTAN KORUMAZ

4. SİVRİSİNEKLER  KORONAVİRUS TAŞIMAZ

5.EL KURUTUCULAR KORONAVİRUSU ÖLDÜRMEZ

6. ULTRAVİYOLE LAMBALARI CİLDE TAHRİŞ YAPACAĞINDAN KORONAVİRUS  İÇİN KULLANILMAZ

7. TERMAL TARAYICILAR SADECE ATEŞİ OLANLARI SAPTAYABİLİR . ATEŞ ÇIKMADAN 2-10 GÜN ÖNCE VİRÜS BULAŞMIŞ OLANLARI SAPTAYAMAZ .

8. VÜCUDUN HER TARAFINA ALKOL VEYA KLOR SPREYİ SIKMAK YARARLI DEĞİL ZARARLIDIR . BUNLAR SADECE YÜZEY TEMİZLİĞİNDE KULLANILABİLİR .

9. EVCİL HAYVANLARDAN KORONAVİRUS BULAŞTIĞIYLA İLGİLİ KANIT YOKTUR . YİNE DE E COLİ , SALMONELLA GİBİ BAKTERİLERİN BULAŞMASINI ÖNLEMEK İÇİN KEDİ VE KÖPEĞE DOKUNDUKTAN SONRA EL YIKAMA ÖNERİLİR .

10 .  PNÖMOKOK VE HEMOFİLUS İNFLUENZA AŞILARI KORONAVİRUSTAN KORUMAZ . ANCAK PNÖMONİ GİBİ SOLUNUM HASTALIKLARININ ÖNLENMESİNDE AŞI HER ZAMAN ÖNERİLİR

11. BURNU SÜREKLİ SERUM FİZYOLOJİKLE TEMİZLEMEK KORONAVİRUSTAN KORUMAZ

12. SARIMSAK SAĞLIK İÇİN YARARLI OLMAKLA BİRLİKTE KORONAVİRÜSTAN KORUDUĞU İLE İLGİLİ KANIT YOKTUR .

13 . KORONAVİRUS DAHA ÇOK YAŞLILARDA , ASTIM ,  DİABET , KALP HASTALIKLARI GİBİ KRONİK HASTALIKLARDA TEHLİKELİ OLMAKLA BİRLİKTE DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ HER YAŞ GRUBUNDA İNSANIN ÖNLEM ALMASI GEREKTİĞİNİ EL VE SOLUNUM HİJYENİNE ÖZEN GÖSTERMESİ GEREKTİĞİNİ VURGULAMAKTADIR .

14. ANTİBİYOTİKLER KORONAVİRUS TEDAVİSİNDE ETKİLİ DEĞİLDİRLER .

15. HENÜZ KORONAVİRUSU TEDAVİ EDECEK İLAÇ YOKTUR . TEDAVİ YAKINMALARI  RAHATLATMAYA YÖNELİK VE ŞİDDETLİ HASTALIKTA OPTİMAL DESTEK BAKIMINA YÖNELİKTİR .


Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bir önemli noktaya da dikkat etmek gerekiyor. Bu virüs ilk kişiden sonra nasıl yayılıyor? Yayılma yöntemleri değil de matematiksel oranı ne?
Bu tür bulaşıcı hastalıklarda bu konu süreci planlamada çok önemlidir. İlk virüsün ortaya çıktığı vaka ve sonra o vakadan kimlere ne sürede yayıldığını hesaplamak, salgının hızını anlamak ve önlemleri tanımlamak için önemlidir.
Normal şartlarda bir kişi virüsü aldığında o virüs bir süre vücudunda kalır, sonrasında hastalığın şekline göre kişi iyileşir, hastalanır tedavi edilir veya ölür. Bu olası durumların sonunda o kişiden artık çevreye virüs yayılmaz. İşte önemli olan bu zaman aralığında, yani kişinin virüsü aldığı andan, virüsü artık etrafa bulaştırmadığı ana kadar, virüsü kaç kişiye bulaştırdığı ve bunun ne kadar sürdüğüdür. Bu bilgiler salgının  yayılma hızını belirler.
Elbette bu bilgilerin tam doğru haline asla ulaşamazsınız. Bir kişide virüs olduğunu söyleyebilmek için o kişide virüs olabilieceğinden şüphelenmeli ve tanı koyucu testi yapmalısınız. Herkese bu teti yapamadığınız için toplumda gerçekte kaç kişide virüs var asla gerçek rakamı bilemezsiniz.

Koronavirüs salgını için virüs alan bir kişinin artık bulaştırmaz hale gelene kadar virüsü yaklaşık 2.8 kişiye yaydığı hesaplanıyor. İşte yuvarlak hesap 3 kişi derseniz, 14- 15 basamak sonra bir kişiden 15 milyon kişiye virüs geçmiş oluyor. E, geçsin, 15 milyon kişi ölecek demek değil ki bu... Öyle demek değil ama bu kişilerden ne kadarlık kısmı tıbbi desteğe ihtiyaç duyacak burası önemli. Çünkü her gerekene tıbbi destek veremiyorsunuz. Yatak kapasiteniz, doktor sayınız kısıtlı. İşte optimum noktayı aşmadan virüsün yayılma hızını azaltmanız gerekiyor. Hiçbir tedaviniz olmasa da virüsün yayılacağı yolları kısıtlarsanız kazanma şansınız var.
Tersten anlatayım, 1 kişiden 15 milyon kişiye bulaşması için 15 çevrim gerekiyordu ya. Diyelim 15 milyon kişi virüs alırsa bu 15 milyonun içinden tıbbi destek alacak kişilere ucu ucuna yetecek kapasiteniz var. İşte bu 15 çevrimi bir ayda yaşarsanız farklı, 1 yılda yaşarsanız farklı. Büyük bir miting yapıp, 15 milyon kişiyi bir araya toplarsanız ve içlerinden bir kişi virüslü ise, bu 15 milyon kişi brbirine virüs bulaştıracak şekilde davranır ise, o mitingin sonunda hepsine virüs bulaşabilir teorik olarak. Bu abartılmış kısım.
Dolayısıyla, toplu bulunulan yerleri kapatmak, birbirinin yüzüne öksürmemek vb. önlemler işe yarar. Çünkü bir süre sonra yayılım hızı azalacak. Şu anda hem yeryüzünde kimse bu virüsle daha önce karşılaşmamış durumda, bağışıklık hiç yok hem de temas durumu için bir önlem alınmyordu. Ama insanlar virüsle karşılaşıp bağışıklık geliştirdikçe ve önlemler alındıkça bu yayılım hızı azalacak ve bir kişi 3 kişiye değil en fazla bir kişiye bulaştırabilir hale gelecek. Çin'de olan durum bu şu anda. Yeni vaka sayısı plato çizmeye başladı.
Umarım fazla tıbbi olmadan anlatabilmişimdir.


Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
...
Esas tehlike, her ülke için geçerli olan tehlike, sağlık hizmeti talebinin aşırı artması ve ülkenin kapasitesini aşması durumu. Şu anda Türkiye'nin 40.000 adet civarında yoğun bakım yatak kapasitesi var. Eğer toplu halde bulunmama, ortak alanların dezenfeksiyonu gibi tedbirler başarıyla uygulanmazsa risk grubu hızla hastalanacak ve bu kapasiteyi tüketecek. Tüm yataklar virüs kaynaklı hastalarla dolunca ve tüm doktorlar bu hastalara bakar hale gelince (160.000 doktorumuz var) trafik kazası, kırık, kalp krizi vb. nedenlerle hastaneye giden kişiler sağlık hizmeti alamaz hale gelebilirler. İşte tüm ülkeler bu kötü senaryoya uğramamak için uğraşıyor. İtalya o yüzden karantina ilan edip 16 milyon kişiyi evde tutuyor, Amerika bir ay uçuşları yasakladı vs. Türkiye'de alınan  tatil, toplantı iptalleri vb. kararlar doğru.
...

Bahsettiğim "...kapasitenin aşıldığı nokta..." kavramını anlatan grafik aşağıda.
42.000 adet yoğun bakım yatağı var ama bu yatakların çoğu zaten dolu.

Tedbir almak ve teması engellemek, azaltmak bu nedenle önemli.


 Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap




Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
- Bu virüslere karşı neden uzun süreli bağışıklık kazanamıyoruz?

Kazanıyoruz. Bir tip virüs vücuda girdiğinde bağışıklık sistemi onu alt edince artık sistemin hafızasına kodlanıyor. Bir dahaki sefere anında virüsü tanıyıp daha hastalık oluşturacak kadar çoğalamadan imha ediyor. Sorun nezle virüsleri gibi virüslerin yapılarını sürekli değiştirmesi. Ama SARS, MERS gibi koronavirüslerine ve influenza gibi grip virüslerine karşı aşı var ve başarılı çünkü onlar yapılarını değiştirmiyor.
COVID-19'daki sorun ilk defa ortaya çıkmış olduğundan yeryüzündeki kimsede ona karşı bağışıklık sistemi hafızası yok. COVID-19 ile karşılaşır ve bağışıklık geliştirirseniz bir daha COVID-19 ile karşılaştığınızda hasta olma olasılığınız çok az. Ama diyelim COVİD-22 ile sil baştan aynı duruma geliriz.

- Yukarıdaki soru bağlamında 'sürü bağışıklığı' yöntemini deneyen ingiltere ve hollanda ne yapmak istemektedir?

Yukarıdaki cevap bağlamında  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap İngiltere ve Hollanda, virüs ile karşılaştığında  etkilenmeyecek ve direnç gelişterecek olan nüfusun bir an önce virüse maruz kalmasını sağlayarak toplumsal bağışıkığı artırmayı düşünmekteler. Kızamık geçiren çocukların yanına diğer çocukların götürülmesi gibi. Virüsü alan ve yenen örneğin genç bireyler, nispeten hastalık yapıcı etkisi daha azalmış virüs şeklini etrafa saçarak diğer insanları da bir nevi aşılarlar. Zaten salgın hızı normalde de böyle yavaşlar ve durur. Bugün H1N1 salgını olmamasının nedeni H1N1 virüsünün ortamda bulunmaması değil, H1N1 ile karşılaşmış ve bağışıklık geçirmiş yeterince insan olmasıdır.

- Aşı dediğimiz şey seyreltilmiş hastalık değil miydi? Vucuda iki adet Covid19 versek olayı çözmüş olmuyor muyuz? Bu yöntem sadece bakterilerde mi işe yarıyor? Öyle ise bilim adamları nasıl bir aşı için çalışıyorlar?


"Aşı zayıflatılmış mikroptur. Vücuda bu zayıf düşman verilince bağışıklık sistemi onu kolayca yener ama bu arada düşmanını tanır ve gelecek sefere çok daha hazırlıklı ve güçlü olduğundan artık yenilmez"
Bu tanım 1940'larda anlatılan ve maalesef doktorların bile büyük çoğunluğunun bildiği şekliyle çok eski bir aşı tanımıdır. "Canlı aşılar" denilen bir kısım aşılar için kısmen hala geçerlidir. Günümüzde ise gen teknolojisi gibi olanaklarla çok daha güvenli aşılar yapılır. Canlı aşının çok çok düşük olasılıkla da olsa hastalık yapma gibi riski varken yeni tip aşılarda bu olası değldir. Neden? Çünkü virüsü içi zehir dolu bir şişe gibi düşünürsek; vücudun bu zehir şişesini normal bir şişe gibi açıp içtiğini ve hastalandığını, bunu engellemek için şişeyi açıp içindekilerin çoğunu dökerek içinde az bir sıvı bıraktığımızı, buna 'aşı' dediğimizi düşünelim. Vücut bu aşı şişesini normal zannedip açıp içtiğinde "üüü" deyip tükürüyor ve yüzünü buruşturuyor ama hasta olup ölmüyor. O şişeyi de artık hatırlıyor ve tekrar karşılaştığında "zehir bu" diye tanıyıp içmiyor, hemen çöpe atıp uzaklaştırıyor.
Günümüzde ise gen teknolojisi vb. yöntemlerle artık biz şişeyi de, içindekini de laboratuvarda parçalıyoruz. Sadece şişenin ne olduğunu anlatan etiketin bir parçasını bırakıyor, belki sadece etiketin üstünde yazanları kopyalıyoruz. Bunları vücuda öğreterek "Bak! Üstünde böyle yazan, şekli böyle, rengi böyle olan bir şişe görürsen sakın içme. Zehir o. Hemen kaldır, çöpe at" diye öğretiyoruz. O etiket parçası veya etikette yazan bilginin kopyası asla hastalık oluşturmadığı için son derece güvenli bir aşımız oluyor. Bazı tipler "Ama bu bilgiyi okuyunca kısırlaşıyoruz, hede höde" diye aşı karşıtlığı yapınca onları düz dünyanın kenarlarına yaklaşıp düşmemeleri için uyarıyoruz o kadar.  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap



Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bu virüs sadece salya/sümük ile mi bulaşıyor?

En yaygın bulaşma şekli solunum sisteminden atılan parçacıklar ile. Çünkü virüs buralara yerleşiyor ve çoğalıyor. Sonra da salgılar ile etrafa saçılıyor. Öksürünce, hapşırınca, tükürünce, sümkürünce, balgam çıkarınca virüs de bulaşıyor. Havadaki damlacığı soluyunca, bulaştığı yüzeyden alıp vücudumuza sokunca bize geçiyor.

Eğer öyle ise öksürmeyen insanların yakınında olmak neden riskli?

O insanların yanında bulunmak riskli değil. Ancak toplumda insanlar öoksüren-öksürmeyen diye ayrılmıyor. Öksürmese de vücut slgıları ile virüs saçıyor olabilir. Öncelikle tükürük vb. ile. Elini ağzına, burnuna götürüp üstüne sürmüş, etrafa dokunmuş olabilir. Henüz kanıtlanmasa da diğer vücut sıvılarıyla da (gözyaşı, idrar, feçes) virüs çıkarıyor olabilir.

Yoksa sadece normal nefes almak virüsün havaya karışmasına yetiyor mu?
Öyle ise 2m mesafe bırakmak nasıl çözüm/önlem oluyor?



Normal nefes almak hala virüsü havaya saçabilir ama hava daha önce söylediğim gibi bir iletken değil. Virüs içeren sıvı damlacıklar havada asılı kalıyor. Normal nefes ile bu şekilde damlacık çıkışı çok çok az. Ancak kapalı ortamda saatlerce kalan virüs saçıcısının ortamına girerseniz virüs alma riskiniz var. Mesela gece uyuduğu oda, birlikte aynı odada uyumak, saatlerce aynı kapalı ortamda bulunmak, aynı havayı solumak... Odaların havalandırılması bu nedenle önemli.


Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bu virüsü mevsime uygun gripal virüslerden (influenza mıydı?) nasıl ayırt ediyorlar corona kiti dışında?

Belirtileri biraz farklı. En önemlisi bunda yüksek ateş (38,6 derecenin üstü) ve kuru öksürük, solunum sıkıntısı belirtileri ön planda.

Alkolün virüsü öldürdüğü söyleniyor. Bu nereye kadar oluyor?

Virüsün üstüne alkol gelir ve yeterince uzun süre kalırsa virüs hücre bütünlüğü bozuluyor, ölüyor. 3-5 dk. maruz kalması gerekiyor mesela.

Ciğerlerden nefesle çıkan alkol buharı da öldürüyor mu bu virüsü?

Bu konuda bilimsel kanıt yok.

Ciğerlere ulaşan nikotin ile corona virüsü arasındaki muhabbet nedir?

Nikotin ve sigara dumanı, solunum sistemindeki savunma mekanizmalarını bozuyor. Tam da virüs gibi yabancı güçlerin yerleşmek ve çoğalmak için istedikleri şey. Unutmayın, o noktaya varırsa doktorlar kurtarmak için hasta seçmeye başlayacak. Sigara içen biriyle içmeyen arasında bir tercihe zorlanabilirler.

Tekne sever mi bu virüs. Yani nem, deniz ortamı gibi konulara tepkisi nedir?

Nem genellikle sevdiği bir faktör. Ancak deniz, tuzlu su, bol nefes almak, hareket, düzgün beslenmek, kafa dinlemek, yüksek moral, iyi uyku, güneş ışığı en sevmediği şeyler.




Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Peki  bundan sonra ne olacak?

Evde kalıp, günde 50 defa ellerimizi mi yıkayacağız? Hiç işe gitmeyip önümüzdeki 3 ay, 6 ay boyunca televizyon mu seyredeceğiz? Bu salgın hep devam edecek mi?


Bulaşıcı hastalıklar bilimine göre her salgın sona erer. Erer ama nasıl? Ne kadar sürer? Mesela dinozorları öldüren salgın sona erdi. Gerçi hiç dinozor da kalmadı ama sonuçta böyle bir ssalgın artık yok.

Bilimsel kısma gelirsek bir salgının sona ermesi için iki durumdan biri veya ikisi de meydana gelmeli; salgından etkilenen toplumda salgının etkenine karşı bağışıklık gelişmesi ve/veya salgın etkeninin hasta etme gücünün azalması.

Bir salgının toplum için risk olmaktan çıkması için toplumun en az yarısının bu salgını yapan etkene karşı bağışıklık geliştirmesi gerekiyor. Bu duruma zaten sürü bağışıklığı (herd immunity) deniyor. Bu bağışıklık ya hastalanıp, iyileşerek gerçekleşir ya da aşı ile. Şu anda aşı yok. En iyimser tahminle etkili bir aşının bulunması bir -birbuçuk sene alabilir. Aşının nasıl olacağı bulunsa da herkese yetecek kadar aşı üretilmesi de zaman alacaktır. Diğer olasılık hastalanıp bağışıklık geliştirme ve bunun toplumun yarısından fazlasında gerçekleşmesi ise yine yıllar alabilecektir. Bu arada elbette ölümler olacak.
Ayrıca bağışıklık bir kez gelişti mi ömür boyu kalacak diye bir kural da yok. Bazı virüslere karşı, virüs aynı olsa da kişilerde gelişen bağışıklık kalıcı olmayabiliyor ve aynı virüsten bir kişi iki, üç defa hastalanabiliyor.

Hiçbir salgın başladığı hızla devam etmez çünkü etken de değişir, hasta etme gücü azalır. Bir noktada artık yayılma ve hasta etme hızı toplum için salgın olmaktan çıkar. Bunun olup olmayacağını veya ne zaman olacağını bilmiyoruz.

Üçüncü bir olasılık da toplum olarak artık yaşam biçimlerimizi değiştirmek, hijyen kurallarına uymak, daha doğal yaşamak, anlamsız gıda takviyeleri, GDO, sentetik vitamin hapları, kimyasallar, sigara, madde kullanımından uzak durmak. O seralarda sıktığımız böcek öldürücüler, plastikler, deterjanlar vesaire. Doğayı yenemezsiniz. Bir noktada ölüsünüz. En iyi olasılık bizimle beraber bu gezegen de ölür ama bizim açımızdan bir şey değişmez.

Rakamlar gittikçe artacak, daha önce bahsettiğim gibi tıbbi destek kapasitesini aştığı noktada daha da hızlanacak, o alkışladığımız doktorlardan da ölenler olacak...

Şu anda yapılacak tek şey kendimizi mümkün olduğunca ayrı tutup, temiz ve doğal yaşamaya devam etmek, moralimizi yüksek tutmak.

Daha deprem olacak.  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap




...




Depremden sonra da yeni salgınlar olacak.  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap



Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bu virüs damlacık yoluyla bulaşıyorsa neden ölen insanlar ceset torbasıyla ve özel kıyafetli görevlilerce defnediliyorlar?

Kan, ter, dışkı ile bulaşma mümkün mü?

öZgür (mobil)



Virüs vücut sıvıları ile de bulaşabilir. Ayrıca ölen kişinin vücudunda, akciğerlerinde, boğazında virüs var. Bu virüs öksürünce dışarı çıkıyor, ölünce hava yoluna yerleştirilen boruların ve diğer tıbbi malzemenin çekilmesi, çeşitli akıntılar vb. ile yine bulaşma riski doğuruyor.
Tedbir olarak cenazeye özel kıyafet ile yaklaşılıyor.



Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
- Favorisi uzun olanları,
- Kelle-paça, ot-dal önerenleri,
- Her türlü vitamin-mineral preparatları tavsiye edenleri,
- Amerikada olup da yapma dişlerini sergileyenleri,
- Adli Tıpçı olup "sağlıklı yaşam" pazarlayanları,
- Israrla bir tür ilaç, ot, egzersiz şekli vb. önerenleri,

DİKKATE ALMAYIN!









*

    Ö. Ö.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #4 : Mart 31, 2020, 15:35:27 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Virüsün bulaşıcı olduğu süre her vakada aynı olmayabilir...
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

*

    E. Ö.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #5 : Mart 31, 2020, 19:34:04 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Virüsler hücre içine girerek çoğalırlar. Normal koşullarda konağa hiç zarar vermezler veya az zarar verirler, çünkü varlıklarını sürdürebilmeleri için konaklara ihtiyaçları vardır. Hepsini öldürürlerse kendileri de yok olur. Kuluçka süresi virüsün yeteri kadar çoğalıp zarar vermeye başlamadan önceki evredir. Yeteri kadar çoğaldığında zarar vermeye başlar. Semptomlar ortaya çıksın veya çıkmasın virüs varlığını sürdürmeye devam eder. Bu süre içinde bağışıklık sistemimiz devreye girerek, vücüdü virüsten temizler. Bağışıklık sistemi devreye girdiğinde virüsler varlıklarını sürdüremez,  öncesinde veya savaş devam edereken bir kısmı vücuttan atılarak mümkün olursa yeni kişilere bulaşır.

Biyolog ya da doktor muydun Ahmet abi sen ?
*

    M. G.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #6 : Mart 31, 2020, 20:21:17 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Diğer korona konusu (doğal olarak) tartışma, yorumlama, bence böyledir yönğne döndüğü için bu başlığı açtım.

Uzmanına (doktor, eczacı, bilim adamı, sağlık personeli, sağlık sektörü vb) sorup ilk ağızdan cevap alabileceğimiz bir konu olmasını diliyorum.

Diğer başlıktaki soru cevaplar da buraya alınabilir, diğer konu tartışma yorum bölümü olarak devam eder, temiz bilgi burada kolay erişilir halde kalır.

öZgür (mobil)





Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap 
« Son Düzenleme: Mart 31, 2020, 20:36:11 Gönderen: Moderasyon Grubu »
*

    A. Ç.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #7 : Mart 31, 2020, 20:38:18 »
Ben işletmeciyim ama tıp sektöründe çalıştım, Sandoz İlaç'ta ürün yöneticiliği ve ürün ve reklam müdürlüğü yaptım. İlaçların ruhsatlarının alınmasından, tıbbi mümessillerin eğitilmesine kadar tüm işlerden bölümüm sorumlu idi, bu nedenle bir hekimin bildiği kadar alt yapıya ve özellikle ilaç bilgisine sahip olmam gerekiyordu. Bu nedenle literatür taramasından, sempozyum düzenlenmesine, tıp fakültelerinde profesörlerle fikir alış verişinde bulunmaya kadar tıbbın içine girdim.

Mezuniyetten sonraki ilk işim ise bir tıbbi cihaz firmasında teknik müdürlüktü. Mümessili olduğumuz Avionics marka holter monitor ve eforlu elektro cihazlarının bakımı ve Çapa, Cerrahpaşa, Kalp Cerrahisi merkezlerinde endoskopik ve açık pacemaker takma ameliyatlarına girer elektrodların doğru yerde olup olmadığını belirlemek için eşik ayarlarını ölçerdim. Anlaşılacağı gibi üniversite eğitiminin bir parçası olmasa da bu konuda kendimi mürekkep yalamış sayarım.   
*

    Ö. Ö.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #8 : Nisan 01, 2020, 10:56:18 »


Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


Bu maske işi nedir allahaşkına?
WHO'nun "takmayın, gerek yok" haberleri..
Çeşitli ülkelerden "Mutlaka takın" videoları..
Hangisini tercih edeceğiz sokağa çıkarken..

Temel bilgi değişmiyor: MASKE SİZİ KORUMUYOR. O "cerrahi maske" dediğimiz basit, bez, kağıt maske ancak maskeyi takan kişinin etrafa virüs saçmasını AZALTIYOR, engellemiyor.

Bu nedenle, HERKES takarsa virüs yayılımını azaltır. Pratik şartlarda ise ancak kimlerin sizin için daha tehlikeli olduğunu anlatır. Size 2 metreden daha yakın olan kişilerden maskesiz olan, maskeli olandan DAHA FAZLA tehlike oluşturur. Ancak bu maskeli olan zararsız, maskesiz olan da kesin bulaştırıcı demek değildir.

Şu anki yayılma hızına göre esas olan maske vb. değil hiç maruz kalmamaktır. İdeali kimse evden çıkmamalı, kimse kimseye 2 metreden fazla yaklaşmamalı, dışardan gelen kimse içeridekilerin yanına gelmemelidir. Bunu yaparsanız YENİ bulaşı azaltırsınız. 25-30 gün sonra virüsü almış olanlardan hastalanan hastalanır, atlatan atlatır, ak koyun - kara koyun ortaya çıkar.

Çiçek hastalığı, Hepatit B gibi hastalıklar insandan insana bulaşan hastalıklardır. Plana göre siz yeni doğan her insanı bu hastalıklara karşı aşılar veya başka bir yöntemle korursanız, son çiçek hastası, son Hepatit B hastası yeryüzünden silindiği anda bu hastalık ortadan kalkar. Bu nedenle her yenidoğan Hepatit B'ye karşı aşılanıyor. Çiçek hastalığında bu başarıldı. Çiçek hastasının bulaştırıcılığı vücuttaki son kabuklu yaranın kabuğunun düşmesiyle ortadan kalkar diye kabul edilir. Bu nedenle etkin aşı kampanyaları sonrasında, yeryüzünde çiçek hastalığını geçiren son hastanın başında onlarca doktor bekliyordu. Son kabuk düşünce çiçek hastalığının yeryüzünden silindiği resmi olarak ilan edildi.

Siz 1 kişinin ortalama 6 kişiye virüs bulaştırdığı, vaka sayısının 3 günde ikiye katlandığı bir ortamda, bu bulaşma yollarını kesmeden bu oranları değiştiremezsiniz.

Sonuç olarak; HERKES maske takarsa evet, işe yarar ama maske takmayanların olduğu bir ortamda sizin tek başınıza maske takmanız işe yaramaz.

İsterseniz MS Word'de Ctrl+H basıp metindeki "maske" kelimesini "eldiven" ile değiştirebilirsiniz.

Maske ya da eldiven gibi kişisel koruyucu donanımların kullanılması için ne şekilde kullanılacakları, nasıl takılıp çıkarılacakları, ne sürede kullanılacakları gibi eğitiimlerin verilmesi gerekir. Aksi takdirde daha fazla zarar verirler.

öZgür (mobil)

*

    Ö. Ö.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #9 : Nisan 01, 2020, 10:57:41 »


Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Şimdi gelelim maskenin nasıl kullanılması gerektiğine;
Cerrahi maske iç yüzeyine dokunulmadan, iki tarafından biraz açarak, burnu da kapatacak şekilde, lastikleri kulaklardan geçirilerek yüze yerleştirilmelidir. Burun kenarından başlayarak yanaklara doğru üstten dokunarak yüzün şekline uygun şekilde yanaşması sağlanmalıdır.

Burun delikleri dışarı çıkarsa, OLMAZ.
Sakalınız varsa, OLMAZ.

İdeal maske yanlardan hiç hava sızdırmamalı, tüm havayı maske üzerinden, ventili var ise oradan almalı ve ağıza, burna iletmelidir. Cerrahi maskede bu ideal koşullar oluşmaz. Yanlardan hava girer. Ancak yine de bir miktar zararlı maddeyi (toz, bakteri, virüs her ne ise) dışarda tutar, toplam vücuda giren miktarı azaltır ki hiç yoktan iyidir. E, takalım o zaman denebilir ama pratik gösteriyor ki özellikle bu maske takma işine alışkın olmayanlar, eğitilmeyenler ikide bir maskeyi düzeltmek için çok fazla maskeye ve yüzlerine dokunuyorlar, düzensiz ve test amaçlı derin soluyorlar ve hiç maskesiz olmaya göre daha fazla virüse maruz kalıyorlar.

Her şeyi düzgün yapsanız da o maske ortalama 2 saat sonra o kadar nemlenir ki artık iş görmez hale gelir. Kuralına göre, dış yüzeyine değmeden çıkarıp, uygun şekilde atmanız ve yenisini yine kuralına göre takmanız gerekir. O kasiyerlerde gördüğünüz 2 gündür takılan ve burunları açıkta, hatta çenelerinin altındaki leş gibi maskelerin takdirini size bırakıyorum.

Sağlık peronelinin kullanması gereken ventilli, filtreli FFP3 maskeler bile en fazla 8 saat kullanılır ki işkence gibidir, bir kez çıkardınız mı tekrar kullanılmamalıdır. Şu aralar yokluktan yüksek ısıda 4 saat bekletme, ozon, uv gibi yöntemlerle dezenfekte edilmeye çalışılıyor ama ideali uygun şekilde atmaktır (tıbbi atık).

Eldiven de aynı şekilde bir işlem sırasında korunmak için ve önceden takılmalı, işlem bitince kuralına göre çıkarılıp imha edilmelidir. Eldivenle araba anahtarına, montunuzun fermuarına, kapı koluna vs. dokunmaktan kaçınmalısınız. Mesela sağlık personeli hastanın tansiyonunu ölçerken eldiven takıyor, başka yere dokunmadan ölçüyor, sonra kurala göre çıkarıp atıyor. Öyle saatlerce elde eldivenle dolaşmıyor. Biz markete girerken takmalı, market arabasına, ürünlere eldivenle dokunmalı, sonra cüzdana, kredi kartımıza, montumuza dokunmadan önce kuralına uygun çıkarmalı, temassız ödeme yapmalı, market kapısını dokunmadan açmalı ve eve gitmeliyiz.

öZgür (mobil)

*

    O. B.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #10 : Nisan 01, 2020, 14:25:52 »
Neden maske takmalıyız:

Sure, surgical masks, and improperly worn N95 respirator masks, do not offer perfect protection. But if the stated goal is to “flatten” the curve (as opposed to eradication of the virus), we have to abandon the black-and-white thinking, and embrace shades of grey. We cannot any longer claim that masks “are not effective”. We cannot allow the perfect to be the enemy of the good. What if a however partial protection afforded by leaky surgical or even self-made masks reduces transmission probability to an extent that is similar to that of the recommended (equally imperfect) distancing by more than 6 feet from each other or “not touching your face”? It could then double the impact of non-pharmacological intervention (NPI) on flattening the curve (FIG. 1).

 Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


FIGURE 1. “Flattening the curve”. Effect of mitigating interventions that would decrease the initial reproduction rate R0 by 50% when implemented at day 25. Red curve is the course of numbers of infected individuals (”case”) without intervention. G

reen curve reflects the changed (”flattened”) curve after intervention. Day 0 (March 3, 2020) is the time at which 100 cases of infections were confirmed (d100 = 0). The model is only for illustration and was performed in the SEIR-model simulator (Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap). The non-intervention model was fitted to these data points: a time period of twenty days in which the number of cases in the United States has risen from 100 (d100=0) to 35,000 (d100=20). Standard parameters were used (population size 330 M, Tinc=5.2 days, Tinf = 3.0 days but with the rather high value R0=5.6 in order to achieve the observed rate of increase of case numbers in the U.S. The curves are redrawn not to scale.

Since the CDC provides no scientific evidence for its statement that masks worn by the public “are not effective”, here we review the scientific support for protection conferred by surgical masks. We focus on mechanistic rationale (as opposed to epidemiological-phenomenological evidence). We conclude, by considering cough droplet ballistics and the latest research findings on the biology of transmission of the SARS-CoV2 virus (which causes COVID-19) that any physical barrier, as provided even by make-shift masks, may substantially reduce the spread of COVID 19. If we are soon to yield to the pressure to loosen lockdowns and allow limited social interactions to revive the economy, then public masks should have a role and could facilitate a middle-of-the-road approach.
The official recommendation by CDC, FDA and others that masks worn by the non-health-care professionals are ineffective is incorrect at three levels: In the logic, in the mechanics of transmission, and in the biology of viral entry.

I. THE LOGIC
Of course no mask, be it the tight-fitting NIOSH approved N95 respirator mask or the loosely worn surgical mask, provide perfect (“100%”) protection. But imperfect protection does not mean “completely useless”, much as a glass not full need not be empty: I would gladly accept a glass of water filled to 60 % when I am thirsty. Absence of evidence (of protection) is not evidence of absence. But in our binary world, the official message that surgical masks are “not effective” may have sent the wrong message: that they are absolutely useless. Sadly, with the black-and-white picture painted by officials, the discussion about the effectiveness of masks has been stifled, and with it the possibility of incentivizing industry to ramp up production of these 75 cents-a-piece protective devices.
But with the declared goal to “flatten the curve” (and not to totally eliminate the virus) we have a “relative” as opposed to absolute goal, which places the notion of “partial protection” in a new light. In principle, one could compute the extent Y of flattening of the curve given a partial protection by X % as conferred by mask. But for that we need to first understand the mechanics and biology of transmission in detail.


II. THE MECHANICS
How viruses that cause airborne diseases are carried by droplets from person to person is a complicated, understudied matter. Droplets can (for this discussion) be crudely divided in two large categories based on size 
 
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

 Droplet larger than aerosols, when exhaled (at velocity of <1m/s), evaporate or fall to the ground less than 1.5 m away. When expelled at high velocity through coughing or sneezing, especially larger droplets (> 0.1 mm), can be carried by the jet more than 2m or 6m, respectively, away.

(a) Droplets below a diameter of 10 um (micrometer), the upper size limit for the definition of ‘aerosol’ (particles so light as to be able to float in the air). For brevity, let us call this category “aerosols”. These small aerosols are carried by ventilation or by winds and thus can travel across rooms. What makes N95 facial masks different from the surgical masks is that the former are designed (as per regulatory requirement) to stop aerosols: they have to filter out 95% of droplets smaller than 0.3 um.

(b) Droplets larger than 10um (micrometer), reaching 100um or more. Let us call these large particles “spray droplets” here. (For a more detailed discussion, see Nicas and Jones, 2009). Of course, droplets can be even larger, up to a size visible to the naked eye in the spray generated by coughing or sneezing (0.1 um diameter to above). Calculations by Xie et al suggest that if exhaled, the >0.1 um droplets may evaporate or fall to a surface within 2m, depending on size, air humidity and temperature. But coughing or sneezing can shoot them like projectiles out of the mouth with a “muzzle velocity” of 50 meters/second (for sneezing) or 10 m/s (for coughing), and droplets can reach distances as far as 6m away. If so, then the much mentioned “safe distance” of 6 feet in social encounters may not suffice — except you wear a (simple) mask –more on that later.

 Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
« Son Düzenleme: Nisan 01, 2020, 14:36:31 Gönderen: Orhan Barut »
*

    A. Ç.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #11 : Nisan 01, 2020, 15:01:35 »
Eldiven kullanımı sadece tasarlandığı amaç için kullanılırsa işe yarar. Ele bulaşan virüs'ün insana zararı yoktur, yani ellerinizden kanınıza veya dokularınıza ulaşamaz. Tek ulaşma yöntemi siz elinizi ağzınıza, burnunuza, gözünüze götürdüğünüzdedir.  Bu nedenle eldiven takıp, bir şeylere dokunuyorsanız, işiniz bittikten sonra eldivenin dış yüzüne eliniz ile dokunmadan eldiveni çıkarıp atmalısınız ve eldivenli iken elinizi yüzünüze götürmemelisiniz. Bu koşullarsa eldiven takmak yerine, sık sık elleri yıkamak çok daha uygun görünüyor.
*

    S. Ç.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #12 : Nisan 01, 2020, 20:44:55 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Neden maske takmalıyız:

Sure, surgical masks, and improperly worn N95 respirator masks, do not offer perfect protection. But if the stated goal is to “flatten” the curve (as opposed to eradication of the virus), we have to abandon the black-and-white thinking, and embrace shades of grey. We cannot any longer claim that masks “are not effective”. We cannot allow the perfect to be the enemy of the good. What if a however partial protection afforded by leaky surgical or even self-made masks reduces transmission probability to an extent that is similar to that of the recommended (equally imperfect) distancing by more than 6 feet from each other or “not touching your face”? It could then double the impact of non-pharmacological intervention (NPI) on flattening the curve (FIG. 1).

 Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


FIGURE 1. “Flattening the curve”. Effect of mitigating interventions that would decrease the initial reproduction rate R0 by 50% when implemented at day 25. Red curve is the course of numbers of infected individuals (”case”) without intervention. G

reen curve reflects the changed (”flattened”) curve after intervention. Day 0 (March 3, 2020) is the time at which 100 cases of infections were confirmed (d100 = 0). The model is only for illustration and was performed in the SEIR-model simulator (Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap). The non-intervention model was fitted to these data points: a time period of twenty days in which the number of cases in the United States has risen from 100 (d100=0) to 35,000 (d100=20). Standard parameters were used (population size 330 M, Tinc=5.2 days, Tinf = 3.0 days but with the rather high value R0=5.6 in order to achieve the observed rate of increase of case numbers in the U.S. The curves are redrawn not to scale.

Since the CDC provides no scientific evidence for its statement that masks worn by the public “are not effective”, here we review the scientific support for protection conferred by surgical masks. We focus on mechanistic rationale (as opposed to epidemiological-phenomenological evidence). We conclude, by considering cough droplet ballistics and the latest research findings on the biology of transmission of the SARS-CoV2 virus (which causes COVID-19) that any physical barrier, as provided even by make-shift masks, may substantially reduce the spread of COVID 19. If we are soon to yield to the pressure to loosen lockdowns and allow limited social interactions to revive the economy, then public masks should have a role and could facilitate a middle-of-the-road approach.
The official recommendation by CDC, FDA and others that masks worn by the non-health-care professionals are ineffective is incorrect at three levels: In the logic, in the mechanics of transmission, and in the biology of viral entry.

I. THE LOGIC
Of course no mask, be it the tight-fitting NIOSH approved N95 respirator mask or the loosely worn surgical mask, provide perfect (“100%”) protection. But imperfect protection does not mean “completely useless”, much as a glass not full need not be empty: I would gladly accept a glass of water filled to 60 % when I am thirsty. Absence of evidence (of protection) is not evidence of absence. But in our binary world, the official message that surgical masks are “not effective” may have sent the wrong message: that they are absolutely useless. Sadly, with the black-and-white picture painted by officials, the discussion about the effectiveness of masks has been stifled, and with it the possibility of incentivizing industry to ramp up production of these 75 cents-a-piece protective devices.
But with the declared goal to “flatten the curve” (and not to totally eliminate the virus) we have a “relative” as opposed to absolute goal, which places the notion of “partial protection” in a new light. In principle, one could compute the extent Y of flattening of the curve given a partial protection by X % as conferred by mask. But for that we need to first understand the mechanics and biology of transmission in detail.


II. THE MECHANICS
How viruses that cause airborne diseases are carried by droplets from person to person is a complicated, understudied matter. Droplets can (for this discussion) be crudely divided in two large categories based on size 
 
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

 Droplet larger than aerosols, when exhaled (at velocity of <1m/s), evaporate or fall to the ground less than 1.5 m away. When expelled at high velocity through coughing or sneezing, especially larger droplets (> 0.1 mm), can be carried by the jet more than 2m or 6m, respectively, away.

(a) Droplets below a diameter of 10 um (micrometer), the upper size limit for the definition of ‘aerosol’ (particles so light as to be able to float in the air). For brevity, let us call this category “aerosols”. These small aerosols are carried by ventilation or by winds and thus can travel across rooms. What makes N95 facial masks different from the surgical masks is that the former are designed (as per regulatory requirement) to stop aerosols: they have to filter out 95% of droplets smaller than 0.3 um.

(b) Droplets larger than 10um (micrometer), reaching 100um or more. Let us call these large particles “spray droplets” here. (For a more detailed discussion, see Nicas and Jones, 2009). Of course, droplets can be even larger, up to a size visible to the naked eye in the spray generated by coughing or sneezing (0.1 um diameter to above). Calculations by Xie et al suggest that if exhaled, the >0.1 um droplets may evaporate or fall to a surface within 2m, depending on size, air humidity and temperature. But coughing or sneezing can shoot them like projectiles out of the mouth with a “muzzle velocity” of 50 meters/second (for sneezing) or 10 m/s (for coughing), and droplets can reach distances as far as 6m away. If so, then the much mentioned “safe distance” of 6 feet in social encounters may not suffice — except you wear a (simple) mask –more on that later.

 Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


Paylaşım için tşkler..
Kısaca maske önemli..yukarda yazdığı gibi,sprey şeklindeki bir aksırığın 6 mt ye kadar gidebilmesi enteresan..hele birde klima havalandırma sistemleri çalışıyorsa olay berbatlaşıyor..normal maskeyle,n95 in arasındaki farkda güzelce anlatılmış..Şu anda WHO nun başkanı açıklama yapıyor ve artık maskesiz kesinlikle dışarı çıkmayın varsa virüs gözlüğüde takın diyor..Şimdi naklen yayın var..
*

    Ö. Ö.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #13 : Nisan 03, 2020, 01:49:14 »
Koronovirüs salgını nedeniyle hastaneye gidemeyenlere yardımcı olmak üzere "Sanal Hastane" adıyla bir araya gelen doktorlar sosyal medyada soruları yanıtlayarak destek veriyor.


öZgür (mobil)

*

    A. K.

Ynt: Koronavirüs uzman soru-cevap
« Yanıtla #14 : Nisan 03, 2020, 02:52:35 »
Şahsi fikrim virüsün kesinlikle çinde adamın pazardan satın aldıgı yarasayı evde pişirip yemesinden çıktığına inanmıyorum. Bu virüsün üst akıl dedigimiz 2000 kişilik dünyayı yönetenler tayfasının labaratuar ortamında icat ettirdiği biyolojik bir silah denemesi oldugunu düşünüyorum. Şimdilik Nasıl bir etki edeceğine bakıyorlar ilerleyen zamanlarda daha etkili olanlarının çıkacagından şüphem yok. Peki bunu neden yapıyorlar derseniz artan dünya nüfusu azalan  temel ihtiyaç kaynakları vs ve bu sebeple dünya nufus unu azaltıp sadece kendilerine yetecek kadar köle 1 milyar civarı insan bırakmak.Ülke Din dil ırk meshep onlar için önemli degil.