Gezgin Korsan
Korsan Kıraathanesi => Güverte Sohbetleri => Konuyu başlatan: Tayfun Timoçin - Ocak 08, 2016, 11:45:08
-
Kışın yelken seyri yapanlar fark ediyordur mutlaka. Kışın esen 15 mil hava ile yazın esen 15 mil hava aynı etkiyi yapmıyor üzerimizde. Tekne daha çok yatıyor. (Üşüyor olmamız gibi insana ait unsurlar konumuzun dışında.) Rüzgârölçerimiz, yani anemometremiz her iki durumda da bize 15 mil rüzgâr gösterir ama etkileri farklıdır. Kışın olanı daha serttir, tekneye daha hırçın davranmaktadır. Nasıl oluyor peki bu?
Devamı için:
http://tayfuntimocin.blogspot.com.tr/2016/01/kisin-neden-daha-cok-zorlaniriz.html (http://tayfuntimocin.blogspot.com.tr/2016/01/kisin-neden-daha-cok-zorlaniriz.html)
-
"Kış seyri" diye arama yapınca bu konu çıktı. Ben de yeni başlık açmaktansa soruları buradan sorayım.
Bir ılık su sıcak hava amatör denizcisi olarak yazı beklemek epey can sıkıcı.
Kışın da sınırlı saatlerde de olsa denize açılmak istiyorum. Uzun seyir için tek başıma cesaret edemesem de günübirlik seyirler yapabilir miyim diye düşünüyorum.
Öcal Turan yaz başında bir sohbette, söz kış seyrine gelince "ISLANMA, ÜŞÜME, ACIKMA" diye uyarmıştı. Bu uyarıyı "denize çıkma!" şeklinde okumazsam kışın da denizin tadını almayı sürdürebilirim. :)
Linki verilen yazıyı okumadan önce de kış seyrinden tırsardım. Tabiiki soğuk mevsimden çok hoşlanmamakla da alakalı. Ama asıl olarak da yaza göre işin risklerinin daha yüksek olması. Yazın denize düştüğünüzde birkaç saat canlı kalmanız mümkün. Ama kışın 5 dakika içinde muhtemelen her şey bitiyor. Yine yaza göre kış aylarında denizde daha az insan var.
Yelkene daha fazla güçle yüklenmesi, suyun daha haşin olmasına karşılık kışın kişisel donanımı yükselterek seyir yapmayı öğrenmem gerekiyor.
Tabii kıyafet seçimi en başta gelen sorun. Bilmek gerekiyor. Karada kış koşulları için önerilen "ince, temiz ve çok kat" giyim deniz için de geçerli midir diye soracağım ama ıslandığınızda o çok kat daha çok suya maruz kalmak anlamına geliyor.
Ayakları çok üşüyen biri olarak dalgıç patiği, alt içlik yerine 2 mm sörf kıyafeti giysem rahat çalışabilir miyim? Yani tam gün bu kıyafetle denizde olmak, yelken yapmak mümkün müdür?
Üst giyinmek daha kolay sanki.. Üste bir fanila, onun üstüne atlet, kazak ve kaz tüyü dolgulu bir kıyafet ya da yağmurluk giysem, hareketi çok mu kısıtlar? Çünkü yelken açacağız, yelken toplayacağız vs vs..
Bu arada belirteyim, 9.5 metre içi tıkış tıkış tekneye nasıl yerleştirilip takılacağı konusu kafama yatmadığından kabin ısıtıcısı konusunu şimdilik erteledim. Bir iki teknede görmem lazım kurulu ısıtıcıyı veya şemasını..
Tek başına olunca, her şeyi de kendiniz yapmak gerekince sanki kış seyri daha bir zor. En başta riskleri nedeniyle cesaret kırıcı benim için. Daha fazla bilgilenmeye ihtiyaç duyduğum bir konu olduğunu düşünüyorum.
Deneyim ve bilgilerini paylaşan korsanlara şimdiden teşekkürler..
Bir de not ekleyeyim. "kış seyri" derken kutuplar veya karadeniz değil, Ege denizinde kış seyri :)
-
Kış mevsimi güzeldir , candır. Denizde seyir halinde pek amatör denizci bulunmaz. Bu yüzden denizle daha rahat flört edilir.
Kışın çok yemek yedim fenalaştım derdi yoktur.
Kışın kendine has getirdiği hüznün tadına doyulmaz.
Kış mevsimi üşütür. Bu yüzden üşüyen sevgililer birbirlerine daha çok sokulurlar.
Kışın hamsi vardır, ister tavada, ister mangalda, ister buğulama, ister pilaki...
Kışın yaza özlem sohbetleri vardır.
Kanomu özledim!!!
-
Kat kat giyinmek doğrudur. En üste rutubeti dışarı atan ama içine su geöçirmeyen kumaştan bir tukum veya alt üst giymelisiniz .Balıkadam kıyafeti, sörf kıyafeti bu işi görmez. Ayağınızda mutlala yeteri kadar kalın çorap ve çizme olmalı, eldiven konusu biraz zor, ıslanmaması gerekiyor. Benim bulduklarımın hepsi ıslanıyor veya içine su geçiriyor. Çıplak elle çalışıp iş bittiğinde kolay giyilip çıkarılabilen bir eldiven benim çözümüm oldu. Başa gerçek bir yün bere iart görünüyor. Yağış veya denizden korunmak için kapşon kullanmak en iyisidir. Bir takım fazladan giysiniz kamarada hazır olsun, her zaman gerekebilir. Gece kalmayacaksanız lkamara özel bir ısıtma gerektirmez. Mutfakta ocağın bir gözünü yakıp, girişi aralık bırakmak yeterli oluyor. Kamaraya girdiğinizde ocağı ve açık yerleri kapatırsanız yeterli olur.
Kış ayları, Kınalı'nın arksaına gittim, yağış yok. demirlemeye çalışırken pervane bir şeye takıldı. Baktım, görünen su altında kalmış küçük balıkçı mantarlı çelik tel. Kamaraya indim, en so giyeceğimi en alta, ilk giyeceğimi en üste ve onun da üstüne havlu koydum, ocağı yaktım, suya girdim, kış diye balıkadam rlbisesi yanımda yok ama zıpkınla balık avcılığında yüzmeden gelen alışkanlık olacak çıplak olarak giyinmiş arkadaşlarım j-kadar süre suda kalmaya alışığım. Pense, tornavida vs ile teli çözdüm, yukarı laınmayacak kadar uzun ve dibe sağlam yapışmış, matnarları kesip teli dibe bıraktım, tekneye çıktım, kurulandım ve giyindim. Beklediğim kadar kötü değildi. Doğru önlemleri alırsanız kış ayları da yaz kadar güzeldir. Özellilkle tipide yelken yapmanıın keyfıne doyum olmaz.
-
...
Üst giyinmek daha kolay sanki.. Üste bir fanila, onun üstüne atlet, kazak ve kaz tüyü dolgulu bir kıyafet ya da yağmurluk giysem, hareketi çok mu kısıtlar? Çünkü yelken açacağız, yelken toplayacağız vs vs..
...
Recep korsanım bu sıralar biraz savsaklasak da kışın çok sık seyir yapardık. Mutlaka yelken montu, yelken tulumu ve yelken çizmesi ile üstte can yeleği olmalı. İçte de pamuklu şeyler daha iyi bence...
-
Kat kat giyinmek doğrudur. En üste rutubeti dışarı atan ama içine su geöçirmeyen kumaştan bir tukum veya alt üst giymelisiniz .Balıkadam kıyafeti, sörf kıyafeti bu işi görmez. Ayağınızda mutlala yeteri kadar kalın çorap ve çizme olmalı, eldiven konusu biraz zor, ıslanmaması gerekiyor. Benim bulduklarımın hepsi ıslanıyor veya içine su geçiriyor. Çıplak elle çalışıp iş bittiğinde kolay giyilip çıkarılabilen bir eldiven benim çözümüm oldu. Başa gerçek bir yün bere iart görünüyor. Yağış veya denizden korunmak için kapşon kullanmak en iyisidir. Bir takım fazladan giysiniz kamarada hazır olsun, her zaman gerekebilir. Gece kalmayacaksanız lkamara özel bir ısıtma gerektirmez. Mutfakta ocağın bir gözünü yakıp, girişi aralık bırakmak yeterli oluyor. Kamaraya girdiğinizde ocağı ve açık yerleri kapatırsanız yeterli olur.
Kış ayları, Kınalı'nın arksaına gittim, yağış yok. demirlemeye çalışırken pervane bir şeye takıldı. Baktım, görünen su altında kalmış küçük balıkçı mantarlı çelik tel. Kamaraya indim, en so giyeceğimi en alta, ilk giyeceğimi en üste ve onun da üstüne havlu koydum, ocağı yaktım, suya girdim, kış diye balıkadam rlbisesi yanımda yok ama zıpkınla balık avcılığında yüzmeden gelen alışkanlık olacak çıplak olarak giyinmiş arkadaşlarım j-kadar süre suda kalmaya alışığım. Pense, tornavida vs ile teli çözdüm, yukarı laınmayacak kadar uzun ve dibe sağlam yapışmış, matnarları kesip teli dibe bıraktım, tekneye çıktım, kurulandım ve giyindim. Beklediğim kadar kötü değildi. Doğru önlemleri alırsanız kış ayları da yaz kadar güzeldir. Özellilkle tipide yelken yapmanıın keyfıne doyum olmaz.
Ahmet kaptanım, motosiklet eldivenleri su geçirmiyor, içleri de muflon kaplı, çok iyi iş görüyor, tavsiye ederim....
-
Fanila olmaz. Pamuklu ıslanır, ıslak kalır.
Decathlon'a gidin, iki takım içlik alın.
Sizde yoksa salopet ve mont da alın. Boyunluk ve kar maskesi de olursa işlem tamam. Ellerinizde zaten eldiven olacak.
Ayağa da çift çorap ve kaymaz çizme.
-
Eh bunların altına bir çift kayak yakışır :)
-
Eh bunların altına bir çift kayak yakışır :)
Kayak olmaz. Teknede kayaklarla zor hareket edilir.
-
Kayakla teknede niye zorlanılsın? Sağlam bir havada orsaya gireceksin, tekneyi kayaktaki ustalığın kadar yatıracaksın, acmiyim dersen çok, ustayım dersen az yatıracaksın, trakaya oturup direk tepesine çıkacaksın, ayaklarında kayakların olacak, slacaksın kendini ana yelkenin rüzgar üstünden, yelkeni iyi ayarlarsan doğrudan denize de uçabilirsin, mandarı elinde tutar biraz da uzun bırakırsan tekne arkasında su kayağına da devam edersin. Kışın önermem, tipide cazip gelebilir ama ineceğin yer deniz olunca hiç bir kıyafet işe yaramaz.
-
Ahmet kaptanım,
Bak bu yorum çok güzeldi :) Aslında aerodinamik kurallara bakarsak yanlışta değil.
Selamlar,
-
Avro,euro,yuro taktkık ya airodinamik euroya dönmüş :)
-
Fanila olmaz. Pamuklu ıslanır, ıslak kalır.
Decathlon'a gidin, iki takım içlik alın.
Sizde yoksa salopet ve mont da alın. Boyunluk ve kar maskesi de olursa işlem tamam. Ellerinizde zaten eldiven olacak.
Ayağa da çift çorap ve kaymaz çizme.
:)
Desenize lahana gibi kat kat sarmalanıp tekneye çıkın ve "vira bismillah!"
-
...
Desenize lahana gibi kat kat ...
İçliklerin sadece bir takımını giyeceksiniz. Üstüne uzun kollu bir polar. İkinci içlik takımı yedek.
Bu arada şunu belirteyim; teknede ıslak zemin olarak kullandığınız tuvalet, duş kabini gibi bir yerde Webasto menfezi olması çok işe yarıyor. Islak mont, pantolon vb. kıyafetinizi asıyorsunuz, sular süzülüyor ve kısa sürede kuruyor. Özellğkle uzun seyirlerde, tekne içinden havuzluğa çıkarken ıslak kıyafet giymek çok sinir bozucu oluyor. Bu şekilde sorun olmuyor.
-
İçliklerin sadece bir takımını giyeceksiniz. Üstüne uzun kollu bir polar. İkinci içlik takımı yedek.
:o :o :o
Harika cevap :)
**
Isıtıcı işini çözemedim. Montajı yapılacak yer, egzost çıkışı, tesisatın çekilmesi gibi işler ve "bütçe sorunsalı" yanı sıra kamarada daha radikal tadilatlar gerektiriyor. Gözümde büyüdü.
Seneye inşallah! :)
-
Kasım ayından beri seyir yapıyorum . Her ne kadar çok soğuk olmasada geceleri soğuk oluyor. Webasto gibi ısıtıcı yok ise gece üşünüyor. Ama elektrik alabilirseniz karadan 1 kw bir elektrikli fan yeterli oluyor. Gündüz hareket olduğu ve bol çay kahve olduğu için hem tekne ısınıyor hemde üşünmüyor. Banyo işi en dertlisi .
-
Tekne dışında ise şu tür önlemler alınabilir...
(https://i.hizliresim.com/Rrb0on.jpg)
-
Ege de kışları denize girmek çok dertli değil. Ben eskiden kışları bayramlarda Assosa gittiğimde tekneyi denize indirirdim hala da kışın gittiğimde girerim. Evet atlayacak iskele vs olmadığı için ilk girerken biraz ıstıraplı oluyor ama girdikten sonra sorun yok. 10. dakikadan sonra iniş takımı ile irtibat kesiliyor ama. Ne kadar hissisleşiyor derseniz tekneyi ufak limana deniz içinde yürüyerek sokuyordum üstümde sarı yağmurluk vardı. Tekneden olta takımlarını benzin bidonunu alırken dizimin üstünde bişey hissettim. Ahtapotun biri sarı yağmurluğa ulaşıcam diye tırmanıyordu. Ancak dizden sonra kendisini farkettim. Eve kadarda üstümde benimle geldi. Ertesi gün soframızda baş konuk oldu.
Tekne dışında giyinme olayına gelince. Birincisi altı kaymayacak yumuşak kauçuklu bir bot şart. Bunun dışında lahana gibi kalın giyinmek sıcak tutacak diye bir kaide yok. Vücut sıcaklığınızı koruyacak arada bariyer görevi görebilecek ince thinsulate giysilerde gayet sıcak tutacak ve hareket kabiliyetinizi engellemeyeceklerdir.
-
...
Desenize lahana gibi kat kat ...
İçliklerin sadece bir takımını giyeceksiniz. Üstüne uzun kollu bir polar. İkinci içlik takımı yedek.
Bu arada şunu belirteyim; teknede ıslak zemin olarak kullandığınız tuvalet, duş kabini gibi bir yerde Webasto menfezi olması çok işe yarıyor. Islak mont, pantolon vb. kıyafetinizi asıyorsunuz, sular süzülüyor ve kısa sürede kuruyor. Özellğkle uzun seyirlerde, tekne içinden havuzluğa çıkarken ıslak kıyafet giymek çok sinir bozucu oluyor. Bu şekilde sorun olmuyor.
Gördüğüm kadarıyla "teknede çamaşır kurutma makinesi" çözümü geliştirmişsin. :)
-
Havalar serinlemeye başladı. Konuyu hatırlamakta fayda var. Yeni katkı gelebilir.ayrıca teknoloji de her gün değişiyor..
Konu kısmen burada da konuşulmuş...
https://www.gezginkorsan.org/forum/deniz-tekne-kayik-yelkenli-bavaria-beneteau-jeanneau-motoryat-teknik-bilgi-tamirat-yanmar-volvo-penta-marina/kaliteli-yelken-kiyafetlerine-makul-sartlarda-erisim/
"Kışsevmez" biri olarak şimdiden dertlenmeye başlaďım. Geçen yıllarda çok da bır şey yapmamışım.. Bu kış da öyle olsun istemiyorum...
-
Konu kısmen burada da konuşulmuş...
https://www.gezginkorsan.org/forum/deniz-tekne-kayik-yelkenli-bavaria-beneteau-jeanneau-motoryat-teknik-bilgi-tamirat-yanmar-volvo-penta-marina/kaliteli-yelken-kiyafetlerine-makul-sartlarda-erisim/
Kaç seferdir internetten H/H mont veya yağmurluk alasım geliyor ve yorumlarda Sportswork denen satıcı için "sakın almayın bunlar H//H ürünlerini kendileri yapıyorlar" yazdığı için vazgeçiyorum... Hatta bu yüzden bu yıl aşağı inerken meşhur temmuz başı fırtınasını dümende GS-Store'dan aldığım Muslera eşofman üstü ile karşılamak zorunda kaldım :))) Linkteki konudan öğrendim ki o adamlar zaten H/H'nin onaylı OEM üreticisiymiş :) Yani Londra'ya gidip Covent Garden'ın üzerindeki koca mağazadan 5 kat fiyata alınca da büyük kısmı "Made in Turkey" ürünler almış oluyorsunuz...
GeKo forum gerçekten eksiksiz bir bilgi deposu; sadece raflara doğru-düzgün bakmayı bilmek lazım... Hadi ben alışverişe kaçar 8)
-
Tanınmış markaların nerdeyse tamamına yakınının Türkiyeden az çok ithalatları var.
Hatta dünyanın sayılı bir konfeksiyon firmasının Karton etiketlerinin üzerinde sticker fiyat etiketi var. Sticker Etiketi çıkarttığınızda altından önceden yazılmış indirimli fiyatı çıkıyor. MAkinaları bizden özel olarak aldılar .
-
Inditex ve Tesco başta olmak üzere bilinen her perakendeci grup çok ciddi konfeksiyon üretimi yaptırıyor burada.. özellikle pandeminin başlamasından sonra fason takipçilerinin işi kontrol etmesini kolaylaştırmak için önce buradaki kapasiteyi dolduruyorlar; artan varsa o gidiyor güney doğu asyaya (bir de katma değeri çok düşük şeyler zaten direkt oraya gidiyor)... Bir ara marka kıyafet alışverişimizi 2-3 çok büyük konfeksiyon fabrikasının vakıf satışı dedikleri fabrika içi personele ve eşe dosta yönelik mağazalarından yapardık. Yeşim Tekstil'in fabrika içi mağazasından Boss - Burberry gibi çok elit markaların ürünlerini dahi almışlığım vardır... Yine de çok spesifik bir dalda hacmen de dar sayılabilecek bir üretimin burada yapılmasına şaşırdım... Yani likralı t-shirt tarzı şeyler neyse de; mesela az önce satın aldığım yağmurluk-mont karışımı şeyden bir partide kaç tane üretiliyordur ki burada yaptırmaya değecek?
-
Inditex ve Tesco başta olmak üzere bilinen her perakendeci grup çok ciddi konfeksiyon üretimi yaptırıyor burada.. özellikle pandeminin başlamasından sonra fason takipçilerinin işi kontrol etmesini kolaylaştırmak için önce buradaki kapasiteyi dolduruyorlar; artan varsa o gidiyor güney doğu asyaya (bir de katma değeri çok düşük şeyler zaten direkt oraya gidiyor)... Bir ara marka kıyafet alışverişimizi 2-3 çok büyük konfeksiyon fabrikasının vakıf satışı dedikleri fabrika içi personele ve eşe dosta yönelik mağazalarından yapardık. Yeşim Tekstil'in fabrika içi mağazasından Boss - Burberry gibi çok elit markaların ürünlerini dahi almışlığım vardır... Yine de çok spesifik bir dalda hacmen de dar sayılabilecek bir üretimin burada yapılmasına şaşırdım... Yani likralı t-shirt tarzı şeyler neyse de; mesela az önce satın aldığım yağmurluk-mont karışımı şeyden bir partide kaç tane üretiliyordur ki burada yaptırmaya değecek?
Artık eskisi gibi yüksek adetli üretimler dünya çapında bitti . Eskiden 2 sezon vardı sonra 4 oldu en sonunda 8 adede kadar çıktı . Italyadan adam kumasın siparisini veriyor . Numune kumas üretilirken Turkiyeye geliyor, Numune dikimler yapılırken kumaslar geliyor , onay veriyor ve fabrika üretime giriyor. Böyle ucu ucuna işler. Çin bile küçük adetlere girdi . Gömlek T shirt gibi küçük ve çok adetli ürünler artık robotlarla üretiliyor. Türkiyenin gücü burada az adetli kaliteli ürünü çabuk devreye almasıyla ortaya çıkıyor.
Arabalar , mobilyalar da artık kişiye özel yapılmıyor mu. Üretim döngüsü çok hızlı ve kaliteli üretim yapan İtalya ve Türkiye . Uzak doğunun , zaman ,ulaşım , iletişim zamanlarından dolayı çok fazla şansı olmuyor. 14 saat uçarak ancak varıyorsun ama Turkiyede bu zaman içerisinde gelip numuneyi alıp dönüşe geçiyorsun.
-
Inditex ve Tesco başta olmak üzere bilinen her perakendeci grup çok ciddi konfeksiyon üretimi yaptırıyor burada.. özellikle pandeminin başlamasından sonra fason takipçilerinin işi kontrol etmesini kolaylaştırmak için önce buradaki kapasiteyi dolduruyorlar; artan varsa o gidiyor güney doğu asyaya (bir de katma değeri çok düşük şeyler zaten direkt oraya gidiyor)... Bir ara marka kıyafet alışverişimizi 2-3 çok büyük konfeksiyon fabrikasının vakıf satışı dedikleri fabrika içi personele ve eşe dosta yönelik mağazalarından yapardık. Yeşim Tekstil'in fabrika içi mağazasından Boss - Burberry gibi çok elit markaların ürünlerini dahi almışlığım vardır... Yine de çok spesifik bir dalda hacmen de dar sayılabilecek bir üretimin burada yapılmasına şaşırdım... Yani likralı t-shirt tarzı şeyler neyse de; mesela az önce satın aldığım yağmurluk-mont karışımı şeyden bir partide kaç tane üretiliyordur ki burada yaptırmaya değecek?
Bahsettiğiniz firmanın sahibini iyi tanırım. İyi bir yelken yarışçısı ve denizcisidir.
H/H markasının buradaki lisanslı üreticisi olup, onun dışında hem yelken, hemde diğer outdoor ( kusura bakılmasın doğru bir Türkçe kelime bulamadım) sporlarda bilinen çok önemli markalarında Türkiye resmi ithalatçısıdır.
Sportworks onların perakende kanalıdır.
Çok önemli bir oranda buradaki ₺ perakende fiyatlar, yurtdışı sitelerdeki fiyatlardan, gidip oradan getirmeye değmeyecek kadar az farklıdır.
Aslında birkaç ay öncesine kadar, Kategori 3 kapsamında, mal bedeli 1500 €’yu aşmayacak siparişler, mesela DHL ile sadece KDV ve makul bir hizmet bedeli ödenerek getirtilebiliyor ve çok cazip oluyordu ama bir kararname ile limit 150 € yapılıp bu kapı en azından belirsiz bir süre için kapatıldı
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Şimdi o 150€'yu da kaldırdılar; 5 centlik bir cıvata sipariş etseniz de ithalat işlemlerini yapıp vergisini yatırmanız gerekiyor...