Gezgin Korsan
Korsan Kıraathanesi => Güverte Sohbetleri => Konuyu başlatan: Mehmet Fatih Akkaya - Temmuz 14, 2013, 23:42:54
-
merhaba arkadaşlar
sizlerle geçen hafta yaşadığım ve beni çok üzen bir olayı paylaşmak istiyorum.geçtiğimiz cumartesi günü eşim 10 yaşındaki oğlum ve ben, biri bizden buyuk 50 lı yaşlarda bırıde bızden genç 3 çift marmarısten kaptanlı bır tekne kıralıyarak 1 hafta yelken yapmak için neşe içinde yola çıktık. ilk gün çiftlik koyuna gittik .denıze gırdık hava ve ruzgar guzeldı. oradan pişirrmek için et aldık teknede yemek yapmakta ıddalı eşime teslım ettık . ıkıncı gun hedef bozukkaleydi . yolda hayatımızda ıkıncı kez boyle bır yolculuk yapan ekıbın bır kısmı nı denız tuttu epey hırpalandık .bozukkaleye vardık orada saılers hause yada çobanalinin yeri adında işletmeye ait ıskeleye yanaştık . perişan arkadaşlarımız kendılerıne gelmeye çalışırken kaptan işletmenın sahıplarıne akşama yemeği teknede yıyeceğimizi gerekırse ıskele için ekstara ödeme yapabıleceğimi söyledi guleryuzle karşılaştık . akşam yemeğinde için restaurant kalabalıklaşınca yemek yıyenler arasında yelken dunyasında tefrıkasını ilgi ile okuduğum CUMHUR GÖKOVAYA benzeyen bır denızcıyı gördüm. doğrusu sınemada gorup begendıgınız bır aktöre restaurantta rastladığınızda hıssettiğinize benzer şeyler hıssettim hemen eşime gelip söyledım vs.
sabah erken saatlerde havuzlukta kahvaltı ederken baktım cumhur bey teknemıze doğru gelıyor. tanışacağız dıye heyacanladım. geldı teknemızın sorumlusunu sordu . kaptanımız 30 yaşlarında bır denızcı buyrun cumhur bey benım dedı.
ve ilginç bır konuşma dınledık
giriş bölüm şöyleydi
TİCARET VE DENİZCİLİK ADABINA GÖRE BAĞLANDIĞINIZ İŞLETMEDE YEMEK YEMELİSİNİZ BEN HEP ÖYLE YAPARIM
gelişme bölümü
BEN İŞLETME SAHIBININ RİCASIYLA GELDİM . ADAM BURDA BAĞLANMANIZI İSTEMİYOR.
kaptan şaşkınlıkla ben onla konuştum ve sız neden karışıyorsunuz dıyecek oldu
sonuç cumlesını orda aldık
UKALALIK ETME
55 yaşından 10 yaşına değişen murettebatımız kelımenın tam anlamıyla lokmaları boğazında anlamaya çalışırken vatandaş döndü gitti.kaptanda sınırle arkasından fırladı. bır tatsızlık olmasın diye bende fırladım . restaurant ta yetiştiğimde kaptanımız cumhur beye neden bır sorun varsa benı bır kenara çağırmadınız ben ozaman elınızı öperdım . beni neden müşterime rezil edıyorsunuz dıye bence çok haklı bır soru soruyordu.işletmeciler ilginç bir şekilde kaybolmuştu.ben kaptanı yatıştırdım geri döndük . toparlandık. sonra olanlarda oldukça ilginçti .kaptan işletme sahiplerinin kendisine ısrarla bir sıkıntıları olmadığını ama cumhur beyede bır şey dıyemeyeceklerını söyledıklerını aktardı ben buna inanmadım ama sonra işletmeciler bızım çocuklar yemek toplu halde yemesekte oğlum ve bır kaç kişi yemek yemiştik onu ödemeye giden (230 tl tutmuştu)
arkadaşlara ısrarla kahve vs ısmarlayıp özür dileyip tekrar olayın kendı tasarrufları dışında olduğunu yenilemişler .bozburun dönşü yine aynı yerde konakladık yemeğimizi yedik yine özürler dilendi vs ama ben 60 lı yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim bu ünlü denizcinin bana arkadaşlarıma ve 10 yaşında kı oğluma yaşattığı son derece can sıkıcı" kahvaltı ayarını" ne yapacağımı bilemedim sonuçta yemek almayacağımı zaten soylemiştık.yınede 230 tl harcamıştık adam dağbaşına işletme kurmuş tabıkı desteklemelıydık evet.ama bu yaşta bu deneyımde ve şöhrette bırı bu tatsız işgüzarlığı neden bu kadar gayretkeş bir biçimde çoluk çocuk aile vs dınlemeden bu kadar kabaca yapar anlayamadık.denizciliği yeni öğrenmeye çalışıyorum hatada yapmış olabılırım ama bir konuda iddalıyım yaklaşık 25 yıllık hekimim ve ŞİŞİRİLMİŞ EGOYU nerde görsem tanırım
sadece dertleşmek istedim ve yaşadıklarımı uye olduğum platformlarda paylaşmaya karar verdim
-
Mehmet korsanım, anlattıklarınız benimde kanıma dokundu, Cumhur Gökova ile hiç tanışmadım, ismini sadece görsel basında izliyorum. Olay sizin anlattığınız şekilde olmuşsa ki olduğuna inanıyorum, haddini aşan bir kabalık etmiştir. Birgün onada dur diyecek birisinin karşısına çıkacağına inanıyorum.
Mehmet korsanım, moralinizi bozmayın, denizcilik camiası Cumhur Gökovadan ibaret değil. Selamlar, sevgiler.
-
Ne yazık ki ayni şahıs ile ilgili çok benzer bir olayı 2001 yılının mayıs ayında Göbün iskelesinde yaşadığımızı teyit etmek zorundayım. Üstelik tekneyi de filotilla müşterisi olarak ondan
kiralamış ve talimatı ile oraya bağlamıştık.
-
Kerameti kendinden menkul diye bir söz vardır.Bilmem bilirmisiniz.
Takılmayın.
Adı her kim olursa olsun abuk sabuk size yanaşanlara da hadi bi git öteye deyin.
Sanırım kibarca yazdım.
Denizci adı altında kibir yapanlara ise asla prim vermeyin.
Zira
Denizcinin asla kibirlisi olmaz.
Denizci dedğin fevkalade utangaç ve yardımsever küçümncik bir varlıktır.
Aha da bu böyle biline
-
Hem şöhret ne demek ki... :-[ denizcinin şöhretlisi olmaz... Gereğinden ve hakettiğinden fazla önemsiyoruz bazen etrafımızdaki insanları. Yapmamak gerek...he de geç derim ben hep...
-
Bir yanlış anlaşılma olabilir Cumhur Bey'den konuyu dinlemekte yarar var
-
Hem şöhret ne demek ki... :-[ denizcinin şöhretlisi olmaz... Gereğinden ve hakettiğinden fazla önemsiyoruz bazen etrafımızdaki insanları. Yapmamak gerek...he de geç derim ben hep...
Uzun lafın kısası 1w5ey8 1w5ey8 Yanında 4-5 kişi ile (devamlı değişen ve para ödeyen bir ekiple ) dünyayiı dolaşan çok önemli bir işmi yapmış oluyorki. Şöhret sahibimi oluyor. Dünyayı gezipte şöhretli olmayı hakeden biri varsa Sadun Boro dur. Bugün yüzlerce tekne dünyayı dolaşıyor. Artık çok önemli bir iş değil.
Mehmet korsanım, size gelipte o şekilde konuşmakla çok ayıp etmiş. Hiç üzülmeyin, sizin yaptığınız yanlış bir iş yok. Herhangi bir iskeleye bağlanır sahibi ile istediğiniz gibi anlaşırsınız. Yemek yersiniz veya iskele için para ödersiniz. Örnek çoktur. Buna kimsenin karışmaya hakkı yoktur.
-
Nasıl bir DENİZCİLİK ADABI imiş merak ettim.Beyfendi acaba denizcilik adabının ne anlama geldiğini biliyormu
&+^^ &+^^
-
Cumhur Gökova'nın Yelken Dünyası'ndaki bir yazısını okuyucu köşesinde eleştirmiştim.
Gökova yazısında Simi adasından Knidos'a geçtiğini anlatıyordu ve ben de bunu nasıl yaptığını sordum ve yasal olmadığını hatırlattım. Gökova, kaptanın sorumlu olduğunu ve her türlü durumda kararları verebileceği gibi saçma bir cevap verdi. Ben de cevaben kendisinin herkes tarafından tanınan biri olduğunu bu tür yazılar yazarken dikkatli olmasını ve herkese örnek olması gerektiğini hatırlatmıştım. O da cevabında yazılarını zor şartlar altında bazen de seyir halindeyken yazdığı gibi başka saçma bir cevap vermişti.
Demek ki tavsiyem işe yaramamış :)
-
çok takmayın üstelik paranız olmaya da bilirdi insanlar birşey söylerken bazı şeyleri de düşünmeli kendini küçültmüş olan bu
-
Tevekkeli değil, ters rota Atlantik geçişi sırasında tamamen onun hatası nedeniyle denize düşürdüğü öğrencileri Azor'larda lanet olsun deyip tekneyi terk etmişler
-
Yahu bu malum şahıs (CG) yüzünden forumda insanlar birbirine girmedi mi? Uzak durun egosu kendinden büyük insanlardan...
-
"Çok böbürlenme padişahım, senden büyük Allah var "demiş adamın biri.... Kibirrrrrr.....
Ailece böyle bir davranışa maruz kalmanıza çok üzüldüm, ancak gözümüzde büyüttüğümüz insanların aslında sadece insan olduklarını görmemiz açısından bir örnek olmuş.
-
Ben bunlara denizci demiyorum.. Bunlara söylenecek en güzel şey TÜCCAR DENİZCİLER.....
Ona ne imiş anlamadım..
-
Profesyonellik artıkça amatör ruh yokolur, bu denizcilik içinde geçerlidir...
-
Bu bilge denizci, yelkenciliğin guru kişisi Yelken dünyası dergisinin Temmuz sayısında "Tekne kuralları" başlığıyla bir yazı neşretmiş.
11 maddelik bu yazı ve meali şöyle;
Kural 1: Tekneye en sayıda konuk davet edin.
Meali : Buradaki en az sayı sıfırdır.
Kural 2: Tekneye patronunuzu ve asker arkadaşınız gibi kişileri davet etmeyin.
Meali: Buradaki asker arkadaşı muhtemelen askerde size eziyet etmiş komutanlardan biridir, patronu zaten biliyoruz.
Birinci maddedeki sıfır sayısı bu tip kişiler gelmek isterse bulunamaz.
Kural 3: Eğer sizin çocuğunuz yoksa tekneye çocuklu aile almayın.
Meali: bknz. Kural 4.
Kural 4: Eğer çocukları tekneye aldıysanız fedakarlık yapın.
Meali: Eğer sizin ve patronunuzun ve/veya komutanın çocukları teknedeyse teknenin kontrolunu onlara bırakın.
Kural 5: Konuklarınıza önce yatacakları yeri gösterin.
Meali: Eğer patronunuza işte kamaranız deyip kıç altındaki ufak kamaraları gösterirseniz "ulan burada köpek bile yatmaz" tepkisini alabilirsiniz.
Durumu kurtarmak için "aman efendim burası zaten sizin köpeğiniz için, yandaki diğer kamarada ben yatıyorum" deyip ona master kabini gösterip durumu kurtarın.
Kural 6: Konuklarınızla yapacağınız seyahatleri mümkün olduğunca kısa tutun.
Meali: Arıza falan uydurup kısa yoldan geri dönün.
Kural 7: Tura sabah erken başlayıp saat 12 de hedefe varın.
Meali: Karga bokunu yemeden yola çıkarsanız saat 12 ye kadar deniz palpa limandır. 12 den sonra fırtınalar tayfunlar orkunlar olur.
Kural 8: Yelken-Motor seyri yapmayın, ya motor yada yelken kullanın, yelkenleriniz eskimesin.
Meali: Hiç seyir yapmayın, ne motorunuz nede yelkeniniz eskisin.
Bu bilge kişi ayrıca yazının devamında 42 senedir denizlerde olduğunu ve toplam 8 bin kişiyle seyir yaptığını yazmış.
Cern deki bilim adamları Higs bozonunu bulmadan önce bu kişi Teknede erkeklerinde tuvaleti oturarak kullanması gerektiğini bulmuş.
Bu 8 bin kişi üzerinde yaptığı deneyler sonucunda, tekne dalgalar üzerinde sörf yaparken tuvaletteki deliğin tutturulamayacağı tutturulursa bile bu eylemin sürekli olamayacağını kanıtlamıştır.
-
Harikasınız... Yazıyı çerçeveletip duvara asacağım...
-
11 madde demişsiniz, 8 madde yazmışsınız .. Devamını dergiden mi okuyalım ?
-
Millete ve insanlara mutlaka faydası dokunmuştur..
Cumhur Gökova Kimdir..
Cumhur Gökova, Büyük Sahra'yı geçen ve Kuzey Kutbu'na giden ilk Türk.
1970-1976 yılları arasında dünya turu yapmış, 20 yaşında Atlantik Okyanusu'nu geçmiştir. Yelken ile dünya turu yapan ikinci Türk, iki kere dünya turu yapan ilk Türk unvanını taşır (Birincisi Sadun Boro). Çok sayıda yelken eğitmeni yetiştirmiş olması nedeniyle Türk yelkenciliğinde "Hocaların Hocası" olarak anılır.
Türkiye'de ilk Kadınlar Yelken Takımını kurmuş, ARC 2005 yelken yarışında Türkiye'ye ikincilik getirmiş, Türkiye Olimpiyat Komitesi tarafından ödüllendirilmiştir.
Kafkas kökenli bir ailenin çocuğu olan Cumhur Gökova 15-07-1950 'de Sakarya'da doğdu. Çocukluğunda okuduğu denizle ilgili macera kitapları, onda dünya seyahati yapma arzusunu çok küçük yaşta uyandırmıştı. Köy Enstitüsü mezunu bir öğretmen olan babası İhsan Gökova'nın desteği ile Dünya seyahatine hazırlandı.
Yaşını büyütüp askerliğini yaptıktan sonra hazırlıklar için İsviçre'ye gitti. İsviçre'deki öğrenciliği sırasında Zürih Gölü'nde yelkenciliğe başladı. Yelken Okulu’nda aldığı eğitimden sonra dünyayı dolaşmanın en emniyetli ve konforlu yolunun yelken ile gezmek olduğuna karar vermişti. Bir İtalyan arkadaşı ile beraber Dünya turuna çıkan Gökova, 1970-1972 yılları arasında karadan Avrupa turu yaptı. Daha sonra denizden Avrupa kıyılarını dolaştı, kuzey kutbuna kadar çıktı. Büyük Sahra'yı geçtikten sonra denizden Dünya turuna başladı. Seyahati 1976 yılında son buldu.
Kanada, İngiltere ve Amerika'da denizcilik ile ilgili okullara gitti ve yurtdışında Kanada'yı temsilen okul açma imkânı veren seminerlere katıldı. Yurtdışında Kanada'yı temsilen okul açabilen yedi kişiden birisi oldu. "Kanada Yelken Akademisi" adı ile Marmaris'te ilk okulunu açtı. Bunu Royal Yacting Association'a bağlı RYA okulu, Internatioanal Yachtmaster Traning 'e bağlı (IYT) okulu, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı "Özel Gökova Denizcilik Okulu"ve IYTA ( International Yacht Training Academi) takip etti. Çin, Phuket,Moskova ve Kıbrıs ta IYTA şubeleri açtı. Okulunda yetiştirdiği denizcilere, Dünya turuna çıkma yetkinliği kazandırdığı gibi profesyonel Türk kaptanları da yetiştirdi. IYT Eğitmenlerini ve IYT okullarını teftiş eden müfettiş oldu.
Şahsi inkanları ile Marmaris Yelken Kulübü'nü kurdu ve kulübü Marmaris Belediyesi'ne mal varlıkları ile birlikte bağışlayıncaya kadar kulübün başkanlığını yaptı.
Bir dönem Marmaris Uluslararası Yelken Kulübü'nün komodorluğunu yaparken, Marmaris Uluslararası Yarışı'nın Dünyanın 7. büyük yarışı olmasında katkılarda bulundu. Türkiye'nin en uzun yarışı olan 480 millik Marmaris-İsrail yarışlarını Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın destekleri ile gerçekleştirdi.
İlk evliliğini kendisi gibi Çerkes olan Güler Taşyar ile yaptı. 25 sene süren bu evlilikten Atilla ve Tolga adında adında iki oğlu oldu. Eşi ve oğlu Atilla ile bütün Kuzey Amerika'yı, Güney Avrupa'yı karadan gezdi. Her iki oğlu da birer yelken eğitmeni olarak yetişti.
1 Ağustos 2008 tarihinde kendisinden 28 yaş küçük ve kendisi gibi Çerkes olan Maisa ile evlendi. 10 Ekim 2010 tarihinde Maisa ile "GÖKOVA" adındaki teknesini alarak ikinci Dünya turuna çıktı. Marmaris'te başlayan seyahati 1 Şubat 2012 tarihinde yine Marmaris'te son buldu. Eşi Mayisa ve kendisinin büstü Sadun Boro'nun İstanbul Fener Kalamış'taki heykelinin yanında yerini aldı.
2012 Ekim ayında bazı kursiyerlerinin destek ve yardımları ile Mersin, Adana ve Tarsus civarındaki 103 genç çocuğu deniz ve yelken ile tanıştırdı.
Dünya Seyahati sırasında Gökova'nın izlediği rota aşağıdaki gibidir:
Marmaris
Girit
Malta
Marbella
Las Palmas
St. Lucia
St. Vincent
Bonaire
Aruba
San Balas
Panama Kanalı
Ekvator
Büyük Okyanus
Galapagos Adaları
Markiz Adaları
Tahiti
Society Islands
Bora Bora
Samoa Adaları
Tonga Adaları
Fiji
Vanuatu
Avustralya
Bali
Jakarta
Singapore
Phuket
Sri Lanka
Hint Okyanusu
Maldives
Yemen
Kızıldeniz
Akdeniz
Marmaris
-
Konu ile ilgili tüm bilgileri arkadaşımızın yazdığı kadarı ile biliyoruz ve yazdıklarının doğru olduğunu kabul ediyoruz. Aksi durumu düşünmek bile istemiyorum..
Barış bey çok güzel yazmışınız. Ben başta sembol olmuş Sadun Boro ile birlikte türk bayrağını dünya denizlerinde dalgalandıran , sancak gösteren tüm denizcilerin korunması , kollanması ve sahip çıkılması fikrini şiddetle savunan insanların başındayım sanırım..Bu konuda ki fikrim hiçbir zaman değişmeyecektir..
Ancak... Denizci denizci kaldığı sürece bir sıkıntı yok, denizci ne zaman denizciliğini bir kenara bırakır, kibir, hırs ve ticaret gibi olgularının içine girer ise, kendisine hayranlık ile yaklaşanları yukarıdan küçümser tavırlar ile süzer ise o zaman o denizcinin en azından benim adıma hiçbir kıymeti ve değeri kalmıyor ne yazıkki..
Bu konuda her zaman Sadun Abi ve Osman Atasoy'u örnek gösteririm.. Hiç bir zaman mütevaziliklerini kaybetmeyen, kapıları tüm denizseverlere sonuna kadar açık , yol gösterici ve alçak gönüllü bu sembol denizcileri herksin örnek almasını arzu ederim..
Tekrar söylüyorum, yazılanların doğru olduğu gerçek olduğu düşüncesi ile firkirlerimi beyan ediyorum..
-
Konuyu açan arkadaşımızı ve Cumhur bey'i tanımam.. Üye mi onuda bilmiyorum, herkes birileriyle problem yaşayabilir fakat bunu bu şekilde 3. Şahıslar hakkında ki görüşleri bu şekilde okumak beni nedense rahatsız etti .. Bu x biride olabilirdi ..
Belki de bende sorun vardır bilemiyorum:))
-
Rahmetli babamdan duyduğum bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum, belki bir çoğunuzunda malumudur.
Adamı biri oğluna "oğlum sen adam olamazsın" dermiş. Çoçuk büyümüş vali olmuş , polisleri yollamış, "gidin babamı getirin benim vali olduğumu görsün " demiş. Babayı getirmişler vali bey " baba sen bana adam olamassın derdin bak ben vali oldum" deyince babasıda " oğlum ben sana vali olamazsın demedimki , adam olamassın dedim, adam olsaydın beni ayağına getirtmez, sen benim ayağıma gelirdin" demiş. Cumhur Gökova' nın kariyeri ve davranışları bana bu fıkrayı çağrıştırdı.
-
Türkiye'de ilk Kadınlar Yelken Takımını kurmuş, ARC 2005 yelken yarışında Türkiye'ye ikincilik getirmiş, Türkiye Olimpiyat Komitesi tarafından ödüllendirilmiştir.
Bu kesinlikle doğru değil. İlk kadın yelken takımı Yüksek Ökçeler adı altında Bodrum Okul gemisinde Yücel Köyağası'ndan ders alan kadın yelkenciler tarafından Bodrum'da kurulmuştur. Bu takım teknede hiç bir erkek olmadan yarışlara katılmıştır. Kadınlar için ayrı bir kategori olmadığı için hep erkek takımları ile birlikte değerlendirmeye alınmıştır.
Cumhur Gökova dergilerde yazarken kendini sanki ilk kadın yelken ekibini kurmuş gibi sunmuştur ancak teknede hep kendisi de bulunmuştur.
Ayrıca ARC 2005 yarışına para kazanmak için katılmış, katılanlardan aldığı ücret katılımı yarış olmaktan çıkarmıştır. İkincilik getirdiği de doğru değildir.
-
Ben bu kişinin bir sohbette Sadun Boro'yu bile küçümsediğini duymuştum.
Dünyayı yirmi kere dolaşsa bile onun tırnağı olamaz. Sadun Boro'nun yeri başkadır, bunlarla kıyaslanamaz.
Barış korsanın verdiği bilgiler sanırım Wikipedia gibi biryerlerde ve muhtemelen kişinin kendisi tarafından yazılmıştır.
Marmariste Kanada Yelken Akademisi şubesi açmış. Peh peh.
Madem bu kadar büyük bir denizci neden Türkiye Yelken Akademisi kurup Kanadada şube açmamış ?
-
......................
arkadaşlara ısrarla kahve vs ısmarlayıp özür dileyip tekrar olayın kendı tasarrufları dışında olduğunu yenilemişler .bozburun dönşü yine aynı yerde konakladık yemeğimizi yedik yine özürler dilendi vs ...........
................................
M.Fatih Bey, yaşadığınız olumsuz yaklaşımın savunulacak bir yanı yok.
Ben, C Gökova'nın o mekan sahiplerinin düşüncesi aksine böyle bir duruma yeltendiğini sanmıyorum. Kimse kimseyi bağlı olduğu iskeleden kovamaz, çıkın diyemez. İşletme sahipleri maalesef bu konuda samimi davranmamışlar.
Burada ifade edilmesi gereken -ki siz de öyle yapmışsınız zaten- koylarda iskelelere bağlanıldığında nezaketen o restoran veya işletmeye katkı yapmak gerekir (yemek yemek gibi).
Ben o işletmeyi biliyorum, maalesef temiz değil. O konudaki eleştirilerde haklı. Keşke dönüşte aynı yerde gecelemeseydiniz diye düşünüyorum.
Gelelim C Gökova ile ilgili yazılanlara, Atlantik dönüşü yakalandıkları fırtına ve olumsuzluklarla ilgili o dönemde oldukça konuşuldu, denize düşme olayı burda aktarıldığı gibi değil. (Bu denizcilerin İstanbul da yaptığı söyleşiye katılmıştım ayrıca o seyirde bulunan biri arkadaşımdı). Gökova'nın o seyirde eleştirilebilecek başka konular gündeme getirlmişti.
Gökova'nın dünya turu yapmış olması, farklı destinasyonları gerçekleştirmiş olması takdir ediliyor. Keşke ben de yapabilsem diye imreniyorum da. Bu faaliyetlerini ticari olarak yapıyor olmasının eleştirilmesi de anlaşılır gibi değil.
Temmuz sayısındaki yazı üzerine yapılan yorumlar ise üzücü. Satır arası yorumları okurken üzüldüm.
Hiç kimse mükemmel değil. Bir kişi dünya turu yaptı diye kahraman veya yarım bıraktı diye korkak ilan edilmemeli..
CGökova yazılanlar ışığında Bozukkale de yanlış yapmıştır. Eleştirilmeli.
Ama bu yanlıştan farklı genellemelere gitmek doğru değil.
Maalesef bu forumda böylesi yaklaşımlarla sık karşılaşıyoruz.
C Gökova'yı fazla tanımam, sadece merhaba demişliğim vardır. Hiçbir ortamda otorup, sohbet etmişliğim vs yoktur.
Sevgiler
-
Gönül kırmış,insanların tatilinde moralleri bozulmuş, dünya seyahatinde yoga ve meditasyon seansları düzenliyor ve ruh sağlığına dikkat ediyordu,beyninin boşaltıyordu,bunu düşünen bir insan nasıl olurda tatile çıkmış sınırlı günleri olan insanları huzursuz ve rahatsız edip üzebilir.Bilsinki kırılan gönüllerin, ruhların yükleri onun üstüne yüktür,taşısın bakalım taşıyabildiği kadar..
Biz gekolar torbamıza hep iyi şeyler koyalım,bu menfi olayada gereğinden fazla sizi rahatsız etmesine izin vermeyin dileklerimle paylaştığınız için teşekkür ediyorum.Hf taya çiflik koyu civarında olacağım en azından boş bulunup yanaşma gafletinde bulunmam..
-
Cumhur Gökovanın Denizciliğine bir şey diyemem ama olay arkadaşın anlattığı gibiyse biraz ayıp etmiş bence.
-
Cumhur Gökovanın Denizciliğine bir şey diyemem ama olay arkadaşın anlattığı gibiyse biraz ayıp etmiş bence.
Aha "Murat en sonunda dalmış" diye bir heves mesajı açtım ama hayal kırıklığı :( Eski Murat'ı, bu olayın Yanmar teknik servisine bağlanmasını istiyoruz ;D ;D ;D :D :D :D :D :D :P :P :P :P
-
tekrar etmekte yarar vardır tek taraflı infaz doğru değildir ...kimsenin nekadar denizci olduğuna dair henüz somut bir olçüm cihazı yoktur .Açarsınız adama tel veya e posta sorarsınız ortamı yargısız infazla germeye gerek yok
-
Geç de olsa ak koyun kara koyun kendini belli ediyor. Hayat böyle bir şey işte.
CG kim be ?
PR'ı ve egosu şişirilmiş, herşeyi "ticaret" olarak gören bir garip denizci.
Ama tabii "tuzum var" diyenler de eksik olmayacaklardır. :D :D :D
-
tekrar etmekte yarar vardır tek taraflı infaz doğru değildir ...kimsenin nekadar denizci olduğuna dair henüz somut bir olçüm cihazı yoktur .Açarsınız adama tel veya e posta sorarsınız ortamı yargısız infazla germeye gerek yok
Burada yapılan yargısız infaz değildir, açık bir forumda tartışıyoruz, bu forumu takip ediyorsa cevap hakkı var kullansın, eğer takip etmiyorsa ve üye olmak gereğini duymamışsa bu onun ayıbıdır.
Bu forumda onun denizcilik alemine sağladığı bilgilerin çok daha fazlası var ve bedelsiz.
Eğer siz popüler biri iseniz ve bunu ticari çıkarlara evirmişseniz sosyal medyayı takip edersiniz, adınızın geçtiği forumları takip edersiniz, siz yapamıyorsanız bu işi yapan medya takip servisleri var onlardan yararlanırsınız. Gerek duyduğunuzda etkileşime geçersiniz.
Bu sizi geliştirir, eğer kibiriniz buna engel değilse.
-
Tek kafama yatmıyon şey var oda , Cumhur Gökova'ya bezeyen birisi lafı oldu... Acaba bir yanlış benzetme olmasın.... Bu çok kötü olur bence...
-
tekrar etmekte yarar vardır tek taraflı infaz doğru değildir ...kimsenin nekadar denizci olduğuna dair henüz somut bir olçüm cihazı yoktur .Açarsınız adama tel veya e posta sorarsınız ortamı yargısız infazla germeye gerek yok
Burada yapılan yargısız infaz değildir, açık bir forumda tartışıyoruz, bu forumu takip ediyorsa cevap hakkı var kullansın, eğer takip etmiyorsa ve üye olmak gereğini duymamışsa bu onun ayıbıdır.
Bu forumda onun denizcilik alemine sağladığı bilgilerin çok daha fazlası var ve bedelsiz.
Eğer siz popüler biri iseniz ve bunu ticari çıkarlara evirmişseniz sosyal medyayı takip edersiniz, adınızın geçtiği forumları takip edersiniz, siz yapamıyorsanız bu işi yapan medya takip servisleri var onlardan yararlanırsınız. Gerek duyduğunuzda etkileşime geçersiniz.
Bu sizi geliştirir, eğer kibiriniz buna engel değilse.
kişiler hakkında tartışırken de onların kişisel haklarına dikkat etmeliyiz. Forumun da bazı kuralları var.
-
Sn.Cem Gür Bey, Ben koşmaya başladım bile :D :D :D
-
Sevgili dostlar,
Bu konuyu, farklı bir platformda okuduğumda gelinen noktadan, daha öncekilerde de olduğu gibi dersler çıkarıp, kişisel gelişimime katkıda bulunacağı ümidi ile cebime koymuştum. Gezgin Korsan forumunda da aynı konu ile karşılaşınca forumun genel havasından, şimdiye dek tanıdığım korsanların duruşundan, benzer mesajlar alacağımı ümid etmiştim. Ancak Cumhur Gökova olduğundan emin olmadığımız bir kişinin neden olduğu üzücü bir olaya odaklanmak yerine Cumhur Hoca'ya odaklandığımızı gördüm. Kullanılan üslup ve yapılan yorumların içeriğinden; bu satırları okuma ihtimali bulunmayan ve kendini ifade etme şansı bulamayan bir kişiye, üstelik olayın müsebbibi olduğundan da emin olmaksızın böylesine yüklenilmesinden denizci olarak değil sadece, ama öncelikle bir insan olarak rahatsız oldum.
Cumhur hoca, benim ilk yelken hocamdır. Kendisinden değil belki ama oğlu Atilla Gökova'dan aldığımız bir haftalık eğitim, şu an denizlere ailece çıkabilmemize olanak sağlayan bir eğitim sürecinin ilk taşlarını oluşturmuştur. Kişisel olarak hoşuma gitmeyen yönleri, hatta eğitmenliğine ait olumsuz yönleri olabilir benim penceremden baktığımda, ama benim öğretmenlerimden birisidir, benim için değerlidir. Bu satırları Cumhur hoca benim için değerli olduğundan yazdığımı düşünmeyiniz sadece. Tanımadığım bir kişi de olsa, bu yorumların beni aynı ölçüde üzecek olduğunu da belirtmeliyim.
Sayın Mehmet Akif Akkaya beyefendi'nin yaşamış olduğu olayın ekibi ne kadar yaralamış olduğunu tahmin edebiliyorum. Yaşadığı bu nahoş olayı paylaşması da en azından benim için önemlidir. Ama pek çok sorunun diyalogla halledilebileceğini, yine pek çok sorunun iki tarafı da dinleme şansı bulabildiğimizde farklı bir profile bürünebildiğini çok kez yaşadım, siz de yaşamışsınızdır.
Sayın Akkaya'ya bu yaşadığı sıkıntılı olay için geçmiş olsun diyorum.
-
Sayın Cumhur Gökova başka bir forumda konu ile açıklama yaptı ve hatasını kabul edip olayın muhataplarından konu ile ilgili özür diledi..
-
Merhabalar,
Evet, ismim sitede geçmis ise bir cevap hakkım doğmuştur herhalde. Bir gün başka bir lokantanın iskelesinde lokanta sahibi ile kaptanın kavgasına şahit olmuştum. Lokanta sahibi lokantada yemek yemiyorsan başka bir yere bağla diyor kaptanda yemek yemeyeceğim iskele parani vereyim diyordu. Lokanta sahibi halatları kesmek istedi, kaptan içerden bir Demir ile dışarı çıktı garsonlar kaptanı linç edecekten adamı zor kurtarıp denize yolladık. O günden beri böyle olaylar olmasın diye arzularım. Sözü gecen gün Bozukkale lokantasının sahibi sözü gecen kaptanın iki gündür iskelesinde bağladığını, elektrik ve suyu kullanıp teknede yemek yediğini anlattı. Aynı kavgalar olmasın diye kaptana bir iki kelime söyleyeyim dedim ama bir tek cümle dahi biyiremedim. Bir söyleyip bin isitincede hali ile ukalalık yapma dedim.
Cümlemi bitirebilse idim musterilerdendeTabiki özür dileyecektim.
- Müşterilerin yanında söylememin tek sebebi bazen kaptan kuralları izah ediyor ama maalesef müşteriler birşey olmaz teknede yiyelim iskele ücretini öderiz diyorlar. Hepinizin bildigi gibi lokanta iskeleleri marina değildir ve onların ücret alma gibi bir hakları yoktur. Ben burada açık olarak o müşterilerden özür diliyorum. Niyetim daha tatsız bir olayı önlemeye çalışmakti. Ben oraya geleli 10 dakika olmuş idi lokantacı şikayet etmese ben o teknenin iki gündür oraya bağlı olduğunu nerden bilebilirdim. Bu olayda benimde yadirgadigim şey kaptanın lokantaya gelip bağırıp çağırmasi idi. Yani onun müşterileri müşteride lokantacının müşterileri müşteri değilmi?
Sonuç: lutfen metre kare basına devlete iskele parası ödeyen lokantaların iskelesine sadece orada yemek yiyeceksek bağlayalım, bu hergün için geçerlidir, üç gün önce orada iyi para harcamamız bize bugün bağlama hakkı vermez. Hele para almayacaklarını bile bile lutfen bağlama ücreti teklif etmiyelim. Ne lokanta sabini mağdur olsun nede bizim gibi arada kalanlar Kaş yapalım derken göz çıkarsın. Dr. Bey'den ve oğlundan iyi niyetle başladığım ama sonunu getiremediğim konuşmamdan dolayı tekrar özür dilerim.
Cumhur Gokova
-
Cumhur Gökovaya ve sözlerini aktaran Vural korsana teşekkürler.
Bu tip yerlerin biraz irdelemesini yapmak istiyorum.
Bu tip lokanta , iskele ve benzeri yerler çoğunlukla kaçak, göçek yapılmış tesislerdir. Genelde Suları yoktur, su dahil hertürlü ikmal maddesini deniz yoluyla güçlükle temin ederler, bu nedenle hijyenik değillerdir. İskelelerinin vede tonozlarının güvenilirliği şüphelidir. İşletmecilerinin çoğunda bir esnaf kültürü yoktur , gelen müşteri nasıl olsa bir daha gelmeyecek mantığıyla müşteriden aşırı fiyatlar talep ederler. vs. vs. Bu liste uzar gider.
Tüm bunları ışığında ; Nerissa ekibi olarak bizler , cüzdanımızı , sağlığımızı vede sinir sistemimizi korumak adına bu tip işletmelerden uzak dururuz. Datça, Selimiye gibi yerlerdeki düzgün işletmelerin dışındaki yerlerde yemeğimizi teknemizde hazırlar, yer ve bundanda büyük keyif alırız. Tüm korsanlarada öneririz.
-
Aktarımından dolayı Vural korsanıma teşekkür ederim.
-
merhaba arkadaşlar
CUMHUR GÖKOVAYA benzeyen bır denızcıyı gördüm. doğrusu sınemada gorup begendıgınız bır aktöre restaurantta rastladığınızda hıssettiğinize benzer şeyler hıssettim hemen eşime gelip söyledım vs.
sabah erken saatlerde havuzlukta kahvaltı ederken baktım cumhur bey teknemıze doğru gelıyor. tanışacağız dıye heyacanladım. geldı teknemızın sorumlusunu sordu . kaptanımız 30 yaşlarında bır denızcı buyrun cumhur bey benım dedı.
ve ilginç bır konuşma dınledık
giriş bölüm şöyleydi
TİCARET VE DENİZCİLİK ADABINA GÖRE BAĞLANDIĞINIZ İŞLETMEDE YEMEK YEMELİSİNİZ BEN HEP ÖYLE YAPARIM
gelişme bölümü
BEN İŞLETME SAHIBININ RİCASIYLA GELDİM . ADAM BURDA BAĞLANMANIZI İSTEMİYOR.
kaptan şaşkınlıkla ben onla konuştum ve sız neden karışıyorsunuz dıyecek oldu
sonuç cumlesını orda aldık
UKALALIK ETME
55 yaşından 10 yaşına değişen murettebatımız kelımenın tam anlamıyla lokmaları boğazında anlamaya çalışırken vatandaş döndü gitti.kaptanda sınırle arkasından fırladı. bır tatsızlık olmasın diye bende fırladım . restaurant ta yetiştiğimde kaptanımız cumhur beye neden bır sorun varsa benı bır kenara çağırmadınız ben ozaman elınızı öperdım . beni neden müşterime rezil edıyorsunuz dıye bence çok haklı bır soru soruyordu.işletmeciler ilginç bir şekilde kaybolmuştu.ben kaptanı yatıştırdım geri döndük . toparlandık. sonra olanlarda oldukça ilginçti .kaptan işletme sahiplerinin kendisine ısrarla bir sıkıntıları olmadığını ama cumhur beyede bır şey dıyemeyeceklerını söyledıklerını aktardı ben buna inanmadım ama sonra işletmeciler bızım çocuklar yemek toplu halde yemesekte oğlum ve bır kaç kişi yemek yemiştik onu ödemeye giden (230 tl tutmuştu)
arkadaşlara ısrarla kahve vs ısmarlayıp özür dileyip tekrar olayın kendı tasarrufları dışında olduğunu yenilemişler .bozburun dönşü yine aynı yerde konakladık yemeğimizi yedik yine özürler dilendi vs ama ben 60 lı yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim bu ünlü denizcinin bana arkadaşlarıma ve 10 yaşında kı oğluma yaşattığı son derece can sıkıcı" kahvaltı ayarını" ne yapacağımı bilemedim sonuçta yemek almayacağımı zaten soylemiştık.yınede 230 tl harcamıştık adam dağbaşına işletme kurmuş tabıkı desteklemelıydık evet.ama bu yaşta bu deneyımde ve şöhrette bırı bu tatsız işgüzarlığı neden bu kadar gayretkeş bir biçimde çoluk çocuk aile vs dınlemeden bu kadar kabaca yapar anlayamadık.denizciliği yeni öğrenmeye çalışıyorum hatada yapmış olabılırım ama bir konuda iddalıyım yaklaşık 25 yıllık hekimim ve ŞİŞİRİLMİŞ EGOYU nerde görsem tanırım
sadece dertleşmek istedim ve yaşadıklarımı uye olduğum platformlarda paylaşmaya karar verdim
Merhabalar,
Evet, ismim sitede geçmis ise bir cevap hakkım doğmuştur herhalde. Bir gün başka bir lokantanın iskelesinde lokanta sahibi ile kaptanın kavgasına şahit olmuştum. Lokanta sahibi lokantada yemek yemiyorsan başka bir yere bağla diyor kaptanda yemek yemeyeceğim iskele parani vereyim diyordu. Lokanta sahibi halatları kesmek istedi, kaptan içerden bir Demir ile dışarı çıktı garsonlar kaptanı linç edecekten adamı zor kurtarıp denize yolladık. O günden beri böyle olaylar olmasın diye arzularım. Sözü gecen gün Bozukkale lokantasının sahibi sözü gecen kaptanın iki gündür iskelesinde bağladığını, elektrik ve suyu kullanıp teknede yemek yediğini anlattı. Aynı kavgalar olmasın diye kaptana bir iki kelime söyleyeyim dedim ama bir tek cümle dahi biyiremedim. Bir söyleyip bin isitincede hali ile ukalalık yapma dedim.
Cümlemi bitirebilse idim musterilerdendeTabiki özür dileyecektim.
- Müşterilerin yanında söylememin tek sebebi bazen kaptan kuralları izah ediyor ama maalesef müşteriler birşey olmaz teknede yiyelim iskele ücretini öderiz diyorlar. Hepinizin bildigi gibi lokanta iskeleleri marina değildir ve onların ücret alma gibi bir hakları yoktur. Ben burada açık olarak o müşterilerden özür diliyorum. Niyetim daha tatsız bir olayı önlemeye çalışmakti. Ben oraya geleli 10 dakika olmuş idi lokantacı şikayet etmese ben o teknenin iki gündür oraya bağlı olduğunu nerden bilebilirdim. Bu olayda benimde yadirgadigim şey kaptanın lokantaya gelip bağırıp çağırmasi idi. Yani onun müşterileri müşteride lokantacının müşterileri müşteri değilmi?
Sonuç: lutfen metre kare basına devlete iskele parası ödeyen lokantaların iskelesine sadece orada yemek yiyeceksek bağlayalım, bu hergün için geçerlidir, üç gün önce orada iyi para harcamamız bize bugün bağlama hakkı vermez. Hele para almayacaklarını bile bile lutfen bağlama ücreti teklif etmiyelim. Ne lokanta sabini mağdur olsun nede bizim gibi arada kalanlar Kaş yapalım derken göz çıkarsın. Dr. Bey'den ve oğlundan iyi niyetle başladığım ama sonunu getiremediğim konuşmamdan dolayı tekrar özür dilerim.
Cumhur Gokova
Bu anlatımlarda bir birini tutmayan durumlar var,acaba kime inanalım?
saygılar
-
Sildim
-
Cumhur beyin samimi olduğuna inandığım özrünü memnuniyetle kabul ediyorum. Mevzuu benim açımdan kapanmıştır. ben onu dedim o bunu dedi diye uzatmak manasız.
Bu iskelelere bağlama konusu gibi eskiden beri tartışmalı olduğunu anladığım bir konuda çok kesin bir kanaat oluşturabilecek kadar deneyimli değilim. Ama bu konudaki uygulamalar denizciliğin paralı bir iş olduğu algısını güçlendirir mahiyette . cumhur beyin düzeltmesindede bu tür bir eğilim hissediliyor.emekleme aşamasında olduğu bilinen denizciliğimizin daha ön açıcı denizciliği geniş kitlelere yayan yaklaşımlara ihtiyacı var sanırım.
Selamlar
-
emekleme aşamasında olduğu bilinen denizciliğimizin daha ön açıcı denizciliği geniş kitlelere yayan yaklaşımlara ihtiyacı var sanırım.
Selamlar
1w5ey8 1w5ey8 1w5ey8 1w5ey8
-
Hakkı abim haklısın, haklısın da, gelmişim gökovanın dibine, su alıcam, alışveriş yapıcam, tekneyi yıkıycam. Nereye gideyim??
Karacasöğüt butik marina pek ucuz değil. Belediye marinada yer bul bulabilirsen.
Tek çare gene Okluk denizkızı restaurant.
Ayrıca marinaların suyunun da ne mal olduğu daha evvel tartışıldı. Onların musluğundan akan da pek "kestane suyu" veya "erikli" değil...
-
...Onların musluğundan akan da pek "kestane suyu" veya "erikli" değil...
:o Öldürdün beni Tunç.
Bu yerlerin iyi tarafı: Koşullarının iyi olmadığını bilsek te, gerektiğinde gidip hizmet alabilme olanağının olması(Yemek, su, elektrik vb.). Eksik olmasınlar :)
Kötü tarafı: Çoğunlukla koyun en iyi yerlerini kapatmış olmaları. Gidip demir atacak yer sayısı azalıyor. Derme çatma iskelelerine yanaşıp tonoz alıp bağlanırsan kötü havada başına gelecekleri bilemezsin vb.
Selamlar.
-
Bu konu kapandı diye düşünüyordum ama, bu ayki yelken dünyasında bu zattın konu ile ilgili yazısını okudum. Okudukça da denizciden çok karşımda bir dolmuşcu portresi belirmeye başladı. Sadece mevzu bahis konudan başka yaptığı pek çok marifeti de bizlerle paylaşmış sağolsun. Aktardığına göre bir iskeleye bağlı yabancı bir çift hava rüzgarlı diye çift tonoz almışlar, restoran sahibi de (dili yol herhalde) bu zattan yardım isteyip tonozlardan birisini almasını istemiş. Bu da adamların itirazına rağmen başkasının teknesinden tonozun birini çözüp kendi teknesine bağlamış, dahası da yetmemiş gibi bir de adamlara dayak atmış. (Böyle adamlar yüzünden hala barbar millet damgası yiyoruz yurtdışında). Benim bildiğim her kaptan kendi teknesinin güvenliğinden sorunludur ve istersen 2 değil 5 tane tonoz bağlar. Buna itiraz edecek kişi sadece tonozun sahibidir. Peki bu zat ters bir durumda yada o dandik tonozlardan birinin kopması durumunda diğer tekneye gelebilecek zararı ödeyecekmiydi, sizce? Ben hiç sanmıyorum.
Bir başka hikayesinde de judo dersi aldırdığı oğlunun bizimkine itiraz eden adama "dalmak" için babasının gözünün içine baktığı, fakat beyfendinin buna izin vermediği idi. Herhalde saldır dese oğlan adamın paçasına yapışacak. Aklıma kötü benzetmeler geliyo da buraya yazmıyorum. Bir baba olarak sadece şunu söylim, bir baba olmak denizci olmaktan çok daha zordur.
Netice itibarı ile, bu adamın cebine benim dergiye verdiğim paradan gireceğini bildiğim sürece bir daha Yelken Dünyası almamaya karar verdim. Ayrıca o dergiye üzerindeki "Deniz kültürü dergisi" yazısı yerine "Kahvehane kültürü dergisi" yazmasını tavsiye ediyorum.
Herkese güvenli seyirler.
-
Kaldı ki Judo saldırı değil savunma sporudur. Size "dalanı" alt edersiniz.
-
(http://i1146.photobucket.com/albums/o533/metesed/null_zpse09a605f.png)
-
:D
-
Bu da olabilir :)
http://youtu.be/pcvnNWWCRI4 (http://youtu.be/pcvnNWWCRI4)
-
Cumhur Gökova'nın uygun şekilde özür dilediğini öğrendikten sonra, konu elbette kapanmıştır. Yalnız ben konunun içeriğine ilişkin değil, ama usul hakkında kimi noktalara vurgu yapmak istiyorum: Vaktiyle, kendisini kamuoyunun; milyonların beğenisine veya eleştirisine sunmuş meşhur bir şarkıcı için, burada ettiğim iki ironik cümle dolayısıyla, forumdaki bazı korsanlardan, kişinin kendini burada savunma imkânı olmadığı, klavye başına gelemeyeceği, vb. gerekçelerle deyim yerindeyse bir hayli azar işitmiştim.
Şimdi burada bulunmayan ve olup biten hakkında kendi savunmasını yapacak durumda olmayan bir şahıs hakkında, bir kaç istisna hariç, dört sayfa verip veriştirildiğini görüyorum. Üstelik bu kişi kendisin kamunun beğenisine açmış bir sanatçı, politikacı, vb. değil.
Yadırgıyorum.
Ve kendisini burada savunma imkanı olmayan gerçek kişiler hakkında yergi ifade ederken, insaflı olmanın gereğine inanmak istiyorum. Tüm korsanlara sağlık ve esenlikle.
-
Merak etmeyin okuyor.
-
İyi niyetli uyarınız için teşekkürler. Peki dergide arkasından atıp tuttuğu kişilerin (yerli ve yabancı) söz hakkı ne olacak? Adama basın yoluyla hakeret davası açsalar kazanırlar. "Kendisini savunma hakkı olmayan kişiler" tanımına beyfendi uymuyor zaten, önümüzdeki sayıda 2 sayfa da benim yorumlar için döşer nolcak :)
Cumhur Gökova'nın uygun şekilde özür dilediğini öğrendikten sonra, konu elbette kapanmıştır. Yalnız ben konunun içeriğine ilişkin değil, ama usul hakkında kimi noktalara vurgu yapmak istiyorum: Vaktiyle, kendisini kamuoyunun; milyonların beğenisine veya eleştirisine sunmuş meşhur bir şarkıcı için, burada ettiğim iki ironik cümle dolayısıyla, forumdaki bazı korsanlardan, kişinin kendini burada savunma imkânı olmadığı, klavye başına gelemeyeceği, vb. gerekçelerle deyim yerindeyse bir hayli azar işitmiştim.
Şimdi burada bulunmayan ve olup biten hakkında kendi savunmasını yapacak durumda olmayan bir şahıs hakkında, bir kaç istisna hariç, dört sayfa verip veriştirildiğini görüyorum. Üstelik bu kişi kendisin kamunun beğenisine açmış bir sanatçı, politikacı, vb. değil.
Yadırgıyorum.
Ve kendisini burada savunma imkanı olmayan gerçek kişiler hakkında yergi ifade ederken, insaflı olmanın gereğine inanmak istiyorum. Tüm korsanlara sağlık ve esenlikle.
-
Ayrıca hazır, bir önceki sayfada değinildiği için, teknede misafir ağırlama meselesi üzerine bir kaç değinide bulunmakta yarar var. Bu konuda tecrübeli korsanların affına sığınarak belirtmek istiyorum ki, denizde misafir salt can güvenliğini ilgilendiren bir konu olması dolayısıyla. Cumhur Gökova'nın sıraladığı maddeleri, şöyle yorumlamak da mümkündür:
Eğer tekneniz bu iş için tasarlanmış bir gezi; eski deyimle "tenezzüh" teknesi değilse, teknede ağırlayacağınız misafirlerin en az sizin kadar denizcilik deneyimi ve bilgisine sahip olmasına özen gösterin. Yoksa ağırlamayın.
Söz gelimi eğer tekneniz yüzlerce metre halatın sabit ve hareketli olarak iş gördüğü çok "kumaşlı" bir klasik tekneyse veya bir performans+yarış teknesiyse "bizim tekelden emekli kayınço, yenge çocuklar, zeytinyağlı dolmalar subörekleri vs. hep birlikte bizim MAT12 de bir hafta sonu yaşantısı yapalım" düşüncesinin çok yanlış olduğunu düşünüyorum.
Daha birkaç gün önce, başka bir başlık altında sevgili korsanlardan birisi, teknedeki misafirlerin açıkta yüzme girişimleri dolayısıyla atlattığı tehlikelerden söz ediyordu. Benzer bir durum çok yakınlarda başıma geldiği için söylüyorum. Teknede iki misafir, yurt dışından gelmişler, çok mutlu ve neşeli hallerde bir koyda demiri funda etmiştim ki, arkadaşların anında suya atlayıp denizi kulaçlamaya başlamalarıyla irkildim. Ben, acaba demir tuttu mu, burada akıntı var mıdır, nedir diye aklımdan geçirene kadar, misafirler 20 kulaç açılmışlardı bile. Arkadaşlar, denizdeki adama havanın durumuna göre daha da kısalabilir ama 15-20m den itibaren sesinizi duyuramıyorsunuz. Ayrıca, patronunuz veya amirinizle denizdeyseniz, adama komut vermekte, hızlı ve caydırıcı ikazlarda bulunmakta tereddüt edebilirsiniz ve sonra çok geç olabilir.
İnsana mutluluk veren bir coğrafyada, tatil duygusu, tekne yaşantısı, vb. veriler dolayısıyla, eğitimli ve olgun insanların dahi çocuksu ve disiplinsiz davranışlar sergileyebileceğini unutmamak gerekiyor. Bu doğal ve insani bir şeydir, ancak spor ve özellikle doğa sporlarının ciddi disiplin ve ilkelere tâbi olduğunu unutmamak gerekiyor. Demir vira ederken, bir an takıldığında "bizim kayınço, sen dur ben gidip şuna bir el atayım", derse "aman, ırgat dikkat el, parmak" diyene kadar yine çok geç olabilir. Bu arada kayınçonun "abi tekne jilet gibi kayıyor, valla ben biralamaya başladım bile" demesi, sizde aniden tansiyon fırlamasına yol açabilir.
Yineliyorum: Teknedeki tek denizci sizseniz, tekneniz gezi için özel tasarlanmamışsa ve misafirlerinizin başka bir doğa sporu vs. tecrübeleri yoksa işiniz zor olabilir.
Teknede çocuk meselesi ise başlı başına bağımsız bir konu olarak ele alınmalıdır, yanlış anımsamıyorsam korsanlar bu konuda da forumda çokça değinilerde bulundular. Çocuk davranışları ve denizde çocukların tavır ve tutumları konusunda ön tecrübeniz yoksa, hakikaten tekneye çocuklu misafir almak bir riskdir. (Kendi çocuğunuzun olması, sizin için önceden bir avantaj) çocuk çeşitli nedenlerle huysuzlandığında, midesi bulandığında, teknede sağa sola koşuşturmak istediğinde neler yapmak gerekir? "Doğayla mücadele" tecrübesi olmayan misafirlerin tehlike, şok, panik durumlarında nasıl tepkiler verecekleri, ayrıca ilk yardım vb. alınacak önlemler yine sizin sorumluluğunuzdadır. Tabii tüm bunların yanı sıra yelken veya motor seyrini de başarıyla yürütmek sizin işiniz.
Bence tecrübesiz misafirlerinizle, ne denize çıkın, ne bir dağa tırmanın, ne de bir kanyona inmeyi deneyin.
Ha, meseleyi geleneksel Türk Misafirperverliği açısından ele alacak olursak, misafirlerimizi tüm kıyı şeridinde rastlanan ve bu iş için tasarlanmış yemekli içmeli, eğlenceli günlük gezi teknelerine davet etmek en akıllıcasıdır. Kaldı ki orada bile, bazı temel güvenlik hususlarına dikkat etmek gerekiyor. sağlık ve esenlikle.
-
Onur Korsan, basın yoluyla kişilik haklarının zedelenmesi söz konusu olduğunda, kanımca bu konuda yasalarımızda yeterince yaptırım söz konusudur. Aynı yayın organının aynı sütununda tekzip hakkınızı kullanabilirsiniz veya belirttiğiniz gibi mahkemeye başvurabilirsiniz. Ama artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, alaksız biri üstelik "nick" kullanarak sizin hakkınızda aslı astarı olmayan şeyleri bir internet sözlüğüne yazabiliyor. Ve mahkeme, içinde doğrudan bir hakaret sözcüğü geçmiyorsa sizi geri çevirebiliyor. Hakkınızdaki saptırılmış ve yanlış iddialar da o ortamda yıllarca kalabiliyor. Ne diyelim allah herkesin yardımcısı olsun.
-
Onur Korsan, basın yoluyla kişilik haklarının zedelenmesi söz konusu olduğunda, kanımca bu konuda yasalarımızda yeterince yaptırım söz konusudur. Aynı yayın organının aynı sütununda tekzip hakkınızı kullanabilirsiniz veya belirttiğiniz gibi mahkemeye başvurabilirsiniz. Ama artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, alaksız biri üstelik "nick" kullanarak sizin hakkınızda aslı astarı olmayan şeyleri bir internet sözlüğüne yazabiliyor. Ve mahkeme, içinde doğrudan bir hakaret sözcüğü geçmiyorsa sizi geri çevirebiliyor. Hakkınızdaki saptırılmış ve yanlış iddialar da o ortamda yıllarca kalabiliyor. Ne diyelim allah herkesin yardımcısı olsun.
Haklısınız, Oktay Korsanım.
Çamur atmak iyice kolaylaştı. Dikkat ederseniz, konudaki ilk yazıya yorum olarak bişey yazmadım. Dediğiniz gibi tek taraflı eleştirilerin dolduruşuna gelmek istemedim. Benim yorumum tamamen o zattın dergideki kendi anlattıkları üzerinedir.