0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    E. Ç.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #30 : Eylül 12, 2013, 22:57:43 »
Sabah kadar nöbetteyim ben..

Yeni bölüm yayınlanırsa, saat kaç olursa olsun ararım seni Hakan Korsanım  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    D. E.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #31 : Eylül 13, 2013, 00:18:08 »
   Kaan Korsan' ım , çok güzel bir belgesel' e  (gerçek yaşam hikayesi' ne ) soyunduğunuz için sizi kutluyorum.  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
   
   


*

    M. D.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #32 : Eylül 13, 2013, 00:46:36 »
Kaan korsanım, son derece ilgi çekici öykünüzü bizimle paylaştığınız için teşekkürler  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Yazacaklarınızı sabırsızlıkla bekliyoruz...
Tabii parmağınıza indirdiğiniz çekiçler gibi ayrıntılarla uzuuun uzun yazmanız bizi mutlu edecektir ...

Not: yolunuz İzmir'e düşerse muhabbetin devamını getirmek istiyoruz.
Selametle ..  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    K. E.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #33 : Eylül 13, 2013, 01:14:52 »
Sevgili Korsanlar,
Hepinize cesaret verici ve yapıcı yazılarınız için teker teker teşekkür ederim. Mikail Korsanım, yolum İzmir'e düşerse oradaki dostlar ve sizin güzel sohbetinizi nasıl atlayabilirim ki?
Efendim malum  yeni mekan.
İnsan dostları kadar zenginmiş. Yazacaklarım şikayet değil bir keyif ifadesidir. Tekne İstanbul Marmaris arası koştura koştura geldi,2.Kaptan mecburiyetten Pazartesi günü alel tecel İstanbul'a döndü, bugün de emeklilik dilekçesini verdi.(Ahanda dilekçesini Face book ta bile paylaşmış)
Yolda mazot filtresi tıkanmaları falan gene yaşadık, şimdi ona kalıcı bir çözüm üretmeye çalışıyorum. Bir yandan teknenin toplanması ve temizlenmesi, bir yandan tedarikler, bir yandan arada bir, e galiba yemek yemeliyim durumları arasında hoş geldinize gelen dostlar.
Bugün öğlen bir can dostu konuk ettim, akşama ısrarla çağrıldığım Yalancı boğazdaki dostların teknesine gittim, şu saat itibarıyla ancak döndüm.
Şimdi azıcık bir çalışayım bakayım neler çıkacak, bu akşama yetişecek mi? Erdemim nöbete devam.:-)
Huzur kasabasından sevgiler.


*

    K. E.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #34 : Eylül 13, 2013, 02:44:48 »
Asker çocuğu gezer, nereye tayin, sen de oraya.Tekne de gezer,gezdi de zaten ama karadan.Yalnız bu sefer bir fark var babamın yeni görev yeri Ankara Hava Kuvvetleri Karargahı.Dolayısıyla tekne için hangar falan yok.Sıkışılmış bir durum,tekneye yeni bir yer lazım.Babam o sırada kıdemli binbaşı. Tekneden uzak bir adam,sıkkın,bezgin.
O günler de sanırım ağaç tedariki  için Antalya ya gitmişti.Bundan çok emin değilim ama dönüşte yanında oturan bir mimar bey ile sohbetlerinde kendisinin o tarihte Bodrum Gümüşlükte ev yaptığını öğreniyor,sohbet sohbeti açıyor ve babam rotayı değiştirip Bodrum’a geçiyor.
Ankara’ya dönüşünde ilk cümlesi;
-Emekli oluyorum ve Bodrum’a yerleşiyoruz!
Hiç unutmam en küçük kız kardeşim Deniz sanırım 4,5 yaşında “ Babam emekleyecek mi ? “  Demişti 
Sonuç: 30 Ağustosta emekli olan babam bir kamyonun ön koltuğunda, kamyon kasasında tekne, diğer kamyonda ev eşyaları, ben, annem ve kardeşlerim.
Rota Bodrum.
1973 de Bodrum’a giden o yolu hatırlayan varsa yılankavi bir rotadır o.Döne dolaşa içiniz dışınıza çıka çıka Bodrum’a ulaşırsınız. Ama o sona ulaşmak gün doğumunda muhteşemdir.
Zira birden bire masmavi bir ege ve onu süsleyen bir kale karşınıza aniden çıkıverir.
İşte o zaman Balıkçıyı anlarsınız.
Ben o zaman vuruldum Egeye, ve de bugün gitmek istemediğim, içimi acıdan Bodruma da.
Evimiz Kelerlik Mescit sokakta idi. Tam mozolenin karşısı. Her günüm tarihle iç içe bir 12 yaş durumu.
Okul sonrası, sünnetimde anneannemin hediye ettiği Standart marka FM li radyo ve radyoda 88.2 kanalı, kitabım ve mahallelinin emanet ettiği sığırlar ile gök tepede içi oyuk benim özel taşıma çıkıp okumak ve müzik dinlemek.
Asla unutamadığım lezzetler.
Haa o günler de birde THA Ankaradan 2 radyocu gelmişti bende onlara Bodrumu gezdirmiştim, sonrasında bana bir koli kitap yollamışlardı hediye olarak teşekkür kabilinden. Kitaplardan en çok “ Patates Şövalyelerini” sevmiştim.
Biliyorum şu an aklınız başka yerde.
-Eeee tekne ne oldu, o nerede diyorsunuz.
Tekne önce Torba da Katamaran tersanesine indirildi kamyondan. Torba o zamanlar gece in ile cin in karşılıklı top oynadığı ama aydınlatmanın ay olduğu bir yer. Katamaran tersanesi ise Türkiye’de ilk Beton tekneyi yapıyor ki babamın da o işe az bir katkısı var.O yıllarda aldığı Ferro Cement Boat building kitabı şu an arşivimde saklanmakta.
Neyse efendim bugün Belediye mi Kaymakamlık mı ne olmuş bizim ortaokul Bodrum da,beni oraya yazdırdılar.Ortanca kardeşim Ebru ise Ertegün’ün evinin yanındaki ilk okula yazdırıldı ve böylece bizim  Bodrum hikayemiz başlamış oldu
Yalınayak, başı kabak okula gitmece, teneffüste cupp okulun önünden denize dalmaca, USA Navy nin gelen gemisinin askerlerinin top sahasına devasa mangallar kurması ve dağ gibi yığdıkları biralar (Teneke kutu ne ilginç!) tadına baksak nasıl olur demeler. Benim o zamanlar bir partnerim var. Nermin abla, komşumuz harika bir taş evleri var (Birkaç yıl evvel gittiğimde o evin epeyce çökmüş olduğunu, Nermin ablanın Bitez de olduğunu ve Bitezin en zengin hanımı olduğunu öğreniyorum. Ulam azıcık daha büyük olsaymışım  ) İşte ben bazı akşamlar Nermin abla ile bindallıların süslediği düğünlere, bazen yazlık sinemaya yer fıstığı veya çiğdem ile  gidiyorum.
Ama Us Navy pikniği bardağı taşıran nokta. Babamdan sıkı bir
-   Sen gecelerin çocuğu oldun , kır kıçını otur ihtarı.
Hayatımın sanırım en özel dönemlerinden biridir bu süreç. Babamla gene tekneye zaman zaman gide gele sonunda o gün geldi. Teknenin gövde bitti, kamara, direk,bumba vs yok.
O gün tekne denize akşamüstü indi ve biz babamla teknedeyiz. Enteresan bir biçimde iki halattan kendine ve iki halattan da bana içine battaniyeleri geçirerek birer hamak yaptı. Lüks lambası ışığında sandviçlerimizi yedik ve yattık Yattığımız yerden bana anlatıyor bak bu Ursus Major yani büyük ayı onun alt ucuna bak,hah işte o onun adı da Ursus Minör yani küçük ayı.Şimdi şu tarafa bak bak bak işte o demir kazık.
Kıyıya dalgalar şıpır şıpır vuruyor. Orası kum değil, kayalık ve o kayalıklar da ben gündüz bazı böcekler toplamışım, öğreniyorum ki aslında onlar kaynatılıp yenilebilirmiş.
Uyuyoruz.
Sabaha karşı sıkışarak uyanıyorum, babam atla kıyıya yap ağacın altına diyor.
Ne mümkün
Katamaran tersanesinin iki tane zebellah Dobermanı var sıkıysa atla.
Çözüm baş üstü.
Gün doğmaya başladı, biz de hazırlığa.Palamarlarımızı çözdük,kıçtan takma 10 Hp Johnson çalışmakta,ağır ağır bağlandığımız yerden ayrıldık,sadece baş üstü olan tamamen açık 6.60 boy,2.70 en ve sürme salmalı teknemizle.
İlk gerçek uzun yolum Torbadan, Bodrum’a. Ufukta gemi kayasını görüyorum.
Yılar sonra kendi teknelerimle pek çok kez yanından geçeceğim ve her geçişimde o günü hatırlayacağım Gemi Kayasını.
Devamı gelecek 

*

    N. K.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #35 : Eylül 13, 2013, 07:22:43 »
Eh işte şimdi müptela olmayayım da napayım.
Merak ettim, rüzgara karşı işemiş olmayasın:)
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2013, 07:23:14 Gönderen: Nezih Kılıçkını »
*

    H. E.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #36 : Eylül 13, 2013, 10:46:30 »
Uff, tadından yenmiyor. Biraz da börtü, böcek, suyun şavkı falan anlatırsan Yaşar Kemal, Balıkçı, Vedat Türkali karışımı bir kitap olacak. Hepsini de geçecek.

Her şey hayırlı olsun. Yaşam şevkiniz artarak devam etsin. Bize yol açtığınızı düşünüyorum ve merakla izliyorum.
*

    S. Z.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #37 : Eylül 13, 2013, 11:01:08 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Eh işte şimdi müptela olmayayım da napayım.
Merak ettim, rüzgara karşı işemiş olmayasın:)
Vallahi ben de merak icindeyim  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    C. B.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #38 : Eylül 13, 2013, 12:16:18 »
Kerameti kendinden menkul, görevden vazife çıkaran , lüzumsuz ve saygısızlık olduğu bilinerek yapılmış bir editoryal katkı girişimi:

1* Baba da babaymış hani.. Sıkı sıkı sarılası bir esas oğlan figürü. Biraz derinleşmeli üzerinde.O tarihlerde, üstelikte kendi arzusu ile erkenden orduya veda etmiş bir subay emeklisi ve alınan böylesi bir karar..Felsefesine kişiliğine ve yaptıklarına vurguyu arttıralım. Örneğin  Bodrum'da ne iş yaptı yaptı mı? Deniz ve denizcilik üstüne hayalleri düşünceleri, o dönemin Bodrum'u hakkındaki fikirleri falan..

2* Anneyi atlamayalım. Bu karara uyan, kocasının arkasında duran ve macera peşinde  yaşamını değiştirmeyi göze almış bir anne..Ellerinden öpüyorum..

3* "Zira birden bire masmavi bir ege ve onu süsleyen bir kale karşınıza aniden çıkıverir.
İşte o zaman Balıkçıyı anlarsınız." cümlesine, balıkçının

"Yokuş başına geldiğinde Bodrum'u göreceksin
 Sanmaki geldiğin gibi gideceksin" şiiri yakışır.

4* Teknenin denize inerkenki tasviri,babanın o andaki duyguları, biraz teknenin durumu özellikleri falan..Ayrıca küçük Kaan'ın teknede yattığı ilk gece hissettiklerini de okusak iyi olur. Geleceğin deniz ve tekne aşığının doğuşunun kıpraşmalarını hissetmek istiyor insan..

5* "İlk gerçek uzun yolum Torbadan, Bodrum’a. Ufukta gemi kayasını görüyorum." Mahalleli "Gemi taşı" der..Kitaba böyle koyalım derim..

6* "Benim o zamanlar bir partnerim var. Nermin abla, komşumuz..." Hım biraz baharatlandırılıp köpürtmeli..
" Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye abla " tadında..

Tekrar özür dilerim Kaan'cım..

 
*

    N. Ö.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #39 : Eylül 13, 2013, 13:01:03 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Kitaplardan en çok “ Patates Şövalyelerini” sevmiştim.

Şovalye Pardayan'ı biliyorum ama patates şovalyesini ilk kez duydum Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

*

    K. E.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #40 : Eylül 13, 2013, 13:04:55 »
Cüneyt'im Korsanım,
Ellerine sağlık, zihninin kıvraklığına saygı. Ne kadar yapıcı ve doğru yaklaşımlar bunlar. Kerameti kendinden menkullük bu ise bu duruma ancak şapka çıkarırım.
Görüyorum ki hafiften ve alttan buradan bir kitap çıkabilir mi durumları var.Şu an itibarıyla zihnimdekileri müsvedde gibi hızla döküyor ve paylaşıyorum aslında. Özelden telefonla da aldığım ufak tefek uyarılar var mesela editöryal açıdan daha özenli olabileceğim gibi. Ki bunlar hep haklı eleştiriler.
Bir gün bir kitap olursa sanırım İstanbul'daki arşivime başvurup anımsayamadıklarımı eklemeye çalışmam da daha doğru olacak.(Böyle bir kitabı kaç kişi merak eder bilemiyorum tabii)
Bu arada kendi teknelerime kavuştuğum süreç ve seyahatler bölümüne geldiğimde sanırım süreç ağır işleyecek. Zira hem eski seyir defterleri İstanbul da ve tek tek onları elden geçirmek gerekecek,hem de özellikle Gizem ve Dimple'ın bakım onarım süreçleri ile Dimple'ın İstanbul'a geliş macerası bayağı uzun bir bölüm olacak.
Bu işin finali bakalım kaçıncı aya denk gelecek, ben de merak etmeye başladım. 
İmdiii;
Bu akşam yazabilirsem yeni bölümde 6 maddelik istekleri biraz tatlandırayım.

Ve Allah aşkına bir bilen yardımcı olsun zira kafayı yiyeceğim.
Mouse İstanbul'da ve ben note book un touch pad ini kullanıyorum. Her üç beş cümlede bir cursor (Türkçesi ne bunun) atlıyor cümleyi kesip gidip yukarlarda bir yere yapıştırıyor.
Düzeltmenin yolu nedir?
Sevgiler
*

    K. E.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #41 : Eylül 13, 2013, 13:05:56 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Kitaplardan en çok “ Patates Şövalyelerini” sevmiştim.

Şovalye Pardayan'ı biliyorum ama patates şovalyesini ilk kez duydum Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


Nilüfer Korsaniçem,

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Saygı ve Selametle,
*

    K. E.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #42 : Eylül 13, 2013, 13:24:34 »
Nezihim, can dostum.
Rüzgara karşı işememe dersimi çok küçükken daha az risk alarak öğrenmiştim.Babam bana rüzgar tarafına bir tükür bakayım dediğin de tükürüğüm suratıma patlayınca gerekli açıklamayı alıp aydınlanmıştım :-)
Babamın bir şeyleri öğretmek için hep ilginç metodları olmuştur.Bazen çok yaratıcı, e bazen de anti demokratik.
Hakanım Erim'im,
Türk Edebiyatının saydığın ustalarının yanına biz varamayız bile.Biz olsa olsa işte böyle ufak ufak aldığımız cesaretler ile iki kelam aktarabiliriz.
Ama fışırdayan deniz,güneşin kırılan dalgalar üzerinde yaptığı anlık yansımalar,kuma vuran dalgaların taşları bir ileri bir geri sürüklemesine dalan gözler, havadaki iyot kokusunu içine çekip yaşıyorum deme mutluluğu, yamaçta güzel gözleri ile size bakan o şeker eşek gibi ekler yapmak artık gerekecek anlaşılan.
Her şeyin hepimiz için hayırlı olacağı bir gelecek ve artarak artan yaşam sevinci hepimiz için olsun ve her kes tez zamanda hayallerine kavuşsun.
Bir saat sonra ne olacağını bilemediğimiz şu büyük mavi dünya da hiç bir şeyi ertelememeliyiz.
*

    H. E.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #43 : Eylül 13, 2013, 13:46:27 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
...
Ve Allah aşkına bir bilen yardımcı olsun zira kafayı yiyeceğim.
Mouse İstanbul'da ve ben note book un touch pad ini kullanıyorum. Her üç beş cümlede bir cursor (Türkçesi ne bunun) atlıyor cümleyi kesip gidip yukarlarda bir yere yapıştırıyor.
Düzeltmenin yolu nedir?
Sevgiler

Bileklerini touchpad'ten uzak tutmaya çalış.
*

    S. Ç.

Ynt: “Bir oğlum olursa ona bir tekne yapacağım.”
« Yanıtla #44 : Eylül 13, 2013, 14:01:01 »
Çok çok teşekkürler Kaan Korsan'ım.
Yaşadıkları yoğun, yorgun, doyumsuz, şuursuz hayat yüzünden Amerikalılar, tv başında patlamış mısır yiyerek, film yerine CNN Live de, keyfin son noktası canlı savaş ve canlı kaos seyrederken, "ne hissediyorlardır"acaba diye hep düşünmüşümdür.
Şimdi sizlere benzer bir yaşama sahip şanslı kişilerden biri olarak; sizi okudukça döndüğüm çocukluğumun başka bir pencereden canlandırılmasının peysajına dalıp bir de yazanın tanıdık bildik olmasının tazelik hazzıyla sanırım Amerikalılar'ı anlamaya başlıyorum.
Çok ama çok keyifli bir durum muş bu, hayal edebildiğiniz canlı bir aktarımın içinde olmasanızda gezinebilerek farklı bir yaşamı oturduğunuz yerde yaşayabilmek,  paylaşabilmek...