0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    U. C. O.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #15 : Ağustos 02, 2021, 23:31:11 »
Aynısı başıma geldi.
Duş fiskiyesinde kaçak oldugunu farkettim.
Duş başlığını değiştirmeden iki önlem alarak seyirde geçici çözüm ürettik.

1-kaciran duş başlığına bağlı hortumu kullanmadığımız zamanlar katlayarak bogduk
2- Tüm yolcular hidrofor düğmesini öğrendi ve her ihtiyaclarinda işlerini gördükten sonra kapattılar.

Sonraki su aynı ekibi 2 katı süre idare etti.

Efe korsan daha detaylı bekliyoruz.
 Demiri attik değil de , demiri şöyle attık böyle attık, dip yapısı ...vb.

Kısa sürüyor hemen bitiyor.
Böyle amerikan dizisi gibi değil. Türk dizisi gibi olsun.  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Çok keyifli yazı


*

    M. B. A.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #16 : Ağustos 03, 2021, 12:05:30 »
Su sisteminde ufak bir kaçak varsa arada bir -kullanılmadığı halde- hidroforun sesini duyarsınız. Bu sesi duyuyorsanız mutlaka bir yerde kaçak vardır, normalde suyu açmadıkça hiçbir şekilde çalışmaması lazım...


*

    E. S.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #17 : Ağustos 03, 2021, 12:11:58 »
Hidrofor sorunu ile ilgili açıklama bir sonraki bölümde Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    S. D.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #18 : Ağustos 03, 2021, 19:52:57 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
2- Tüm yolcular hidrofor düğmesini öğrendi ve her ihtiyaclarinda işlerini gördükten sonra kapattılar.

Sonraki su aynı ekibi 2 katı süre idare etti.

Evet bu gerçekten de muazzam bir taktiik. Ben de denedim ve çok işe yarıyor.

Musluk açmak ve tüketmek çok kolay. Alışkanlık. Ama önce hidroforu aç sonra hemen kapa denince insanlar daha bir özenli olup gerçekten ihtiyaçları kadar su tüketiyorlar ve gerçekten de yarısına hemen iniyor.


*

    E. S.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #19 : Ağustos 03, 2021, 20:33:13 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
2- Tüm yolcular hidrofor düğmesini öğrendi ve her ihtiyaclarinda işlerini gördükten sonra kapattılar.

Sonraki su aynı ekibi 2 katı süre idare etti.

Evet bu gerçekten de muazzam bir taktiik. Ben de denedim ve çok işe yarıyor.

Musluk açmak ve tüketmek çok kolay. Alışkanlık. Ama önce hidroforu aç sonra hemen kapa denince insanlar daha bir özenli olup gerçekten ihtiyaçları kadar su tüketiyorlar ve gerçekten de yarısına hemen iniyor.
Benim tekne eski bir charter emekçisi,  sigorta panosunun üzerinde "Please Turn off the water pump when not in use" yazıyor. Charter firmaları da bu taktiği tavsiye ediyor gibi;)

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

*

    S. D.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #20 : Ağustos 03, 2021, 20:44:51 »
Aslında vanayı da kapattırıp açtırmak lazım  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    E. D.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #21 : Ağustos 03, 2021, 21:22:43 »
   Bence en iyi çözüm ibrik sistemi. Tekneye gelenlere ibrik dağıtılır. Depo kapasitesine göre kaç ibrik ise günlük istihkakları o kadar olur. Crew o miktarla ister taharetlenir isterse de abdest alır, kişinin kendine kalmış Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap.
   Şaka bir yana, bence en iyi çözüm musluk su giriş veya çıkış çapını daraltmak. Böylece isteseler de çok su harcayamazlar.
Su sorununun büyüyerek karşımıza çıkacağını düşünürsek, artık evlerde ve işyerlerinde de hem muslukların çapını küçültüp hem de fotoselli musluklara geçmenin zamanının geldiğini düşünüyorum. Su sorununun en büyük nedenlerinden biri aç kapa muslukların icadıdır. Eski tip çevirmeli musluklara dönmek bile sorunu epey çözer.
*

    E. D.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #22 : Ağustos 03, 2021, 21:25:31 »
    Bir de hidroforun yanı sıra ayak veya el pompası monte edip, misafir geldiğinde hidroforu kapatmak ta bir çözüm olabilir.
*

    U. C. O.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #23 : Ağustos 04, 2021, 01:29:53 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
    Bir de hidroforun yanı sıra ayak veya el pompası monte edip, misafir geldiğinde hidroforu kapatmak ta bir çözüm olabilir.

Misafirleri servis boyunda taşımak kesin çözüm. Yada vinçle direğe de asabiliriz.
Buzdolabını uzun süre açık tutani, saatlerce köpüklü banyo yapanı, sürekli sarhoş olanı, seyir sırasında oturduğu yerde oturmayani, iki kadeh içince içinden canavar çıkanı, derdi bitmiyor.   Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

*

    K. E.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #24 : Ağustos 04, 2021, 10:09:46 »
Su tasarrufu için öneri: hidrofor çıkışına çevirmeli vana koyun. Vanadan kısarak su akışını sabitleyin. Duştan iplik gibi aksın.
*

    K. E.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #25 : Ağustos 04, 2021, 10:12:30 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Su tasarrufu için öneri: hidrofor çıkışına çevirmeli vana koyun. Vanadan kısarak su akışını sabitleyin. Duştan iplik gibi aksın.
Apartimanda yaşayanlara su tasarrufu anlatmak imkansızdır. Hiç denemeyin.
*

    E. S.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #26 : Ağustos 04, 2021, 13:01:41 »
Tatilin 5. Günü sabahında önceki akşamdan sözünü aldığımız yakıt ikmali yapılıp, taze ekmek ve gevrekler alınınca Bozburun Limandan palamarları çözüyoruz. Palamarı çözdük çözmesine ama demiri alamıyoruz, hafif yol ile demirin üzerine gidip çapayı apiko pozisyonuna getirdim lakin bir anormallik var, ırgat acayip derecede zorlanmaya başladı, dip balçık iyi demir tutar dendiğini hatırlıyorum ama bu kadar da değildir herhalde. Kıça gidip motorun boştaki devrini arttırdım alternatör biraz yardımcı olsun diye, sonra tekrar başa döndüm. Irgat ecel terleri dökse de yavaş yavaş zinciri sarıyor gözüm suda çapa ile birlikte ne gelecek diye bekliyorum ve derken tahmin ettiğiniz gibi dipten bir zinciri almış yavaş  yavaş yüzeye kadar getirdi. Sudan kesmeyi başardım. Tam o anda yanımızdan geçen bir servis botundaki kaptana seslendim, zincir dolabında tutuğum bosa halatını zincirin altından geçirmesini isteyip zaten gitar teli gibi gerilmiş olan zinciri halat yardımı ile koçboynuzuna askıya aldım ve ırgatı mayna edince çapam zincirden kurtuldu. Bosa halatını da boşlayıp dipten gelen zinciri tekrar dibe gönderince çok bir sıkıntı yaşamadan limandan ayrılmayı başardım.
Bu gün yolumuz çok kısa, önceki gün rezervasyon yaptığımız Söğüt Octopus Restoranına doğru yola çıkıyoruz. Hava yelken açmaya müsait değil, deniz süt liman ve sabah saatlerinde bile kendini hissettiren bir sıcak çökmüş. Yolu neredeyse %50 kısaltan Söğüt boğazından 2,50 metre derinlikten geçmeyi gözüm yemiyor ve yolu biraz uzatıp Söğüt adasının etrafından dolaşıp sorunsuz bir şekilde restoran iskelesinde bize gösterilen noktaya bağlanıyoruz.

 Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bağlandık biraları akabinde şnorkel ile denizde uzunca zaman geçiriyoruz, öğle arası şekerlemesi, komşu tekneler ile sohbet muhabbet, akşam kahvesi derken günün nasıl geçtiğini anlayamadık. Bu arada yan komşumuz bir Azuree 40 sahibi, sohbet esnasında teknesini çok beğendiğimizi söyleyince kendisi de teknesini çok sevdiğini ancak teknedeki birkaç tasarım hatası olduğunu söyledi. Onlardan biri su depoları arasında çok ince bir bağlantı olduğu, güvertedeki dolum ağzından su doldururken çok sık hava yaptığıydı bu sebeple su doldurmakta zorlanmasıydı. Bizde de benzer bir durum olduğunu su doldururken musluğu çok açınca hava yaptığını ve hemen taştığını söyledim ve o anda bizim 2. Kaptanla göz göze geldik. Suyumuzun tatilin 3. Günde neden bittiği belli olmuştu, Marinadan çıkmadan önce su ikmali işini üstlenen eşim güverte dolum ağzında hava yapıp su taşınca depo doldu sanarak doldurmayı bırakmış. Meğerse boş tank ile seyre çıkmışız😊. Depo göstergemiz %25 seviyelerine düştüğünde anlaşılan o ki suyumuz hiç kalmıyormuş.

 Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bizim yelken tatili daha çok yeme içme odaklı gurme turuna dönüşmeye başladı. Bir kaç gündür üst üste balık yediğimiz için bu akşam balıksız ama yine deniz ürünlerinden oluşan bir akşam yemeği düşündük. Çok methini duyduğum sübye kokoreç kalmadığı için biraz hüsrana uğrasam da Octopus Restaurant’ın enfes mezeleri ve restorana ismini veren ızgaralar eşliğinde yediğimiz akşam yemeğinden sonra sabah sert bir havada seyir yapacağımız için rüzgar dalga kaldırmaya başlamadan, sabah erkenden yola çıkmak niyetiyle uykuya daldık. Octopus’u bölgede yemek yediğimiz en derli toplu, kaliteli ve özenli hizmet sunulan Restoran olarak aklımıza kazıdık. Kesinlikle tekrar geleceğiz.

*

    C. A.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #27 : Ağustos 04, 2021, 18:57:13 »
Efe korsan, zevkle okuyorum.

Selametle...
*

    M. Ç.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #28 : Ağustos 05, 2021, 13:14:40 »
Kalemine sağlık Efe korsanım.
*

    E. S.

Ynt: Bir haftalık Marmaris Gezisi
« Yanıtla #29 : Ağustos 09, 2021, 11:12:12 »
6. Gün...

Uyanıp su ikmalini yaparak denize çıkana kadar saat 10 u buldu. Söğüt adasını sancak bordamızda bırakıp Kızıl Buruna doğru dümen tutmaya başladıktan sonra rüzgar önce 15 knot, sonra 20-25 leri bulan bir hızda kafadan bindirmeye başladı. Biz Söğütten ayrılmakta biraz geç kaldığımız için denizler çoktan büyümüştü. Kafadan aldığımız dalgalara teknenin burnu her batıp çıktığında 4,5 knot olan hızımız 2 knota kadar düşüyordu. Motorla önümüzdeki 6 mili almamız bu gidişle 3 saati bulacaktı, cenovayı açıp motor yelken orsa seyrine dönünce 6-6,5 knot hızları  bulduk ama 6 millik yolu almamız yine de 2 saati buldu, Kızıl burunu iskele bordamıza aldığımızda seyir önce apaza, burnu dönüp doğuya dümen kırınca da geniş apaza döndü ve tekne rahatladı, kıç omuzluktan aldığı rüzgarla dalgaların üzerinde kaymaya başladık. Motoru da stop edip otopilotu devreden çıkararak yekeyi elime aldım. Otopilotu direkt olarak marş aküsüne bağlı olduğu için yelken seyrinde  aküsüyü bitirmesin diye kullanmıyorum(Okuyorsa Alper Dora Korsan Çok kızacak:) ).  Kızılburun ve Bozukkale’nin  güneyinde tepelerden bindiren sağanaklar Çatal adaların arasından geçerken çok sert vurmaya başlasa da Serçe limanının dar girişine çok bir yolumuz kalmamıştı. 6,5 - 7 knot hızla girişe doğru ilerleyip dar kanala 500 metre kalınca yelkenlerimizi indirdik. Yolda Tonoz Rezervasyonu için telefon ile aradığımız restoran sahibine Tonozda kalmak istediğimizi ancak restoranı kullanmayacağımızı söyledik, tonoz için geceleme ücreti ödeyebileceğimizi söyledik ama yer yok, tonozlar dolu, restoranı kullanmayan tekneye tonoz vermiyoruz gibi tutarsız cevaplar aldık. Dar kanaldan içeriye girdiğimizde botuyla bizi karşılayan Kaptan Nemo restoranın ortaklarından olan Hasan Bey iskelenin tamamen boş olduğunu, restoranda yemek yiyecek ise iskeleye bağlanabileceğimizi veya tonoz verebileceğini söyleyince iskeleye bağlandık.

 Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

İlk kez girdiğim Serçe Limanının dip yapısını bilmediğim ve rehber kitaplardan okuduğum kadarı ile bazı geceler tepelerden inen sağanakların tehlike yaratacak seviyede olduğunu öğrendiğim için özellikle Tonoz veya iskeleye bağlanmak konusunda kararlıydım.
Koydaki Tek tekne bizimkisiydi, etrafta sadece yakın köylerde yaşayan balıkçıların ufak balıkçı tekneleri vardı. Öğleden sonra bir kaç tekne daha gelse de onlar tonozda kalmayı tercih edince iskele bize tahsis edilmiş gibi oldu. Restoran sahibinin tutumunu biraz garip de bulsak kendimize ait iskelede son derece huzurlu ve sakin bir gün geçirdik, balık tutup, denize girip, esintinin hiç kesilmediği koyda bir gölge altında kitaplarımızı okuduk. Hava kararmaya başlayınca da restoran da yerimizi alıp üzerimize düşeni yaptık.  İşletmeciler biraz “değişik” insanlar olsa da Serçe Limanı gerçekten girip gecelemeye değer.

Tatilin son gününe uyandığımız Serçe Limanından ayrılıp Çiftlik Koyuna doğru dümen tutmaya başladım. Çiftlik koyu herkesin bildiği gibi Marmaris çıkışlı teknelerin ana ikmal üssü. Hakim yaz rüzgarlarına kapalı ama karadan esintisi hiç kesilmeyen, yazın en sıcak günlerinde bile bunaltıcı olmayan, koyda kurulu 4 restoran ve bunların iskeleleri, pırıl pırıl denizi olan ve karadan da ulaşım şansı bulunan cennet gibi bir lokasyon. Günlerden cuma olduğu için oldukça kalabalık olacağını düşünerek, artık personeli ile ahbap olduğumuz Rafet Baba restoranı aradık ve iskelede kalan son yeri de rezerve ettik.  L şeklindeki iskelenin karaya bakan kısmında bulduğumuz dar yere sağ ve salim bağlanmayı başardık.

 Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Yanaşma manevrası esnasında Tonozu yakalamaya çalışırken komşu tekneden sintine pompası kapatmam konusunda bir uyarı geldi. Ne pompası, ne sintinesi?!? Normal şartlar altında sintinem çoğunlukla kuru, bazen buzdolabının tahliyesi sintineye verildiği için çok çok az bir su olur ki o da pompayı tetiklemeye yetmez. Sünger ile temizlerim. Farş tahtasını kaldırdığımda 3-4 cm kadar bir su gördüm ancak kaynağını bulamadım. Tatilin son gününü sintine temizleyerek geçirmek hiç işime gelmedi, zaten tehlike yaratacak kadar bir su yoktu. Olduğu gibi bırakmaya karar verdim(Büyük Hata). Günün ve tatilin kalanını komşu teknelerin sahipleri sohbet edip denizin keyfini çıkararak geçirdik. Güneşi restoranın harika manzarasında batırarak Rafet Babanın lezzetli mezeleri ile günü sona erdirdik. Bu arada Bozukkale, Bozburun, Söğüt ve Serçe Limanında ödediğimiz hesaplardan %30 daha düşük hesap ödedik.

 Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Marmaris civarlarında gerçekten tatile benzeyen zaman geçirebildiğimiz çok az yerden biri Çiftlik. Sınırsız su, sınırsız elektrik, kazıklanmayacağınızı bilerek oturduğunuz restoranlar, acil bir durum anında karayolu ulaşımı, yürüyüş parkurları…  Bunlara ilaveten oturmuş bir yatçılık kültürü var, bugüne kadar iskelelerde ne bir gürültü ne de bir taşkınlıkla karşılaşmadım. Kimse üstüne alınmasın ama bağlı 100 teknenin 98 i yelkenli. Herkes birbirine son derece saygılı davranıyor, bırakın müzik, jeneratör seslerini, havuzluk aydınlatmaları bile kapalı, bu da huzurlu bir ortam doğuruyor. Alargada gecelemekten tek farkı uykuya dalarken mandar halatlarından gelen sesler...

Günlerden Cumartesi, normal şartlar altında 1 gece daha denizde kalma şansımız vardı lakin, pazar günleri devam etmekte olan sokağa çıkma ve seyahat yasakları sebebi ile cumartesi evin yolunu tutmak zorundayız. E-devlet üzerinden yaptığımız seyahat izni başvurusu red edildi. Cumartesi sabahı saat 10 gibi hazır olan sıcak bazlamalardan satın alıp kahvaltı işini hallettikten sonra karadan bindiren rüzgarın kesildiği bir anı kollayarak dar havuzdan kimsenin tonozuna, teknesine dokunmadan, yüzen insanları biçmeden sıyrılarak çıkıp, önce kadırga burnuna , sonra Marmaris merkeze dümen tuttuk. Sakin ve huzurlu bir motor seyri ile Albatros Marinadaki yerimize bağlandık. 7 Gecelik tatilimizi sona erdi. Kurban Bayramı tatilini iple çekerek kafada yeni rotalar oluşturmaya ayıracağımız zorlu 3 hafta başladı. Devamı gelecek...

« Son Düzenleme: Ağustos 09, 2021, 11:24:46 Gönderen: Efe Sarıoğlu »