"
Toprakların üç bir yanı deniz olan bir ulusun sınırını, halkının kudret ve yeteneğinin hududu çizer.
"
1980'ler sonu, 90'lar başı olmalı. Soğuk savaş bitiyor. Türkiye'nin yeni rolü ne olacağı konusunda çeşitli Batılı merkezlerden bize akıllar veriliyordu. Bunlardan biri Fransa idi. "Siz Türk dünyası ile ilgilenin" diyordu. Bizim o yıllardaki başbakanımız "Adritaik'ten Çin denizi'ne kadar Türkçe ile meramınızı her yerde anlatırsınız" diyen Vambery'nin sözüne atıfla adeta "bizi terhis etmeyin" diyordu.
O günlerde ABD'den de bir heyet gelmişti. İstanbul'da TÜSİAD dahil ülkenin seçkin kurumlarına, işadamlarına, kendilerinden onaylı çeşitli topluluk temsilcilerine bir konferans veriyordu.
Konferansta Türkiye'nin yeni koşullardaki yer ve önemini belirtirken de yeni komşularını sayıyordu. Gürcistan, Bulgaristan, Romanya... diye devam ederken bizim bir iş adamı ABD'linin sözünü keserek "Romanya bizim komşumuz değil" dediğinde, ABD'li gülümseyerek, "evet haklısınız kara sınırınız yok" demişti.
Kurucunun vizyonundan 70 sene sonra memleket manzarasını göstermesi bakımından ilgi çekici ama benim için de utanç kaynağı bir durumdu. O nedenle unutamıyorum.
Paylaşırsam belki acıtıcı yanı azalır.