Giriş Yap
Kayıt Ol
Önceki
Sonraki
Giriş Yap
Bağlı kalma süresi:
1 Saat
1 Gün
1 Hafta
1 Ay
Her zaman
Giriş Yap
Kayıt Ol
Configuration
Boxed Container
Hide Carousel
Gezgin Korsan
Korsan Kıraathanesi
Güverte Sohbetleri
Deniz ve Denizcilik Kültürü
(Moderatör:
Hakan Tiryaki
)
Hoşçakal Yaşar Kemal...
« önceki
sonraki »
Yazdır
Sayfa: [
1
]
2
Aşağı git
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
H. T.
Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
:
Şubat 28, 2015, 20:02:08 »
Uzun uzun yazmak isterdim aslında. Bana yazmayı, bana denizi sevdiren; belki hiç bir zaman tanıma şansım olmayacak gerçek kahramanları yaşamıma sokan, bu toprakların en büyük ozanı tam da binlerce kilometre uzaktayken göçmüş...
Topal Hasan, Poyraz Musa, Balıkçı Selim, Ateş Nuri ve diğerleri... O olmasa kim bilir, kim duyardı adlarını.
Hoşçakal koca çınar...
Kayıtlı
M. A.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #1 :
Şubat 28, 2015, 20:37:40 »
Bir Ada Hikayesi 4' ü hilaye bitmesin, büyü bozulmasın diye elime alamıyorum.
Çok üzüldüm.
Büyük yazardı gerçekten.
Ne mutlu bize, onu okuyabildik. Hem de anadilinde.
Kayıtlı
İ. K.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #2 :
Şubat 28, 2015, 21:25:25 »
Menekşeden kalkar iki arkadaşıyla beraber geze geze Yeşilköy sahilinde yürürdüler, Bu yürüyüşlerinde tanıma şansım olmuştu.
Işıklar içinde yat "Ince Memet". Eserlerinle hep yaşayacaksın.
Kayıtlı
B. B.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #3 :
Şubat 28, 2015, 22:29:55 »
"Bir, benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İki, insanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılayamasın. Kimse kimseyi asimile edemesin. İnsanları asimile etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin.
Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki, bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri, insanlıkları ellerinden uçmuş gitmiştir.
Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. Benim kitaplarımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar."
Kayıtlı
Ö. T.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #4 :
Şubat 28, 2015, 23:00:30 »
Turkiye icin buyuk kayip ,topragi ve rahmeti bol olsun.
Kayıtlı
Gezgin Korsan Sosyal Medya Hesaplarını Takip Ediniz
H. E.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #5 :
Şubat 28, 2015, 23:35:36 »
"Türkçe'nin başı sağolsun."
Kayıtlı
E. O.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #6 :
Mart 01, 2015, 00:08:14 »
Demir olsam çürürdüm, toprak oldum da dayandım
YAŞAR KEMAL
Kayıtlı
U. U.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #7 :
Mart 01, 2015, 00:35:20 »
Hay Allah ne yazacağımı bilemedim.
Memlekette adam gibi adam kalmadı
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol
veya
Giriş Yap
Kayıtlı
B. S.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #8 :
Mart 01, 2015, 00:37:16 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol
veya
Giriş Yap
Kayıtlı
Ö. B.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #9 :
Mart 01, 2015, 00:57:45 »
Her insan yaratıcıdır
Yaşar Kemal
Kayıtlı
H. T.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #10 :
Mart 01, 2015, 11:23:07 »
Deniz Küstü üzerine bir alıntı...
bu hikâyeyi, Hemingway’in yapıtının Türkçe çevirisinden önce bir balıkçıdan dinlediğini anlatmaktadır. Yazar, bunun bir deniz ve balıkçı hikâyesi olduğunu söylemekte, “İstanbul’da, şu anda bu olaya tanıklık etmiş üç kişi olmasaydı” bu hikâyeyi yazmayacağını belirtmektedir (194).
Yazarın söz ettiği üç kişi, kendiyle birlikte, hikâyenin diğer dinleyicileri olan yakın arkadaşı yazar Sait Faik ve Kör Agop’tur. Olay, “Hoca” lâkaplı bir Menekşe balıkçısı olan Mustafa’nın başından geçmiştir. Hoca’nın anlattığına göre, balığın çok olduğu bir günde Adalar açıklarında avlanırken oltasına büyük bir kılıç balığı takılır. Hoca, sabahın erken saatlerinden ikindi üstüne kadar balığın peşinde sürüklenir. Kayığı birkaç kez batma tehlikesi geçirir. İkindi üstü, balık, suyun yüzüne çıkarak kendini gösterir. Balığı gördükten sonra birkaç saat daha uğraşsa onu yakalayacağından iyice emin olan balıkçı, birden içine dolan bir sevinçle fikrini değiştirir ve oltanın ipini keserek balığı azat eder (194-99). Deniz Küstü’de bu hikâyenin aslına sadık kalınarak, ancak daha ayrıntılı bir şekilde Selim balıkçının başından geçtiği anlatılmıştır. Yaşar Kemal, bu hikâyenin yazıya geçirilmesini ise şöyle aktarmaktadır:
Hemingway “Yaşlı Adam ve Deniz”i yazmamıştı daha. Sait bana dedi ki:
“Sen denizden ne anlarsın ulan,” dedi. “Ben yazacağım Hocanın hikayesini.” Birkaç yıl gittim geldim, gittim geldim. Sait ha bugün yazacağım ha yarın derken, bu sırada “Yaşlı Adam ve Deniz”in Türkçesi çıktı. Saidin döğünmesi görülecek şeydi. (199)
[....]
Şimdi Sait sağ olsaydı [....] bu hikayenin yazıldığına sevinirdi. Bir başka şeye daha sevinirdi. İhtiyar Balıkçı hikayesinden sonra, Hocanın balığın ipini kesip, Hocanın balığı bırakmasına seviniyordu. “Ulan,” diyordu, “hikaye anlatmakta Hoca hepimizden usta be. Koskoca Hemingway bile yaşlı adama balığın ipini kestiremedi be. Yuf olsun ervahımıza... Bir Hoca kadar olamadık be.” (200)
YAŞAR KEMAL’İN İSTANBUL’UNA ÇEVRECİ BİR YOLCULUK
Bilkent Üniversitesi, Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü
Kayıtlı
C. D.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #11 :
Mart 01, 2015, 12:49:20 »
Öleceksen Somon balığı gibi öleceksin kardeşim;
Okyanus sularında yıllarca özgürce dolanıp,
doğduğun topraklara büyük bir azimle ulaşmaya çalışıp,
milyonlarca yumurta bırakıp üstelik yumurtadan çıkacak yavrulara bedenini feda ederek.
Öleceksen Kraliçe arı gibi ölecekesin kardeşim.
Biri bin yapmak için durmadan didinip, ardından saltanatını gençlere devredip,
Yeni baharlara yepyeni oğullar vererek.
Öleceksen kartal gibi öleceksin kardeşim,
hakimiyet kurduğun yalçın kayalıkları ve uçsuz bucaksız toprakları yavrularına bırakıp,
Bilinmez yeni ufuklara kanat çırparak.
Öleceksen Yunus gibi öleceksin kardeşim,
<Biz bu dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun>
Diyerek.
Öleceksen Nazım Hikmet gibi öleceksin kardeşim,
<Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim>
Diyerek.
Öleceksen Yaşar Kemal gibi öleceksin kardeşim.
Yıllarca doğduğu coğrafyaya borcunu satır satır ödeyip,
Yer Demir Gök Bakır'ı, Ölmez Otu'nu, İnce Memed'i, Sarı Sıcağı, Binboğalar Efsanesi
ve daha nicelerini Türkçeye armağan ederek,
Anadolu insanının vakur ama candan,
sert ama içten söylemini dünyaya tanıtıp,
Benim kitaplarımı okuyan katil olmasın , savaş düşmanı olsun,
insanın insana sömürmesine karşı çıksın. Diyerek.
Kayıtlı
K. E.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #12 :
Mart 01, 2015, 19:54:11 »
Dostlar; Bu akşam Sevilla'da konser. Programda Mozart, Debussy ve kendi eserim. Ama bütün bu sesler arası Yaşar Kemal'e "şükran"dolaşacaktır salonun akustiğinde. Dünyanın bir yerinde bir müzisyen , okumuştur onun kitaplarını, yazıyı anlamıştır belki,
doğayı, insanı, toplumu.
Türk halkını.
Evet "şükran"...
Ve müziğinde de ısrarla onu arar. Bazı yazarlar kuşkusuz büyük yazardır. Hatta dahi sanatçılardır. Ama bazı sanatçılar onun da ötesindedirler. Onlar "gökyüzü" dürler. Onlar başlı başına bir "memleket"dirler.
Nazım gibi.
Yaşar Kemal gibi.
Mozart ve Debussy gibi...
Savaş meydanında iki ordu arası bir ceylan bir o yana bir bu yana koşmaya başlar ya hani binlerce asker seyreder bu tuhaf ceylanı yanlışlıkla oraya dalmış. Yanlışlıkla? O savaş, o ordular yanlış olmasın sakın? Ceylan koşuyor hala. Kemal'in romanları ölümsüzdür
Fazıl Say 1 Mart 2015
Kayıtlı
B. B.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #13 :
Mart 02, 2015, 11:08:43 »
"Biliyor musunuz Bülent bey, bu Gizik Duran kim?" "Kim Ayşe abla?" "Benim dedem!". "Hadi be!" "Evet evet, çok fena eşkiya imiş, çok iyi gizlendiğinden kendisine Gizik derlermiş. ". "Kitapta da pek gizemli biri zaten", "Evet evet, öyleymiş, arada gelir gidermiş köye, hep jandarma peşinde, uslu da durmazmış, af da yemiş ama illa dağlara gitmiş, eşkıyalık yapmış".
Her birimizin, her birimizden bir parçanın kitapta yeri var.
Yaşar Kemal için pek çok şey yazıldı ölümünün ardından ama, şu, en iyisi:
"Yaşar Kemal, ölümün elinden ne güzellikler kurtardı yazarak. Öldü diyemeyiz, yaşadı.
"
Sanırım ölümün elinden güzellikler kurtarma uğruna daha çok şey yapmalıyız. Kitaplara geçebilmek, yaşayabilmek için.
«
Son Düzenleme: Mart 02, 2015, 11:10:45 Gönderen: Bülent Büyükdağ
»
Kayıtlı
C. İ.
Ynt: Hoşçakal Yaşar Kemal...
«
Yanıtla #14 :
Mart 03, 2015, 11:52:28 »
70 li yılların birinde, yapılacak bir toplantı ve konsere katılmak üzere, Yaşar Kemal ile Aşık Veysel Saraçhane 'den aşağı yürüyerek, Unkapanı köprüsünden geçerler ve sonunda Tepebaşı'nda ki salona ulaşırlar.
Onları karşılayan arkadaşları;
- Buyrun oturun, biraz dinlenin. Nasıl geçti yolculuğunuz ? derler.
Bir o kadar da şakacı olan koca yazar cevap verir;
- Nasıl olacak. İki kişi tek gözle ancak gelebildik.
Kayıtlı
Yazdır
Sayfa: [
1
]
2
Yukarı git
« önceki
sonraki »