0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Bir sabah batı ufkunun ucunda iğne başı kadar bir yelken gördüm. Karaya hala 1.229 mil vardı. Dürbünü kapıp ön güverteye koştum direğe yaslanıp gözlerimi kısarak teknenin ayrıntılarını görmeye çalıştım. Telsizi açıp ardı ardına çağrı yaptım. “beni duyabiliyor musunuz? Beni duyabiliyor musunuz? Burası yelkenli tekne Varuna. Tamam.” Cevap veren olmadı. Günün büyük kısmında tekne görünür uzaklıktaydı ama çağrılarıma sağırdı. Oysa onlarla konuşup Navigasyon hesaplarımı doğrulatmak istiyordum. Bütün mevki çizgilerim, (line-of-position) LOP’larım tutuyordu ama yine de biraz o rahatsız eden kendinden kuşku vardı. Birisinin mevkimi doğrulaması kendime güvenimi sağlayacaktı. Ama cevap yoktu.diğer tekneden daha iyi nöbet tuttuğumu düşünüp biraz gurur duydum ama daha çok heves kırıklığı hissediyordum; insanlarla ilişki kurmayı çok istiyordum, o kadar yakındı ki. Ufka bir kez daha baktığımda, boştu. Onaltı ekim sabahı, kalktım ve dışarı çıktım, alçak, kara bir boranın kıçtan gelmekte olduğunu tam zamanında fark etttim. Sakin suların üzerinde yoğun bir yağmur perdesinin kızgın dalgaları gizlemesini izledim. Rüzgar aniden şiddetlendi ve sağanak Varuna’yı sulardan kaldırdı, yalpalatarak sürükledi, tamamen yelkenle donatılmış tekneyi kontrol etmeye çalışan rüzgar dümeni palası ve yeke bir taraftan diğerine savruluyordu. Rüzgarüstüne dönerken, ana yelken ters rüzgar aldı ve bumba, karşı kontraya hızla savrulmasını durduracak önleyici donnıma yüklendi. Önleyici donanım kopcak kadar gergindi ve boşlamaya başladım. Yavaşça boşlarken, bumba karşı kontraya geçti, tekneyi daha da bayılttı ve yeni bir soruna yol açtı. Direk ve arma rüzgarda şiddetle titriyor ve spinnaker bumbası ve gennaker suyun içinde sürükleniyordu. Ana yelken bumbası da rüzgaraltında, armanın denize dalma partisine katıldı………Sayfa 107Evet yine iş arası elime başucu kitabımı alıverdim Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap ve evet yine gözüme toz neyin kaçtı Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş YapAkşama kitabı eve götürüp kitaplığa hapsedeceğim Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş YapNilüfer Korsan,Herhalde hiç durmadan okuyorsunuz ki bu foruma da böylesine çok ve seçme malzeme yansıyor; gözleriniz bozulacak, arada bir durup ufka bakarak gözlerinizi dinlendirseniz ve de kendi hikayelerinizi yazmaya başlasanız?hayalgücüm geniştir, hiç yola çıkmadan çıkılmış da dönülmüş romana dair sayfalarca bölüm var da dört duvar ve sabit beton yapılar içinde yazılanların oynak zeminde yeniden gözden geçirilip rütuşlanması, kelimelerin sabitlenmesi lazım Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yapsallanan bir evim olduğunda inşallah Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Nilüfer Korsan,Herhalde hiç durmadan okuyorsunuz ki bu foruma da böylesine çok ve seçme malzeme yansıyor; gözleriniz bozulacak, arada bir durup ufka bakarak gözlerinizi dinlendirseniz ve de kendi hikayelerinizi yazmaya başlasanız?
Bakalım aşağıdaki satırların tadına varabilecek misiniz?“GANGAVA (SÜNGER GEMİSİ) Bozburun’a doğru yol alıyordu. Gökyüzü yıldız parıltısından ibaretti. Tayfa küme küme güverteye toplanmıştı. Deli Memiş adlı bir süngerci de oradaydı. Aklını birkaç yıl evvel oynatmıştı. Anadolu kıyı köylüklerindendi. Sefer dönüşü eve varınca, karısının ve dört çocuğunun bir gece önceki depremde ezilmiş olduklarını görmüş ve çıldırmıştı. Süngerciler on beş gün önce sefere çıkarken, onlara, beni de alın diye yalvarmıştı. Ona acımışlar “Hayde gel” demişlerdi. Deli Memiş, etrafına halka olmuş denizcilere “Cennet Gemisini” anlatıyordu. “Ölen denizciler elbette cehenneme gitmezler, ama cennete de gitmezler, çünkü cennete deniz yok, yalnız kara var. Tuba ağacı var, ama onun kerestesinden bir tırhandil teknesi yapsan bile, onu yüzdürecek deniz olmayınca kaç para eder? Gemiye manevra yaptırırken direkten güverteye düşüp ölen veya denize düşüp boğulan denizciler için Ulu Tanrı bir Cennet Gemisi yaptırmışmış. Öyle ya, denizsiz cenneti denizciler neylesin? Orası onlara cehennem olur.”