0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    m.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #15 : Kasım 28, 2008, 02:49:52 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
-sildim
Bu kayıkların yerine gelen modern tasarımların önümüzdeki 50 yıl içinde çöpe atılacağını sanıyorum..
Dönüş yine bu kayıklara olacak bence ..
 

Cüneyt Korsanım...
Fiber den bahsetmemiştim aslında.... Ama modern tasarımlar dediğimde ister istemez fiber gündeme geliyor.
Sizin yazacağınız yazıları sabırsızlıkla bekliyorum. Çünkü müthiş keyif alıyorum..
Bu forumu ve buradaki Korsan dostarımı çok seviyoum.. İnanın bu foruma katkıda bulunan korsanların yaptığı işlerin düzeyi gittikçe olağanüstü bir platformun oluşmasına neden olmakda.
Bence çok kısa bir zamanda zengin arşivi ile bu forum  amatör denizcilik kesiminin başvuru sitelerinden biri olacak.
Sevgiler..
 


*

    C. B.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #16 : Kasım 28, 2008, 09:45:55 »
Eh! bana ördek mi dedin durumu..
Mehmet korsanım ön yargılı dinleme dedikleri bu işte..Sen ne demişssin ben ne anlamışım..
Ama şimdi yeni bir tartışma var..Modern tasarımlarla ne alıp veremediğin var ?


*

    m.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #17 : Kasım 28, 2008, 18:05:11 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
-sildim
Ama şimdi yeni bir tartışma var..Modern tasarımlarla ne alıp veremediğin var ?
Cüneyt korsanım,
Şimdi Bursa Yelken deki toplantıya çıkıyorum. Ama döndüğümde  , beni şok eden yazılardan bir tanesini  hazırlıyorum...
Görüşmek üzere...


*

    c.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #18 : Kasım 28, 2008, 18:37:21 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
sildim
..Modern tasarımlarla ne alıp veremediğin var ?

Aslında modern tasarım yok galiba, bakınız aşağıdaki mesaj Hydroptere vs Sailrocket konusundan alınmıştır...
Ana fikir tüm tasarımların belirli kriterler arasında dönüp durduğu galiba....
Nasıl söyliyeyim, yarış teknesi olacak ve hız önemli ise sürtünmeyi azalt...
Gezilecekse yaşama alanını rahatlat, hızdan feragat et... vesair...
Sonuçta birinden birisi seçilip, diğerinden feraget edilince mecburen modern tasarım fikride kuşa dönmüyor mu?
Değişen herhalde tasarımdan ziyade kullanılan materyal mi yani?

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Klasik teknelere ne kadar aşıksam, bu tip yüksek teknoloji ürünü tasarım harikaları ile de bir okadar flört halindeyim. Burada aslında övüncün en önemli payı kompozit malzemeleri  geliştiren ve deneyenlerin olmalı. Zira tasarım eğer o günkü malzemeler ile gerçekleşemiyecekse belki bir 100 yıl beklemek zorunda kalıyor. Bilenlerimiz mutlaka vardır ama bilmeyenlerimizi biraz şaşırtayım; Örneğin Vestas Sailrocket'in neredeyse birebir aynısı diyebileceğim ilk tasarım örnekleri yaklaşık 80-85 yıl öncesine ait. O yıllarda mevzu sadece model ölçeğinde denenebilmişti. Bu gün ise gerçek...



sorularıolankorsan
« Son Düzenleme: Kasım 28, 2008, 18:37:52 Gönderen: Cenk Esener »


*

    m.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #19 : Kasım 29, 2008, 01:53:35 »
Pis bey in dergilerin içeriği ile ilgili eleştirisine katılıyorum. En azından Naviga da eskiden daha eğitici yazılar çıkıyordu. Aslında bu yazıları çok dikkatli okusak da hatırdan çıkıyor . Tesadüfen Naviga nın geçen Şubat da ki 41 sayısında Alize yatçılık dan  Sinan Sümer beyin yazısını tekrar okumam neticesinde sorularım başladı.  Bu sorular kendiliğinden beni bir sonuca ulaştırmaya başladı. Altta bu yazıdan alıntılar ve parantez içinde kırmızı renkli yorumlarım  vardır.

"Modern gezi yatları eskilerine göre daha hafif, daha geniş ve daha kolay kullanılabilir olarak tasarlanıyorlar. Ancak bu teknelerin kullanım tarzları da dizaynları gibi farklı olmalıdır.
Eski tekneler ile yenileri arasında en önemli fark ağırlıkları ve genişlikleri arasında ki fark olarak gözümüze çarpıyor. Eski tekneler daha ağır ve daha darlar. Ancak stabiliteleri  yeni teknelere göre daha yüksek ve çok  daha fazla malzeme ile üretildikleri için daha ağırlar.
Yeni tekneler ise yüksek bordoları , geniş gövdeleri ve yüksek iç hacimleri ile karşımıza çıkıyor. Bu durumda geniş kıçlı ve su üzerinde yüzen bir gezi teknesi konsepti ile karşılaşıyoruz."

(Benim sorum şu oldu .  Ağırlıkmı  hafiflikmi . Burada koforlu olanın ağırlık olduğu ortaya çıkıyor. Konfor sandığımın aksine ağır bir teknede . Modern tasarımlı tekneler su üzerinde kayma şeklinde ilerlerken, ağır  salma omurgalı eski tekneler suyu yararak ilerliyor. Fakat hız farkı olmuyor )

Ancak şu bir gerçek ki yeni modeller tüm bu cazibelerinin yanı sıra eskiler kadar denizci tekne değiller. Başka bir bakışla , yeni teknelerin marinada bağlı haldeki avantajları göz önüne daha çok alınmış, eskilerde yelken seyri sırasındaki avantajlar ön planda tutulmuş diyebiliriz.

( İlk şoku burada aldım. Neeeee diye bağırmışım. Korsaniçem tekrar kalp krizi geçiriyorum sanmış. Sonra Esat korsanın ve Cüneyt korsanın “panton korsanları” lafı aklıma geldi güldüm. Ben ne istiyorum ? dedim kendi kendime . tabii ki yelken yapmak . 40-50 bin avroyu 85-90 model tekneye ver ve denizci bir tekne alma. Haydaaaa dediğim  de oldu bu arada. )

Yeni tip tekneler artan rüzgar karşısında çok daha kolay yatıyor,dümen hakimiyetini yitiriyor ve broş pozisyonuna giriyor. Çift dümen palası bu sorunu biraz gidermeye yardımcı olsa da sorunun tamamını çözmeye yetmiyor. Şurası gerçek ki bu modern tekneleri   eskilerine göre daha az yatık kullanmamız gerekiyor. Salma şekilleri ve formları ve stabilite oranları bu konudaki en büyük faktörler. Dolayısı ile sert bir havada modern bir gezi teknesi kullanıyorsak yelken trimi en büyük etken oluyor.

( Hep yarışlarda teknelerin yatık gittiğini gördüğümden, yatık teknelerin hızı daha iyi demek ki diyordum. Tam aksi olduğunu hiç tahmin ememiştim. Çift dümen palası deyince Esat korsan ın Mc gregor u aklıma geldi. Sert havada yine eski teknelerin stabilite si yani konforu , modern teknelere göre daha iyi olduğu , hatta işin içine güvenliğin bile daha iyi olduğu giriyor.) 

Son dönemlerde geliştirilen tasarımlarla salmanın en uç kısmına torpil konması sayesinde salmanın stabilite etkisi daha da artar .Ancak yana yatan bir teknede salmanın dikey izdüşümü kısaldığı için rüzgaraltına kayma hareketi yinede tamamen enellenememektedir. 

( Burada tekne model ve tiplerini yeniden gözden geçirmem gerektiğini düşündüm.
 Modern tekneler benim istediğim değildi . Bu ortaya çıkmıştı. Bu arada Cem korsan iş tekneleri diye bir takım resimler koyuyordu. Burada yoldan çıkmaya başladım. Geniş, açık güverte , çift direk öndeki çift ıstıralya ve üzerindeki flok ve trinket  işte bu dedim kendi kendime. Bu arada arkadaşım Mehmet Topçu nun  6 mt lik Meltem teknesi ile çıktığımız seyirlerde ki konforu ve dengesi diğer 6 mt lik teknelerden çok farklı olması düşüncelerimin netleşmesine neden olurken , yapım malzemesi olarak fiber in en dayanıksız malzemeler arasında olmasını öğrenmem beni sac tekneler konusunda fazlaca düşünmeme neden oldu. Fiberi koruyan ksmın jelkot da olduğu zamanla jelkot un yıpranması , hatta Ahmet Çelenoğlu üstad korsan ın bizzat fiberin su ürettiğini sitesinde anlatması beni etkiledi.  Bundaki son katkıyı da Aali San korsan ahşapmı , fibermi topiğinde ki sac tekne yazısı ile son noktayı koydu.
Şimdi çelik bir spray veya bir double ender konusunda ciddi düşüncelerim var. Yada bütçem oranında 2. el  eski tasarım bir tekne.. Bakalım hangisi kısmet olacak. Bende merak ediyorum…)               


Düşüncelerimi dilimin döndüğünce açıkça paylaşmaya çalıştım.Modern tasarım tekneler(veya markalı ) konusunda düşüncelerim belk biraz sert gelecek , belki tepki çekecğim ama demokratik bir forumda olduğumuzu düşünerek kısaca açıklamam gerekirse ; Bu tekneler özellikle fiber sadece yarış yapanlar için çok iyi bir tasarımdırlar.. Gezi amaçlı kullanmak , üstelik içindeki lüks döşemeler ocak , klima ,wc , mobilya ,tv , buzyapıcı ve buzdolabı ve her türlü ağırlık yapan meteryal bu teknelerin yapısına ve kullanım tarzına ters görünmektedir.Yanlışlıkla girilecek bir sert havada hayati tehlike yaratabilecek durumdadırlar. Üstelik bazı teknelerde istıralyaların tek olması nedeni ile sert havada herhangi  kopma durumunda denge sorunu yaratacağı , Allah göstemesin salmanın topuklarda kırılması durumunda teknenin alabora olacağı gibi görünmekde. Bu gibi teknelerin amaçları dışında tanıtılması ve satılması yeni denizciliğe başlamış olanlar tarafından tercih edilmesi ve ilk seyirde denize küskün aileler yaratılmasına neden olunmaktadır. Bu tecrübeyi yaşayan bir aile denize kıyıdan bakmak daha güzel demektedir.Şimdi bana yine iddialı diyebilirsiniz Cüneyt korsanım. Ama bana düşüncelerimin yanlış noktalarını anlatırsanız bu bilgiden gerçekten yararlanacak insanlara yardımcı olmuş oluruz
Sevgiler.....     

*

    c.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #20 : Kasım 29, 2008, 09:37:08 »
süpper süpper, çok seviyorum böyle yazıları, tartışmaları....
*

    C. B.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #21 : Kasım 29, 2008, 09:56:42 »
Hımm !
Mehmet Sütçü'cüğüm..
Biraz istatistik reca edelim lütfen..
Son 15 yılda Kaç "yeni tasarım" tekne bayılırken bayılırken devrilmiş ?
"Yanlışlıkla girilen bir sert havada" kaç "yeni tasarım tekne" yük kayması nedeni ile batmış ?
Kaç "yeni tasarım tekne" "topuklara çarpan salma kırılması" nedeni ile alabora olmuş ?
Kaç "yeni başlayan aile" denizci olmayan "yeni tasarım" tekneler yüzünden denizciliğe küsmüş ?

Bilmem anlatabildim mi ?  

Hadi sana destek vereyim:
Son 10 yılda yaklaşık 30.000 tekne üretmiş olan "en dandik plastik tekne" olduğu söylenen Bavaria'nın yaşadığı salma problemi sayısı 2 idi bildiğim kadarı ile..Onlarda tamamen kullanıcı hatası olarak tescil edildi..30000 de 2 ..

  
*

    T. Ö.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #22 : Kasım 29, 2008, 13:30:10 »
Mehmet Sutcu korsanim merhabalar,

Konu ile ilgili su Kadir korsanin fikirlerine bir goz at bence.
Birde hic unutulmamasi gereken, HallbergRassy ve Najad gibi
denizciligi hic tartisilmayan teknelerin yapim malzemesi nedir acaba?
Yani tum plastik tekneler Beneteau Bavaria veya Jeanneau degil ki.

Cok selamlar,
TANER
*

    A. S.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #23 : Kasım 29, 2008, 14:08:44 »
 Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
İşi tasarıma ve ama en öncelikle üretim malzemesine bağlama alışkanlığımız nedeniyle
hem kutuplaşıyoruz hem de ana sorunu gözden kaçırıyoruz gibime geliyor...

Son sözümü baştan söyleyeyim, Aydın havası olsun...
İyi tekneler ve kötü tekneler vardır !

Ve bunlar modern,klasik,racer,cruiser-racer, gezi, motorsailer,ayna kıç, karpuz kıç,
uzun salma ( longkeel ), kısa salma, ahşap, fiber,metal veya beton olabilirler...

Belli kabullerimizde gerçek payı vardır tabii. Form dengeli, geniş kıçlı, kısa salmalı
teknelerin daha hızlı,ama sert hava seyrinde daha problemli olması, longkeel
teknelerin daha yavaş, manevra yeteneği daha düşük, daha fazla bayılan ama sert
havada daha konforlu olması gibi.

En iyisini asla bulamazsınız. Sizin kişisel olarak önem verdiğiniz bir kriteri ( diyelim ki
bu seyir hızı olsun ) öne çıkarır ve buna göre bir seçim yaparsanız, kesinlikle ve mecburen, başka bir olumsuz sayılacak kriteri kabul etmiş olursunuz ; veya tersi...

Porsche alacaksanız Rolls Royce'un konforundan dağlar kadar uzak kalacaksınız,
Rolls Royce ile Porschenin güle oynaya girdiği viraja aynı hızla girerseniz, 10 takla
atıp, şarampolde gözünüzü açacaksınız. Ne onu, ne öbürünü...kendi kesemize göre
harcıalem standart bir marka araba alacaksanız ; yukarıdaki her iki markanın da
standartların çok üzerindeki özelliklerini göremeyecek, bununla yetinmeye çalışacaksınız.

Tekneler de böyle.
Gerçekten bir fark varsa, bu modern - klasik veya ahşap-fiber arasında değildir.
Aynı boy teknelerin birinin 100.000 diğerinin 300.000 bedelli olması arasında olması
ise kuvvetle muhtemeldir ( Bu da 3 misli pahalı olanın 3 defa daha iyi olduğu anlamına gelmez ) .

Ünlü Fastnet yarışı faciasından sonra bilim adamları o yarışta devrilen, takla atan veya armasını kaybeden tüm tekneler üzerinde uzun bir araştırma yapmışlardı. 10 metre boydan sanırım 15-16 metreye kadar, modern ve hafif tasarımlar da var, ağır tekneler de. Araştırma sonucu ortaya çıkan tek şey şu : Kazaların hiç birini teknelerin tip, tarz ve tasarım özelliklerine bağlamak mümkün değil !

Buyrun bakalım !

Dolayısıyla da aslında tüm ömrümüzü Horn Burnunu bir doğuya, bir batıya geçe geçe
geçirmeyeceksek, biz normal amatör denizciler için, bu tarz tartışmaların da hiç önemi
yok aslında...

Normal bir denizci sağduyusu ve görüşü ile '' bu pek fena bir tekne değil ! '' diyeceğimiz her tekne bizim denizcilik maceralarımıza pekala yeterlidir.
*

    m.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #24 : Kasım 29, 2008, 14:16:08 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
-sildim
Biraz istatistik reca edelim lütfen..
-sildim
  
Cüneyt korsanım..
Bu istatistik işi gerçekten zor bence.. Bir satıcı üstelik oldukça iyi kazanan bir satıcı malının kötülüğünü ortaya çıkarırmı?
Teknesini satarken bile kimliğini gizleyen kişiler, yaşadğı bir olumsuzluğu açıklarmı..?
Bavaria nın en dandik tekne olduğunu söyleyenler de deyim yerinde ise halt etmiş ler . Benim bile 30 feet lık olanı alternatiflerim arasında.. Okayanus geçişi setifikası nı da verebilen , yapısı itibarı ile buna müsait olan tek tekne..
Bakın ne kadar yanlış bilgiler içinde yiz..
Selam ve sevgiler..  
 
*

    M. E.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #25 : Kasım 29, 2008, 14:17:46 »
Bence elmalarla armutları toplamaya çalışıyoruz...  ))
*

    m.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #26 : Kasım 29, 2008, 14:49:59 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Mehmet Sutcu korsanim merhabalar,

Konu ile ilgili su Kadir korsanin fikirlerine bir goz at bence.
Birde hic unutulmamasi gereken, HallbergRassy ve Najad gibi
denizciligi hic tartisilmayan teknelerin yapim malzemesi nedir acaba?
Yani tum plastik tekneler Beneteau Bavaria veya Jeanneau degil ki.

Cok selamlar,
TANER
Taner korsanım,
Kuzey ülkeleri bu işi çözmüşler.  HR ve Najad fiber ama sağlam formlu , daha kalın bir kabuğa sahip , malzeme den kaçmayan tasarımları ile muthiş tekneler yapmışlar. Fiyatları pahalı ama hakkını verdikleri kesin. Keşke 84 model bir HR alabilsek . Onun fiyatı bile diğerlerinin "0" fiyatında.. HR nin salma yapısı bile farklı.
Benim demek istediğim fiber, ahşap , sac tartışması değil. Benim savunduğum ne yapıda olursa olsun denizci bir tekne. Konfor dan herkes farklı bir anlam çıkarır. Benim konforum ile Cüneyt Korsanımın konforu farklı olabilir.
Diğer markalarda da tasarımı denizci olan çok güzel modeller mevcut. Bunu ayırd edebilmek önemli olan..
Denize çıkmak için alınan tekne çok pahalı da olabilir , ucuzda .. Altenatifler var.. Bunları değrlendirmek esas olan. Ben İstediğim bir HR ye 150-200 bin övro veremem . Ama planları alarak bir demirci ustası ile tahminimce 30-40 bin övroya 6 ayda denizci bir tekne yapabilirim diye düşünüyorum. Yada 2. el bir  ahşap bir 33-34 lük spray e 40 bin övro civarında masraf ile satın alabilirim.
Bu benim tercihim ...
Sevgiler...  
 
  
*

    C. B.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #27 : Kasım 29, 2008, 15:27:42 »
Satıcı söylemez ama rakipleride durmaz..Bavaria'nın (Match serisi) adriyatikte yarışlar sırasında düşürdüğü bir salma yıllardır konuşulur durur..
Bavaria için "olduğu söylenen" dedim..Bu benim fikrim değil..Ayrıca benim teknemde Bavaria idi..
Ali San bey yukardaki yazısı ile yine gözüme girmeye başladı..Özlü ve saygıdeğer bir analiz..Haddim olmasa da Eferim ona diyorum..
*

    A. E.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #28 : Kasım 29, 2008, 20:03:54 »
Hah ben de tam onu diyecektim. Bir tekne A class olarak sertifika almışsa ki modern tasarımlı birçok teknede de A class sertifika var biliyoruz, artık bizim bu güvenli mi, okyanus geçermi vs diye tartışmamız biraz abesle iştigal bence. Yani şunu demeye çalışıyorum, adamlar yüzlerce binlerce saat arge çalışması yapmış, üzerinde onlarca işin uzmanı mimarıdır mühendisidir çalışıp bir ürün çıkartmışlar ortaya sonra lütfen kimse üzerine alınmasın birileri çıkıp ahkam kesiyor. Kim bu birileri ? efenim ben 325 yıldır yelken yaparım. Peki ooldu. Tersaneler bunca mimar bunca mühendis çalıştıracağına keşke bu birilerininden birisini  alsaymış işe...
Ben öyle her söylenene hele ki internetten gelen her bilgiye itibar etmem. Bana ölçülebilir değerler lazımdır.

AteşK (arge mühendisi olduğum çok mu belli oldu Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap)
« Son Düzenleme: Kasım 29, 2008, 20:05:02 Gönderen: Ateş Erim »
*

    C. B.

Ynt: Akdeniz tarihi mirası
« Yanıtla #29 : Kasım 29, 2008, 21:15:21 »
The Aslan Ateş bey korsan..Gürle babacağım.. te hey, te hey, te hey..
Katılıyorum, öpüyorum..