0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    E. Ç.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #15 : Mayıs 29, 2019, 00:00:32 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Elinize sağlık, harika olmuş.

Çark etkisinde acaba pervane geometrisi de rol oynar mı? Mesela sabit kanatlı pervaneden "feathering" max prop pervaneye geçtiğimde çekme çok azaldı. Geri verdiğimizde kanatlar dönüyor ve pervanenin hücum kenarı (suya ilk vuran taraf, sanırım böyle anılıyordu) ileride de geride de aynı kalıyor.

Bunu gündeme getirdiğiniz için teşekkürler Erkan kaptanım, aşağıdaki linkin 14 numaralı maddesi olduğunu söylüyor.  Sebep olarak da dediginiz gibi sabit pervanelerde tornistanda yanlış hücum kenarı ile suyu kestiğini söylüyor.

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Tam hesaplamalı akışkan mekaniği mevzuları bunlar, beklenmedik yerden sürpriz çıkabiliyor...

Ekleme: şaftlı mı sail drive mı Erkan kaptanım bir de onu soracaktım, merak ettim

Benim tekne şaftlı.

Sözde akışkanlar mekaniği, hidrodinamik falan okuduk ama bırakın içeriğini, derslerin adını bile zor hatırlıyorum şimdi Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bilimsel bir açıklama beklemezseniz (sizin deneydeki ifadenizle) sezgisel görüşüm şudur:
Pervaneler ileri harekette en iyi yolu yapması için tasarlanıyor (kanatlar simetrik değil). Bu yüzden geride çok iyi olamıyorlar.

Saildrive pervaneli tekne kullandım, onlarda da çok çekme vardı. Yine sezgisel olarak pervanenin yeri (moment oluşturması) çok etkili değilmiş gibi geldi bana. Ama bilim tersini söylüyorsa öyledir Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

İlk teknem uzun salma omurgalı idi. Tornistanda hiç (hem de hiç) dümen dinlemezdi. Çark etkisiyle manevra yapardım. Ama pupa denizlerde de diğer salmalar kadar çok rahatsız etmezdi.

Faydalı yazılarınız için teşekkür ederim, çok yararlanıyorum.


*

    D. E.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #16 : Mayıs 29, 2019, 08:35:43 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Benim tekne şaftlı.

Sözde akışkanlar mekaniği, hidrodinamik falan okuduk ama bırakın içeriğini, derslerin adını bile zor hatırlıyorum şimdi Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Valla dersi alan için değil, uzmanları için bile zor konular, kötü hissedecek birşey yok, zira denklemleri bilmek ve yazmak ile çözmek çok farklı mecralar...

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bilimsel bir açıklama beklemezseniz (sizin deneydeki ifadenizle) sezgisel görüşüm şudur:
Pervaneler ileri harekette en iyi yolu yapması için tasarlanıyor (kanatlar simetrik değil). Bu yüzden geride çok iyi olamıyorlar.

Buna tamamen katılıyorum, verdiğiniz örnek de zaten bunu aydınlatıyor tam olarak. Küçük bir ekleme olarak "iyi olamamak" kavramını açarsak suyu baş kıç yönünde değil de yanal yönlere de hatırı sayılır miktarda ittirmeyi anlamak lazım. Bu da çekmeye davetiye çıkaran birşey.

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Saildrive pervaneli tekne kullandım, onlarda da çok çekme vardı. Yine sezgisel olarak pervanenin yeri (moment oluşturması) çok etkili değilmiş gibi geldi bana. Ama bilim tersini söylüyorsa öyledir Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Sail drive'ın çekme açısından avantajı konusunda hem burada hem yabancı forumlarda bir mutabakat var gibi sanki. Onlarca insan söylüyor. Bendeki de sail drive ve yok denecek kadar az etki. Ama tek tük de olsa sizin gibi zayıf olmadığını söyleyenler de yok değil, bunun sebebini başka bir istisnai durumda aramak lazım gibi geliyor bana hal böyle olunca. Öte yandan tek pervaneli ve şaftlı olup da etkinin az olduğu hiçbir tekne yok gibi. Hele de dediğiniz gibi omurga salma ise...

« Son Düzenleme: Mayıs 29, 2019, 08:37:04 Gönderen: Doğan Erbahar »


*

    D. E.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #17 : Mayıs 29, 2019, 08:42:38 »
Şu voltalama deneyi ve vinçlerin fiziği ile alakalı bir ek:

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Burada büyük M topun kütlesi yani 100 gram. Teta da sarma açısı, ama bu açının biriminin RADYAN cinsinden yazılması şart. Benim durumda 6 tur 6 x 2 x pi gibi yazılıyor yani. Bu da 37,7 ediyor. Mü ile kast edilen de sürtünme katsayısı buna da 0,2 gibi bir şey atalım benim deney için. 37,7 x 0,2 = 7,5 oluyor.

Bunu da e'nin yani 2,718'in üzerine koyuyoruz sonuç 1808 gibi büyük bir rakam çıkıyor. Yani 100 gramlık topu 0,05 gram gibi miniminnacık bir kuvvet dengeleyebiliyor. Bunu da işte öbür taraftan sarkan ipin kendi kütlesi gibi düşünebiliriz.

Vinç örneğinde vinçlerin yüzeyleri tırtıklı ve sürtünme katsayısı yüksek yapılıyor. Biz yine de temkinli davranıp sürtünme katsayısına 0,5 gibi orta bir değer verelim. Bu durumda yukarıdaki oran:

eğer 1 tur attı ise: 23 
eğer 2 tur attı ise: 535
eğer 3 tur attı ise: 12.391

çıkıyor. Yani yelken 2 tonla çekse siz de sadece 2 tur voltalasanız 4 kiloluk kuvvet yeterli olur onu tutmaya. 3 tur voltalsanız serçe parmağınızla tutarsınız  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Burada çok önemli bir nokta bu işin prensibi sadece DURDURMA ve KONTROLLÜ SALMAYA yarar elbette. ÇEKMEK isterseniz bambaşka bir durum, bu sefer bütün o oran ALEYHİNİZE işlemeye başlar. (Yani 4 kiloyu çekmek için 2 ton vermek gerekir gibi...) O yüzden vinç dediğimiz tasarım mükemmel zekice yapılmış bir şey, bir tarafa dönmüyor o yönü kontrollü salmak ve durdurmak için kullanıyoruz. Diğer tarafa ise dönebiliyor, döndüğü zaman zaten bambaşka bir fizik var, bu sefer doğrudan kaldıraç prensibi ile çalışan vinç kolu ve içindeki dişliler çalışarak mekanik avantaj veriyor.

Yine vinçlerde önemli bir nüans var. Eski tip vinçlerde çekmeye çalışırken birinin halatın ucunu tutması gerekirdi, çünkü kaymayı engellemek için bir miktar da olsa kuvvet lazım. Yani bir vinci iki kişi kullanırdı. Yarışçılar hala böyle yapıyor. Self tailing dedikleri kıstırmalı tip vinçleri icat ettiler sonra çok şükür bu dertten kurtardılar. Bir ucunu kendi üzerine kıstırıp tek kişi çalışabiliyoruz.

Tekne benim gözümde nasıl eğlenceli bir laboratuar anlatamam...  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap   


*

    H. E.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #18 : Mayıs 29, 2019, 09:50:08 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
...

Tekne benim gözümde nasıl eğlenceli bir laboratuar anlatamam...  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap   

İsviçreli bilim insanları yaptıkları bir araştırmada, yanaşırken bodoslama iskeleye dalan, kayalara çıkan, tramola atmayı unutup fazla yol yapan denizcilerin çoğunlukla, fizikçi, mühendis, doktor, bilim insanı olduklarını tespit etmişler. Motorun sesini dinlerken gelen gemiyi görmeyenler, iskotayı boşlaması gerekirken palanga sistemine dalıp direk kıranlar...

Beklenenin aksine edebiyat vb. dallarda eğitim alanlar çok daha gerçekçi ve rasyonel davranıyorlarmış.  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    D. E.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #19 : Mayıs 29, 2019, 10:49:59 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


.Motorun sesini dinlerken gelen gemiyi görmeyenler, iskotayı boşlaması gerekirken palanga sistemine dalıp direk kıranlar...

Pazar günü yanaşırken rüzgar altımı kollarken rüzgar üstü tekneye çaktım...  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

*

    L.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #20 : Mayıs 29, 2019, 10:52:55 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Motorun sesini dinlerken gelen gemiyi görmeyenler, iskotayı boşlaması gerekirken palanga sistemine dalıp direk kıranlar...

 Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Odyofiller de öyle. Bilmem ne detayını duyacağım diye müziği dinleyemiyorlar...
*

    Z. G.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #21 : Mayıs 29, 2019, 13:21:19 »
Odiofimiyim neyim gitarı duyacağım diye müziği pek dinleyemiyorum . Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    S. O.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #22 : Mayıs 29, 2019, 19:24:23 »
Yolculuklarda rapala ile balık tutabilmek için çıkrık, kamış gibi donanımlarınız yok ise aşağıdaki basit sistem işe yarıyor.
Misinayı seyir halindeyken yeterli kaloma verdikten sonra boşta olan vinçlerden birine tersten (saat yönünün tersine ) birkaç tur sarın.Tur sayısını denize giden kısmı elle hafifçe çektiğinizde vinçle beraber dönecek şekilde belirleyin.Balık geldiğinde vincin sesi sizi uyaracaktır.
Rastgele.
*

    D. E.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #23 : Mayıs 29, 2019, 20:10:22 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Yolculuklarda rapala ile balık tutabilmek için çıkrık, kamış gibi donanımlarınız yok ise aşağıdaki basit sistem işe yarıyor.
Misinayı seyir halindeyken yeterli kaloma verdikten sonra boşta olan vinçlerden birine tersten (saat yönünün tersine ) birkaç tur sarın.Tur sayısını denize giden kısmı elle hafifçe çektiğinizde vinçle beraber dönecek şekilde belirleyin.Balık geldiğinde vincin sesi sizi uyaracaktır.
Rastgele.

İyi teknikmiş Sedat kaptanım, teşekkürler...
*

    H. V.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #24 : Mayıs 30, 2019, 13:01:28 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Yolculuklarda rapala ile balık tutabilmek için çıkrık, kamış gibi donanımlarınız yok ise aşağıdaki basit sistem işe yarıyor.
Misinayı seyir halindeyken yeterli kaloma verdikten sonra boşta olan vinçlerden birine tersten (saat yönünün tersine ) birkaç tur sarın.Tur sayısını denize giden kısmı elle hafifçe çektiğinizde vinçle beraber dönecek şekilde belirleyin.Balık geldiğinde vincin sesi sizi uyaracaktır.
Rastgele.

Süpermiş Teşekkürler bilgi için  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    D. E.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #25 : Mayıs 31, 2019, 00:34:21 »
ÖLÇEKLEME ARGÜMANLARI

Gece uyurken bir büyücü geliyor, sizi, evinizi ve evin içindeki her şeyi tam iki kat büyütüyor. İki kat derken her boyutu kastediyorum, eniniz, boyunuz, derinliğiniz. Aynı şekilde yatağınız, yorganınız, odanız, eviniz vs… Soru şu: sabah uyandığınızda bunu fark eder miydiniz?

Cevap: Elbette! Her boyutum iki kat büyüyorsa hacmim 8 kat artacaktır, yoğunluğumun aynı kaldığını farz edersem kütlem de 8 kat artacaktır. Ama ayaklarımı bastığım ALAN sadece 4 kat arttı. Dolayısıyla ilk hissedeceğiniz şey ayaklarınızda muazzam bir ağrı olur. Basınç iki katına çıkmış durumda çünkü. Kendinizi zar zor yataktan çıkarıp salona gittiğinizde avizenizi kopmuş, yerde görebilirsiniz aynı sebepten dolayı, onu taşıyan zincirin kesiti 4 kat arttı ama kütlesi 8 kat, dolayısyla taşıyamadı, vs... böyle ipuçları ile bir terslik olduğunu hemen farkederdiniz…

Galileo Galilei buna benzer ölçekleme argümanları kullanarak hayvanların boyları ile kemik kalınlıkları arasında ilişkiyi kurmaya çalışmıştı 17. yy’da... Bir filin ayaklarının gövdesine nispeten ne kadar geniş olduğunu farketmişsinizdir. Ağırlığı taşıyabilmek için ayaklar fazladan geniş olmalıdır… Bir farede aynı oran çok çok daha küçüktür. Galileo buradan yola çıkarak hayvanların mümkün en büyük ölçülerini bulmaya çalışmıştı, çünkü belli bir boyuttan sonra hayvanın sadece kemikten ibaret bir kütle olması gerekiyordu. (Bazı büyük dinazor tasvirlerinin devasa kalın ayaklarını düşünün…)

İşte buna benzer bir düşünce şekli her yerde kullanılabilir ve hiç tahmin edilmedik etkileri ön görmemize fırsat verebilirler. Mesela kuşlar küçüldükçe neden daha hızlı kanat çırparlar? Güvercin fıt fıt fıt diye uçarken arı kuşu pırrr diye uçar… Cevabını merak ediyorsanız çok eskiden karaladığım şu yazıma bakabilirsiniz:

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Ölçekleme argümanları çok basittir ama çok güçlüdür. Denizcilik bağlamında bunu birçok yerde kullanabiliriz. Bu yazıyı sadece bir metod yazısı olarak düşündüğümden sadece bir örnek inceleyeceğim. Sonraki konularda (özellikle çapa ağırlığı meselesinde) dönüp dönüp buna atıf verebiliriz.

Şimdi çok kabaca bir hipotez atalım ortaya ve deneyelim: “Yatların deplasmanı ortalama olarak boylarının kübü ile orantılıdır.”  (Yukarıda söylediğim sebeten dolayı)

Bu hipotezi test etmek çok kolay: sailboatdata.com a girdim ve arama kısmına bilinen bir marka olan Bavaria yazdım. Sonra da bir excel tablosuna 26, 33, 35, 39, 42, 46, 51, 54 ft boylarındaki modellerin boylarını ve deplasmanlarını girdim. Boy sütununun kübünü alıp deplasmana karşı grafiğini çizdirdim.

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Fena görünmüyor değil mi? Korrelasyon katsayısı 0,99 yani fonksiyon olarak doğrusal ilişkiyi çok sevmiş demek bu... Demek ki ölçekleme argümanım işliyor gibi, buradan cesaret alarak başka şeyler söyleyelim o zaman:

Teknenin boyu iki kat olduğunda deplasmanı 8 kat oldu ancak yüzey alanı (ve ıslak yüzeyi) 4 kat arttı. Bu ne demek? Belli bir hızla giderken yol kestiğiniz zaman boyu iki kat büyük olan tekne 4 kat büyük sürtünme kuvvetine maruz kalacak ancak kütlesi de 8 kat büyük olduğundan yavaşlama ivmesi 2 kat daha düşük olacak (F = ma). Yani çok daha uzun sürecek yavaşlaması. (Burada sürtünme kuvveti hıza da bağlı olduğundan doğrusal bir yavaşlama yoktur o yüzden şu kadar zamanda bu kadar kat daha azaldı gibi konuşmak yerine hızının şu kadar KESRİNE iki kat daha uzun zamanda düştü denilebilir, teknik bir detay...)
 
Büyük teknelerde çok daha önceden yol kesmemiz gerekiyor demek ki. (Devasa gemiler miller öncesinden boşa alırlar.)

Bunu tersinden de düşünebiliriz. Tekne üzerine etkiyen rüzgar veya dalgaların yarattığı kuvvetler de alan ile orantılı olduğundan yine aynı mantıkla büyük teknelerin bu tip etkilere (rüzgar sağanakları, dalga çarpması, vs.) karşı daha ATALETLİ durduğu söylenebilir. Çünkü kütlelerindeki büyüme alanlarındaki büyümeden fazladır. 

Burada akla gelebilecek bir diğer hususiyet de yelken performansı. Yine kaba varsayımlarla ilerleyelim. Tekne iki kat büyüdü her şeyiyle, direk arma filan. Yelken alanı 4 kat artar. Peki performans ölçümüz ne olacak? Şu meşhur SA/D oranını alalım mı?
(Bu oranın nasıl hesaplandığını merak edenler için daha önce şurada yazdım: )

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Pay ile payda ikisi de aynı oranda artar ve SA/D değişmez !! (İsteyen yukarıda söylediğim tekneler için sailboatdata.com a bakabilir kontrol edebilir bunu…) Bu ilk başta şaşırtıcı bir sonuçtur. Büyük tekne ile küçük tekne aynı hızda mı gidiyor diye düşünebilirsiniz ancak demin yazdığımız gibi büyük tekne olumsuzluk yaratabilecek her türlü kaotik etkiye karşı küçük tekneye karşı çok daha mukavim ve ataletlidir.

(Mustafa Ertör abimiz 26 ftlik Baba Tunca’sıyla Bodrum Cup İstanbul Challenge’da hayvan gibi guletleri geçip harikalar yaratırken fizik kanunlarına çok aykırı birşey yapmıyordu esasında, ama Burak Döneray, Ahmet Kabaalioğlu ve Leo’dan oluşan muhteşem ekip kesinlikle çok daha DEZAVANTAJLI ve ZORLU şartlarda mücadele ettiler, bir de bu gözle bakıp tekrar tebrik etmek lazım kendilerini… )

Neyse efendim ölçekleme argümanları cebimizde dursun, dönüp dönüp kullanabiliriz… Bu gecelik bu kadar… Güzel yazı oldu sanki...   Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    H. E.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #26 : Mayıs 31, 2019, 07:51:47 »
Güzel yazı olmuş. Ama net sonuç ne? Büyük tekne daha hızlı mı yürür? Yarışlardaki düzeltme katsayıları (rating) bu tür formüllere göre mi hesaplanıyor?
*

    D. E.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #27 : Mayıs 31, 2019, 08:25:15 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Güzel yazı olmuş. Ama net sonuç ne? Büyük tekne daha hızlı mı yürür? Yarışlardaki düzeltme katsayıları (rating) bu tür formüllere göre mi hesaplanıyor?

Daha hızlı yürür, ama sebebi SA/D oranı olmadığı kesin. O oran çok kaba bir ölçü zaten.

Yine çok kaba bir açıklama (bu kavram biraz arkaik kalsa da) "gövde hızı" dediğimiz şey üzerinden yapılabilir. Büyük boy ile küçük boyun karşılaştıkları "direnç karakteristiği" farklı. Bunun hesabında işin içine giren  "froude sayısı" dedikleri katsayının içinde tekne boyu var mesela doğrudan.

Yarış katsayıları bildiğim şeyler değil ama bu tip doneler ile hesaplanıyordur muhtemelen... formülleri de pek kolayına görünen şeyler değil zaten
*

    O. S.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #28 : Mayıs 31, 2019, 14:46:59 »
Elinize, fikrinize sağlık Doğan Korsan. Harika bir kısım olmuş. Yazılar, dayanakları ve açıklamalarıyla tam ders niteliğinde. Dersin adı hazır; Günlük Hayatta Fizik-101.

Devamını sabırsızlıkla bekliyorum

Bu arada Hakan Erim korsanın soruları cevapsız kalmasın. Kuantum fiziği ve sicim teorisine nasıl bağlanacak çok merak ettim Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    D. E.

Ynt: Fizikçi Gözüyle Denizcilik Kavramları
« Yanıtla #29 : Mayıs 31, 2019, 18:18:08 »
İki küçük düzeltme. Baba Tunca'nın boyu 30 ft. Leo kaptanın da soyadı Kolff.

Mustafa abi bir resim paylaşmış o kadar cuk oturuyor ki yukarıda anlattığım ölçekleme yazısına özel olarak telefon ettim, izin istedim burada da paylaşıyorum. En önde devlerin arasından sıyrılıp çıkan Baba Tunca.

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap