0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    Ç. Ş.

Ynt: Kanal İstanbul
« Yanıtla #30 : Aralık 27, 2019, 14:05:46 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Montrö ye göre,Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelerin savaş gemileri İstanbul Boğazı’nı kullanamıyor ve Karadeniz’e çıkamıyor..
Sanki Rusya ya koz gibi kullanmak istiyorlar bu kanalı..yani ABD ve İngiliz savaş gemileri bu yeni kanalı kullanabilirler..
Bilemediğimiz güçler işin içindemidir acaba..
Araplar dahil finansmanı sağlıyor olabilirler..Şimdiye kadar karşı çıkarlardı yoksa..

Serdar korsanım video yu izlediniz mi bilemiyorum ama orada bu yazdığınız konuda ve benim de ilk defa fark ettiğim bazı konularda bayağı detay var.

Bir takım güçlerin işin içinde olduğuna gelince o kesin.

Komplo teorisyeni olmasak bile o kadar potansiyel var ki komplo için Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    Ç. Ş.

Ynt: Kanal İstanbul
« Yanıtla #31 : Aralık 27, 2019, 14:28:36 »
Hah işte bu lazımdı ;

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yapğazında-bir-gemi-kıyıya-çarptı/ar-BBYo9cb?ocid=spartanntp


*

    Ö. Ö.

Ynt: Kanal İstanbul
« Yanıtla #32 : Aralık 27, 2019, 18:07:47 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Hah işte bu lazımdı ;
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yapğazında-bir-gemi-kıyıya-çarptı/ar-BBYo9cb?ocid=spartanntp

Bir de yetmez, aynı anda iki gemi kazası birden oldu!  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    Ç. Ş.

Ynt: Kanal İstanbul
« Yanıtla #33 : Aralık 27, 2019, 21:16:22 »
İnternette çarpan geminin videosu bile var



Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
« Son Düzenleme: Aralık 27, 2019, 21:19:40 Gönderen: Çetin Şahinöz »


*

    Ç. Ş.

Ynt: Kanal İstanbul
« Yanıtla #34 : Aralık 27, 2019, 21:20:19 »




Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
« Son Düzenleme: Aralık 27, 2019, 21:35:41 Gönderen: Çetin Şahinöz »

*

    Ç. Ş.

Ynt: Kanal İstanbul
« Yanıtla #35 : Aralık 27, 2019, 21:48:57 »
Boğazda çarpan geminin Kumport Schedule larından bakınca Songo İridium gemisinin Turkon feeder i olduğu ortaya çıktı. Turkon kime ait bilmiyorum ama haftada 3 kere boğazdan geçen gemi nasıl da güzel ve usulca çarpmış enteresan geldi
*

    Ö. Ö.

Ynt: Kanal İstanbul
« Yanıtla #36 : Aralık 27, 2019, 22:12:01 »
Bence bu konuda gündemin sıcaklığı ile biraz fazla komplo teorileri dillendiriliyor.

23.633GT/191m'lik, üzerinde yüzlerce konteyner taşıyan, sahibi Norveçli (Songa Iridium AS), işletmecisi Alman (O Marten Readerei Gmbh) ve Liberya bandıralı bir geminin, ciddi bir aşağı akıntı olan ve tam da su altı enerji kablolarının geçtiği Aşiyan burnunda karaya oturtulması pek kolay iş değil. İstesen yapılacak şey değil yani.

Ciddi bir kaza olmadığı için kaza raporunu biz göremeyiz büyük ihtimalle ama donatanı ve işletmecisi bu olayı inceleyecektir. Türkiye'nin kontrolünde ve örtbas edilebilecek bir durum da değil.

Ben bu kanal istanbulu kamuoyunda meşrulaştırmak için olay yaratmak isteyen karanlık bir güç olsaydım, daha patlamalı, ölümlü, çevre kirlenmeli, yalıları yıkmalı bir kaza düşünürdüm.

Kuzey-Güney geçişlerinde sürekli tekrar eden benzer kazalar komplo teorisine pek uygun bir malzeme değil.

Bakın daha önce (Vitasprit gemisinin yalıya girmesi sonrası) boğaz güvenliğini arttırmak için ne önlemler gerekir diye bir anket düzenleyip denizcilik camiasına sormuştuk, cevaplar şöyle idi;
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    Ç. Ş.

Ynt: Kanal İstanbul
« Yanıtla #37 : Aralık 27, 2019, 22:39:37 »
Düzgün resim yükleyemedim ama Turkon un N..   …..van a ait olduğu bilgisi geldi yanlış olabilir.
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    H. E.

Ynt: Kanal İstanbul
« Yanıtla #38 : Aralık 27, 2019, 22:46:39 »
Özgür kaptan'a tamamen katılıyorum Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Kaptan ben olsam, geçerdim diye düşünüyorum(Elbette teknik arızalar hariç)
Daha geniş olacaksa aşağı, yukarı iniş çıkışlar yönünden Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
İşi olanlar için yazdım.
*

    H. E.

Ynt: Kanal İstanbul
« Yanıtla #39 : Aralık 27, 2019, 22:48:06 »
Güldüğümü belirtmek istiyorum,
Saygılar hepinize,,
*

    Ö. Ö.

Ynt: Kanal İstanbul
« Yanıtla #40 : Ocak 11, 2020, 12:50:14 »
SÜVEYŞ-PANAMA ÖRNEĞİ

Emekli Koramiral Can Erenoğlu, “Dünyanın hiçbir yerinde, doğal ve işleyen bir boğaz varken, bir başka seçenek olarak yapılan akıl, bilim ve mantık dışı, katma değer yaratmayan, maliyet-etkin olmayan ve özetle milli çıkarlara hizmet etmeyen aksine çok önemli zararları olan hiçbir yapay kanal yoktur” diyor ve şunları anlatıyor:

“Süveyş Kanalı 19 bin 800 km. mesafeyi, 11 bin 600 km.'ye, Panama kanalı 20 bin 900 km.'yi, 8 bin 370 km.'ye indirirken Kanal İstanbul ise yaklaşık 30 km. mesafeyi 46 km.'ye çıkarıyor. Kanal açmanın gerekçesi olarak gemi trafiğinin yoğunluğu gösteriliyor. Oysa 2007 yılından 2017 yılına kadar İstanbul Boğazı'ndan geçen gemi sayılarında 10 yıllık 13 bin 628, günlük 3,7 adet azalma vardır. Çünkü Karadeniz'deki tanker trafiği ve yoğunluğunun azaltılması amacıyla Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı yapılmış ve bu boru hattı amacına ulaşmıştır. Bu hatta ilaveten Kanal İstanbul'a nazaran çok daha düşük maliyet ve sürede gerçekleştirilebilecek “Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı” da yapılırsa, şu anda 20 civarında olan günlük tanker geçiş sayısı 5-6 adede düşecektir.”

KORUTÜRK O HEYETTE

Dönemin Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras başkanlığındaki Montrö heyetine, soyadı Atatürk tarafından verilen ve heyete de Atatürk'ün talimatıyla dahil edilen, daha sonra Türkiye'nin 6. Cumhurbaşkanı olan Fahri Korutürk de katılmıştı. Devletler Hukuku Profesörü Seha Meray ile diplomatlarımızdan Osman Olcay'ın 1976 yılında birlikte yazdığı “Montreux Boğazlar Konferansı – Tutanaklar, Belgeler” isimli kitabın önsözünde Korutürk şöyle diyor:

“Montrö'nün en önemli özelliği Lozan'ın Boğazlar bölgesinde Türkiye hesabına açık bıraktığı boşluğu doldurmasıdır. Cumhuriyetimize büyük bir güvenlik getirdi. Karadeniz'de kıyısı olan ülkeler gibi öteki dünya ülkelerinin de bu denizde harp gemilerini tıpkı ticaret gemilerini açık denizlerde gezdirebildikleri şekilde kayıtsız şartsız dolaştıramayacak.

ZARAR VERİR

Can Erenoğlu da diplomasını Fahri Korutürk'ün elinden almıştı. Erenoğlu, “Kanal İstanbul Projesi, Montrö Sözleşmesi'nin ‘geleneksel dokunulmazlık' ve ‘Karadeniz Karadenizlilerindir' ilkesine zarar verir ve Karadeniz'i dünyanın en güvenli barış denizi olmaktan çıkarır. Kararlı ve istikrarlı bir politika izlendiği sürece bu sözleşmenin gelecekte de varlığını koruyacağından kuşku duymamak gerekir” diyor.

Türk Boğazları, tarihte olduğu ve bugün de olduğu gibi, yarın da dünya siyaset arenasında uluslararası ilişkilerdeki önemini daima koruyacaktır. Türk Boğazları ile 1936 Montrö Sözleşmesinin tarafları arasında daha dengeli bir yenilik sağlamak, bugünün koşulları altında kolay olmayacaktır.”
*

    S. K.

Ynt: Kanal İstanbul
« Yanıtla #41 : Ocak 11, 2020, 13:54:33 »
İçeriden güncel bilgi alan ve bu ülkede gerçek üretimi yapıp istihdamı yaratanların tepkilerini de içeri ileten "ağır abilerce" artık neredeyse itiraf boyutunda dillendiriliyor; o kanal (en azından 2020'ler boyunca) yapılmayacak...


Tartışılması ve araştırılması gereken şey kanal-İstanbul değil; onu ısıtıp ısıtıp her öne attıklarında arkadan neyi-nasıl geçirdikleri... Isıtma işinin başını istikrarlı olarak damadın emrindeki pelikan medyasının çekmesi de arkaplanı araştırmak isteyenin nereye bakması gerektiği konusunda ipucu veriyor...


Aslında toplumsal muhalefetin başını çekenlerin; an itibarı ile asıl amaç olan "konunun gündemde kalması, tartışmanın sürmesi ve gözlerin oraya çevrilmesi"ne hizmet etmemek için yapması gereken tek bir şey var bu proje(!)yi gömmek için:


- Mesela KK çıkıp diyecek ki "tamam kardeşim, madem o kadar kârlı ve gerekli bir mevzu; o zaman kimseye 5 kuruş teşvik veya hiçbir geçiş garantisi vermeden kamu payında açık artırma  üzerinden bir ihale açın da görelim ne kadar fizible olduğunu"...


Bitti gitti...



Mega projelerin mega soygunlara dönüştüğü artık Ağrı dağında okuma-yazma bilmeyen çobanın bile algı seviyesine inecek çeşitlilikte anlatıldı; bu nihayet anlatılabildi çünkü beynine dokunmasa bile cebine dokunuyor herkesin... 2020 yılında Kamu-Özel sektör ortaklığı projelerine yapılacak garanti ödemeleri 19.000-K₺ olarak öngörülmüş - ki karşılığı +3 Milyar $ (geçen yıl bu rakam 9B₺ yani ~1,7 milyar Dolardı)... Biz bu KOİ işine yatırım harcamaları bütçe içinde görünmesin - ki borçlanma maliyetimiz azalsın diye girdik; şimdi baktığımızda verdiğimiz garantiler söz konusu yatırımların normalde yıllara sari muhasebeleştirilen maliyetlerinin yıllık tutarlarını geçti; yani bundan sonra gideri sabit kalsa bile -ki hep artıyor bu- bütçede her yıl 3B$ delik açacak projelerin tamamını; doğru bir planlamayla en fazla 15 yılda kendimiz de yapardık ve her yıl 3B$ para saçmaya gerek kalmazdı. Şimdi hemen hepsine minimum 25 yıllık ve en az bu tutarda garantiler ödeyeceğiz.


Bunun üzerine maliyetinin 50 milyar doları (5B$/yıl) bulabileceği söylenen bir yükü hangi ad altında olursa olsun bütçeye getirmeye çalışmak; tüm dengeleri bozup TR'yi sadece fiiliyatta değil sözlük anlamında da batık ülke sınıfına sokacağı söyleniyor. O çizginin neresindeyiz? 2019 yılı 11 aylık yerimiz (kasım 2019 sonu) 2,5 Milyar ₺ faiz dışı fazla... son ayı da katıp abartırsak son yıl 3 Milyar ₺ diyelim; yani sadece 500M$ üzerindeyiz borca batıklık çizgisinin... Buna her yıl 5B$ eklemeye kalkarsanız batmamak için 2017-18-19 ortalama performansınızın 15 kat iyileşmesi lazım - ki durduğunuz yerde kalın...


Böyle yani; eğer dışarıdan biri gelip "tüm adisyonu bana yazın, kanalı ben ısmarlıyorum" demeyecekse bu kanal teknik olarak yapılamaz. Daha çevresel ve jeopolitik olmazları konuşmaya sıra bile gelmeden bu iş böyle...
*

    i. t.

Ynt: Kanal İstanbul
« Yanıtla #42 : Ocak 11, 2020, 15:09:28 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
O zaman da yazmıştım, fikrim değişmedi. İyi olur, kıyısında mangal yapar çöpü kanala atarız, deniz götürür.

Yalnız kanaldan çıkan toprakla ada yapmaktan bahsediyorlar, onun yerine Boğaziçi doldurulsa daha "rantaabıl" olur. Montrö falan sorunu da ortadan kalkar.
sevgili hakan korsan.
ne enteresan espiri yada mizah anlayisin var:)
ilk once soguk ve siradan gibi geliyor lakin zeka kokuyor kinaye barindiriyor.
acaba diyorum meslekle bir ilintisi varmi yoksa eskiden beri var olan bir anlayismi ?
diye dusunmeden edemiyorum espirilierin karsisinda Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
« Son Düzenleme: Ocak 11, 2020, 15:11:21 Gönderen: Ismail Tas »