0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    Ç. Ş.

Ynt: Lufer
« Yanıtla #30 : Kasım 04, 2019, 18:35:56 »
Korsan dostlarım zaten, yazdıklarınızı sizden başka kaç kişinin yaptığını hesap etseniz İstanbul un balığının neden bittiği ortaya çıkar.

Hangi deniz mahsulünün, hangi mevsimde ürediği, ne kadar yumurta bıraktığı ve doğal koşullarda (insanların her türlü avı hariç) bu yumurtaların ne kadarının yeniden üreyebilecek kadar büyüyebildiğini kim dikkate alıyor.

Ticari veya kişisel sebepler ile avlanmak bu gerçeği değiştirmiyor. Evet belki kişisel avlanma ticari olanın 100 de biri kadardır. Ama o da denetlenebilen bir şey değil yani sizin gibi 100 kişinin daha avlandığını hesaplarsanız boyut hemencecik büyür.

Ben bitmez denilen istavriti bir şekilde almış/tutmuş ayıklarken içinden 2 taneden fazlasında yumurtacıksa üzülüyorum.

Kendimin de bunları yazarken bu konuda acaip bilgili-bilinçli balık avlamaz olduğunu iddia etmedim. Ama bakış açımızı biraz geniş tutmakta fayda var.

Peki ne olacak derseniz; şahsi fikrim, bu durumdan kaçış ve geriye dönüş yok. Balık ve daha bir çok doğal kaynak tükenecek. Belki sisten bize bunların yerine satacak bir şeyler bulur. Klon balık mı yeriz yoksa laboratuarda üretilmiş yapay et mi orasını bilemem. Gıda mühendisleri ve kimyacıların hayal gücüne kalmış.


*

    A. Ç.

Ynt: Lufer
« Yanıtla #31 : Kasım 04, 2019, 18:49:54 »
Denizdeki canlı nesline dünyada biçilen ömür 50 sene civarındadır. Sorun sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın sorunudur. Farkına varmamız gereken konu, insan nüfüsunun artık avcılık, toplayıcılık ile yaşayamayacağı kadar artmış olmasıdır.  Karada avcılıktan vazgeçilmiştir, en azından beslenme için avcılık ciddi anlamda çok kısıtlıdır. Denizlerde benzer önlem alınabilir mi, çok emin değilim.  Sorun insanoğlunun dünyanın doğal sunabileceklerine göre aşırı artmış olmasıdır. Dünya insan nüfusunu kontrol etmek, mümkünse azaltmaya çalışmak tüm sorunlarımızı en azından frenleyecektir.   


*

    Ç. Ş.

Ynt: Lufer
« Yanıtla #32 : Kasım 04, 2019, 18:57:16 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Denizdeki canlı nesline dünyada biçilen ömür 50 sene civarındadır. Sorun sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın sorunudur. Farkına varmamız gereken konu, insan nüfüsunun artık avcılık, toplayıcılık ile yaşayamayacağı kadar artmış olmasıdır.  Karada avcılıktan vazgeçilmiştir, en azından beslenme için avcılık ciddi anlamda çok kısıtlıdır. Denizlerde benzer önlem alınabilir mi, çok emin değilim.  Sorun insanoğlunun dünyanın doğal sunabileceklerine göre aşırı artmış olmasıdır. Dünya insan nüfusunu kontrol etmek, mümkünse azaltmaya çalışmak tüm sorunlarımızı en azından frenleyecektir.

Ahmet korsanım tamamen sizinle aynı açıdan bakıyorum. Ama insan nüfusuna müdahaleyi insani haklara tecavüz olarak gören ciddi bir düşünce yapısı var tüm dünyada. Hatta bunu inançları ile bağdaştırarak doğum kontrolü bile uygulamayanlar çoğunlukta.


*

    C. K.

Ynt: Lufer
« Yanıtla #33 : Kasım 04, 2019, 20:04:04 »
Güllük Körfezin de sürekli lüfer kofana avına giderim. Dün de kofana avındaydım.

Denizler de en önemli tehlikenin teknolojinin gelişmesi olduğu inancındayım.

30 yıl önce balık bulucu vs gibi teknoloji cihazları bugün kadar yaygın değildi.

Belki de iki sene sonra cep telefonlarına balık bulucu özelliği de koyacaklar Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
ikinci önemli tehlike ise, olta balıkçılığının ticari hale sokulmasıdır.

Gözlemlerim şudur,amatör balıkçılar burda tuttuğu balıkları satmaya başladıysa o amatörlükten çıkmıştır.Ticari hale gelmiştir.




Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap



*

    i. t.

Ynt: Lufer
« Yanıtla #34 : Kasım 05, 2019, 06:05:36 »


aslinda her seyin cozumu var.yeterki isin ehli insanlara biraz kulk verip  gelecegi dusunerek hareket etmekten geciyor......

*

    K. K.

Ynt: Lufer
« Yanıtla #35 : Kasım 05, 2019, 07:46:31 »

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Boyleymis eskiden Istanbul Marmara
*

    K. K.

Ynt: Lufer
« Yanıtla #36 : Kasım 05, 2019, 07:48:36 »
Hammalin sirtinda artik neyse Koca balik Galata koprusunde
*

    A. Y.

Ynt: Lufer
« Yanıtla #37 : Kasım 05, 2019, 09:32:13 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


Kofananin bir tik ilerisine, yani artik zincirin son halkasina bildigim kadariyla "Sırtıkara" deniyor.. Bazi balikcilar "Zindandelen" diyor ancak o aslinda palamutun ileri boyuna verilen isim..

Esasen keske o balikcilar hakli ciksa.. Cunku cinekop & lufer gibi soundu cok hos isimlerle gelen, boyle efsane bir baliga finalde sırtıkara denmemeliydi.. Kurt kocamış gibi ne o oyle sırtıkara.. hayir "ensesi kalin" gibi bir ifadesi de yok..

Fakat zindandelen oyle mi ? Bu isim direk "brih brih" dedirten bir isim.. Sertligin harikulade manalandirilmis bir hali.. zindani deliyor daha ne yapsin.. torpil olsa delemeyebilir.. Cem Yilmaz in "darbeli matkap" Tophanelisi gibi direk akillarda yer de ediyor..

Velhasil, nazarimda bu isim daha cok yakisirdi luferin kral haline.. Eger tabi sırtıkaralıkta benim bilmedigim bambaska bir mana yoksa.. 
*

    S. K.

Ynt: Lufer
« Yanıtla #38 : Kasım 05, 2019, 16:29:04 »
Inferno'nun sonunu biliyor musunuz? Filmdeki değiştirilmiş son değil; kitaptaki orijinal sonu...


İnsanı doğaya sürdürülebilir olarak entegre etmenin tek yolu bu bence.. Kitabı okuduğum günden beri en az 50 defa seyrettiğim veya okuduğum bir haberin ardından bu yorumu yaptım; tek çözüm inferno...
*

    Ç. Ş.

Ynt: Lufer
« Yanıtla #39 : Kasım 05, 2019, 18:39:15 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Hammalin sirtinda artik neyse Koca balik Galata koprusunde

Orkinos (TON) değil mi o ?
*

    T. D.

Ynt: Lufer
« Yanıtla #40 : Kasım 05, 2019, 21:54:51 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Hammalin sirtinda artik neyse Koca balik Galata koprusunde

Orkinos (TON) değil mi o ?

Hayır değil. Esasen aynı familyadan geliyorlar ve çok benzerler. Ama ton balığı ( Tonbilya ) kırmızı etli ve lezetsiz bir balıktır. Orkinos ise beyaz etli ve yağı bol bir balıktır. Ton biraz daha kısa tonbuldur,gözleri biraz daha iridir. Hamsi sardalye misali.
*

    Ç. Ş.

Ynt: Lufer
« Yanıtla #41 : Kasım 05, 2019, 22:05:11 »
Yoğun olarak çiftliklerde yetiştirilip konservesi marketlerde satına TON olan mı ?