Gezgin Korsan

Makine Dairesi => Bağlanma ve Demir Yerleri, Seyir Notları => Konuyu başlatan: Özgür Ökten - Ekim 26, 2016, 18:20:42

Başlık: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Ekim 26, 2016, 18:20:42
Yarın Kırım'ın Kerç limanından Türkiye'ye hızlıca bir motoryat transferi için yollara düşüyorum.

İstanbul > Krasnodar üzerinden Kerç'e geçeceğiz.
En son Ukrayna'da Rusya kontrolüne geçen Kırım'a direk gidilemiyor, mutlaka bir Rusya şehrinden giriş yapıp sonra lokal araçlarla Kırım'a gidilebiliyor.

Teknemiz 2003 model Wellcraft Excalibur 47, 2 adet 300HP benzinli makinası olan, 32kn seyir hızına sahip bir benzin canavarı! :)
Tersanede üstü örtülü bizi bekliyor, 4-5 aydır yatıyormuş, tüm sarf malzemeleri değişip bakımı yapılacak, suya atılıp deneme seyri yapacağız, sonrasında havayı kollayıp 7-8 saatte Samsun'a inmeyi (245NM) planlıyoruz..
(https://i.ytimg.com/vi/SqAka-NQv84/maxresdefault.jpg)

Dönüşte seyir anılarımı buraya yazarım diye düşünüyordum, ama öncesinde bir mesaj atayım, belki Kırım - Kerç hakkında bilgisi olanlar yazar, konuya altlık/hazırlık olur dedim. Bi sürü aktarma ve bekleme yapacağız, arada okur bilgilenir, zaman geçiririm dedim.

(Transfer, tekne, hava, rota vb. gibi konulardan daha çok Kırım, Kerç şehri ve o bölge hakkında bilgiler paylaşılırsa sevinirim. Zira profesyonel bir iş için buradan gizli gizli bilgi topluyor gibi görünmek istemem. İşin turistik kısmını konuşalım istedim. Teknik konuları döndüğümde ben yazacağım zaten..)

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Tahsin Becer - Ekim 26, 2016, 20:48:24
Öncelikle iyi seyirler,

Kerç ile Samsun limanı arası yaklaşık 225 Mil, bence benzin (yakıt) açısından riskli gibi görünüyor, (yanınıza yakıt alsanızda benzini depo dışında taşımak her zaman risklidir, seyirde doldurması da bir dert) ) genelde motoryat depoları 10 saatlik seyre göre hacimlenirler. Size önerim risk almamak açısından, Batı da Yalta ya kadar inip, hem görülesi eğlenceli bir şehri görmüş olur, hemde ordan yakıt takviyesi yapıp, dikey bir geçişle yaklaşık 145 millik Sinop a ulaşırsınız. Belki 100 mil fazladan yapılır ama hem daha sağlam, hemde bizlere burada okumak için daha çok data&seyir hikayeleri vermiş olursunuz :)
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Hakan Erim - Ekim 26, 2016, 21:25:30
Oy, amanın!

Çok riskli ve tehlikeli bir yolculuk.

Yanınızda bir çarkçı olması lazım.

Bol yedek parça... Benzin depolamak için metal bidonlar hatta variller...

İlgiyle takip ediyor olacağım.

Kalan her boşluğa da yangın söndürücü sıkıştırın.  :-\
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Ekim 26, 2016, 22:50:26
Evet, en heyecanlı kısmı 1700lt benzinin üstünde 30-32kn ortalama ile 7-8 saat geçirmek!  t*"y+

Bakalım, teknenin durumu, hava durumu, bizim keyfimiz gibi faktörlere göre rotayı, hızı, ikmali ayarlayacağız..
Makinaların bakımını yapacak usta ile birlikte olacağız seyirde. Güvenlik ekipmanlarımız tam.
Uydu telefonumuz var, Spot uydu takip cihazımız var, can salımız var. var oğlu var.. :)

Bi aksilik olursa duyarsınız zaten! (1700lt benzinin patlaması heryerden duyulur manasında!)  ;??^+%%

Kerç nası bi yer bilen var mı?
Okuduklarımdan anladığım küçük ama güzel turistik bir liman kenti..
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Semih Şener - Ekim 26, 2016, 22:56:50
Pek bilinen bir yer degil, millet yaltayi biliyor ove ove bitiremiyor
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: İrfan Yalçın - Ekim 26, 2016, 23:14:44
İyi seyirler şimdiden. Selametle.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Ekim 26, 2016, 23:41:09
Teknenin performansı (yakıt tüketim / hız) konusunda bir aksilik olmaz ise Yalta'ya 100 millik yolu uzatmak pek doğru olmaz.
Zaten yolun toplamı 245 mil.
ki zaten böyle bir problem olursa öncelikle düşük hızda (9-10kn) 24 saatte gelmeyi de tercih edebilirim.

Teknenin yakıt tüketim değerleri aşağıdaki gibi.
Denize indirip test ettiğimizde bu kitap değerlerinin ne kadarını yakaladığını göreceğiz, ona göre plan yapacağız.
(http://imt.boatwizard.com/images/1/39/97/3803997_2_20111126120549_2_0.jpg)

Kerç nasıl Kerç? :)

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Hakan Erim - Ekim 27, 2016, 00:29:06
Kerç'i bilmem de İhsan Gört diye bir çavuş vardı fıkrada.  :P
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - Ekim 27, 2016, 07:10:57
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Pek bilinen bir yer degil, millet yaltayi biliyor ove ove bitiremiyor

Yalta övülmeyi hak ediyor.  Deniz kenarında otel , arkası  bülbül sesleri içinde yemyeşil orman insana huzur veriyor. Mayıs ayında bayilerimizi götürmüştük denize giriliyordu .Akdeniz iklimine sahip.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Kamil Kurdoğlu - Ekim 27, 2016, 11:28:29
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Kerç nasıl Kerç? :)

Kerç'ten sana ne sen işine bak

Dikkatli gel,selametle.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Tümay Akata - Ekim 27, 2016, 12:32:25
Selametle, seyir yazısı keyifli olur inşallah.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Ekim 27, 2016, 15:58:37
Hava da pek eğlenceli görünüyor! :)
(http://uploads.tapatalk-cdn.com/20161027/c989d0e886b2b8d8515198c32b65004c.jpg)
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Hakan Erim - Ekim 27, 2016, 16:13:39
25-30  mu o?


Flapler! Flepleri de kontrol edin. Sert havada önce flepler bozulur. (Urdu Atasözü)
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Tümay Akata - Ekim 27, 2016, 16:19:11

Hırçın Karadeniz

Hırçın Karadeniz ve ben
Birlikteyiz bu gece
Hırçınlığını sergiliyor gözlerime
İsyan ediyor sanki kaderine


Dalgaların uslanmaz, asi sesleri kulaklarımda
Dövüyor sahili,tüm hıncını çıkarırcasına
Ruhumu huzur, ciğerlerimi iyot kokusu kaplamış
Dinlemeliyim o sesleri bu gece sabaha kadar


Bir başkadır Karadeniz
Hem uysal, hem hırçın
Ne sevdiği belli, ne sevmediği
Çakraz’ dayım bu gece.
Küçük bir balıkçı kasabasında!
 
Hülyalı Gönül
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Ekim 27, 2016, 17:54:06
Flap flap kanat çırpıp gelicez!

Gelicez gelmesine de daha gidemedik ki havalimanlarında sürünüyoruz! :)

SM-J320F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Kadir Karaman - Ekim 28, 2016, 00:10:59
Bence biraz bekleyin suanki hava gecsin sonra cikin yola,hizli gitse de motoryat  denize daha dayaniksiz oluyor ozellikle bordadan gelen denizlerde daha hassas oluyor bu tip kayiklar. benim baktığım kadariyla cumartesi ogleden sonrasina kalirsaniz hava sizi bayagi yorar. 2008 yilinda 18 gun kalmistim kirimda, koktobel tatli saraplari vardi, tavsiye ederim. Havadan dolayi beklerseniz, sevastopol, simferopol, yalta  guzel yerlerdir, firsatiniz olursa gomenizi gezmenizi tavsiye ederim.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Harun Üstünel - Ekim 28, 2016, 21:46:13
İyi seyirler,selametle.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Hakkı Algın - Ekim 28, 2016, 23:13:34
Özgür korsan keyifli seyirler, selametle.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Ekim 29, 2016, 13:53:08
Rusyaya giriş biraz zorladı ama nihayet bu sabah Kerç'e varabildik.. Sıra gümrüklü sahadaki teknemize ulaşmak! :)
(http://uploads.tapatalk-cdn.com/20161029/a6b5aee1fe3d1d327d776810458511a0.jpg)

öZgür

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Noyan Bakır - Ekim 29, 2016, 17:59:18
Kolay gelsin.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Kenan Biçen - Ekim 29, 2016, 23:56:17

Selametle gelin Özgür korsan, her şey kolayınıza olsun.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: İsmail Pehlivan - Ekim 30, 2016, 17:51:21
Kolay gelsin Özgür korsan,
O dediğiniz hızlar 7, 8 saat sürekli seyir bayağı yorar insanı.


Sent from my SM-G920T using Tapatalk

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Ekim 30, 2016, 19:42:44
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
O dediğiniz hızlar 7, 8 saat sürekli seyir bayağı yorar insanı.
Evet ama Karadenizin ortasında mola yeri olmadığından teknede bulunan 3 kişi ve otopilota güvenip kesintisiz geleceğiz.. :)

öZgür

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Halil Acir - Ekim 31, 2016, 09:12:47
Selametle Özgür korsan.
Selamlar
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Serkan Güvenen - Ekim 31, 2016, 09:23:44
Selametle Özgür korsan ,

Herşey kolayınıza olsun.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - Ekim 31, 2016, 16:43:37
İyi seyirler Özgür korsanım
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Tufan Gürman - Ekim 31, 2016, 16:52:38
Selametle Özgür Korsanım.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Ekim 31, 2016, 19:33:01
Sağ salim bir seyire sanırım biraz daha vakit var.. bu gün ancak kuyruk bakım işlerine giriştik.
(http://uploads.tapatalk-cdn.com/20161031/a9311a54fd81af21315d06a36a84cd62.jpg)
Tekne gümrüklü sahada olduğundan çok zor çalışıyoruz (giriş çıkış dert, su yok, yemek yok, pis bi tersane ortamı), dış işleri bitirip kalan bakım ve hazırlıkları denizde yapalım istiyoruz.
Bakalım, tekne yarın öğlende suyla buluşacak sanırım.
Zaten hava da fena buralarda.. haftasonuna kalacağız gibi..

Motor ustası çalışırken arada şöyle videolar izleyip zaman geçiriyorum.. :)

Bu 415HP'lik Mercruiser 502 MPI 'dan iki tane var teknemizde;
https://www.youtube.com/embed/m3e_IOBIkqg

Yarın bu sesi duymak dileğiyle Kerçten selamlar herkese! :)

öZgür

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Hakan Erim - Ekim 31, 2016, 19:48:32
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
...
https://www.youtube.com/embed/m3e_IOBIkqg

Yarın bu sesi duymak dileğiyle Kerçten selamlar herkese! :)

...

"Babağ! Tekne yok!" :)

Bu hale getirirseniz, sesi duysanız da gelemezsiniz.  :P

Anlarım ben bu işlerden...  :D
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Selahattin Köroğlu - Ekim 31, 2016, 22:33:37
Selameetle. iyi seyirler .Allah kolaylık versin.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Ekim 31, 2016, 23:02:49
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Anlarım ben bu işlerden...  :D
Bekle sen, şema çizip anlatıcam..


öZgür

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Kasım 04, 2016, 17:55:12
1 hafta sonunda şunu idrak etmiş bulunuyorum: Rusya'dan tekne almayın! :)

Gümrüklü sahadan bi türlü denize indirilmeyen teknenin bahaneleri;
1. Gün: Kontrolörler var, giremezsiniz.
2. Gün: Pervane bakımı için girin ama hızlı olun hemen çıkın.
3. Gün: Kontrolör teknenize bakacak.
4. Gün: Rüzgar 12kn üstünde, kreyn çalışmaz.
5. Gün: Gümrük memurları gelecek.
6. Gün: Teknedeki fişek tabancasının ruhsatı yok, tutanakla el konulacak.

ve halen bekliyoruz.. :(

öZgür
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Semih Şener - Kasım 04, 2016, 18:05:38

 :o

Kızım hasta bugun zor
Yarın olmaz bayram
Obur gun belki ama dur bi bakalım
Hıc keyfim yok
Bosver sen tekneyi bize bırak dön  t*"y+
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Kadir Karaman - Kasım 04, 2016, 18:17:03
Eski Sovyet ulkelerindeki klasik problem, rüşvetsiz işlerinizi yürütmeniz zor maalesef :(
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Kasım 04, 2016, 20:32:34
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Eski Sovyet ulkelerindeki klasik problem, rüşvetsiz işlerinizi yürütmeniz zor maalesef :(
Aksine hiç öyle bi rüşvetlik durum yok.. olsa vericez, hiç yok! :)

Ben buraya gelirken çok daha lakayıt, bozuk, rüşvetçi bir işleyiş bekliyordum, tam tersi kuralların ve disiplinin pek iyi işlediğine şahit oluyorum.

Bizimki biraz şansızlık diyelim.. :)

öZgür

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Tümay Akata - Kasım 08, 2016, 12:11:43
Özgür korsan beklemeye devam galiba  :-\
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Kasım 09, 2016, 20:43:13
Herşeyimiz nihayet hazır, bu gün deneme seyri yapıp tekneyi biraz zorladık (35 knots@4200rpm)
En rahat (ve verimli) 24-25kn ile gidebileceğimize karar verdik.

Yarın depoları yeniden fulleyip gerçek tüketim miktarını da görünce son plan ve ikmalleri yapacağız.

Şansımıza karadeniz uçuyor!
Türkiyeden bize 3m den büyük dalgalar geliyor. Cumartesi sabah erken saatlerde dalgalar 1m'ye indiğinde çıkıp 10 saatte Samsuna varmayı planlıyoruz.
(http://uploads.tapatalk-cdn.com/20161109/92a37b75fe8032c308d589c119adcbc9.jpg)

öZgür

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Noyan Bakır - Kasım 09, 2016, 22:07:50
Evet Bodrum da uçuyor. Fırtına var ama denizde dalga yok. Umarım sizin seyirde de öyle olur.
Selametle gelin.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Necip Bulut - Kasım 09, 2016, 22:55:46
Selametle Özgür Kaptan :)
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Kasım 10, 2016, 19:45:45
Teşekkürler..
Karadeniz biraz durulsun diye bekliyoruz..
(http://uploads.tapatalk-cdn.com/20161110/76d124cecad50225046e37d354a12800.jpg)

öZgür

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Kadir Karaman - Kasım 10, 2016, 20:05:52
Selametle, kirimin şaraplari guzeldir, tatli beyaz sarabi tavsiye ederim, gecmis zaman olurkide soyle bi markadan bayagi bi icmistim "коктобель". Kirim ukraynadan rusyaya gecince bu marka kalmis midir bilemem, ama damak tadiniza uygun sarap bulmakta zorlanmayacaksinizdir umarim. Bayagidir kirimdasiniz nasil gezme firsatiniz oldu mu?
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Kasım 10, 2016, 21:08:37
Yer gök şarap dolu.. çarşı pazar üzüm fideleri dolu.. meşhurmuş öğrendik..
ama henüz bira ve votka dışında bişey denemedim..
İçki konusunda o kadar çeşit var ki dönüşte hangilerinden alacağım bilemiyorum.. sanırım kıyafetleri bırakıp bavulu fulleyeceğim! ;)

2 haftadır buradayız ama teknenin işleri nedeniyle Kerç dışında bi yeri göremedik. Burası da çok küçük bir liman kasabası. Coğrafik olarak çok kritik bir boğaz olduğu için savaş dönemlerinden çok anıları var. Yazın mutlaka çok daha renkli ve canlıdır ama şimdi kış modunda. Küçük olduğundan merkezdeki tüm kafe, market vb ezberledik. Sokakta yürürken full wifi çekim alanı içinde oluyoruz artık düşünün! :)

Türkiyeden farklı olarak trafik kurallarının işlemesi, sokakların temizliği, insanların disiplini ve dükkanların vitrin düzenlemesi yapmaması dikkat çekici oldu. (Rusça okuyamıyorsanız bir dükkanın içinde ne satıldığını anlamıyorsunuz.)

Dönebilirsem eğer daha detaylı bir anı yazacağım.. :)

öZgür

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Recep Ertürk - Kasım 13, 2016, 23:31:14

Noldu?

Geldiniz mi?

Bugün Karadeniz kahverengi görünüyordu windyty'de..
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Kasım 14, 2016, 13:02:57
Liman başkanlığı çıkış işlemlerimizi yapamıyor.. kaldık burada! :)

Şaka gibi ama koskoca Kerç limanında özel yat için yurtdışı çıkış işleminin nasıl yapılacağını bilmiyorlar! Sivastopol'a yazdılar, cevap bekliyoruz.

Hava da fena, fazladan 750lt benzin ve 5 saat demek ama bir yandan Novorosky, Soçi veya Yalta'ya gidip çıkışı oralardan yapmayı değerlendiriyoruz.

Beklemek pek sıkıcı.. :(

öZgür

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Semih Şener - Kasım 14, 2016, 23:54:19
Ozgur kaptan

Yalta demiştik hepimiz  ?^#Fl bence hıc durmayın o  acayip yerde
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Kasım 15, 2016, 17:09:57
Ne yazık ki planladığımız gibi gitmiyor işler.. bekliyoruz.. :(
(http://uploads.tapatalk-cdn.com/20161115/b36f4a710eb16c5773afc8c7df81b260.jpg)

öZgür

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Halil Acir - Kasım 26, 2016, 09:07:04
Son durum? ;)
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Kasım 26, 2016, 13:50:42
Pek çok ruhi ve fiziki dersler sonucu sağ salim Türkiyeye vardık (tekne dahil!)

Gerçekten hayatımın her açıdan en zorlu transferi oldu..

Facebookda kısa bir özet geçmiştim, buraya daha kapsamlı bir seyir anısı yazacağım için bekletiyorum. Haftaya tekmili birden yazarım.

Burayı habersiz bıraktığım için kusura bakmayın. :)

(http://uploads.tapatalk-cdn.com/20161126/5e0bfac7e9d29550c31295cf9b2a32fb.jpg)
Teslimat anı
Samsun Yat Kulübü - 19 Kasım 2016

öZgür

Başlık: Kırım - Kerç 'den Türkiye Samsun'a Tekne Transfer Anısı
Gönderen: Özgür Ökten - Aralık 09, 2016, 23:38:59
Hep böyle olur, etkinlik biter bir türlü yazısı yazılmaz. Kusura bakmayın.

Ama bir yandan keyifli bir transfer olmadı benim için, elim gitmedi hemen yazmaya.
Umarım detayları unutmadan yazarım.

vee işte buyurun, tekmili birden KERÇ-SAMSUN anılarım! :)

------------------------------------

SÜPER BİR TRANSFER İŞİ GELİYOR

Yaz sezonu son günleri, bir mavi yolculuk molasında Göcek Boynuzbükü koyunda özel telefonumdan tanımadığım bir çağrı geldi, biri yeni aldığı motoryatını Kırım'ın Kerç limanından Samsun Yat Kulübüne transfer ettirmek istiyordu. İnsanın karşısına her zaman çıkmayacak cins değişik bir iş! Kırım, Rusya, Karadeniz geçişi, hızlı bir motoryat ilgimi çekti! :)
(2 yıl önce Fethiye'den satılacak bir guletin Hazar denizine denizden-nehirden transferi için teklif vermiştik, satış iptal olunca kursağımda kalmıştı!)

Devam eden birkaç gün boyunca yapılan görüşmelerde işin detaylarını öğrendim, fiyat teklif ettim.
Bu arada ilk çağrı tekne transfer hizmetleri verdiğimiz şirketi kurmadan çok daha önce internette verdiğim şahsi ilanlarım üzerinden direk bana geldiğinden transferi şirket üstünden değil özel olarak yapmaya karar verdim. Dolayısı ile müşteri ile bir sözleşme yapmadım. Telefon ve whatsup üzerinden anlaştık. İş çekici geldiği ve arada şirket maliyetleri olmadığından oldukça da iyi bir fiyat verdim.


TEKNE

1997 model Amerika üretimi Wellcraft Excalibur 45, 2 kamaralı, 1 wc'li, 2 adet 415HP Mercruiser 502MPI 8.7lt, benzinli - tuzlu su soğutmalı makinaya sahip, jeneratörlü, klimalı bir hız (35+kts) ve benzin (150lt/saat) canavarı tekne!
Evet wow! :D

Teknenin sahibi Kırım'ın Kerç limanında oldukça büyük bir tersane ve pek çok gemi sahibi olan, hani Türkiye'nin Kahraman Sadıkoğlu'su çapında bir ağır abi. Tekneyi satın alan ise bu ağır abinin gemilerinden birinde 2. kaptan olarak çalışan 7-8 yıl uzakyol tecrübesi olan genç bir kaptan kardeşimiz. Tersaneye gel git patronla muhabbetleri sırasında alırsın, verirsin filan derken ABD piyasa fiyatının 1/3 civarında bir fiyata vadesi keyfe göre taksitli bir ödeme şekliyle anlaşmışlar.

Ek not olarak bu kaptan kardeşimizin denizcilik eğitimini Odessa'da aldığını ve gayet iyi Rusça bildiğini de ekleyelim.


EVDEKİ HESAP

Teknenin resimleri vb. geldi, fena görünmüyor. Açıklama ise 4-5 aydır tersanede yattığı, deposunda benzin bile olduğu, hiçbir problemi olmadığı, marşa basıp gelinebilecek durumda olduğu, ama yine de garanti olsun diye periyodik bakımları (buji, filtreler, kayışlar, impeller, aküler vb.) yapılarak yola çıkacağımız şeklinde. Beraberimizde bakım işlerini yapacak bir motor ustası da bizimle birlikte olacak. İki kaptan, bir motor ustası harika bir ekip, daha ne olsun! Karadeniz değil, atlantik geçeriz alimallah! :D

Bu bilgiler ışığında bir plan yaptığımızda 1-2 gün periyodik bakımlar yapılır, bu sırada ben teknenin diğer fonksiyonlarını test eder, tanırım, 2-3 gün temizlik, hazırlık, ikmal, evrak işleri filan sürse, 1 gün tekneyi test edip yakıt tüketim değerlerinin servis manuallerine göre karşılaştırmasını yapsak, hadi üstüne 1-2 günde uygun hava beklesek ve yola çıkıp ekonomik seyir hızı (24-25kts) ile gelsek 245 millik yolu 9-10 saatte alırız, dolayısı ile toplamda 1 hafta hadi uzadı filan taş çatlasa 10 günde Türkiyede oluruz dedik. (Diyen dillerimizi eşşek arıları soksun!) :D


MACERA BAŞLIYOR!

1. GÜN - 27 Ekim 2016 Perşembe
Periyodik bakımlar için gerekli malzemeleri (akü hariç) Kırım'da veya Rusya'da temin etmemiz zor olacağı için Türkiye'den yanımızda götürmeye karar verdik. Bu malzemeler daha önceden temin edildiği için Samsunda duruyor, dolayısı ile Fethiye'den önce Samsuna gitmemiz lazım. Öğlen yola çıkarak Dalaman-İstanbul, İstanbul-Samsun uçuşları ile Samsuna vardık, bir gece DSI misafirhanesinde kalıp ertesi gün malzemeleri 3 kişinin bavullarına paylaştırıp Samsun-İstanbul ve İstanbul-Krosnadar uçuşları ile gece 02:00 gibi Rusya topraklarına vardık. Niyetimiz karayolu ile 3-4 saatlik bir yolculukla Kerç'e varmak. (2014 Rusya işgali sonrası Kırım'a direk uçuş yok.)
(https://s17.postimg.org/ums267y7j/malzemeler.jpg)

2. GÜN - 28 Ekim 2016 Cuma
Sanırım 150 kişilik uçakta 5-6 kişi Türkiye pasaportlu vardık, pasaport kontrolüne geldiğimizde sıranın önlerindeydik, oh dedik daha önceden arayıp çağırdığımız Türk taksicimizi çok bekletmeyiz hemen yola çıkarız. İlk olarak iyi Rusça bilen tekne sahibi pasaport kontrolüne giriyor, bir gariplik var, uzuun uzuun kontroller sonrası pasaportunu kenara koyup bizimkini bekleme salonuna geri gönderdiler! Ustayı gönderdik sıraya, ona da uzun uzun bakıp geri gönderdiler, ve tabi beni de! :)

Biz salonun kenarında kös kös beklerken yüz küsür kişi patır kütür pasaportlarına giriş damgası alıp Rusyaya girdiler. Gişeler bir bir kapandı, biz 5-6 kişi orada kala kaldık.. Biraz sonra bizleri tek tek arka tarafta bir odaya çağırdılar ve sorguya çektiler. Niye geldin, nerede kalıcaksın, kimi tanıyosun, kaç para getirdin, otele ne ödedin, oteli nerden buldun, diğerlerini tanıyo musun, odur budur şudur! off! 15-20dk filan sürdü! Her birimize tek tek.. Neyse.. sıra artı sorgulama yaklaşık 1,5 saat sonra Rusya'ya resmen giriş yapmış olduk! :)

Bavulları almaya gittiğimizde dönen bant durmuş üstü bomboş, üleen dedik bizim bavullar malzemeler ne oldu!? Kayıp bavul bürosunun önünde başıboş bi şekilde bulduk! :D Dışarı çıktığımızda 04:00 filan olmuştu.. Allahtan içerideyken taksicimizle whatsuptan haberleştik ve sorun çıkacağını tahmin ettiğinden gitmiş bi yerlerde takılmış, gayet sakin ve normal şekilde bizi karşıladı! :D

Krasnodar sokaklarından ana yola çıktıktan sonra yorgunluktan uyumuşum, 3 saatlik bir yolculuk sonrası Tobruk'da feribota bindiğimizde uyandım! Kerç boğazından karşıya kısa (ama dolambaçlı! boğaz çok sığ, trafik hatları taranmış ve markanmış) bir seyir ile Kerç'e vardık, 08:000 gibi otelimize vardık, vurduk kafayı uyuduk, öğlende ancak kalkabildik. Yol yormuş! :)
(https://s17.postimg.org/3q3hk5q0f/feribot.jpg)

TEKNEYE KAVUŞ-MA

3. GÜN - 29 Ekim 2016 Cumartesi
Hızlıca Kırım Tatarlarının meşhur hamur işleriyle karnımızı doyurup bir heyecan tekneye gidiyoruz. Tekne tersanede bi yerlerde, ulaşmak için yetkilerle görüşüp gelişimizi müjdeliyoruz! Hoşgeldin, beşgittin, kahve filan derken teknenin nerede olduğunu söylüyorlar ama ekliyorlar "orası gümrüklü saha, hiçbir yetkimiz yok, oradaki görevlilerle görüşmeniz lazım".. Mmm.. olur, nedir yani, konuşur gireriz, hemen gidelim..

Gidiyoruz, her tarafı tel örgülerle çevrili, güvenlikli kocamaan bir iskele. Girişteki görevliye derdimizi anlatıyoruz, "kusura bakmayın içeride gümrük görevlileri var, sizi turist olarak buraya sokamayız, bu gün gidin yarın gelin." diyor..
haa!.. eh ne yapalım, çok dert değil, hem yorgunuz hem biraz gezeriz, pazartesi geliriz, işlere girişiriz diye düşünüyor ve ayrılıyoruz..
(https://s17.postimg.org/y2k6frvfz/kerc_manzara.jpg)

GÜMRÜKLÜ SAHANIN ULAŞILMAZLIĞI

5. GÜN - 31 Ekim 2016 Pazartesi
Ertesi gün erkenden gümrüklü sahanın kapısındayız, görevli değişmiş, derdimizi baştan anlatıyoruz, adam "aa olmaz, siz buraya giremezsiniz" diyor.. yahu diyoruz, tekneyi aldık, bakım yapacağız, götüreceğiz.. Tersane yetkilileri filan araya giriyor, öğlende görevliler gelene kadar birkaç saatliğine ancak izin alıyoruz!

Hemen girip teknenin durumunu incelemeye başlıyoruz.. Usta alttan ben üstten.. Durum fena görünüyor! Tekne belli ki uzun zamandır burada (Çook sonra öğreniyoruz ki 2 yıldır yatıyormuş!!), brandası olmasına rağmen tersane tozu pisi her yeri sarmış. Gaz vites kumanda kolları (eski model Amerikan teknelerinde gaz ve vites için ayrı mors kolu var) sıkışmış çalışmıyor, iskele makinanın kuyruk pervanesi sıkışmış, boşta dönmüyor. Elektrik yok, o nedenle makina dairesini açamıyoruz. O sırada güvenlik geliyor ve bizi dışarı davet ediyor! :)
(https://s17.postimg.org/rxo2opdyn/ilk_gorus.jpg)
(https://s17.postimg.org/bqqz04lpr/tekne_tersanede.jpg)
(https://s17.postimg.org/iakkezkz3/gaz_kolu.jpg)
(https://s17.postimg.org/gdsfo5jov/kokpit.jpg)

Hiçbirşey yapmadan kös kös çıkıyoruz.. Moralimiz biraz bozuk, beklemediğimiz bir mekanik sorun var gibi görünüyor. Bu gün için bir daha içeriye almayacaklarını söyledikleri için günümüzü değerlendirmek adına alet edavat almak için alışverişe çıkıyoruz.. Akşama sırt çantalarımızda 15-20kg takımlarla (anahtarlar, lokmalar, buji anahtarları, filtre anahtarları, tornavidalar vb..) otele dönüyoruz.

6. GÜN - 1 Kasım 2016 Salı
Ertesi gün yine erkenden hem de kilolarca takımlarla birlikte kapıya dayanıyoruz. almıyorlar! :D
yapmayın, etmeyin, tekne orda biz burda, sırtta takımlar.. acıyın! Acıyorlar.. sadece takımları içeri bırakmamıza izin veriyorlar!! :D

7. GÜN - 2 Kasım 2016 Çarşamba
Bu gün akıl edip telefonla arayıp gidiyoruz! İnanılmaz ama izin var! Hemen giriyoruz, elektrikçiyi bulup 220V bağlantısını yapıp tekneye elektrik veriyoruz.. Motor dairesi açılınca hayli yaşlı ve bakımsız görünen Mercruiserlar bizi karşıyorlar.. Meyabaa! Biz belayız! :D

Usta vites tellerinde sorunu çözüyor ama iskele kuyruk pervane dönmüyor.. Kuyruk sökülecek! Usta onu sökerken ben de tüm elektrik-elektronik aksamı test etmeye çalışıyorum, ama neredeyse hiçbirşey çalışmıyor! Buzz gibi günün sonunda vites yine rahat geçmese de pervane dönme sorunu halloluyor, elektrik işlerinin bir kısmı akülerin değişmesi gerektiği için kalıyor.
(https://s17.postimg.org/nia8x6qy7/kuyruk_sokuldu.jpg)

8.GÜN - 3 Kasım 2016 Perşembe
Bu gün uygun marin akü bulamadığımız için kamyon akülerini kaptığımız gibi tekneye koşuyoruz. Aküleri tekneye koyuyoruz ama daha monte etmeye fırsat olmadan apar topar dışarı kovuluyoruz! Off!

9. GÜN - 4 Kasım 2016 Cuma
Bu gün Rus'ların resmi bayramı "Halkın Birliği Günü" imiş.. Hiç kimse çalışmıyor, her yer kapalı! :)
(https://s17.postimg.org/uy4x58p9r/bayram.jpg)

10.GÜN - 5 Kasım 2016 Cumartesi
Aküleri monte ediyoruz, elektrik aksamlarını kontrol ediyoruz. Bazı aksaklıklar olsa da çoğu önemli şeyi çalışır hale getiriyoruz. Yetkillere haber veriyoruz, hazırız, haydi bizi denize indirin, yerimize çekin, motor bakımlarına başlayalım.. Oou! O iş öyle kolay değil, burası gümrüklü saha girmek zor, çıkmak daha zor! Gümrük polisi gelecek, tekneyi kontrol edecek, onay verecek.. Ne zaman? Kimbilir, pazartesi olabilir!! olabilir? aağğğ!


TABANCAMI UNUTTUM HELADA!

12.GÜN - 7 Kasım 2016 Pazartesi
Bizi içeri almıyorlar, tekne tel örgülerin ardında, biz dışarıda, gümrük polisi bekliyoruz.. G*tümüz donduktan birkaç saat sonra minibüsle 2 polis geliyor, bizim tersaneciler geliyor, acentacılar geliyor.. Hepsi tekne başında, biz dışarıdayız.. Tekneye giriyorlar, çıkıyorlar, konuşuyorlar.. Uzaktan izliyoruz.. Bi yarım saat sonra ortam hareketleniyor, daha çok tekneye girip çıkıyorlar, dışarıda hararetli görüşmeler, telefonlar çıkıyor filan.. Ulan ne oluyor ki!? Oradaki acentacıyı arıyoruz, "bi sorun var, teknede tabanca buldular!!" diyor!
Tabanca??? OMG!! WTF!! (Duygularımızı ifade edemiyoruz!)

Biz şaşkın birbirimize bakarken harrr diye bi minibüs daha yanaşıyor, içinden 5 tane polis heyecanla iniyor, hızla tekneye gidiyorlar.. Yine giriyorlar, çıkıyorlar.. arıyoruz, telefona bakan yok! Bi yarım saat sonra hep birden dışarı geliyor, acentacılarla birlikte tüm polisler iki minibüse binip gidiyorlar.. arkalarından baka kalıyoruz! Biraz sonra telefonla ulaşıyoruz, tabanca patronunmuş, ama ruhsatı yokmuş, bulamamışlar, bu nedenle el koyulmuş, tutanak tutulacakmış vb.vb.. İki acenta elemanı bütün akşam ve gecelerini karakolda geçiriyorlar!

Allahtan henüz teknenin bizimle resmi bir bağı yok, bir haftadır ilk defa dışarıda kaldığımıza seviniyoruz! :D

13.GÜN - 8 Kasım 2016 Salı
Acentacı çocuklar sabaha karşı karakoldan çıkmışlar, tabancanın patrona ait olduğuna ikna etmişler, ama ruhsatı olmadığından el konulmuş. Neyse, tekneye başka bir problem çıkartmamışlar, tekne denize inebilirmiş.. ohh.. Sabah buluşup gidiyoruz, evraklar geliyor, gidiyor, vinçler ayarlanıyor, yerimize çekecek romörkör ayarlanıyor, yine bi sürü millet geliyor gidiyor, biz dışarıdan heyecanla izliyoruz.. Birazdan romorkör ayrılıyor, vinç kenara çekiliyor, elemanlar sapanları kayışları toplayıp gidiyor, acentacılar dışarı geliyor! Noooluyo laaan!?

Bu gün rüzgar emniyet sınırlarının üstünde esiyormuş, vinç bu rüzgarda güvenlik nedeni ile çalışamazmış!!
Hiç mi çalışmaz?? IInnh.. Hiç çalışmazmış.
Yaşlı gözlerimiz önünde vinç operatörü beyaz saçlı teyze (evet, tersanedeki tüm vinçleri ve ağır iş makinalarını kadınlar kullanıyor) paydos edip çıkıp gidiyor. O vinç üstümüze yıkılmış gibi hissediyoruz..


KÜKREYEN BEYGİRLER

14.GÜN - 9 Kasım 2016 Çarşamba
Haydi be şeytanın bacağını kıralım! İki hafta oldu evden çıktığımız! insaf! Neyse.. yine herkes toplanıyor, kocaa romörkör geliyor, dev vinç yürüyor, sapanlar takılıyor, kayışlar geçiyor, inanamıyoruz ama tekne havada! tekne gidiyor! tekne denize yaklaştı! karina suya değiyor! Kayışlar toplanıyor, vinç çekiliyor, dev romörkör tekneye aborda oluyor, yedekliyorlar ve hareket ediyor.. biz de hemen yanaşacağımız normal tersane alanına koşuyoruz. ve tekne nihayet normal bir yerde ve denizde.
(https://s17.postimg.org/zchzutp7z/tekne_iniyor.jpg)
(https://s17.postimg.org/xi55d327j/tekne_geliyor.jpg)


Usta hemen motor bakımları için motor dairesine dalıyor. Önce bujiler (Ebesinin nikahında 16 tane buji, sök sök bitmiyor!), kayışlar, impellerlar, termostatlar ve yakıt filtresi değişiyor. yağ için biraz ısınması lazım. Sonra basıyoruz marşa.. veee! tataaa! :D

yok yok!
Bu sefer şaşırtıcı şekilde garip bişey olmuyor, motorlar tahminimden çok daha az bir marş basma ile çalışıyor.. :D

Ses muhteşem! Toplamda 830HP benzinli motorlar kükrüyor! (Bu arada hakikattan depo yarım (500lt) doluymuş!)
5dk kadar çalıştırdıktan sonra stop edip ısınmış yağı boşaltıyor yeni yağları dolduruyoruz.
Yeniden çalıştırıp motorları tam çalışma ısısına gelmesini bekiyoruz.. Beklerken motordan kokular, dumanlar gelmeye başlıyor. Bu kadar pis ve yatan motordan ısındıkça koku ve duman çıkması normal, ustanın kafası motorun içinde, her yerine bakıyor, bir süre sonra iskele makina egzostunun çok ısındığını farkediyoruz.. stop..
bir iki hortum söküp takıldıktan sonra komple tuzlu su ile soğutulan motorların egzost manifoltlarının tıkalı olduğunu, motor bloğunun soğuduğu ama ekzostun soğumadığı teşhisi koyuluyor.. başlıyoruz üstten motoru sökmeye!

Egzost manifolduna kadar tıkalı bir yer bulamıyoruz ama sökük halde çalıştırdığımızda görüyoruz ki manifold içinden hiç su gelmiyor! Komple tıkalı.. sökmeye çalışıyoruz ama sıcak çalışmış ve paslanmış olduğu için manifold kaynamış, sökemiyoruz. pas çözücü vb. denemelerden sonuç alamıyoruz, elimizdeki takımlar pro değil, zorlayamıyoruz. dışarıdan asit uygulaması yapmaya karar veriyoruz.. tanıdık bir gemiden taş asidi (hidroklorik asit - tuz ruhu) denilen şeyden temin ediyoruz.

Tıkanıklık çok olduğundan seyreltmeden kullanıyoruz. Bir iki uygulama sonrası motoru yeniden çalıştırıyoruz, bir miktar su gelmeye başlıyor, ama yeterli değil. Elimizde asit kalmadı, tekneyi kapatıp çıkıyoruz.


ASİDE DOYDUK!

15.GÜN - 10 Kasım 2016 Perşembe
Yeni tertip taş asitlerimizi alıp tekneye geliyoruz. (Tekneye bu kadar kolay ulaşmak garip geliyor!)
Manifoldu aside doyuruyoruz ama yeterli açılma olmuyor. Herşeyi monte edip yine deniyoruz, kısa bir süre sonra egzost sıcaklığı istenmeyen seviyelere çıkıyor.. Kara kara düşünürken ustanın aklına bir uydur-kaydır çözüm geliyor, egzost boynuna dışarıdan ayrıca su vereceğiz, nereden nasıl ne yaparız diye plan yapıp düşüyoruz çarşı pazar yoluna, bir takım hortum ve bağlantı parçaları toparlayıp geliyoruz tekneye, onu oraya bunu buraya derken bir zihnisinir çözümü kurup deniyoruz ve VOILA!!

işe yarıyor.. egzost artık tıkalı olmayan (veya az tıkalı diyelim!) ekzost kadar ısınıyor.. bize yeterli.. uzun uzun yüksek devirde çalıştırıyoruz, sorun yok gibi.. ama viteste yük veremiyoruz çünkü 830HP'yi bağlayacak koç boynuzu yok teknede! ancak seyirde test edebiriz.

Haydi seyire çıkalım!
Nerdee.. o işler öyle kolay değilmiş.. teknenin evrakları eksik olduğundan ve sahil güvenlik hemen tersane çıkışında olduğundan öyle kafamıza göre çıkıp deneme yapamazmışız.. Özel bir izin alınması lazımmış.. ve tabi ki izin öyle kolay alınmıyor! bu gün git yarın gel!.. :D

Neyse, kalan günü de yakıt almak için değerlendiriyoruz, tanker geliyor 500 küsür litre benzin alıp depoyu fullüyoruz. Yedekleri sonra alacağız.
(https://s17.postimg.org/mt0ncb567/yakit.jpg)


DENEME SEYRİ

16.GÜN - 11 Kasım 2016 Cuma
Evrak izin mizin işleri öğleni buluyor.. Öğleden sonra bölgeyi tanıyan bir tersane görevlisi ile birlikte deneme seyrine çıkıyoruz.
İnanamıyorum ama tekne suda ve hareket ediyoruz! :D

Deneme için izin verilen bölgede (çünkü önce anlattığım gibi Kerç boğazı acayip sığ, her yeri şamandıralarla markalanmış, trafik hatları taranmış, karman çorman bi yer) deneme yapacağız.. Düşük devirde uygun yere kadar geldikten sonra makina dairesi kapağı açık, usta motorların yanındayken gaz koluna yüklenmeye başlıyorum, beygirler kendini hemen gösteriyor, kuyruk trimi veya trim tablarla hiç oynamadan 3000rpm'de 15sn içinde tekne planninge kalkıyoruz, hızımız birden 25kts'i buluyor, bir süre böyle gittikten ve ustadan "yüklen abi!" onayını aldıktan sonra 4000, 4500, 5000 adım adım yükleniyorum, hızımız 35'leri bulmuşken (ki daha gideri var gibiydi..) motordan ciddi dumanlar ve kokular gelmeye başlıyor! Motor kapağı açık olduğundan beygirlerin sesinden ustayı duymak mümkün değil ama dumanlardan ustayı göremez olunca yavaşlamam gerektiğini anlıyorum! :D

Rölantiye kadar düşüyoruz, usta bakıyor ve yüksek devirde soğutmanın yetmediğini, 3000'lerin iyi olacağını söylüyor.. Yeniden yükleniyor ve 3000-3200 arasını deniyoruz, hızımız manevramıza göre 22-25 arasında değişiyor.. Sıcaklık normal.. Rahatlıyoruz.. 25kts ile çeşitli manevralar deniyorum, 14m'lik tekneye göre oldukça stabil, oldukça sert full alabanda manevralarda bile yatarak viraj dönen yol motoru gibi güvenle dönüyor.. Kuyruk pervanenin avantajları..
Ağzımız kulaklarımızda! :D
(https://s17.postimg.org/u17onusj3/test_surusu.jpg)

1 saatten fazla 25kn ile 3-4 millik bir bölgede sürekli bir ileri bir geri gidip duruyoruz. artık motorlara güvendik, dönebiliriz.. Hem de saati çok şaşırmayalım ki depoyu yeniden fullediğimizde tüketimi rahat hesaplayabilelim.. Dönüyoruz ve yerimize bağlanıyoruz..

Vay be! Artık gitmeye hazırız!  :----)
(https://s17.postimg.org/iolwel52n/haziriz.jpg)

MERHABA BÜROKRASİ

17.GÜN - 12 Kasım 2016 Cumartesi
Tekne evraklarını erkenden acentacılara teslim ediyoruz, 1-2 gün içinde çıksak süper olacak, hava makul. Evrak işleri olurken biz de tekneyi hazırlayalım, yedek yakıtları alalım diyoruz. Bi yerlerden 43 tane 22lt'lik detarjan bidonu buluyoruz, benzin için daha uygun bidonlar var ama 10-15lt sadece, bu kadar yerimiz yok, mecbur deterjan bidonlarını kabul ediyoruz, tanker geliyor, her bidonu tek tek benzinle yıkıyor ve dolduruyoruz, baş kamaraya yerleştirip bağlıyoruz. Can salımızı, yangın  söndürücülerimizi, tamir takımlarımızı filan yerleştirip seyire hazırlanıyoruz.

Birazdan acentacı çocuklar geliyor, suratlar bi karış! Liman çıkışı veremiyorlarmış, neden diyoruz, bilmiyorlarmış!??
Neyi nasıl bilmiyorlarmış yahu!? Burası her gün onlarca geminin gelip gittiği uluslararası Kerç limanı değil mi?
Evet, ama Rus işgali sonrası tüm memurlar değişmiş, hemen hepsi merkezden gelmiş ve özel teknenin yurtdışı çıkış işlemlerinin nasıl yapılacağını bilmiyorlarmış. Hiç yapmamışlar!

Yaa diyoruz, o öyle değildir, rüşvet filan istiyorlardır, anamız ağladı burada, ne istiyolarsa verelim diyoruz, aman! diyorlar.. Sakın rüşvet teklif etmeyin, Türklerin rüşveti geçmiyor burada artık diyorlar!??

Daha önce de Moskovada yaşayan bir dostum da uyarmıştı, uçak krizi sonrası bürokrasi Türkler için çok zorlaşmış, her şeyde pürüz çıkartıyorlarmış, özrümüz kabul görmemiş! Beceriksiz dış politikamız geldi bizi burada da buldu!

Eee diyoruz, ne olacak, nasıl çözülecek, efendim merkeze email atmışlar, nasıl işlem yapılacak diye, cevaba göre yapacaklarmış! yahu ne emaili!? Bi telefon etsenize, sorsanıza iki dakka, yapsanıza işimizi!
Yok.. mail atmışlar, resmi yazıyla sormuşlar, resmi cevap gelecekmiş!!! Arrğğğ!

19.GÜN - 14 Kasım 2016 Pazartesi
Bu gün sevdiğimin doğum günü, ben uzak diyarlarda kısılıp kaldım! Moralimiz yerlerde.. Internet olmasa bildiğin tutsaklık!
Amaa enseyi karatmak yok, bu kadar uğraştık, bu tekneyi bırakmayız, birlikte geleceğiz! :D

Her nasıl oluyorsa email ile resmi cevap gelmiş, artık nasıl işlem yapacaklarını biliyorlarmış (bilmez olasıcalar!),
Ama beraberinde gelen haber boktan; bizim ehliyetler (ki biri yat kaptanı 500GT, diğeri uzakyol birinci zabiti!) geçerli değilmiş, ancak bir Rus kaptan eşliğinde çıkış alabilirmişiz!

Ek Not: Tekne Rus bayrağında, Türkiye'ye gelince Dalavere olacak ama satış-bayrak değişim işi orada yapılırsa garip bir vergi çıkıyor, gereksiz masraf oluyor, o yüzden oradan Rus bayrağı ile çıkıp geleceğiz, sonra Türkiye'de bayrak değişimi yapılacak.

eee, nereden bulucaz bu Rus kaptanı.. Acentanın arkadaşı varmış, hem bu tekneyi de tanıyormuş hem boğazı biliyormuş, boğaz çıkışına kadar bizle gelecek, rehberlik edecek, boğaz çıkışında (20 mil civarı) tersaneye ait hizmet romörkörleri varmış, adamı onlara teslim edip biz Karadenize devam edeceğiz.
Eh kulağa hoş geliyor, nerede bu kaptan? Eee.. Tabi ki yarın gelecek! :D

20.GÜN - 15 Kasım 2016 Salı
Rus kaptan geliyor, tüm evraklar yeniden toparlanıyor, liman başkanlığına gidiliyor.. 2-3 saat sonra acentacılar asık suratlarıyla geliyorlar tipini sevdiklerim! :D

Bu kaptanın ehliyeti yurtdışına çıkışa izin vermiyormuş! Sadece kabotaj seferi yapabiliyormuş!..
eee, tamam, bizi karasuları sınırına kadar götürsün, Türkiyeye gelmeyecek zaten, biz gideceğiz.. Yok, tekneye uluslarası liman çıkışı vermek için uluslararası ehliyete sahip bir kaptan gerekiyormuş! Oyy oyy! Ne günah işledik acaba!!

Şimdi uluslararası kaptan lazım.. Tanıdık yok, nereden bulunacak.. Crew Agencies'lere başvuruyoruz, derdimizi anlatıyoruz, akşama bir olumlu dönüş alıyoruz, anlaşıyoruz.. Yeni kaptanımız tabi ki yarın gelecek! :D


PATRONUN GOLÜ

21.GÜN - 16 Kasım 2016 Çarşamba
Yeni kaptan, yeni evraklar, yeni bir gün.. Umut var mı? Artık pek yok! :)
Son 1 haftamız var, vizemiz bitiyor! Artık bu iş olmayacak, tekneyi bırakıp uçakla döneceğiz gibi hissediyoruz..

2 saat sonra bizim tipinis acentacılar yine asık suratla geliyor, alıştık artık, biz gülümsemeye devam ediyoruz! :)
Yeni kaptanın bu tekneyi kullanması için tekne sahibinin (tersane patronu) vekaletname vermesi gerekiyormuş. (Bizdeki gibi basit bi kaptan tayin dilekçesi olmuyor, noterden vekalet istiyorlar..)

veee bilin bakalım ne oluyor!?? En acayip ne olabilirse o oluyor!

Patron dün sabah 2 günlüğüne Türkiye'ye tatile gitmiş!!! Taaaatiiiiileeeee giiiiiitttttmmmmmiiiiiş!!! Aarrğğ!

22.GÜN - 17 Kasım 2016 Perşembe
Tüm gün otelde yataktan çıkmıyoruz.. Telefon çalıncaya kadar kılımızı kıpırdatacak enerjimiz yok..
Öylece ruhsuzca internette dolanıyoruz.. Hayatım boyunca bu kadar çok youtube videosu izlememiştim.
Akşam telefon çalıyor, patron gece geliyormuş, imza vekalet işi yarın sabahtan yapılacak.

23.GÜN - 18 Kasım 2016 Cuma
Bütün iyi niyetimizle çantalarımızı topluyoruz, acentacılar evrak işlerini hallederken bizde ufaktan tekneye geçelim artık diyoruz. Otelden çıkıyoruz, tekneye geçiyoruz, markete gidip yiyecek içecek, bolca votka vb. alıp tekneye dolduruyoruz.

O sırada bir telefon geliyor, port state control (https://en.wikipedia.org/wiki/Port_State_Control) tekneyi kontrol edecekmiş.. Çıkışa yaklaştığımızı gösteren bir işaret diye sevinsek mi yoksa yeni bir pürüz sebebi diye üzülsek mi bilemiyoruz..

Teknede bekliyoruz, memur geliyor, teknenin güvenlik ekipmanlarını (can salı, can simidi, can yelekleri, yangın söndürücüler, payroteknikler, chartplotter, telsiz, ilkyardım çantası vb..) kontrol ediyor..
(https://s17.postimg.org/92wxc13an/tekne_ici.jpg)

veee baş kamarada yanyana dizilmiş 43 adet bidon (860lt) benzine bakarak "bu güvenli değil, bu şekilde seyire çıkamazsınız.." diyor.. önce bi sessizlik oluyor.. çaresizce birbirimize bakıyoruz..
(https://s17.postimg.org/4ecc33oq7/benzinler.jpg)

sonra anlatıyoruz, işte biz Türkiyeye gidicez, bu teknenin deposu 1100lt ve motorları 150lt/h yakıyor, yani menzili 150-180 mil, ama bizim yolumuz 245 mil, yani en azından 1500lt benzine ihtiyacımız var, mecbur yedek aldık, ama yer olmadığı için bu bidonlara koyduk, bakın yangın söndürücülerimiz var, bidonlar çok sağlam, damlamıyor, hiç koku yok, hepsi bağlı, bla bla bla!..

Rusça konuşuluyor tabi, bana göre tvde Rusça haberleri dinlemek gibi bişey.. :)
memur hepsini dinledikten sonra sakince "bu benim problemim değil.. bu benzinler bu şekilde güvenli değil.. çıkamazsınız.. nokta.." diyor.. biz nefesimiz kesilmiş birbirimize bakarken adam çoktan çıkıp gidiyor..

Son bir hamle acentacıları arıyoruz, bu işi çözün diyoruz.. bedelli neyse vereceğiz.. riski neyse kabul ediyoruz..

ve yine bekleme moduna geçiyoruz..
tekne içinde volta atıyoruz, limanda volta atıyoruz, oturuyoruz, kalkıyoruz.. saatler mi yıllar mı geçiyoruz bilmiyoruz..
akşam üstü telefon çalıyor, halletmişler!! trink = 700 USD !!! (Helali hoş olsun!) :D


YOLA ÇIKIYORUZ!

Kendimizde inanmıyoruz ama yola çıkıyoruz galiba! Yüzümüzde tuhaf bir gülümseme, rus kaptanı bekliyoruz..
Beklerken son hazırlıkları yapıyoruz.. Türkiyede yolumuzu gözleyenlere haber veriyoruz tabi.
SPOT Uydu takip ve haberleşme cihazını çıkartıp kuruyorum. Bizi takip edeceklere takip adresini veriyoruz, görecekleri sinyalleri ne olduğunu anlatıyoruz. Planımızı anlatıyoruz.. Bi aksilik olursa hangi sinyali göndereceğimi, ne yapacaklarını anlatıyorum. Tekne bilgilerini ve acil için herkesin kontak bilgilerini aktarıyoruz.

Herkes yolumuzu gözlüyor.

Planımız 10-11 saatte hava ve deniz lehimizeyken Karadenizi hızlıca geçmek.
13-15kn Rüzgar ve 05-1m dalga iskele kıçtan gelecek, 15-20 saat sonra hava dönüyor, Türkiyeden esmeye ve dalgalar 1,5m'nin üstüne çıkmaya başlayacak, o hava başlamadan Türkiye'ye rahat varırız diye düşünüyoruz.  !*.

Gece 21:00 gibi Rus kaptan geliyor, basıyoruz marşa, hemen tersane çıkışında sahil güvenlik iskelesine yanaşıyoruz.
Tekneyi bağlayıp pasaportlara çıkış bastırmak için binaya gidiyoruz. Biz toplam 4 kişiyiz, yaklaşık 9-10 kişilik bir memur-asker bizi karşılıyor. Kaptan tekne için bişeyler imzalayıp formlar doldururken bize de tek tek yanımızda taşıdığımız para, alkol, sigara vb. ile ilgili formlar doldurtuyorlar. Sonra sıra ile pasaportlarımızı aldılar..

Aynı girişte yaptıkları gibi kontrolleri abartıyorlar. Her bir pasaporta 15dk bakıyorlar..
her sayfasına önce büyüteçle, sonra mavi ışıkla, sonra kırmızı lazerle, sonra çipli okuma aleti ile bakıyorlar.. Arada bazı sayfaları arkadaşlarını çağırıp onlara gösteriyorlar.. sonra bi daha bakıyorlar.. bi daha.. bi daha.. offf...
Toplamda 1 saat sonra pasaportlarımıza damgaları alıyor ve tekneye dönüyoruz.


GEMİ BULMACA

Çıkıyor ve gemi trafik ayrım hattının kenar çizgisi üzerinde ilerliyoruz. Boğazı çıkana kadar hızlı gitmemize izin yok, 10kts gibi sakin sakin gidiyoruz.. motorlarda bi gariplik yok.. Rus kaptanın keyfi yerinde, cep votkasını çıkardı, bizim kaptanla geyik çeviriyor.. arada bir bana dönüyor, şu şamandıranın sağından geç, bunun solundan geç filan zaten yaptığım şeyi söylüyor! :)

Neyse, bu şekilde 1 saatten fazla ilerledikten sonra chartplotter üzerinde bir demir yeri gösterdi ve onu bırakacağımız geminin orada olacağını, oraya gitmemi söyledi, ok dedim, oraya doğru gidiyoruz, hangi gemi dedim, adını söyledi, neredeymiş dedim, "orada bi yerde" dedi.. ee dedim, koordinatı yok mu? radarda o demir yerinde onlarca gemi görüyorum dedim, "yok, gidince buluruz" dedi! Fesüphanallah! :D

Geldik demir yerine, onlarca değil adeta yüzlerce gemi var! her yer ışıl ışıl! Boğaz sığ olduğu için pek çok gemi burada demirliyor, boğaza girebilecek daha düşük draftlı Rus nehir gemileri (Volgo Balt) bunlara aborda oluyor ve yükü limbo yapıyorlar. Pazaryeri gibi!

ee, diyorum, burada bulamayız bu gemiyi, neredeymiş koordinat versinler, biyerleri arıyorlar, anlaşamıyorlar, tartışıyorlar filan, en son bi koordinat geliyor, çok alakasız, Karadenize doğru 45mil açıkta bir nokta.. orada olamaz diyorum.. bi daha arıyorlar, ben internetten AIS'den bulmaya çalışıyorum, şansıma bölgedeki tüm gemilerin AIS sinyalleri güncel bi tek bizim aradığımız geminin sinyali 5 saat önceki, Karadenizin açıklarında bir yerde! off!

Gemiler arasında slalom yaparak geçirdiğimiz 1 saatten sonra nihayet doğru koordinat geliyor, bu demir yeri değilmiş, 13mil daha güneyde başka bir demir yeri var, oraya gitmemiz gerekiyor.. Çok zaman kaybettik, hadi biraz basalım, zaten boğazı çıktık gibi neredeyse deyip herkesi sağlam yerine oturtup yükleniyorum gaza.. Vromm! :D


BEYGİR TEPMESİ

Herşey yolunda.. ses koku hız keyifler..

Bu şekilde 7-8 mil gittikten sonra tekne sancağa doğru çekmeye başlıyor, göstergelere bakıyorum sancak motorun devri biraz düşmüş ve bakarken düşmeye devam ediyor, ulan ne oluyor filan derken yağ alarmı çalmaya başlıyor, gazı kesiyorum, usta motor dairesine koşuyor, motordan takır tukur sesler gelmeye başlıyor, "abiiiieee stoooop!" diyor.. Stop ediyorum.. oraya giriyor buraya giriyor.. bi daha bas marşa diyor.. basıyorum.. hemen stop stop! diyor.. sesler korkunç!
usta dışarı çıkıyor.. motor yatak sarmış!

Ülen nasıl olur? Hani bu motor sağlamdı, test ettik, zorladık, bi sürü saat çalıştırdık, ne oldu şimdi.. Diğeri problemliydi, çözdük filan.. bu niye gitti..

bi sürü teoriler, şunlar bunlar.. sonuç.. motor çöp..


ZOR KARAR

ne yapalım.. ne yapalım..
Doğrusu dönmeliyiz.. mantık bunu diyor.. güvenli olmayan tek motor, 220 mil karadeniz, 1m civarı dalga.. doğrusu dönmek..

dönersek ne olacak?
5-6 gün sonra vize bitiyor.. tekneyi bağlayacak bir marina-liman yok. motoru tamir etme (rektifiye) imkanı yok. girişte çıkışta herşeyde binbir pürüz çıkartan Rus bürokrasisi çiğ çiğ yer bizi!
Dönersek (ki bu halde dalgaya karşı dönmek de zor olacak) bu iş iptal, herşeyi bırak, uçağa bin dön olacak.. Gerçek bu. Transfer tamamlanmadığı için ücretimi alma ihtimalim riske giriyor (Sözleşme yapmamışım!!)

Birbirimize bakıyoruz. Elde ne var?
Doğa sporları ve survival işlerinden anlayan, kötü şartlara alışık tecrübeli transfer kaptanı, yüzbinlerce mil tecrübeli, kerelerce okyanus geçmiş LPG tankeri uzakyol birinci zabiti, her türlü motorun karbüratöründen girip egzostundan çıkacak bitirim motor ustası, 6 kişilik can salı, payroteknikler, VHF el telsizi, SPOT uydu takip ve acil durum haberleşme cihazı, kütük gibi sağlam bir tekne! :)

Gidermiyiz?
eğer geri dönebiliyorsak ileri de gidebiliriz.. Haydi gidelim o zaman!

(Şimdi sorsan gidermisin, hayatta gitmem! ama o zamanki sürecin psikolojisi böyle oldu işte..)


YETMEDİ Mİ? AL Bİ DAHA!

24.GÜN - 19 Kasım 2016 Cumartesi
İyi kötü bir karar vermenin rahatlığı ile iskele makinamızı çalıştırıyorum ve yol veriyorum, tekne hareket ediyor, ama dümeni çeviremiyorum! Noooluyor la! Ne oluyor bu dümene şimdi!??
Dümen beton gibi, dönüyor ama aşırı sert.. Sebep, dümen hidrolik pompasının bozulan sancak makina üzerinde olması! :D

yine makinalar stop.. usta yine makina dairesine giriyor.. Diğer motorun üstünde de bir hidrolik pompa var, ama arkasında hortumları bağlı değil. Diğer pompanın hortumlarını söküyoruz, boyları diğer pompaya yetmiyor. Pompayı yatağından gevşetip diğer makinaya yaklaştırıyoruz, elimizdeki tüm eski kayış kombinasyonlarından bişey uydurmaya çalışıyoruz ama 2-3cm mesafe ile kısa geliyor, yapamıyoruz.. Öyle böyle şöyle.. olmuyor.. olmuyor.. Dümen hidroliği iptal..

Zor kararı karar verdik bi kere, gideceğiz.. deneyelim bakalım.. çalıştırıyoruz motoru ve ilerlemeye başlıyoruz.
tekne zaten tek iskele makina ile sürekli sancağa çekiyor, düz gitmek için dümeni tüm gücümle çevirmeye çalışıyorum, ama kıçtan gelen her dalgada tekne hızla sancağa kaçıyor ve geri çevirmek için müthiş bir güç harcamak gerekiyor. Geniş S'ler çizerek ilerliyoruz..


KAPTAN ZIPLATMACA

2-3 mil sonra aradığımız romörkörü buluyoruz.. 40m'lik bir dev! Bu dalgada mümkün değil aborda olamayız, bordasının eğimi nedeni ile bizi altına alır ezer dümdüz eder.. etrafında dolanıyorum, arkasında ve iskele bordasında garip duba gibi bişeyler çektiği için sadece ancak bordası müsait ve güvertesi bizim en yüksek noktamızdan daha yukarıda.. Tek çare baştan (baştan romörkör) yapacağız..

Rus kaptanı başa gönderdim, dolanıyorum, bir açı yakalıyorum, dalgaları sayıyorum, yaklaşıyorum, tam 2-3m kala kıçtan bi dalga geliyor hoop dönüyoruz, haydi bi daha tornistan, geri kaç, bir daha açıyı yakala, dümen dönmüyor, ayyy! Çıldırıciiim! :D

tam 5 kere manevra yapıyorum ve sonuncusunda 0,5m kadar yaklaşıyorum ve kaptana bağırıyorum, JUMP! JUMP! NOW ULAN! GO ULAN!
Rus kaptan cesurmuş, ben olsam hastir lan ne atlıycam derdim herhalde.. ama adam çekmiş voktayı.. bizim halimizi de görmüş, kaçmak istiyor besbelli! :D

atlıyor, romörkörün kamyon lastiğinden usturmaçalarından birini yakalıyor, aynı anda güverteden ensesinden çantasından yakalıyorlar, basıyorum tornistanı kaçıyorum oradan.. ohh...

yavaşça dönüp uzaklaşıyoruz, romörkördekiler güvertede bize bakıp bişeyler konuşuyorlar, onları gördüğümüz sürece arkamızdan bize baktıklarını gördüm.. Dur gitme bile demedi adiler! :D


BİTMEYEN KARADENİZ

Önümüzde 220 mil Karadeniz, 1m civarı dalga ve 15-20 saat sonra bozacak bir hava tahmini var ve geniş S'ler çizerek ilerliyoruz.. Harika! 8)
Tek makina ile 9-10kts civarlarında hızı tutturduk. Daha fazla basınca tekne kontrolsuz şekilde sancağa dönüyor, daha yavaş gidersek yol bitmeyecek.

velhasıl buraları çok uzatmayayım..
Özetle hayatımın Hem psikolojik hem fiziksel olarak en zor seyri oldu diyebilirim.

8-10 saat sonra dümen sertliği ile mücadele bizi aşırı yordu. tüm kollarım, sırtım ağrımaya başladı.
alt üst kıyafetlerimiz suya soğuğa dayanıklı ama yelken eldivenlerlerim üşümeyi engelleyemedi.
2-3 saat ben dümen tuttum, 1 saat kaptan.. arada bir iki kere ustaya tutturduk. bu şekilde vardiya yaptık..
vardiya aralarında uyumak mümkün değil, teknenin içi buz gibi, garip saçma sallanıyor.


Bazı büyük dalgalarda kontrolü hepten kaybettik, toplayamayınca sancaktan tam 360 derece dönüp eski rotasına gelinceye kadar bekledik, 8-10 kere böyle 360 derece tur attık, hatta iki keresinde ben toparlayamadım 720 derece döndüm!  t*"y+
(https://s17.postimg.org/6cj013h7z/kapkaradeniz.jpg)

25.GÜN - 20 Kasım 2016 Pazar
Hava tahminleri doğru çıktı (PocketGrib, Passageweather ve Poseidon kullandık. Poseidonu karadenizde pek başarılı bulmadım.), Karadenizin ortasını geçtikten sonra, Türkiye'ye yaklaşırken gece hava sertleşti, rüzgar ve dalga iskele baştan gelmeye başladı, dalgalar 1,5m'yi geçmeye başladı ve biz bolca ıslanmaya başladık. Bu kadar yorgunluk üstüne ıslaklık ve soğuk çok zorladı. Sabaha karşı artık ellerimi ve ayaklarımı hissetmiyordum.
(https://s17.postimg.org/6dxj898fj/karadenizin_ortasi.jpg)

VE VARIŞ

Nihayetinde 30 saatlik seyir sonunda sabah 05:00 gibi Samsun Yelken Kulübüne girdik.

Manevra yaparken tek kalan motorumuz da 3 kere stop etti! Şansımıza liman içi hiç rüzgar almadığından, biraz motor çalıştırıp, biraz marş basıp teknenin kıçını gireceğimiz yere denk getirdim, sonrasını yan teknelere tutunarak soktuk yerine.

Neyi nereye nasıl bağladık, çantamı aletlerimi ne zaman nasıl topladım hatırlamıyorum!
Tek hatırladığım bizi bekleyenlerin komşu teknenin webastosunu açıp bizi orada oturtup ısıttıkları, sonra oradan bir çorbacıya gittiğimiz!
Ertesi gün çorbanın çok kötü olduğunu söylediler, onu da hatırlamıyorum! :D
(http://uploads.tapatalk-cdn.com/20161126/5e0bfac7e9d29550c31295cf9b2a32fb.jpg)


Benim için oldukça zor ama müthiş bir tecrübe oldu.
Pek çok hata yaptım, hepsinin farkındayım, bu açıdan öldürmeyen darbenin güçlendirmiş olduğunu hissediyorum.


Bu kadar aksilik dolu ve uzayan bir macera olmasaydı Rusya-Kırım ile ilgili daha çok şehir, yaşam, insanlar, kültür vb. hakkında yazmayı düşünmüştüm, ama böyle oldu işte..


Buraya kadar okuduysanız sizde de iyi sabır varmış!  1w5ey8

Teşekkürler..
Sürçü lisan ettiysek affola..
Sağlıcakla..
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Cenk Gürsel - Aralık 10, 2016, 00:10:37
Cok guzel bir macera, gecmis olsun keyifle okudum.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Semih Şener - Aralık 10, 2016, 00:15:40
 macerali olmus ,gecmis olsun
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Metin Çakmakçı - Aralık 10, 2016, 00:41:43
Büyük keyifle okudum, teşekkürler Özgür Korsanım... ve yelkenlim olduğuna bir daha şükrettim.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: İrfan Yalçın - Aralık 10, 2016, 00:46:12
 :-*
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Nejat Övütmen - Aralık 10, 2016, 00:46:43
Offf okurken bile gerilimden dolayı yoruldum.

Özgür bey geçmiş olsun, neyseki mutlu son...     :)
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Ahmet Solmaz - Aralık 10, 2016, 01:19:54
Geçmiş olsun...
Maceraya dönüşmüş resmen..
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Hüseyin Durmaz - Aralık 10, 2016, 01:49:47
İşi bitirdiğiniz için,azminiz için,sabrınız için cesaretiniz için vede güzel anlatımınız için tebrik ederim.Çok sıkıntı çekmişsiniz
tam anlatılacak macera olmuş,yanınızda olmak,yaşadıklarınızı bende yaşamak  isterdim.Daha rus uçagı düşürülmeden önce karayolundan Gürcistan üstünden Rusyaya aracımla giriş yapmam tam sekiz saatimi almıştı.(formalite süresi).
16 silindir tam 1000 beygir yıldız motorun nasıl ses çıkardığını kullandığım uçaktan dolayı çok iyi biliyorum.
Yazdığınız içinde teşekkür ederim.
Teknenin ismi de güzelmiş:KONVOİR Bekçi
 
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Hüseyin Durmaz - Aralık 10, 2016, 01:56:21
sildim
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Ahmet Bom - Aralık 10, 2016, 02:58:52
Maceralı bir yolculuk, mutlu son... Güzel bir anı kaldı geriye torunlara keyiflere anlatılacak...
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Ali Ünalan - Aralık 10, 2016, 06:00:54
Özgür korsanım,Kaleminize sağlık okurken strese girdim çok çok Geçmiş olsun...
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Bülent Berksan - Aralık 10, 2016, 07:10:40
Özgür korsan cok gecmis olsun. Planladığınıza göre çok zor olmuş kesinlikle ama onca emege ragmen tekneyi orada bırakmak , yada denizin ortasında abandon .... Ve hatta Allah korusun daha kötüsü olmamış. Neyse ki zor da olsa görevi tamamlamissin. Tekrar geçmiş olsun
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Zafer Dedeoğlu - Aralık 10, 2016, 08:39:35
Hadi geçmiş olsun Özgür korsanım  1w5ey8 1w5ey8 1w5ey8
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Emre Odabaşı - Aralık 10, 2016, 09:24:49
Sizlerin sıkıntılı sürecini bilgisayar başında heyecanla okudum. Bundan sonra yeni sahibini masraflı bir süreç bekliyor. Umarım karşılığını alabilecektir.

Tüm ekibe geçmiş olsun.



Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Hakan Tiryaki - Aralık 10, 2016, 10:29:40
Yahu bir ben eksikmişim, tam benlik bir seyir olmuş bu :)
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: İlker Erkman - Aralık 10, 2016, 12:28:38
Hoş geldiniz vede Geçmiş olsun
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Ahmet Ilgaz - Aralık 10, 2016, 13:07:55
Geçmiş olsun Özgür korsan  :)
İlk etapta "Ne! Rusya mı? Ooooo! Süpermiş!" diyenler olmuştur mutlaka ekipten !?  !*.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Ahmet Çelenoğlu - Aralık 10, 2016, 13:18:13
Hayalim sona erdi. Hayalim eski dünya turu yapmaktı. Açık denizde kara görmeden seyretmeyi sevmiyorum. Akdeniz, Norveç, Sibirya, Japonya, Çin, Hindistan, Güney Afrika, Fas, Akdeniz turu yapmaktı. Bir kaç gün Rusya'da ve Çin'de bürokrasiye takılmayı bekliyordum ama bu macera Kuzey Denizini geçmeyi engelleyecek kadar uzun olmuş.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Aralık 10, 2016, 17:47:20
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Teknenin ismi de güzelmiş:KONVOİR Bekçi
Vaay! Rusçan iyimiş! :)
Rusça bilen arkadaşlar arasında bi tartışma olmuştu, manası bekçi mi gardiyan mı diye.. Bekçi'ye karar vermiştik.. :)

Türkiye'deki ismi artık MAESTRO oldu.. :)
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Aralık 10, 2016, 17:58:56
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Hayalim sona erdi. Hayalim eski dünya turu yapmaktı. Açık denizde kara görmeden seyretmeyi sevmiyorum. Akdeniz, Norveç, Sibirya, Japonya, Çin, Hindistan, Güney Afrika, Fas, Akdeniz turu yapmaktı. Bir kaç gün Rusya'da ve Çin'de bürokrasiye takılmayı bekliyordum ama bu macera Kuzey Denizini geçmeyi engelleyecek kadar uzun olmuş.
Benim de hayalim aynısı.. Uçsuz bucaksız okyanusu geçmek yerine Kuzeydoğu geçidinden bir Asya-Avrupa kıta turu güzel olurdu.

Enseyi karartmamak lazım.. Bu rota ticari gemicilikte kullanıldıkça hat üstündeki bürokrasi de kolaylaşacaktır.
Sonuçta bürokrasiler aşılmak için var.. :)
(http://www.thehindu.com/multimedia/dynamic/02574/07-ISBS-Interna_07_2574194g.jpg)
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Recep Ertürk - Aralık 10, 2016, 20:26:57


Geçmiş olsun..
Tebrik ederim...

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Suat Ateş - Aralık 11, 2016, 01:47:17
benzini  saatte 150 litre yerine 75 litre yakmışınız birde o yönden bakmak lazımm :----) :----) :----) :----) :----)
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Hakan Erim - Aralık 11, 2016, 12:15:26
Dümen simidine uzun bir sopa, kürek sapı vb. bağlansa kontrol biraz daha kolay olamaz mıydı?
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Aralık 11, 2016, 23:13:23
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Dümen simidine uzun bir sopa, kürek sapı vb. bağlansa kontrol biraz daha kolay olamaz mıydı?
Fena fikir değil ama dümen küçük ve etrafı sıkışık, bi yere çapariz vermeden bağlayabileceğimiz ek kuvvet kolu çok kısa kalırdı sanırım. Aklıma gelmedi valla.

Ama bi minibüsçü direksiyon topuzu olaydı eyiydi!

öZgür

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Anıl Yılmaz - Nisan 27, 2018, 10:26:01
Gecmis olsun..

Denildigi gibi "Rusya yi akilla anlayamazsiniz"
Nitekim artik bir asira da yaklasiyor bu gaspci/kundakci, agir burokratik ve halki ezici mafya devlet duzeninden kurtulma cabalari.. Almanya - Cekoslovakya - Macaristan - Bulgaristan - Balticlar derken, en son Gurcistan ve Ukrayna degirmen suyuna girdi.. Gerci kurtulurken hepsi buyuk bedeller odediler.. 1956 da Rusya nin Macaristan isgali, 1968 de Cekoslavakya yi cignemeleri, 80 sonlarinda Balticlarin cektikleri ve artik arka bahcelerde 2008 Gurcistan isgali & 2014 Ukrayna hem isgal hem ilhak..

Arkasi Brejnev doktirini, bilindik hikaye.. sorunlu bir bolge yarat (Moldova - Transdniester / Azerbaycan - Karabag / Gurcistan - Abhazia & Osetia / Ukrayna - Donbass) ve batiya yakinlasacak olan olursa o bolgeden maraz cikartip, ulkeyi kanatarak cezasini ver.
"Tiranlik ve Monarsi" oylesine insana aykiri ki, baski ve korku rejimine ragmen en son Ermenistan bile kipirdandi.. Sen Ermeni ye bile "Turk e yakinlasalim" dedirtebiliyorsan dusunun artik adamin Rus' un elinde ne yasadigini..

Dunya malum kuculdu, herkes herseyden haberdar olur hale geldi.. kimseyi uzun sure kandirip, hipnoz edemezler.. e insanoglu da evrimlesiyor.. zaman ilerledikce vahsiligini, vandalligini, malligini ustunden atiyor iken mecburen degisecek bu duzenler... ve insan kendine yakisan yonetim bicimi olan demokrasi ile er yada gec kucaklasacak dunyanin her bir kosesinde.. su siralar Kremlin in etrafini saran ve uykularini kaciran bu ruzgar, cok yakin zamanda ona da diz cokturecek.. Kirim a gidecekseniz caninizin tavuk kadar kiymeti oldugu su siralar degil, o gunler gelip gectiginde gidin derim.. zira suan eskisi gibi turizm cennetinden ziyade cephanelik halini aldi..

Ben isgale kadar koy koy gezdim ve defaatle de gezdigim yerlerin uzerinden gectim.. bir firsat buldugumda kisa kisa da yazmak isterim..
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Cenk Gürsel - Nisan 28, 2018, 00:14:21
Anil korsanim,

Cok isabetli bir yaklasimla yazmissiniz ben sahsen devamini bekliyorum.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Anıl Yılmaz - Temmuz 02, 2018, 11:51:58
Verdigim sozu tutayim da daha bismillah "ne ruzgar adam cikti bu da" demesinler :)
Konumum itibariyle ben hep Kirim a dogu tarafindan girerdim de, sanirim bati basindan baslayarak anlatmak daha dogru olacak..

Genel anlamda yarimada Anadolu dan bile eski Turk yurdu.. Her nekadar "Tacli Fahise" lakapli II. Kateryna 1700 lerde yarimadayi cok kanli sekilde zaptedip, bir cok unsuru yok etse de, hala bize yakin pek cok eser-insan-davranis-yemek vs bulabilmek mumkun.. Tabii asirlardir suregelen Tatar Turklerinin geri donus mucadeleleri (bunda basarili olabilenler) dolayisiyla degerlendirebiliriz bu benzerliklerin kaynagini.. Cunku topluluk sadece Katerina degil, "Kasap" lakapli Stalin mezaliminden de payini en aci sekilde alarak, bir gecede yerlerinden yurtlarindan surulmus idi.. Gunumuzde de Putin in Kirim isgali sonrasi Tatar gencler askere alinma suretiyle kacirtiliyor, Tatar esnaf cesitli denetim ve zorluklarla  yok ediliyor, devlet memurlari da bahanelerle islerinden ediliyor ve neticede tum Tatar halk goce zorlaniliyor.. Bir karsi mucadele olmamasi acisindan da Tatar liderlerin Kirim a giris yasaklandi. Tatar yayin organlari kapatildi vs... her hangibir eylemde bulunan gencler ise yok ediliyor.. Bu sebeple suan hala biraz tatsiz bir durum olmak ile birlikte neticede Tatar - yani Turk - izleri mevcut..

Hani mesela Yozgatli bir adamin, Yozgat i sevmesinin sebebi sadece Yozgatli olsundan olabilir.. ancak Kirim Yarimadasi insanin kendinde sicaklik hissettigi ve yurt olarak benimseyebilecegi guzellikte bir toprak parcasi.. Denizi, ovasi, koyu, korfezi, agaci, kuzusuyla, orada yasamanin hayalini kurdurtacak guzellikte bir yurt..

Sehirlerin bir Turkce isimleri, bir de ebedi Rus hayali olan "Slav Ortadoxlarinin hamiligi ve Roma nin verasetciligi"  dolayisiyla Katerina nin Yunanlilara yanlama icin verdigi Yunanca isimler mevcut.. Cankoy - Simferopol (Akmescit) - Bahcesaray (ki Tatar hanliginin baskentidir) vs. girmeden, denizcileri ilgilendiren kismi olan "kiyisi olan sehirler" den basliyorum.. ve cok kisaca anlatmaya calisicam cunku aslinda her sehrin hikayesi cok uzun.. Roma dan kacanlar kuruyor, Cenevizlisi geliyor adam ediyor, Kipcak Turku geliyor, dogudan istilacilar geliyor talan ediyor sonra bu arkadaslar da Turklesiyor, ahali Tatar diye adlandiriliyor, Hanlik kuruyor-yasiyorlar, Rus geliyor, Gedik Ahmet Pasa yardima kosuyor, Rus yine geliyor zaptediyor, Alman geliyor-gidiyor, Sovyetler geliyor, onlar dagiliyor Ukrayna oluyor, Rus bir daha geliyor filan, hep cok uzun hikayeler var ve bir cok konu tabii ki eksik kalicak :)


Sevastopol (Akyar) ; Hani Ukrayna da yasayan bir Turk olarak diyorsun ki; "hah burda yasanir" ! Cunku soguktan bikiyorsun e burasi guney, iklim yumusakcana.. Dere baligindan bikiyorsun e burasi Karadeniz.. Azov denizi, her daim yesil olan nehir deltasindan bikiyorsun e Karadeniz masmavi... Sehir desen 400 bin civari nufusuyla harika bir volume.. futbol desen var (di... Ukrayna super ligdeydi ancak isgal sonrasi yok oldu gitti.. bazi futbol takimlari kuluplerini Ukrayna sehirlerine tasinarak alt liglerden basladilar) 30 kilometre otede havalimani var (di.. ve Turk Hava Yollari Istanbul a her gun ucuyor, ucuslar sadece 45 dakika suruyordu.. Rus isgaliyle birlikte havalimani da izole oldu, sadece Rusya dan ucuslar var) ! sinemasi, tiyatrosu, cafeleri vs si, her seyiyle insan bir sehirden ne ariyorsa mevcut idi..

asagida fotolarini verdigim guzel bir kordonu, meydani, merdivenleri, tarihi eserleri, koylari, bot turlari disinda bir de Panorama Muzesi var..
Ruslar Istanbul a dogru hareket ediyor ancak Istanbul u Ruslara yedirmek istemeyen Ingiliz ve Fransizlar yardima kosarak, Osmanli donanmasiyla birlikte Ruslari Kirim a kadar kovaliyorlar.. gozdagi olsun diye de yarimadaya yalandan cikartma yapiyorlar.. Muze iste o cikartmayi ele aliyor.. Ruslar Kirim Savasinda kendilerini galip sayiyor, hatta komutanin heykelini dikiyorlar.. Istanbul u alicam diye gelip, az kalsin Kirim i kaybedicek gibi olmak nasi galip sayilmaksa artik :)

(http://betosteel.ru/wp-content/uploads/2017/06/324.jpg)

(https://www.krym4you.com/files/catalog/94/gallery/big/sevastopol-90_1443796844.jpg)

(https://scontent.fozh1-1.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/1001701_10151719926661445_1171622736_n.jpg?_nc_cat=0&oh=afb04fb7e9048454b80d581ca6bda8fa&oe=5BBCA360)

(https://scontent.fozh1-1.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/1003686_10151719965726445_1911360973_n.jpg?_nc_cat=0&oh=9cc2a10c3fcc8430e5ea19d06e39192a&oe=5BBA00C9)

(https://scontent.fozh1-1.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/944257_10151719933406445_6808900_n.jpg?_nc_cat=0&oh=c13fec005a42c2aa40a9700f9483f9bc&oe=5BB106FE)

Sevastopol un en guzel yani ise sadece 10 km ilerde Balaklava nin bulunuyor olmasi..

Balaklava (Balikliova) : Hani mesela Turkiye de Akyaka (Gokova) denir ya boyle farklidir, ozeldir... burasi da nazarimda oyle bir yer.. anlatmaya gerek yok, goreceksiniz :)
disaridan gorunus bu sekilde..

(https://scontent.fozh1-1.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/62862_436750771444_4684291_n.jpg?_nc_cat=0&oh=4e1ad146d7867acdbe1b5a0850a7cbd6&oe=5BB8A8CA)

ancak aslinda iceride dogal bir koy var.. disaridan dusmanlar tarafindan farkedilmesinden dolayi burada yerlesim kurulmus.. Sovyetler de kayalari oyarak burada denizalti merkezi olusturmuslar.. ikmaller tamiratlar vs. simdi orasi muze halinde.. 2. dunya savasinda da pek bir ise yaramadi cunku Alman cok hizli istila ettiginden derhal burayi da ele gecirmis oldu.. koyun icerisinde harika restaurantlar ve manzarali konaklama tesisleriyle cok huzurlu bir yerdi burasi.. 

(https://fountravel.ru/wp-content/uploads/2017/06/balaklava-sevastopol-1-8.jpg)

(https://www.krym4you.com/files/catalog/61/gallery/big/image-1_1447498434.jpg)

Foros : Ukrayna nin en guney ucu burasi.. Ukrayna nin diyorum cunku ben de BM ve dunyanin buyuk cogunlugu gibi Rusya nin Kirim isgalini tanimayanlardanim :) isgali taniyanlar Kuzey Kore, Zimbabwe, Pasifik de bir ada olan Palau ve Ermenistan filan :)

(https://scontent.fozh1-1.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/999364_10151726123071445_307506929_n.jpg?_nc_cat=0&oh=039d497c8029b3b399a8ffb1b4e0453a&oe=5B9DD823)

Turkiye de de pek cok yerden anlasilacagi gibi, antik dunya herifleri nerelere yerlesim yeri yapacaklarini hep cok iyi bilmisler.. burda da asagidaki yapidan anladigim kadariyla o ekol var.. zira burnun arkasina kurulu olan kucuk yerlesim yeri, bizim Selcuk - Sirinceye benziyor..  cok sirin bir parki, pazari ve kafeleri filan da vardi..

(https://scontent.fozh1-1.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/31474_10151726118041445_1407860520_n.jpg?_nc_cat=0&oh=474f555a3669d39937799222fad1dec2&oe=5BBFF34D)

burasinin diger bir ozelligi arka tepede klisesi var.. cikip bakmadim neticede kliselere asinaligim var, o tepeyi cikmaya deger bulmadim diyelim.. o sirin kafelerde vodka icmek daha cazip geldi :)

(http://www.skygroup.od.ua/media/filer_public/a7/1d/a71d5386-0c70-4d2b-bc23-63630ab8a5f0/foros_church.jpg)

Alupka : Alupka da lafa Vorontsov sarayindan girmek lazim... Vorontsov kim derseniz tarihin en hirsiz en soyguncu yoneticilerini toplayin bir Vorontsov etmez :) devletin malini satip satip, har vurup harman savuran zamanin Novorossiysk valisi bu.. adi serefsiz, karaktersiz, kansiz, asagilik, utanmaz arlanmaz, suratsiz bir adam.. carligi bitirdi bu herif !! dogmamis yetimlerin bile hakkini yedi..

bu herif neler mi yapmis ; donemin en iyi ressamlarina portrelerini yaptirmis.. Italyan sanatcilara masalar - sandalyeler - avizeler yaptirtmis.. Ingili heykeltraslara heykeller.. Fransizlara isminin yazili oldugu gardroplar.. piyanolar, vazolar.. en iyi ustalara lavobolar, sebiller.. yalakaliktan devlet buyuklerinin heykellerini bustleri.. zevkine islam mimarisi, en iyi korunan, en iyi malzemelei kale girisleri.. oymali islemeleri cesmeler, fantanlar.. 40 hektar araziye acayip bir park, icinde goller, gollerin icinde en pahali kugular.. etrafta en pahali en nadir bulunan agaclar.. koyu var, rihtimi var.. cocuk plaji filan.. selale bile yaptirtmis zevki icin.. 11 cayini icmeye ayri 5 cayini icmeye ayri cardak, kahvesini icmeye bile ayri cardak...

ne diyim artik Allah belasini versin, oysaki ne diyor yuce Ataturk ; "en buyuk zenginli karakterdir" diyor.. dürüst ve karakterli adam olamadiktan sonra neye yarar be Vorontsovum.. yasadigin donemdeki insanlarin nefretinden dogan korkun sana yetmistir.. bu laflarim da sana kapak olsun :)

arkamdaki tablodaki Vorontsov (Ba ba ba ba suna bak.. bir de "bakmiyomus gibi portremi ciz kanka" pozlari yapmis) durust olan goz icine bakar Vorontsovum..

(https://scontent.fozh1-1.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/1000819_10151718054166445_1711447146_n.jpg?_nc_cat=0&oh=f77f78e25177fd47ff6fe8d6cff7d378&oe=5BB51C36)

google da gorseller de " vorontsov palace alupka " diye aratirsaniz gorursunuz zenginligini.. benim asabim bozuluyor bakinca, millet yemeye ekmek bulamiyoken bu oyle Saray maray.. o sebeple buraya fotolari koymuyorum :)
Bunlarin disinda Alupka dar sokaklari ve mahalleler evler arasindaki anlasilmaz gecisleriyle bizim Karadeniz e cok benziyor..  yine Rum mimarasi disinda afilli Turk evleri de mevcut.. "Eli belinde" denilen evler..

Yalta : Tabi burda is simdi degisiverdi.. Bahsettigimiz olay tum cumle Sovyet cografyasinin en in turistik merkezi.. Yani Turkiye de bir tek Bodrum var gibi hesap etmek lazim..
kordonu daha buyuk, mimarisi daha guzel, konaklama tesisleri daha luks, restaurantlari daha cesitli vs. vs. vs... e tabi bunlarin da bir bedeli var..

(http://hotel-slavalyans.com.ua/images/nabereznaia%20yalta.JPG)

ayrica ben sahsen bu kadar kalabalik ve altalta ustustelik taraftari degilim.. daha cok gece hayati tercih edenlerin mekani diyebilirim..

(http://traveltocrimeansea.com/wp-content/uploads/2015/09/%D1%8F%D0%BB%D1%82%D0%B0.jpg)

Yalta yi Yalta yapan biraz da etrafindaki cekim merkezleri.. en onemlileri Botanik Bahcesi ve Aya Petri tepesi..

(http://www.houses.ru/upload/iblock/96d/jardin02.jpg)

(http://kafanews.com/new/images/v-krymu-na-plato-ay-petri-snesli-ushe-pochti-90-samostroev_foto-iz-otkrytykh-istochnikov_1_2017-06-14-14-36-29.jpeg)

Aya Petri tepesi ni ayri tutarim, teleferikle cikilinca boyle Karadeniz yayla havasi var ve direk istah geliyor.. e manzara da deniz olunca... dag havasi deniz havasi yesillige karisinca mis..  Ernes Usta nin etleri, Abdurrahim Agabey in baharatlari hep aklimdadir.. Bir de Sarapci vardi ismini unuttum.. Amaretto dedigi bir sarap vardi.. yore halki hep sarap yapar ama bu agabey sarap yaparken icine degisik meyvelerin (kayisi filan) cekirdeklerini atiyor... of o ne sarapti be.. tabi kalmamistir buyuk ihtimalle bu adamlar.. yarimada artik bir turizm cenneti degil, Rusya nin cephaneligi haline geldi..

   
Gurzuf : Hanimlar ve baylar, boyle anlatip anlatip geciyorum ama esasen buralarda hep en az 1 gece yatmisligim var, bazen 2-3 bazen ise 1 hafta.. ve her yil tekrar donup geldigim oldu.. bu cercevede Gurzuf (beklentimin dusuk olmasindan mutevellit de olabilir) beni en cok sasirtan yerlerden biriydi..

(http://crimeaguide.com/wp-content/uploads/2015/11/gurzufmain.jpg)

size bir sey diyeyim mi ; cok guzel iciliyor burda.. :) ama sabahtan icmeye baslanip da Karadeniz in serin sularinda kendine gelip tekrar tekrar iciliyor.. o citi piti guzel Ukrayna kizlari da tabiatla birlesince hic bitmesin istenilen ruya gibi..

(https://scontent.fozh1-1.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/941272_10151721605701445_2108038174_n.jpg?_nc_cat=0&oh=59fee64c124a1518e8624cad52b60f4d&oe=5B9FE086)

Pushkin bile bir donem burda yasamis.. bazi siirlerini burada yazmis.. yasadigi ev muze ve etrafi senatoryum yapilmis.. kitaplari icin yaptigi kendi el yazisi ve cizimleri mevcut..
Hey gidi Pushkinim be.. "Rusca siir bile yazilamaz" deniyorken sen al bu dili dunya klasiklerinin zirvesine tasi.. herkesin aklini aldi Pushkinimiz, tarihin gorup gorebilecegi en deha adamlardan biridir.. okuyunuz..

(https://scontent.fozh1-1.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/45992_10151721611786445_1541727168_n.jpg?_nc_cat=0&oh=955745f49733c6f69b5944c3074d656f&oe=5BAD7C78)

Partenit : Hani buraya da gitmedim - girmedim olmasin diye yaziyorum.. pek bir numarasi olan bir yer degil..
biraz da genel cografyayi anlamaniz acisindan deginmek istedim.. kayaliklarin izin verdigi koylara yerlesimler kurulmus iste.. buyuk koylar daha biraz buyuk sehirler olmus.. olayi budur Kirim in..

(https://www.gintur.com/uploads/galleries/otdyh-v-partenite/big-otdyh-v-partenite_vid-na-partenit-i-medved-goru.jpg)

Alushta : Burasi efsane "Alushta dan esen yeller" sarkisindan bilinmektedir.. onun disinda sembol bir sutunu, o sutuna uzanan kordonu mevcuttur.. sessiz sakin, cok da numarasi olmayan bir yerdir..

https://www.youtube.com/embed/VGGGiXn7QJI

(http://jalita.com/guidebook/alushta/images/alushta_rotonda_lg.jpg)

(http://xn--80alndgcuev0g.xn--p1ai/uploads/posts/2015-02/1424864750_naberezhnaya-alushty-2.jpg)

Sudak :  Yine bir koy olmasinin yanisira, Cenevizlinin ticaret yollarini kontrol etmesi acisindan yaptigi kaleyle biraz farklilastirdigi yer Sudak.. Osmanli da zaptedince bir cami yapivermis kalenin icine.. Turk nufus yogun ve kafe isimleri Deniz - Dostluk - Eski Yurt vs idi.. kordonunun buyuklugunun yanisira denize dik bir caddesinin olmasi dolayisiyla Alushta - Partenit - Gurzuf a gore daha buyuk bir cekim merkezidir.. 15 bin civari nufusludur..

(https://i.pinimg.com/originals/31/4e/d1/314ed1a4744b12521adafdc060c5c29b.jpg)

Koktebel : Bu isim de Turkce.. Kok - Gok , tebel - tepe.. Goktepe yani.. bu isim, o koyu tutan tepenin digerlerine gore yuksek olmasindan geliyor.. o yone dogru da bot turlari duzenleniyor.. bu tepelikler Kumbag - Hoskoy arasindaki kayaliklar (Ganoslar) gibi dusunulebilinir..

(https://scontent.fozh1-1.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/599340_10151024725466445_1326598380_n.jpg?_nc_cat=0&oh=98a3d3954b539d3409d730cd02636d3a&oe=5BE884CC)

o burnun ucunda kalan delikli tas yerlesim yerinin sembolu haline gelmis..

(http://turizm.sputnik.ru/attachments/6d8598d23b3cbe1d4f6c45781c93a364edac1d80/store/limit_progressive/860/570/74d642fc1f9c59b07ef761a37555d0ec8b7ec235c1d71fd130be1acaec91/zolvorota2.jpg)

burasi eger bir ulke olsa kanyak ulkesi olurdu.. bir de yurtdisina bile ihrac yapan bir sarap fabrikasi var.. burada da bot turlarinda ozellikle sarap & kanyak elden dusmedi..

Feodosiya (Kefe) : Kurulus MO 600 Miletli kolonisi ve Avrupa nin en eski yerlesimlerinden biri.. Cnevizliler zamani ipek ve baharat yollarinin bati ucu.. 1400 lerde bile nufus 40bin.. Muthis bir stratejik merkez.. Osmanli sultanligina giden yol (Kanuninin Kefe beylerbeylikleri var) Evliya Celebiye gore 120 mahallenin 80 i musluman.. 60 cami / 50 mescit / 10 hamam / 100 sebil / 1000 dukkan.. o zamanki ismiyle "Kucuk Istanbul" ! elverisli bir liman olmasinin yanisira etraf baglik bahcelik.. 1736 Rus saldirilari ve 1768 isgale ugrayinca, sehir tamamen yakilip yikildi.. Musluman nufusunun kacamayanlari kilictan gecirilince hic bir musluman nufus kalmadi.. 1800 lerde sehir 50 haneye ustu.. 1900 lerde ancak 30bine cikabildi.. Son (2014) deki Rus isgali oncesi 70 bin kadardi..

Denizler ressami Ayvazovskiy muzesi (google dan resimlerine bakiniz, muthis bir sanatcidir) ve Villa Stamboli onem tasir.. Villsa Stamboli sehrin ucunda hakim bir tepeye yapilmistir.. tahminim Osmanlidan atanan vali yada sadrazam orda oturmaktaydi ve Bunyamin Stamboli 1900 lerin basinda ozellikle bu yapiyi yapmak icin orasini secti..

(https://krym-portal.ru/wp-content/uploads/2017/11/600-800x445.jpeg)

(http://ozon-ug.ru/uploads/posts/2010-11/1290781860_kondicionery-feodosiya.jpg)

(https://tochka-na-karte.ru/upfiles/blogs/items/214_10.jpg)

Feodosia tabii ki sehir ve carsisi olma avantajini da kullanir..

++

evet dil dondugunce anlatmaya calistim.. basta da dedigim gibi hem eksik seyler cok fazla, hem de yorenin, kayanin, evin, orda dogan/ordan gecen olayin, savasin yada buyuk insanin vs. nin hikayesini anlatamazdim..

Genel anlamda Yunan - Turk ve Rus tarih ve mimarisiyle islenmis muthis bir cografyadir.. Umarim tekrardan ozgur zamanlarini yasar ve tekrar gorup cocuklarimiza da gosterebiliriz Guzel Kirim i
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Temmuz 02, 2018, 12:22:34
Harika bilgiler!
Gezen ayağınıza, yazan klavyenize sağlık! :D

öZgür (tapatalk)

Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Oktay Eryılmaz1 - Temmuz 02, 2018, 14:09:30
Bu kadar güzel bir yere yakışır Harika bir anlatım ÇOK YAŞŞAYIN ANIL YILMAZ
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Melih Altıntaş - Temmuz 02, 2018, 16:14:00
Anıl Korsan ;

Ben bu kadar güzel bir yer beklemiyordum açıkçası. Samsun ile kıyasladım ama kıyaslayamadım. Samsun'u bitirdiler, her şehiri bitirdikleri gibi.
Politik açıdan sıkıntılı bir yer olduğunu bilmesem önümüzdeki bayrama tatile kesin giderdim fotolarınızdan ve anlatımlarınızdan sonra.

Yazık bizim coğrafyamıza dahil olan çoğu ülke oligarkların, otokratların elinde heba oluyor. Sinirlenmemek elde değil.

Çok güzel paylaşımlarınız için teşekkürler.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Cezmi Ük - Aralık 19, 2018, 18:10:50
Müthiş bir seyahat korksam mı kıskansam mı karar veremedim, düşünsenize herşey planladığınız gibi rutin gitse böylesine torunlarınıza bile keyifle anlatacağınız bir hikayeniz olmazdı. Hayat biriktirebildiğiniz hikayelerle renklenir sağlıkla kalın


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Engin Saygılı - Ocak 07, 2020, 20:49:57
Özgür kaptan, bu linki vermekle ne iyi etmişsiniz, hem nefesimi tutarak okuduğum bir macera, hemde Anıl kaptanın eşsiz tanıtım yazısı.. Çok teşekkürler sizlere...
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Öcal Turan - Ocak 07, 2020, 23:37:42
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Verdigim sozu tutayim da daha bismillah "ne ruzgar adam cikti bu da" demesinler :)
Konumum itibariyle ben hep Kirim a dogu tarafindan girerdim de, sanirim bati basindan baslayarak anlatmak daha ......


Ben bu yazıyı görmemişim , ne kadar akıcı ve güzel bir dille anlatmışsınız , elinize ve dilinize sağlık Anıl Korsan.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Cihan Beyazay - Ocak 08, 2020, 01:24:14
Her iki yazı içinde çok teşekkürler,
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Ocak 08, 2020, 21:37:48
Bana da nostalji oldu valla, zaman ne çabuk geçiyor!  :----)
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: ismail tas - Ocak 08, 2020, 23:38:47
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bana da nostalji oldu valla, zaman ne çabuk geçiyor!  :----)
bende soluksuz okudum maceranizi.
teoride bir haftalik bir olay  sanirim bir aya tekabul eden bir duruma donmus.
hele motorlardan biri  (ozelikle direksiyon asistenin bagli oldugu)motorun arizali olmasi tam bir dert yumagina sarmis sizi.
ama anlamadigim  asiste olmayan motorda dahi olsa direksiyonun bahsetigijniz kadar sert olmasi..
birde ani sapmalar yapmasi bana biraz  acaip geldi..
bende zaman zaman tek motor kulaniyorum esit saatlere denk dususun diye sirali kulaniyorum tek motorlari.
asiste olmayan  motoru kulandigumda bahsetiginiz  sertligi yada zorlugu yasamadim hic.
hele oyle sapmalarlada karsilasmadim henuz.
neyse sonucta cok guzel bir tecrube olmus sizin icin.
denizci olmanain en guzel yanlarindan biride  bana gore.
olmadik olaylarala karsilasip  pratik cozumlerle var olan sorunla bas edebilmektir bence.
siz bunu gayet guzel idare etmisiniz.
guzel bir ani olmus sizin icin ve bizler icinde iyi bir paylasim olmus
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Ocak 10, 2020, 13:01:21
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
...ama anlamadigim  asiste olmayan motorda dahi olsa direksiyonun bahsetigijniz kadar sert olmasi..
Hidrolik dümen sistemi, küçük bir tank içindeki yağı pompa motorunun gücü ve dümenin yönlendirmesi ile yekeye bağlı pistonlara iletiyor. Eğer bu motor devreden çıkarsa tüm yağ basıncını dümenin manual pompası sağlamak zorunda kalıyor ve bu oldukça güç.

(https://i.pinimg.com/originals/92/e2/c5/92e2c5b540c82d70f05f81e85c32cfb7.jpg)

Bazı teknelerde/sistemlerde (dümeni çok turlu olan, gulet gibi) ayrı bir hidrolik pompaya gerek olmuyor, dümen pompası (çok turlu olduğundan) tek başına iş görüyor ama motoryat gibi hızlı/seri teknelerde dümen çok turlu ol(a)mıyor, bu yüzden gerekli yağ basıncı/sirkülasyonu için ayrı bir pompa kullanılıyor..

Kiminde bu pompa elektrikli olabilirken bizimki gibi eskilerde motor üzerinden gücünü alıyor.
İşte bu pompa eğer sadece tek motorun üzerindeyse ve bu motor çalışmıyorsa sonuç hiç eğlenceli değil! :)

Bu tip dümen hidrolik pompası motora akuple olanlara mutlaka ikinci bir pompayı diğer motor üzerine takmaları ve/veya hortum/pompa sistemini diğer motora aktarabilecekleri ekipmanları ve tecrübeyi teknede bulundurmalarını tavsiye ederim. :)

Bizim belalı pompa aşağıdaki resimlerde (aynı motor değil ama benzer) en sağ alttaki pompa;
(https://img1.botentekoop.nl/aab9d6a6-53b8-4990-8fb0-e5ae3f017447_750.jpg)
(http://www.plancraft.co.uk/Mercruiser2.jpg)
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: ismail tas - Ocak 10, 2020, 16:44:44
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
...ama anlamadigim  asiste olmayan motorda dahi olsa direksiyonun bahsetigijniz kadar sert olmasi..
Hidrolik dümen sistemi, küçük bir tank içindeki yağı pompa motorunun gücü ve dümenin yönlendirmesi ile yekeye bağlı pistonlara iletiyor. Eğer bu motor devreden çıkarsa tüm yağ basıncını dümenin manual pompası sağlamak zorunda kalıyor ve bu oldukça güç.

(https://i.pinimg.com/originals/92/e2/c5/92e2c5b540c82d70f05f81e85c32cfb7.jpg)

Bazı teknelerde/sistemlerde (dümeni çok turlu olan, gulet gibi) ayrı bir hidrolik pompaya gerek olmuyor, dümen pompası (çok turlu olduğundan) tek başına iş görüyor ama motoryat gibi hızlı/seri teknelerde dümen çok turlu ol(a)mıyor, bu yüzden gerekli yağ basıncı/sirkülasyonu için ayrı bir pompa kullanılıyor..

Kiminde bu pompa elektrikli olabilirken bizimki gibi eskilerde motor üzerinden gücünü alıyor.
İşte bu pompa eğer sadece tek motorun üzerindeyse ve bu motor çalışmıyorsa sonuç hiç eğlenceli değil! :)

Bu tip dümen hidrolik pompası motora akuple olanlara mutlaka ikinci bir pompayı diğer motor üzerine takmaları ve/veya hortum/pompa sistemini diğer motora aktarabilecekleri ekipmanları ve tecrübeyi teknede bulundurmalarını tavsiye ederim. :)

Bizim belalı pompa aşağıdaki resimlerde (aynı motor değil ama benzer) en sağ alttaki pompa;
(https://img1.botentekoop.nl/aab9d6a6-53b8-4990-8fb0-e5ae3f017447_750.jpg)
(http://www.plancraft.co.uk/Mercruiser2.jpg)
ozgur kaaptanim  bu bahsetigin seyleri zaten ben biliyorum.
benimde motor yatim var. iki carpi  200 beygir (volvo penta tamde 41P )
dedigim gibi bende yakit tasarufu nasil yaparim diye kendimce denemlerim var.
ben senin kadar hisetmedim demek istedim  o ani manevra ve sertlikleri.
neyse kaptanim asil sen onca yolu tek motorla geldin ya!!
hangi hizla surekli seyir yaptin?
ne kadar yakit yaktin gibi konularda biraz daha bilgi veirirmisin.
tskler simdiden. 1w5ey8 1w5ey8 1w5ey8 1w5ey8
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Ocak 10, 2020, 17:37:22
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
ozgur kaaptanim  bu bahsetigin seyleri zaten ben biliyorum.
benimde motor yatim var. iki carpi  200 beygir (volvo penta tamde 41P )
dedigim gibi bende yakit tasarufu nasil yaparim diye kendimce denemlerim var.
ben senin kadar hisetmedim demek istedim  o ani manevra ve sertlikleri.
neyse kaptanim asil sen onca yolu tek motorla geldin ya!!
hangi hizla surekli seyir yaptin?
ne kadar yakit yaktin gibi konularda biraz daha bilgi veirirmisin.
tskler simdiden. 1w5ey8 1w5ey8 1w5ey8 1w5ey8
İsmail hocam, siz elbet biliyorsunuzdur ama forumda bilmeyen, merak eden pek çok arkadaşımız da vardır mutlaka, o yüzden forumlarda yazışıyoruz, bildiklerimizi yaşadıklarımızı uzun uzun yazıyoruz, herkes okusun, tarihe bir not düşülsün diye.. :)

problemlerden dolayı 245mil yolu 30 saatte bitirdik, ortalama 8kn'a gelir, ilk romörkörü arama kısmını çıkartsak açık denizi 9-10kn ortalama yapmışızdır sanırım, ki 10kn üstünde zaten dümeni hiç kontrol edemiyordum. :)

tüketim olarak da depodaki 1100lt 'nin yarısını filan harcadık, 15-16lt/saat tüketim olmuş gibi..
Normal beklentimiz 150lt/saat yakıp 9,5 saatte gelmek, depo+bidonların yarısı (~400lt) civarı benzin harcamaktı..
hayaller gerçekler! :D

Bu sayede o dönem Kırım'daki alış fiyatımız 35 küsür Ruble (bu günkü kur ile ~3TL) ile Türkiye'ye ~1300lt kaçak benzin sokmuş olduk!  !*.
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: ismail tas - Ocak 10, 2020, 22:50:47
Bu sayede o dönem Kırım'daki alış fiyatımız 35 küsür Ruble (bu günkü kur ile ~3TL) ile Türkiye'ye ~1300lt kaçak benzin sokmuş olduk!  !*.

ne guldum ya :o :o :o :o :o
cok sagol bilgiler  icin.
ama acaip sansliymisiniz!!
ikinci motorda bir ariza gosterse tamamen kabus yasiyicaktiniz.gecmis gerci ama yinede gecmis olsun :)
ayni zamanda inadiniza ve kararliginiza hayran kaldim gercekten.
o durumda bir cok insan  yola cikmazdi kesin.....
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Özgür Ökten - Ocak 11, 2020, 11:23:40
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
...o durumda bir cok insan  yola cikmazdi kesin.....
Ben de olsam çıkmam! Aklı olan çıkmaz zaten! :D
ama bütün olayların ilerlemesi ile oluşan bir durum ve yarattığı psikoloji ile alınan yanlış kararlar oluyor işte.

Bunu vardığımızın ertesi günü itiraf ettim zaten, yanlış yaptım dedim ama bu yanlış sayesinde normal hayatımda mümkün olmayacak (sağlamcıyımdır normalde) bir tecrübe kazandım. (öldürmeyen acı güçlendirir -Nietzsche)

Bence profesyonel denizcilik (gemiadamlığı) "güvenlik ve risk yönetimi" işidir. Tekne kullanmak vb süsü püsü, hikayesi..
Yanına bir de "insan yönetimi" yeteneği eklenince "kaptan" rütbesini hak ediyorsun işte..
Başlık: Ynt: Kırım - Kerç Limanı
Gönderen: Hakan Varal - Ocak 11, 2020, 12:37:35
Özgür abi
daha yeni fırsat buldum da okudum yazını büyük geçmiş olsun.  1w5ey8