Geçen sene bodrum yalıkavak taki sözleşmem bitince daha aşağılara gökova ya kadar gidip Ayvalık a bağlanmak üzere yukarı tırmanmaya başladım...Tırmanmak diyorum çünkü bilenler bilir genellikle sözü bile hafif kalacak şekilde ya orsa gidilir...ya da rüzgar tam pruvadan geldiği için yelken mayna makina ile gidilir....Çeşme belediye limanını gözümüze kestirip gümüşlükten vira demir ettiğimizde güzelim ege için ehven saatleri sanırım çoktan geçmiştik....Oralarda aşağı yukarı kurallar şudur; Sabahın köründe makinayı çak....öğleye kadar makinayla gidebildiğin kadar git...rüzgar -bre aman... dedirtince ilk koya gir....tabii biz serde yelkenciyiz ya...Hem hamız hem de dövünmek istiyoruz....Güzelim Gümüşlük gecesinde kılıç diye lagos yedirmelerinin de sözümona intikamını denizle rüzgardan alacağız....Ege bu yahu! Dinlermi hiç? Biz turgut reis açılakrında iken Cevat Şakir dediği gibi -alın ulan pe...ler diye dövdükçe personel yemyeşil olmaya başladı....Hani dümeni bıraksam ben de sarıdan yeşileyazacağım...Millete hapları içirdim ve herkesi güverteye toplayıp deli gibi nefes aldıraraktan lüzumsuz bir sürü komut yağdırıyorum ki...akılları başlarına GELMESİN...Tekağaç burnunu rotalayıp Dilek boğazına girmekteki gayretim, hem personel ve hem de sevgili ege denizimizin hırçınlığından sukoyverdi...Saatte zaten akşam üzeri olduğunda -hadi bari tekağaç koyuna girelim! demek gafletinde bulundum....Koya girerken koyda kim varsa ayağa kalktı.....Bağırıyorlar....Oraya girme..buraya girme....Ordan yanaşma.....(2007temmuz)Meğer koy balık çiftliği olmuş....(Esat Korsan okusun bunları...önce ona lazım çünkü) Baktık biryerlere sığışamıyoruz....Hava da koydukça koyuyor...-Bari daha içeri girelim dedik...Bir mendirek görüp umutlandık...Yok...Orası parlamenterler sitesinin mendireğiymiş....Dışarlarda batabilirmişiz ama oraya giremezmişiz...
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş Yap Hadi biraz daha gidelim dedik....Koca bir liman gördük...ama liman toz içinde ve zor görünüyor....Yeni yapılmakta olan bir liman....Gümüşlükten sonra bu gece burada çekilmez deyip voltamızı aldık...Daha ilerde şirin bir koy bulduk....Didim koyu imiş....( Bu arada bunları pilot kitaplarından teyid ediyoruz) Batıdan gelişte iskelede yolcu teknelerinin iskelesi var önce....Fakat hemen ilersinde birkaç tane sualtı kayalıkları var....Üzerine bir kazık çakmışlar ama gece görmek mümkün değil....Turuncu bir şamandra da vardı ama sabah yok olmuştu...!!! Koya girerken bu yolcu ve gezi teknelerinin demirlerinin üzerinden geçerek girmek en güvenlisi...Sonra içeriye kadar mümkün olduğu kadar girmek ve doğuya doğru ilerlemek kulaklarınızın sağlığı açısından çok iyi....Yoksa yolcu teknelerinin devamındaki rıhtımın üzerinden sizlere bir müzik ziyafeti çektirirlerki....İşte benim gibi ertesi yıl bile olsa bu forumda aynı anı yaşaya yaşaya anlatırsınız...Gerçi benim durumum daha kötü oldu...hem rıhtıma yakın demir attım ve hem de (yakın demir atmam bu sebeptendi) bizim dak-sar dan Semih bey i tekneye karadan alıp tekrar ama bu defa kürekleri ona çektirerek geriye bırakmam içindi....Müzik sesleri saat 03 e kadar sürmüş...Ben bilemiyorum çünkü Orhan Veli nin yaptığı gibi kendimi rakı şişesine attım...ve balık oldum....Küçük ve beyaz bir balık.....Sabah ise erkenden uyanıp yine gezinti teknelerinin iskelelerine yakın seyrederek kayalıklarla tanışmadan tekağaç burnundaki koya en sunturlu selamlarımızla dilek boğazına revan olduk....
