Fıstıkların adası Hydra'dan Aegina'ya11 Temmuz 2018 Çarşamba
Sabah 07.30’da uyandık. Güverte kapağını açıp dışarıya bakınca, pırıl pırıl deniz ve parlayan güneş,
henüz tam açılmamış gözlerimi kamaştırdı.
Koy daha uyanmamış, derin bir sessizlik içindeydi. Bu manzarayı görünce birden canlandım.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapBu arada Ali, kahve suyunu ocağa koymuştu bile. Kahveden önce kendimizi denize attık.
Bir koyda kalmanın en güzel taraflarından biri, istediğin an tekneden denize girmek.
Denizden çıktıktan sonra, kahvelerimizi içerken, kıyıdaki plajda Leonard Cohen çalmaya başladı.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapHydra denilince, akla ilk gelenlerden biri Leonard Cohen. Uzun yıllar Hydra’da yaşamış. Adada dolaşırken de sık sık Cohen şarkıları duyuluyor.
Henüz hareket başlamamış olan koyda, Cohen dinleyerek kahvaltımızı yaptık.
Kahvaltıdan sonra, uzun bir süre yüzdükten sonra, kıyıdaki kayalara bağlı olan halatlarımızı çözüp, demir aldık.
Saat 10.30’da Mandraki’den ayrıldık.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapDaha önceden karadan gelip gezdiğimiz Poros adasında bir gece kalmak niyetindeydik.
Fakat yaklaşık 12 deniz mili gibi kısa bir mesafe olduğu için ve fazla oyalanmadan İyon’a geçmemizin vaktinin geldiğini düşünerek, Aegina adasına gitmeye karar verdik.
Poros’a dönüşte uğrayacağız.
Fakat bu durum, Poros kanalının içinden geçmemize engel değil. Rüzgar az. Motor ile seyrediyoruz.
Poros, tekne bağlama seçenekleri oldukça fazla olan bir yer.
Hatta karşılaştığımız yabancı denizcilerden aldığımız bilgilere göre, bazı avrupalılar teknelerini burada alargada, kışlamak için bırakıyorlarmış.
Poros, renkli evleri, Mora (Peloponnisos) yarımadası’na gidip gelen küçük yolcu tekneleri ile güzel bir ada. Kanala yaklaşınca, hızımızı azalttık.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapEtrafı seyrederek, kanal turumuzu tamamladıktan sonra Aegina’ya doğru yola koyulduk.
Poros adasını arkamızda bıraktığımızda 10-12 knot rüzgar esmeğe başladı. Yelkenlerimizi açtık.
Kısa bir süre sonra rüzgar 6-7 knotlara düşünce motoru çalıştırıp, motor-yelken seyri ile yola devam ettik.
Aegina limanına gitmek niyetindeyiz. Fakat Aegina limanının genellikle kalabalık olduğunu, yer bulmanın zor olduğunu biliyoruz.
Aegina, Atina’ya yakın bir ada olduğu için, hem Yunanlılar, hem de kiralık tekneler tarafından çok tercih ediliyor.
Yolda Ali’nin önerisiyle önce Aegina’nın güneybatı ucundaki Perdika koyuna bakmaya karar verdik. Küçük koydan içeri girdik.
37°41'27"N 23°27'8"E
Bu koordinatı kopyalayıp, Google Earth arama kutusuna yapıştırabilirsiniz.
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapGoogle Earth olmayanlar için link
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapDıştaki mendirekten sonra beton iskelede boş bir yer gördük. Bu iskelenin doğusunda, küçük iki iskele daha var.
En doğudaki iskele, küçük tekneler için ayrılmış. Diğerinde ise yer yok.
Biz ilk gördüğümüz boş yere bağlanmak için hazırlık yaparken, iskelede beliren bir adam,
beton iskelenin baş tarafına bağlanabileceğimizi işaret etti.
Oysa ki, iskelenin baş tarafı sarı ile boyanmış ve “No mooring, Water tank” yazıyordu.
Bu yazıdan, buranın su tankerinin yanaşması için ayrılmış olduğunu anladık.
Yazıyı gördükten sonra, dilini de anlayamadığımız adama güvenip, oraya yanaşamazdık. Biz ilk gördüğümüz yeri önce kontrol ettik.
İskeleye yakın kayalar vardı. Burasının niye boş kaldığı anlaşılıyordu.
Biraz açık bağlanmamız gerekecekti. Ben demir atmak için baş tarafa gittim. Karşı taraftaki mendireğe epey yaklaşmıştık.
Orada bağlı olan balıkçı teknesinin sahibi, teknesinin başına gelip, dikkatle bizi izlemeğe başladı. Biraz daha yaklaşınca, selamlaştık.
Neyse ki, su berrak ve dip görünüyor. Kimseye çapariz vermeden demiri attım.
İskeleden bize yer gösteren adam, onun işaret ettiği yere bağlanmayınca, hızla iskeleden uzaklaştı.
İskele tarafımızdaki tekneden inen birisi, koltuk halatlarımızı aldı.
Ali hemen, maske ve şnorkel takıp, dümen palası ile kayaların durumunu kontrol etmek için denize girdi.
Bu arada, demire bakmayı da ihmal etmedi
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapBu arada saat 14.30 olmuştu. Ali teknede son ayarlamaları yaparken, ben de çevreyi keşfe çıktım.
İskelenin karşısında, set üstünde tavernalar sıralanmış. Aşağıdan kıyı boyunca yürüdüm.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş Yapİskeleden biraz ileride, küçük Moni adasına giden gezi teknelerinin yeri var. Koyun dibindeki kumsal plaj, denize girmek için uygun.
Yolun sonuna doğru bir taksi ve otobüs durağı var. İkisi de boş.
Otobüs durağı yazan direğin üzerinde saatleri gösteren bir çizelge aradım ama yok. Çevrede sorabileceğim kimse de yok.
Karşıdaki iki küçük market kapalı. Siesta zamanı…
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapBu arada, “rent a car” yazan bir yer arıyor gözlerim ama bulamıyorum. Bir de, set üstüne çıkıp,
araba kiralayan bir yer bulmak ümidiyle yürümeye başladım. Tavernalardan başka birşey göremedim.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapBu arada, bir tavernanın önünde oturan kadına, “buralarda, araba kiralayacağımız bir yer var mı?” diye sordum.
Kadın, büyük bir samimiyetle, Perdika’da olmadığını ancak Aegina’da olduğunu söyledi. Otobüs saatlerini ise bilmiyordu.
Adının Eliza olduğunu öğrendiğim bu samimi kadın, önce sıkıca sarılıp beni öptükten sonra, ısrarla masaya oturtup kahve ikram etti.
Kiralık araba için, Aegina’da bir yerlere telefon etti. Aegina’dan Perdika’ya araba getirebiliyorlardı. Ertesi sabah da, liman da bırakabilecektik. Günlük ücreti 50 euro idi.
Fakat saat 15.20’yi gösteriyordu. Arabanın bir saat sonra burada olacağını söyleseler de, 17.00’yi bulur gibi geliyordu.
Ayrıca, akşam üzeri teslim edip, sabah alacakları araba için de günlük ücret istiyorlardı.
Eliza’ya yardımları için teşekkür ettikten sonra, eşimle konuşup kiralamaya karar verirsek tekrar geleceğimi söyleyerek ayrıldım.
Tekneye dönmeden önce, otobüs durağına tekrar uğradım. Birkaç kişi bekliyordu.
Aegina’ya gidecek otobüsün 16.10’da geleceğini söylediler.
Bu son sefermiş. Hızla tekneye döndüm. Ali, teknenin ince ayarlarını yaparak, bağlamıştı.
Hemen aldığım bilgileri aktardım. Hızlıca toparlandık. 16.10’daki otobüse yetiştik.
Dönüşü taksi ile yapacağız. Kişi başı 1,80 euro ödeyerek, Aegina’ya geldik. Önce liman ve çevresini dolaştık.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapŞehir rıhtımı teknelerle dolu. Bu manzarayı görünce, Perdika’da yer bulduğumuza bir kez daha sevindik.
Rıhtımda meyve ve sebze satan tekneler çok ilgi çekici. Yüzen manav görüntüsündeler.
Bu görüntü, biraz uzakdoğuyu hatırlatıyor.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapRıhtım boyunca çeşitli tavernalar, kahveler var.
Aegina, eski bir liman şehri havasında. Sokaklarda dolaşıp, binalara baktıkça, eskiye ait izleri hala görmek mümkün.
Tabii fazla kalabalık, neredeyse herşeyin satıldığı bir iki sokağı da var.
Bir de, eski izlerini hala korumaya devam eden balık pazarı çok hareketli. Yakınındaki tavernalar kalabalık.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapAegina’nın, bizim ilgimizi çeken en büyük özelliği, her yerde fıstık satan dükkanlar ve büfeler olması.
Bu dükkanlarda fıstık ile yapılmış pek çok çeşit görmek mümkün. Tatlı, lokum, ezme vb. gibi. Bizdeki gibi kuruyemiş olarak da satılıyor.
Neredeyse önünden geçtiğimiz her dükkanda, tatlı, lokum, fıstık ikram ettiler. Biz de yarım kilo fıstık aldık. Fiyatlar neredeyse bizdeki gibi.
Yarım kilo 7 euro. Aegina, bundan sonra bizim için “Fıstık Adası”
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapGüneşin yavaş yavaş alçalmaya başladığını fark edince, sahilde bir yere oturduk.
Soğuk bira içip, güneş battıktan sonra yemek için başka bir yere gidecektik. Fakat oturunca bir hayli yorulmuş olduğumuzu anladık.
Üstelik gün batımına karşı manzaramız da çok güzeldi. Karşımızda bir ışık şöleni sunan gökyüzünü görünce, buradan ayrılmak istemedik.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapYemeğimizi de burada yedik. Yemekten sonra geze, dolaşa taksi durağına geldik. Taksi ile Perdika’ya döndük. Taksi için 18 euro ödedik.
Saat 23.30’da ortalık çok canlıydı. Tavernalar dolu, ızgara kokuları çevreyi sarmıştı. Kıyıdan yürüyerek teknemize geldik.
İskelede tekneler çoğalmıştı. Bizim bulunduğumuz iskelenin başına, “No Mooring” yazan yere iki tekne bağlanmıştı.
Hava sakin, ılık bir rüzgar esiyor. Bir süre havuzlukta oturduk.
Ertesi gün için, birkaç alternatif konuştuktan sonra, nightcap’lerimizi içerek geceyi sonlandırdık.