Merhaba Kiklatlar!
Skiros'dan Andros'a8 Temmuz 2018 PazarSabah bulutlu ve aynı zamanda açık bir gökyüzüne uyandık. Dün geceki yağmurun etkisi ile gökyüzü tablo gibi olmuştu...
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapYürüyüş yapmak bahanesi ile çok yakındaki fırına gittim. Yaklaşık iki yıldır nedense geleneksel fırınlara ve özellikle çikolatalı kruvasanlara ilgim arttı.
Neyse ki, diğer unlu mamüller henüz ilgimi çekmiyor.
Tekne gezilerimizde, yanaştığımız limanda fırın kısa bir yürüyüş mesafesinde ise, sabahları çikolatalı kruvasan almayı neredeyse alışkanlık haline getirdim.
Fırın uzakta ise gitmeyi tercih etmiyorum
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapAli’de hiç itiraz etmeden bu duruma uyum sağladı. Sanırım daha çok çikolata kısmı ilgisini çekiyor.
Gün ışığının her yere çok güzel yansıdığı bu sabah da büyük bir keyifle fırına gittim. Çikolatalı kruvasan yoktu.
Fırından yeni çıkacağını hayal ederken, fırıncının kızı “pazar günleri çikolatalı kruvasan yapmıyoruz” dedi.
Biraz üzülsem de, nasıl olsa bir sonraki limanda buluruz ümidiyle elimi kolumu sallayarak tekneye geldim.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapÇikolatalı kruvasan olmayınca, ikinci kahvelerimizin eşlikçisi, kaselerimizin içindeki domates, salatalık, beyaz peynir, zeytinden oluşan karışım oldu.
Hazırlıklarımızı yaptıktan sonra saat 08.10’da Skiros Linaria’dan halatlarımızı çözdük.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapLimanı geride bıraktığımızda, gökyüzündeki bulutlar sanki çoğalıyor ve kararıyor gibiydi.
Rüzgar yok denecek kadar az; motorla seyrediyoruz.
İlk niyetimiz daha önce görmediğimiz Tinos adası’na gitmekti.
Fakat okuduklarımıza göre Tinos, birkaç gün kalınması gereken bir ada.
Skiros’dan Tinos’taki ana limana yaklaşık 90 deniz mili var.
Ancak akşam hatta gece orada olabiliriz. Keşif için bile olsa adayı görmeye zaman kalmayacak.
Bu durumda Tinos’u hakkıyla gezebilmek için dönüşte uğramaya karar verdik.
Tinos’dan vazgeçince Andros adası’na gitmek üzere yola devam ettik.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapDaha önce eski teknemiz ile gelip, Andros adasının Batsi limanında birkaç gün kalmış ve hem Batsi’yi hem de Andros adasını çok beğenmiştik.
Bu kez farklı bir yerde, adanın kuzeydoğusunda, merkezde Kastro limanında kalalım diye düşündük. Fakat burası melteme açık bir liman.
Rüzgarlı günlerde çok dalgalı olduğunu da daha önce gördük.
Şimdilik hava uygun gibi görünse de, gökyüzündeki bulutlara bakınca, Kastro’dan vazgeçip, rotamızı eski dost Batsi’ye çevirdik.
Poyraz kuvvetlenirse, kuzeydoğuya bakan Kastrodan çıkmak mümkün olmayabilir.
Bu nedenle Doro boğazını geçip, ayni uzaklıkta olduğunu anladığımız Batsi’ye gitmek daha uygun olacaktı.
Batsi koyu Andros adasının güneyinde. Gavrion’un yaklaşık 3 deniz mili kadar güney doğusunda.
Biz rota üzerinde konuşurken saat 11.00 olmuştu. Rüzgar hala yoktu. Fakat bulutlar koyulaşarak yer değiştirmeye devam ediyordu.
Sancağımızda kalan Evia üzerinde yoğunlaşmaya başlamışlardı.
Ben bulutların hareketini izleyip, “acaba yağmur gelecek mi?” diye düşünürken, Ali’de “rüzgar çıksa da yelken yapsak” diyordu.
Saat 13.00’e doğru dalgalarla birlikte rüzgar da başladı. Yelkenlerimizi açtık.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş Yap12-14 knot esen rüzgar bir saat sonra 16-17 knot esmeye başladı.
Yelkenlerimiz rüzgarla dolu keyifle ilerledik.
Doro boğazına geldiğimizde akıntının da etkisiyle hızımız 8,5 knotlara ulaştı.
Rüzgar azalmadan, 17-20 knot arasında esmeğe devam etti.
Doro boğazı, denizciler arasında hep sert rüzgarları ve akıntıları ile anılıyor.
Boğazı biraz sert ama iyi bir rüzgarda yelken seyri ile geçmek hoşuma gitti.
Yelken yapmaya başlayınca, bulutları izlemeyi de unutmuştum.
Bulutların bir kısmı bizimle hareket ederken, büyük bir kısmı da Evia üzerinde toplanmaya devam ediyorlardı.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapDoro boğazını geçtikten sonra rüzgar nerdeyse aynı şiddette devam etti.
Andros adasını iskelemizde görmeye başladıktan sonra rüzgar 17-19 knot oldu.
Önümüzde Gavrion limanının biraz açığında küçük adacıklar, Gavrion limanı ile bu adacıklar arasında ise küçük kaya parçaları var.
Buradan emniyetli bir şekilde geçmek için dikkat ederken, kocaman Hellenic Seaways feribotlarını da hatırlamış olduk.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapSeajets hızlı ama biz de fena değiliz. Hem de yelkenle
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapGavrion limanını iskelemizde, küçük adacıkları sancağımızda bırakıp emniyetli sulara çıktık.
Yaklaşık 2 deniz mili sonra Batsi koyunun girişine geldik. Koyun girişinde yelkenleri toplayıp, motoru çalıştırdık.
(37°51'23"N 24°47’03"E)
Bu koordinatı kopyalayıp Google Earth arama kutusuna yapıştırabilirsinizBatsi oldukça geniş bir koy.
Pilot kitaba göre, koyun dibine doğru kuzeyinde ve batısında demirde kalmak mümkün.
Koyun doğusunda ise feribotların yanaştığı bir beton iskele ve yanında yatların demir atıp kıçtankara bağlandığı bir mendirek, onun kuzeyinde de balıkçı teknelerinin bağlandığı bir rıhtım var.
En içerde bir de ayrıca balıkçı barınağı var.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapRıhtıma aborda olmayı planlarken, aborda olunabilecek yerlerin dolu olduğunu gördük.
Hatta gözlerimiz daha önce geldiğimizde bizi karşılayıp, yer gösteren “mahallenin delisi” ni aradı ama o da yoktu.
Onun yerine kıyıda fosforlu yelekli biri bize el edip, yer gösterdi.
Biz de, demir atıp, kıçtan kara bağlanmak üzere manevraya başladık.
Fakat kıyıdaki adamın yanlış yönlendirmesi ve bu arada rüzgarın da artması ile gereksiz yere zorlanarak yanaşmak zorunda kaldık.
Görevli olmadığını düşündüğümüz görevliye, pek yardımcı olamasa da gayret sarfettiği için 10 Euro verdik. O da makbuz vermek gibi bir girişimde bulunmadı.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapBağlanma işlerimiz bittiğinde saat 18.40 idi.
Vakit kaybetmeden Hora’ya gitmek niyetindeyiz.
Andros adasının Hora’sı, daracık mermer sokakları, ihtişamlı evleri ile çok güzel.
Hora, adanın yerli halkı tarafından Kastro olarak anılsa da, asıl adı Andros.
Ali tekneyi neta ederken, ben de otobüs saatlerini kontrol etmeye gittim.
Fakat otobüs için uygun saatleri kaçırmıştık.
Şansımı taksi ile denemek istedim. Her adada pek olmayan büyük taksi durağına gittim.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapHora’ya gitmek için taksi ücretinin 50 Euro olduğunu öğrenince, Hora’ya gitmeyi aklımdan çıkardım.
Tekneye geldiğimde, teknenin karşısındaki taş bank üzerinde iki liman polisi oturuyordu.
Ali beni karşılamak için tekneden çıkınca durumu anlattı. Polisler tekneye gelip, evrakları istemişler.
Ali’de “Ben bilmem. Eşim bilir” demiş. Onlar da “iyi madem, bekleriz” diyerek oturmuşlar
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapHemen içeriye girip evrakları Ali’ye verdim. Ali’de evraklarla birlikte polislerin yanına gidip oturdu.
Ekip resmi kıyafetler içerisinde okuma saatinde
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapUzun bir süre konuştular. Bu arada ben de rıhtımı dolaşıp, bol bol fotoğraf çektim.
Diğer yandan, bu kadar uzun ne konuştuklarını da merak ettim.
Karşıdan bakınca keyifleri yerinde görünüyordu.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapPolisler gidince tekneye geldim. Ali aralarında geçen konuşmaları kısaca özetledi.
Evraklara bakan polislerin gideceğimiz liman ve uğradığımız limanlar ile ilgili kafaları karışmış.
Şöyle ki, giriş yaptığımız Limnos Mirina’dan ayrılırken gideceğimiz yer olarak Kea demiştik. Fakat Skiros Linaria limanına gitmiştik.
Skiros Linaria’dan ayrılırken, Korfu (Kerkira) ya gideceğiz deyip Andros Batsi’ye gelmiştik. Şimdi de Batsi’den çıkıp Korfu (Kerkira)ya gidecektik. Korfu’ya gitme kısmında bir problem yoktu.
Tecrübeli olan polis durumu anlasa da, genç ve az tecrübeli polisin bu durumu anlaması biraz uzun sürmüş.
Kendi aralarında epey konuşmuşlar. Daha sonra Ali’ye, “ofisimiz kıyıda akşam uğramak isterseniz evraklara işlem yaparız.
Uğramayı tercih etmezseniz bizim için sorun yok” diyerek ayrılmışlar. Seçim bize bırakıldığı için, biz de ofise gitmeyi tercih etmedik
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapAkşamı Batsi’de geçirmeğe karar verdik. Hazırlanıp tekneden çıktık.
Batsi’ye beş yıl önce gelmiştik. Geçen zaman içerisinde çok değişmiş olduğunu gördük.
Küçük, sakin sahil kasabası, kalabalık, turistik bir kasabaya dönüşmüştü.
Restoranlar büyümüş ve çoğalmıştı.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapAkşamın ilerleyen saatlerinde neredeyse bütün kıyı masa ve sandalyelerle doldu.
Kumsalda, Yunan adalarında görmeğe alışık olmadığımız şezlong ve şemsiyeler vardı.
Hep büyük bir beğeni ile hatırladığımız, herkese tavsiye ettiğimiz Batsi, bizi biraz hayal kırıklığına uğrattı.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapSaat fazla ilerlemeden, diğerlerine göre biraz daha küçük olan bir restoranın deniz kıyısındaki masalarından birine oturduk.
Böylece kalabalıklardan biraz da olsa uzak kalabildik. Menüye bakınca anladık ki, burası sadece Souvlaki yapan bir restoran.
Tepeleme dolu tabaklar ile servis edilen souvlakiler çok lezzetliydi. Yanında soğuk ev şarabı da oldukça iyiydi.
Deniz kenarında olmanın keyfiyle bir süre oturduktan sonra teknemize geldik. Bulutlu ama çok güzel bir gece vardı.
Batsi’nin daha fazla bozulmaması dileğiyle, night cap’lerimizi içerek, geceyi sonlandırdık.
Yarın, yeni bir ada bizim yolumuzu bekliyordu…