0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    N. G.

Ynt: Aurantes ile eve dönüş yolunda
« Yanıtla #105 : Kasım 15, 2023, 01:31:23 »
Başlık öksüz kalmasın, tamamlayayım..

Aurantes'in eve dönüş yolculuğu üç ay önce sona erdi. 1974'te yapılmış olmasına rağmen, geçen yıl Galler'de bizim elimize geçene kadar gittiği en uzak yer Fransa'nın Bröton kıyıları olan Aurantes, 3000 mili aşıp eve vardı. İlk sahibi 70'li yılların sonlarında Britanya'nın batı kıyılarında Galler-İskoçya arası yarışlara sokmuş onu; ikinci sahibi modern ekipmanlar ekleyip Bröton'a götürmüş; bizden önceki üçüncü sahibi ise yıllarca karada tutmuş, bu arada bebek gibi bakmış ama hiç suya indirmemiş. Bizimle birlikte elementine kavuşup, tasarımcılarının 'uzun yol teknesi' hedefini gerçekleştirmiş oldu. Gal kızı artık İzmir körfezinde. Bence yakıştı ⛵

Milos adasından sonrasına gelince... Özet geçmeye çalışayım (başarabilirsem tabi 🤭) çünkü Ege adaları az bilinen yerler değil, ayrıntılarıyla çokça anlatıldı, anlatılıyor. Üstelik biz de öyle az durak yaptık ki! Ege'de temmuz ve ağustos ayları sezonun en kalabalık zamanı. Meltemi baş döndürücü şiddette ve bıktırıcı sıklıkta esti durdu (eylül, hatta ekim aylarında bile devam etti bu yıl meltemi). Ve malum, öyle bir sıcak vardı ki biminisiz seyir azaptı. Milos'ta 5 gün kadar kaldıktan sonra iki meltemi arasını fırsat bilip biraz motor, biraz orsa seyriyle Sifnos'un güneyinden dolaşarak Paros adasının Parikia koyuna gittik.

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
(Parikia'nın kalp biçimindeki, meltemiden koruyan süper demir yeri 💙)

Burası bizim Ege'de en favori yerlerimizin başında gelir. Ama güneş batmadan vardığımız koyda öyle bir demirli tekne kalabalığıyla karşılaştık ki aklımız durdu. Zor bela bir yer bulduk kendimize, teknelerden birine fazlaca yakın düşmüş olmakla birlikte. Sonrasında aşırı sıcak, kalabalık ve birkaç gün mola verip yeniden coşan meltemi üçlüsü bir seyir isteksizliği yarattı bizde. Adalarda görmediğimiz çok yer var ama bu üçlü sayesinde ne merakımız var ne isteğimiz. Mesela, 'Ne yapsak, apaz apaz doğuya Leros'a mı gitsek' deyip, 'öff, gidip de ne olacak sanki, bu sıcakta.. hem demirleyecek yer olacak mı bakalım' diye devam ederek yeni bir yer görme hevesini dakikasında öldürüyorduk. Derme çatma bimininin altında tam üç hafta pineklemişiz. Litrelerce su içip hiç tuvalete gitmediğimiz, atlayıp durduğumuz suyu serinletici değil de, kıvamı biraz daha yoğun, az değişik bir ambiyans olarak algıladığımız, tek karasal faaliyetimizin süpermarketlerde insanların arasından raflara uzanıp öteberi almaya çalışmak olduğu, yakın beach club'ın eklektik playlist'ini ezberlediğimiz 🥴 bir üç hafta... Arada Paros'un en gözde demirleme yeri olan Naussa'ya gittik bak, Aziz İoannis koyuna; ama adına su sporları dedikleri, sürat teknelerine bağlanıp çekilen çeşitli biçim ve boyutlardaki plastik şeyler üzerinde çığlık atma eyleminin yarattığı yalpa ve gürültüden 'yetti gari' gelince, kıyıları boyunca kıçtan kara yan yana dizilmiş 3-5 katlı 'gin palace'ların yanında kendimizi çok zavallı ve sefil hissettiğimiz 😢 bu koydan üçüncü günün sabahında kaçtık, gerisin geri Parikia'ya; eklektik diceyimiz o an Rachid Taha'nın Ya Rayyah'ını çalıyordu 😍, 'hoşgeldiniz, ne iyi ettiniz dönmekle' dercesine...

Parikia'da üçüncü haftaya girdiğimizde hava tahmini uygulamaları enteresan bir şey göstermeye başladılar bir hafta sonrası için: güneyli rüzgâr! 'Kesin değişir, bilgisayar saçmalamış' diye inanmadık ama değişmedi. Ağustosun başında lodos mu olur? Olacaktı. İnanmaya inanmaya planımızı yaptık. 'Boşver Yunan adalarını, bu rüzgârı Sakız'a gitmek için kullanalım, oraya vardık mı bir adım ötesi Foça, ödediğimiz TEPAI vergisinin bir kısmı ziyan olacak ama burada bir ekmek aldığımız parayla Türkiye'de beş ekmek alabiliriz, yine de kârlı çıkarız' şeklinde bir plan. Güneyli rüzgâr 5 Ağustos gecesi olacaktı, kısmetse! İki gün öncesinden de batıdan esinti olacaktı öğleden sonra başlayan. Parikia'dan Sakız'ın beleş marinasına mesafe aşağı yukarı 100 mil ve bu güneyli rüzgârın 'güvenilir' kısmı 15-16 saat kadar esecek gibi görünüyor. 4 kn yapsak varamayız ama eğer bu rüzgârı kullanmaya bir adım ileriden başlarsak çok da güzel varırız, yetmezse kalanını motorla tamamlarız; hemen ardından başlayacak kuzey rüzgârına yakalanırsak da Sakız'ın güneyindeki koylardan birine sığınırız. Plan böylece netleşti. Güneyli rüzgârı kullanmaya başlayacağımız bir adım ilerisi ise pek tabi ki Mikonos'tu; ya neresi olacağıdı, başka yer mi var sanki güzergah üstünde sevgili kaptanım! Pek istemese de Mark'ın da aklına yattı Mikonos'un Ornos koyu; Mikonos'un demirlenebilecek tek yeri ve kuzeyli rüzgâr olmayacağı için iki gece rahat geçirebilirdik.

Batılı esintiyi Kikladlardaki evimiz Parikia demir yerinde ilk hissettiğimizde demir alıp çıktık koydan (3 Ağustos 2023). Akşamüstü 5 gibiydi. Ama demir yerindeki esintinin belki bir zerresi vardı dışarıda. Yelkenlerin ikisi de açık şekilde motorla devam ettik açılmaya, rotamız kuzey-kuzeydoğu, gideceğimiz mesafe 25 mil. Belki az sonra başlar rüzgâr diye diye Delos-Mikonos kanalına kadar tüm yolu motorla aldık. Yelkenler hiç pırpırlanmadı ama, hep gergindiler, hızımıza 1 kn filan katkıda bulunmuş olsa gerek o esinti zerresi. Feribot trafiğinin yoğun olacağını sanıyorduk yol boyunca ama güzel bir zaman aralığı yakalamışız şans eseri, bir tanesiyle bile karşılaşmadık, uzağımızda bir cruise gemisi Mikonos'un limanına girdi, o kadar 😊 Delos-Mikonos kanalında batı esintisi zerresi, hafif rüzgâr halini aldı. Yaşasın! Böyle rüzgârsız durumlarda, üstelik böyle dar su yollarında sadece motor gücüyle yol alıyor almak bende endişe yapıyor, ya motor durursa n'aparız diye. Böylece iyi bir keyiflendik, motoru kapatmadık ama devrini düşürdük, güzel bir hızla geçtik kanalı. Bu arada artık iyice gece olmuştu; kanala girerken minik bir adanın ardından tupturuncu doğup ortalığı sihre bulayan kocaman ay şimdi yükselmiş, yolumuzu aydınlatıyordu. Ornos koyuna girip, birsürü demirli tekne arasında bir yer bulup demir attığımızda geceyarısına yarım saat kalmıştı.  Yine istediğimiz gibi demirleyememiştik, derinlik fazla, alan dardı ama rüzgâr neredeyse sıfırdı, yarın hallederiz dedik.

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

İki gece kaldık Mikonos'un Ornos koyunda. Rüzgâr öylesine hiç yoktu ki yeniden doğru düzgün demirlemeyi düşünmedik bile. Hoş, koca koy giderek daha da kalabalıklaştı. Zaten karaya çıkma gibi bir düşünce aklımızdan bile geçmiyordu. Mikonos'ta yüksek sezon! Şaka gibi. Aslında çok güzel bir ada Mikonos, yazık, haksızlık olmasın. Bir şubat ayında, günlerce süren karlı bir deli poyraz yüzünden Mikonos'un limanında kalmıştık. Hava öyle soğuktu ki balıkçılardan tahta parçaları bulmuş, sobamızı yakmıştık. Dona dona o dolambaçlı dar sokaklarında dolaşmış, büyülenmiştik. Sokaklarda kimsecikler yoktu ama mekanlar, kışın o en dibinde bile doluydu - gerçi insana yalnız olmadığını hissettiren, olumlu bir durumdu bu o zaman 😌

Lodoslu gecenin vaat edildiği gün öğleden sonra demir aldık Mikonos'un Ornos koyundan (5 Ağustos 2023). Koydan çıkar çıkmaz yelkenleri açtık hafif batı rüzgârına ve 2 kn gibi bir hızla adanın bembeyaz güzel şehrini ve eski limanını, sonra da ana limanını seyrede seyrede süzüldük kuzeye doğru. Akşamüstü 6 gibi adanın kuzeybatı ucunu geçtikten sonra bulduk lodosu; gerçekten olmaktaydı! Yelkenleri ayıbacağı yapıp, nice zaman sonra nihayet doğru düzgün bir pupa seyrine başladık, dalgaları henüz minicik, neredeyse dümdüz sular üstünde 4.5-5 kn gibi bir hızla hem de ⛵

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Sakız marinaya kadar 70 küsur millik mesafeyi almaya ne güzel başlamıştık ama bu böyle gitmezdi elbet. Ege'de lodos bu, oynak, öngörülemez.. Nihayetinde, korktuğumuz asıl şey başımıza gelmedi, rüzgârsız kalmadık yani; hatta zaman zaman tahminde gösterilenden daha sert esti. Ama korktuğumuz diğer şey oldu: Onca zamandır 'aman yıpranmasın' diye kısa mesafelerde elle dümen tuttuğumuz, özenle son uzun mesafeye sakladığımız halde, sevgili otopilot Squeaky'nin artık yedeksiz kalmış son kayışı ancak geceyarısına kadar dayanabildi 🤬 Rüzgârın iyice dellendiği, dalgaların da gelişimlerini tamama erdirdikleri zamana kadar yani.. Dayanamadı çünkü zaten çok eskiydi. Mark'ın babasının İngiltere'den gönderdiği kayışı, işe yaramaz UPS bir türlü bize ulaştıramamıştı, Paros'ta tam üç hafta geçirmiş olmamıza rağmen. Kimse güvenmesin UPS'ye 😡

Sonuçta vardık Sakız marinaya ama tükenmiş bir halde.. İkimizin de bir dakika bile uyumadığı çok yorucu bir gecenin ardından.. Dümen tutmak başlı başına bir iş, hele yuvarlanan büyük dalgalar arasında pupa giderken yalpa halindeyken.. Süper oynak lodos sancak ile iskele kıç omuzluklar arasında sık sık yeni bir derece denediği için, ikide bir ayıbacağı düzenini buna göre değiştirmek zorunda kaldık bir de. Dümen tutmakla bu yorgunlukta baş edebilmek için yelkenleri sonuna kadar küçültüp hızımızı düşürdük, bu sefer de iyice yalpaya düştük. Bir ara iyice yeter gelip cenovayı komple sardık. Bu sefer de çok geçmeden sancak kıç omuzluktan gelmeye başladı rüzgâr, 'yeniden cenovayı aç, geniş apaz seyrine geç bakalım şimdi de' diye dalga geçer gibi; kahkahaları da dalgalar iskele kıç omuzluktan patlatıyordu 🌊 Aman ne komik! İyi olan bir şey vardı ki, apaydınlık bir geceydi. Dolunaydan 3-4 gün eksik kocaman bir ay güverteyi güzelce aydınlatıyor, berrak havada her yönde adaların ışıkları yön tayinini çok kolaylaştırıyordu; görüş öyle iyiydi ki Sakız'ın güney ucundaki denizfenerini beklediğimizden çok daha önce saptadık, pusulayı takip etmek zorunda kalmadık hiç. Sonra da zaten doğuda Türkiye'nin ışıkları iyice belirdi 😃 Bir de birsürü kuyrukluyıldız gördük, pasparlak.. Ortalık sakindi; tek tük uzaktan geçen gemiler.. Tek bir yoğun nokta oldu Sakız'a yaklaşırken; dört gemi birden birbirlerini ve bizi geçti gitti. Derken derken, Sakız'ın güney ucu hizasına vardık alacakaranlıkta. Ama Sakız büyük ada; öyle güney ucuna varınca sevinmek fazla erken kaçıyor, çünkü hedefe daha 15 milden fazla bir mesafe oluyor. Bir de burası gıcık bir bölge. Ada ile Türkiye arasına girerken derinlik 500 metrelerden hızla 100 metre konturu altına indiği için dalgalar daha bir büyüyor. Bir de rüzgâr azalınca dalgalarla iyice hemhal olarak bayağı bir oyalandık onca yorgunluğun üstüne. 3 kn hızla 2 saat filan sürünerek 50 metre konturunu geçtik nihayet ve o zaman dalgalar hem küçüldü hem de rüzgâr hızlandı, böylece hızla Sakız şehrine yaklaştık. Bulutlu bir sabahtı şansımıza, güneş altında pişmedik uykusuzluğun üstüne. Sakız limanının girişini geçmek üzereyken içeriden Midilli feribotunun çıkmakta olduğunu görünce tekneyi yavaşlatıp feribotun çıkıp gitmesini bekledik. Limanı geçtikten sonra marinaya yaklaşırken motoru çalıştırıp yelkenleri indirdik. Ne güzel, ta buraya kadar sadece yelkenle varabilmiştik! İçeri girince mendireğin iç tarafında, girişe yakın güzel bir yer gördük, yanaşması kolay. Rüzgâr biraz sert, kaptan da fazla yorgundu ama arkasına yanaştığımız Fransız teknenin kaptanı hemen fırlayıp yardımımıza koştu, halatlarımızı alıp güzelce yanaştırdı bizi. Sağolsun, tam ihtiyacımız olan yardımdı; minnet duyduk 🙏 Seviyoruz Sakız'ı ve mükemmel marinasını 🥰

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
(Aurantes Sakız marinada)

Sakız'a kadar geldikten sonra İzmir artık bir adım ötesi. Karaburun'u, nam-ı diğer Rüzgârlı Mimas'ı karşımızda görüyoruz. Yolun bu son dönemecini almamıza yarayacak bir rüzgâr bir gün çıkacaktı nasılsa; acelemiz yoktu, endişesiz bekledik. Beklerken de güzel Sakız'ın sağına soluna gittik otobüslerle, kristal sularında serinledik, Türkiye'ye götürmek istediğimiz şeyleri tekneye istifledik: birtakım içecek ve yiyecekler ve hatta marin kontrplak! Önceki yıllardan tanıdığımız Hollandalı arkadaşımızı yine orada bulmak, olayı iyice mükemmelleştirdi 😊 Ve istediğimiz gibi bir rüzgâr belirdi nihayet, 10 günün sonunda.

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
(Karşıda 'Rüzgârlı Mimas')

O sabah (15 Ağustos 2023) marinadaki yerimizden ayrılıp Sakız'ın ana limanında gümrük rıhtımına bağlandık, Çeşme feribotları gittikten sonra. İşlemlerimiz hızlıca tamamlandı, pasaportlarımıza çıkış damgalarını aldık ve halatları çözüp limandan çıktık.

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
(Hoşçakal Sakız!)

Saat 10'a geliyordu. Plan şöyleydi: Bu bölgenin hâkim kuzeyli rüzgârı öğlen saatlerinde başlayana kadar motorla kuzeye tırmanacak, Sakız-İnussa boğazından çıktıktan sonra da doğu-kuzeydoğu rotasında apaz seyriyle Karaburun'u dönecektik. Hava tahmini öğleden sonra batılı rüzgâr gösteriyordu; onunla da rahatça pupa gidip Foça'ya varacaktık.

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Ve tam da planladığımız gibi oldu, hava tahmini neredeyse dakikası dakikasına tuttu. Hafif kuzey rüzgârına karşı Sakız kıyılarını seyrede seyrede 3 saatte İnussa boğazına vardık. Son bir saat içinde rüzgâr artmaya başlamıştı, hızımız çok düştü ama tam zamanında geldik oraya. Boğaza girmeden önce Sakız'ın son koyuna iyice yaklaşıp ana yelkeni kaldırdık, sonra da hem motor hem yelkenle hızla boğazdan çıktık. Kaptanın ince hesabı çok güzel işledi, çok takdir ettim 👏 Dışarıda rüzgâr kuzey-kuzeybatıydı, tam beklediğimiz gibi. Bu noktadan 15 mil kuzeydoğuda olan Karaburun'a doğru dar apaz, hızlı bir seyre başladık iyice sancağa yatarak. Dalgalar ufak sayılır, rüzgâr 4 bf, her şey yolunda. Ama görüş bayağı kötüydü; koca Karaburun ancak hayal meyal görülebiliyordu. Böyle birkaç saat gittikten sonra rüzgâr önce kuzeybatı, sonra da batı-kuzeybatıdan gelmeye başladı, seyir iyice rahatladı. Karaburun'a yaklaşırken artık iskele kıç omuzluktan almaya başladığımız güzel rüzgârla sakin sakin döndük burnu. Burnun hep büyük olan dalgaları hiç koymadı. Ve işte Yeniliman, sonrası Karaburun. Hep heyecanlanırım, ağzım kulaklarıma varır buralara ulaştığımızda. Karaburun'u geçtikten sonra rüzgâr iyice batıladı ve 5 bf oldu ve biz de 10 mil doğudaki Foça'ya pupa yelken koşmaya başladık. Mesafeyi yarılayınca rüzgâr daha bir arttı. Ayıbacağı düzenine geçmek yerine cenovayı tamamen kapattık ve tek camadanlı ana yelkenle Foça'ya yaklaştık - malum, elle dümen tutmak yorucu bir şey. Fener Adası'na yaklaşırken dalgalar iyice dikleşti. Adanın kuzeyinden içeri girdik, dalgalar peşimizde. İncir adasına yaklaşırken söndü dalgalar ancak. Yanındaki küçük adayla arasından geçip korunaklı sularda hızla kayarak balıkçı barınağının mendireğine yaklaştık. Artık yelkeni indirme vakti. Büyükdeniz'e girdiğimizde, önceden haberleştiğimiz sevgili arkadaşımız Alper bağlanacağımız tonozu ayarlamış, kayığında bizi bekliyordu halatımızı almak üzere. Güneş iyice alçalmış, ortalık tatlı bir turuncuya bürünmüştü ve denizci Foça her zamanki gibi çok güzel görünüyordu. "Hoşgeldiniz" dedi bize, halatımızı kıpırtısız sudaki tonoza bağlarken. Aurantes'le eve dönmüştük işte 😃

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Hikâye böyle mutlu sonla bitsin. Sinir bozucu ve yorucu giriş işlemleri sürecini başka bir başlıkta anlatırım belki.


*

    M. Ç.

Ynt: Aurantes ile eve dönüş yolunda
« Yanıtla #106 : Kasım 15, 2023, 13:23:59 »
Hoş geldin memlekete Aurantes...Keyifle okudum, teşekkürler...


*

    S. K.

Ynt: Aurantes ile eve dönüş yolunda
« Yanıtla #107 : Kasım 15, 2023, 14:39:48 »
Ah ne güzel geldi sesinizi okumak(!)  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap   


Daha 1-2 gün önce tekneyi bir yerlerde bıraktığınızı yazmıştım bilmem hangi topicte... Kışın forumda yazın whatsapp seyir gruplarında olduğum için siz son bacağı yazmaya başladığınızda ben de marmaradan çıkmışım; o kısmı okumadığımı fark edip bütün sabahı keyifle geçirmiş oldum bu sayede...


Kaleminize sağlık... Bu arada bir taraftan da üzüldüm bitmesine... bir sonraki 3000nm ne zaman olur ki? 


*

    N. G.

Ynt: Aurantes ile eve dönüş yolunda
« Yanıtla #108 : Kasım 16, 2023, 00:51:29 »
Hoşbuldu Aurantes! Okuduğunuz için teşekkür ederim  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Şimdilik başka bir 3000 mil planı yok ama zaman ne getirir bilinmez  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    Z. K.

Ynt: Aurantes ile eve dönüş yolunda
« Yanıtla #109 : Kasım 16, 2023, 02:22:38 »
Hoşgeldiniz. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

*

    Ö. O. D.

Ynt: Aurantes ile eve dönüş yolunda
« Yanıtla #110 : Kasım 16, 2023, 09:46:54 »
Okuması en keyifli serilerden biri daha bitti Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Nur Korsanım, lütfen bundan sonra yapacağınız mesafeler, yazdıklarınızdan kısa da olsa, bizi seyir yazılarınızdan esirgemeyin hatta tam Naviga dergisinde tüm seyir notlarını okumak mümkün olsaydı da daha çok sayıda kişi de sizlerin bu seyrinden feyz alırdı diye düşünmedim desem yalan olur.

Denizden uzak kalmamak dileğiyle..
Selamlar,
Özgür
*

    E. S.

Ynt: Aurantes ile eve dönüş yolunda
« Yanıtla #111 : Kasım 16, 2023, 10:18:23 »
Nur Korsan 3000 mil olmasa da 50-100 millik seyirler de kabul. Ben Marmariste yan koya geçsem bile seyir yazısı babında karalıyorum bir şeyler. Siz de bizi kaleminizden mahrum bırakmayın.
*

    N. G.

Ynt: Aurantes ile eve dönüş yolunda
« Yanıtla #112 : Kasım 16, 2023, 18:34:57 »
Yazdıklarımın okunması beni çok sevindiriyor, emeğim böylece karşılığını bulmuş oluyor. Ben de paylaşmaktan büyük keyif duydum  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap İngiltere'den Türkiye"ye yaptığımız ilk yolculuk Yelken Dünyası dergisinde yayımlanmıştı, eşzamanlı olarak. Blog yazıyordum, internet kullanmayan annem ve babam da okuyabilsin seyir yazılarını diye dergiye teklif etmiştim. Onlar da inceleyip yayımlamaya karar vermişlerdi. Bu son seyri ise sadece GeKo ve diğer kardeş forumda paylaşmak istedim, daha çok kişi bedavaya ulaşabilir, arama motorlarında bir konuyla ilgii arama yapılırken, belki birisine bir faydası dokunabilir düşüncesiyle.
Beğenileriniz için çok teşekkür ederim. Tekne şimdi karada, bakımını yapıyor Mark. Suya yeniden kavuşalım, seyir yaptıkça, ilginç şeyler yaşandıkça paylaşırım. Tekrar teşekkürler. Bu güzel forumun hep yaşaması dileğiyle  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    E. D.

Ynt: Aurantes ile eve dönüş yolunda
« Yanıtla #113 : Kasım 16, 2023, 21:43:36 »
  Teşekkürler Nur korsan. Harika bir final oldu Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap.
*

    N. G.

Ynt: Aurantes ile eve dönüş yolunda
« Yanıtla #114 : Kasım 16, 2023, 23:26:06 »
Teşekkürler.. Bütün seyirlerin harika finaller yapması dileğiyle 🤗
*

    E. G.

Ynt: Aurantes ile eve dönüş yolunda
« Yanıtla #115 : Kasım 17, 2023, 10:41:39 »
Teşekkürler Nur korsan.Bizde sizinle tüm süreci geçirdik.
*

    E. S.

Ynt: Aurantes ile eve dönüş yolunda
« Yanıtla #116 : Kasım 18, 2023, 21:30:08 »
Hoş geldiniz, kaleminize sağlık, harika yazıyorsunuz, giriş işlemlerindeki yaşadıklarınızı da yazarsanız umarım faydalı olur, bu sene Foça'dan giriş yapan arkadaşlar çok sıkıntılar yaşadılar. hep akşam saatlerini beklemek gibi..