0 Üye ve 6 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    T. K.

Sac (Steel) Teknesi Olan Korsanlar
« : Aralık 04, 2013, 12:23:51 »
Acaba foruma duzenli giren hangi korsanlarin tekneleri sac (steel)?

Belkide sac teknelere ozgu problemleri ve ihtiyaclari burada paylasabiliriz.
*

    T. K.

Ynt: Sac (Steel) Teknesi Olan Korsanlar
« Yanıtla #1 : Aralık 04, 2013, 19:50:32 »
Ornegin benim teknede eskide kalma alttan cikan siyah bir boya var. Sanki elastik bir sekilde tekneye yapismis gibi ve cikmiyor. Cevredeki hicbir teknede bu tur yumusakmis gibi bir his veren boya gormedim.
Coal Tar denilen boya bumudur?
Her ne ise bunca zaman saci cok cok iyi korumus. Tekne 23 yasinda olmasina ragmen karinada lokal  ve noktalar seklinde birkac yerde paslanma var. 23 yil boyunca tekneye sadece zehirli vurulmus.
Karinadaki lokal paslanmalari elden gecirmek istiyorum. Dolayisiyla ayni tip boya kullanmam mantikli. Bu boya ne olabilir?
Coal Tar ise artik bu tur boyalarin satilmadigini duydum, dogrumudur?


*

    O. T.

Ynt: Sac (Steel) Teknesi Olan Korsanlar
« Yanıtla #2 : Ekim 18, 2025, 13:21:55 »
Selamlar saç teknelerde kullandıgınız paslı bölgeler için yapılan işlemler lokal onarımlar pas dönüştürücü macun boya gibi tavsiyesi olan kullanıcılar var mı ? lokal bir paslanmaya ilk yapılacak işlemler nelerdir. Biz raspa sonrası pas dönüştürücü denedik sonuç çok güzel ancak üzerine macun astar boya sıralaması nasıl olmalıdır. Pas astarı üstüne macun üstüne astar boya ve üstüne boya mı uygulamalıyız. Teşekkürler



*

    O. G.

Ynt: Sac (Steel) Teknesi Olan Korsanlar
« Yanıtla #3 : Ekim 19, 2025, 02:20:50 »
Olcay Korsanım,

İlk önce, pasın (demirin oksitlenmesinin) sacın hayatının doğal bir akışı olduğunu söylemekle başlayayım..

Demir+nem+olsijen => pas
Herhangi birini denklemden çıkarmayı başarabilirseniz, pastan sonsuza kadar kurtulursunuz diyor bilim.. Burada anahtar kelime “başarabilitseniz”

Dövüş Kulübü filmindeki repliğin tercümesi  “Yeterince uzun bir zaman aralığında, herkes için hayatta kalma oranı sıfıra düşer” gibi bitşeydi.,

Sac da yeterince uzun bir sürede, oksitkenip yok oluyor..
Sac teknelerimiz de..

Mühendisliğin bize armağan ettiği tüm önlemler, bu doğal akışı mümkün olduğunca geciktirmek üzerine..

Endüstriyel Raspa:
Kum raspası, sacın koruma işlemininde en gelişmiş yöntem, ama bizim gibi amatör ve kendi işini kotarmaya çalışan teknecilerin erişimine ve kirliliği nedeniyle tahammülüne  çok uzak.. Daha çok ilk üretmde levha temizliğinde ve mil oluşmasını engellemek için kullanılıyor..

İkinci yöntem, sulu/buzlu raspa.. Daha ucuz, çok daha az kirletici.. Türkiye’de erişimi çok daha kolay, çekek yerlerinde dışarıdan hizmet şeklinde uygulatabiliyorsunuz.. Zehirli raspası için kullanıldığını gördüm, defalarca izledim, ana ben kullanmadım..

Bunlar geniş yüzeyler için..

Amatör Raspası:
Daha lokal işler için, el aletleri kullanıyoruz.. Basit bir pas çekicinden elektrikli el aletlerine kadar..

Denediklerimden ve vazgeçtiklerimden bahsedeyim: Canavara veya avuç taşlamaya takılmış diskler, türlü tel fırçalar.. Bunlar iç piyasada kolayca ulaşılabilen malzemeler. Ana kapalı alanlarda çok çapak atıyor, çok tozutuyor.. Çapak gidip bir yerlerde tekrar pas yapmaya başlıyor, toz her yere giriyor.. Ve özellikle fırça metali parlatıyor, tekrar zımpara veya diskle diş açnak getekiyor.. (Özellikle tel fırçayı koruma gözlüksüz asla kullanmayın.. Uçan iğnelere dikkat!)

Raspada benim kullandığım ve tavsiye edeceğim raspa çekici ile kaba pası almak, elektrikli süpürge ile cürufu temizlemek ve devamında matkap motoruna  taktığım özel kauçuk bir diskle nihai raspayı yapmak.. bu diski hollanda’da tercoo diye bir firma üretiyor.. Matkap motorunun mandrenine takılabiken tekli, ikili, üçlü ve sadece kendi makinesine takılabiken sekizli diskli çeşitleri var.. Tozutmuyor, sanki pnömatik raspa (air needle) gibi kırıntı (chiiping) üretiyor.. Ve en önemlisi, zımpara, taşlama veya tel fırça gibi yüzeyi  parlatmıyor ve boyanın yapışması için kum raspası gibi metale diş açıyor.. Pnömatik raspa ile kıyaslanamayacak ölçüde çok daha sessiz.. Pontonda konu komşu ile veya çekek yerinde etrafla sorun olmuyor.. İç pyasada satan artık yok..  27Eur’luk yurtdışından sipariş sınırı ile kolaylıklar.. Ya da yurtdışından gelen bir dosta rica edeceksiniz..  Ben ince işler için tekli, biraz daha geniş yüzeylerde üçlü diski kullanıyorum.

Özetle, her nerede tamirat yapacaksanız, yüzeyi sıfıra kadar raspalamadan, yüzeyde eski boya/yağ/kir/toz ve pastan tamanen kurtulmadan ve metale diş açmadan yapacağınız boya, uzun ömürlü olmuyor..

Boya öncesi Temizlik:
Raspayı bitirdikten sonra, elektrik süpürgesi ile tüm tozu ve kırıntıyı tekrar emiyorum.. Dikey yüzeyde Aseton veya tiner ve temiz bir boya fırçası ile yıkıyor, yatayda ise asetonlu bezle siliyorum..

Boya:
Bekletmeden bir kat astar, birbkat kalın ara kat ve iki kat üst boyasını yapıyorum.. Alkid veya epoksi tercihinize kalmış.. Eğer raspama güveniyorsam epoksi boya, güvenmiyorsam alkid veya enamel kullanıyorum, ki ilk pası veya boya kabarmasını gördüğümde tekrar acımadan girişebileyim.. İlk yaptığım kimi iptidai boya hala dayanıyor, iki sene önceki özenerek yaptığım boya koyvermiş bir yerinden.. Deneysel devam ediyorum.. Henüz mutlak doğruyu ve markayı bulanadım.. Çok övülen ve Türkiye’de idistribütörü olan Amerikan menşeili bir matka var, ama endüstriyel ve toptan satıış yapıyorlar ve sattıkları ürünler benim istedikletim değil ne yszık ki..  Bir gün getirmeye karar verirkerse, buradan paylaşırım. Bir ihtimal de uzakyol güverteci tanıdıklata rica edeceğim.. Zehirli ile mutlu ilişkimi sonsuza kadar bitirecek yeni bir planım var., Belki hem bu boyaları, hem de
karina boyasını beraber getirtebilirim.. Bakalım.. Üçüncü dünya ülkelerinde hayaller hiç bitmez..

Bu arada, pası gördüğünüzde ne kadar çabuk müdahale ederseniz, iş o kadar büyümeden, yayılmadan ve çabuk bitiyor.. Sac tekne sahibi olmak demek, plastik tekneciler demir yerinde ellerinde kadeh ile takılırken, bizim boya kabı ve fırça ile dolaşmamız demek.. bugün güvertede bir nokta, yarın sintinede..

Pas dönüştürücü:
El alet işlemeyen bir yerde, bölgeyi temizleyebildiğim kadar temizleyip, pas dönüştürücüyü fırça ile yediriyorum astar olarak..
Uzun ömürlü olmasa da, pası demir fosfat haline getirip pasifleştiriyor ve boya altında çalışmasını kısmen önlüyor.. Kalıcı ve uzun önürlü bir çözüm değil ama dediğim gibi.. O kısımda tek çare.. Üzerine de boyayı yapıyorum..
Würth veya polisanın pas dönüştürücüsünü kullanıyorum.. Bunlar süt gibi bir sıvı ve kabası alınmış pasın üzerine vurduğunuzda, sacı siyah mat bir hale getiriyor.. Yerli marin bir markanın daha ürünü var.. Pas kırıcı diye satıyorlar.. Kalın ve seffaf sarı zamk gibi bir sıvı.. Yaptığım uygulanalarda hoşuma gitmedi.. Pasın rengi değişmedi.. Sanki paslı yüzeyi şeffaf vernikle boyamışım gibi kaldı.. Kimyasal olarak pası pasifleştirdi mi, bilmiyorum.. Dediğim gibi..Sanki pas üzerine şeffaf vernik yapmışım gibi.. Ve parlak bir vernik gibi olduğu için, arakatı sürerken, diş açmak için tekrat zımpara yapmak gerekiyor., Boya tutunabiilsin diye 80 kum kullanmak için de bu pas kırıcıyı kalın ve iki kat atmak gerekiyor., Tekrat kazıyacaksam gereksiz kalın bir malzeme.. Ufak bir alanda bu yaz denedim.. Şişesinde öylece bıraktım.. Raspaya harcadığım emeği, çöpe atmak istenedim.. Bu marka ile bugüne kadar sayısız saçmasapan sorun yaşadım..Zehirlisinden epoksisine hep yerli ve marin diye bir kere daha diyerek şans verdim ama artık bıktım.. Günün birinde büyün bu sorunları toplayıp yazarım..

Kimyasal raspa (etch-prime):
Eğer temizleyeceğim kısım sıvıyı tutabilecek bir formdaysa, misal sintinede stringerlerin birleştiği köşede ama üzerinde mobilya olan, bu sefer boyayı kazıyıp etchpriming denen kimyasal temizlik ile asit iile pası alıp metale iniyordum.. Bunun için birçok asit var ama kullanımları zor.. Benim fosforik asit ile seyrektilmiş bir reçetem var.. Teknede akıl defterimde yazılı.. Gittiğimde  unutmazsam yazarım.. (Nejat Korsan da vakti zamanında paslanmaz zinciri temizlemek için bir oksalit asit reçetesi vermilşti. Bu da aynı mantıkta  kimyasal temizlik)

Ama geçtiğimiz kış, sirke vs gibi daha uysal ve evde bulunan asitlerle ne yapabilirim diye bakınırken aşağıdaki bu videoyu buldum..

Bu da aslında Evaporust diye satılan ve ulaşmımı bu ülkedeki biz fanilere yine yassak! olan ticari bir ürünün, ev üretimi versyonu gibi birşey.. Türkçesini bilmiyorum ama Chelation denen kimyasal bir mekanizma  ile çalışıyor.. Kimya mühendisi  bir korsan, belki işleyişini daha detaylı anlatır..
 Henüz ben denemedim, ama sanıyorum bundan sonra bu karışımı kullanacağım.. Sitrik asit+sodyum karbonat/bikarbonat ile evde yapabileceğimiz çok düşük asitlikte suyla seyreltilmişbbir sıvı.. Kullanması kolay, deri teması, yakması, buharı sorun olmuyor, ve uzun sürelerde bile  metali çok yemiyor diyor kanal sahibi.. Oranlar kanalında paylaşılmış:

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Uzun süredir bir tane kıç kabindeki kuyu bir de salmanın ikuyusunun içindeki pası nasıl temizleyeceğimi düşünüyordum ve güçlü asitlerle oynaşmak gözümde büyüyordu.. Bu videoda bahsedilen reçetenin işimi göreceğini umuyorum.. Göreceğiz..

Son olarak, eğer bir yerde hafif bir pas lekesi varsa ve yandaki tekneye ayıp olmasın, bugünlük vaziyeti kurtaralım dediğiniz durumlarda, pas akıntısının üzerine dökeceğiniz
Sıvılar satılıyot marin mağazalarda (ki bınlar da seyreltilmiş asitler).. İlk fırsattaki mutlu raspanıza kadar, durumu idare ediyor, lekeleri çıkarıyor..

Pas, teknemizin kınası..

Kınalı kuzunuzla, mutlu raspalar Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Kolay gelsin..
*

    O. G.

Ynt: Sac (Steel) Teknesi Olan Korsanlar
« Yanıtla #4 : Ekim 19, 2025, 03:06:27 »
Bı arada, sac tekne üzerine en kapsamlı, pratik!  denenmiş! tamir ve bakım bilgisini “Metal boat repair and maintenance” adlı bir kitapta buldum..

Yazarı hem sac tekne sahibi bir denizci, hem de mühendis olan Scott Fratcher..

Nigel Calder tekne bakımı üzerine ne demek ise, bu üretken ve sorgulayan abimiz de sac tekne ile ilgili konularda o demek..
Bir çok kitap okudum, ama bu abinin bilgisi ve öğrenme aşkı ve pratik külliyatı başka boyutta..

Kitabın pdf’ini internet üzerinden satın alıp, bilgisayarınıza indirebilirsiniz..

Konu ile ilgilenenlere gönülden tavsiye ederim..
« Son Düzenleme: Ekim 19, 2025, 03:09:32 Gönderen: Onur Gölge »

Gezgin Korsan Sosyal Medya Hesaplarını Takip Ediniz

               


*

    E. S.

Ynt: Sac (Steel) Teknesi Olan Korsanlar
« Yanıtla #5 : Ekim 19, 2025, 08:32:47 »
Onur korsanım sac tekne sahipleri icin harika bir yazı kaleme almışsınız, ellerinize sağlık.  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    O. G.

Ynt: Sac (Steel) Teknesi Olan Korsanlar
« Yanıtla #6 : Ekim 19, 2025, 10:45:21 »
Ginger’dan sonraki teknenizi seçerken, belki yardımcı olur kabilinde Efe Korsanım..

Biz yandık, sen yanma Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    A. K.

Ynt: Sac (Steel) Teknesi Olan Korsanlar
« Yanıtla #7 : Ekim 19, 2025, 12:48:50 »
Onur hocam bu ne yahu . Bu kadar detayli
,  izahatli, artisi ve eksisiyle birlikte  boya endustrisi arşivine geçecek kadar güzel bir yazi yazmişsiniz. Saç teknelerw bakip geçerdik ama sayenizde bakimini da  oğrendik.
Ellerinize sağlik , bu yazıyi yazmak sağlam. sabir ister
*

    A. Y.

Ynt: Sac (Steel) Teknesi Olan Korsanlar
« Yanıtla #8 : Ekim 19, 2025, 16:39:47 »
sac teknelerin dışını nasıl boyuyorlar ?  çok pürüssüz duruyor bu hollandalılarınki boya tabancasıyla falanmı oluyor ?
*

    E. S.

Ynt: Sac (Steel) Teknesi Olan Korsanlar
« Yanıtla #9 : Ekim 20, 2025, 09:06:00 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Ginger’dan sonraki teknenizi seçerken, belki yardımcı olur kabilinde Efe Korsanım..

Biz yandık, sen yanma Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Valla meslek metalurji mühendisliği ve bu konuda faaliyet gösteren bir firma sahibi olarak çelik tekneler bana hep sıcak gelirdi. Tamiri bakimi benim icin cok kolay olur diye dusunurdum hep. Sizin yazıyı okuyunca tüm fikrim degisti:))
*

    N. Ö.

Ynt: Sac (Steel) Teknesi Olan Korsanlar
« Yanıtla #10 : Ekim 20, 2025, 11:50:09 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
sac teknelerin dışını nasıl boyuyorlar ?  çok pürüssüz duruyor bu hollandalılarınki boya tabancasıyla falanmı oluyor ?


Çok pürüzsüz görünmesinin nedeni, boyadan önce çok iyi bir alt yapı hazırlığı yapılmasındadır.

Önceden mükemmel bir şekilde macun dolgu ve zımpara yapılıyor.
*

    O. G.

Ynt: Sac (Steel) Teknesi Olan Korsanlar
« Yanıtla #11 : Ekim 20, 2025, 13:50:43 »
Atilla Korsanım,

Bilginin paylaşıldıkça artan bir değer olduğunu bilen buranın müdavimleri için, bir kaç satır yazıp borç ödemek bize yük değil..

Hep aklıma geldikçe söyleyeyim diyorum, unutuyorum..

Ben asıl, üst düzey bir yöneticinin, bir aile babasının, haftaiçi takım elbise kravat iş dünyasının içine dalıp, haftasonları toz kir pasak içinde teknesinin inşaatında boğuşmasını, bu süreçte yaşadıklarını, iş ve belki de aile çevresinin “akıl işi mi bu yaptığın? Herkes gibi sen de golf kulübüne üye olsana” tavsiyelerini, bu süreçte iç dünyasında yaşadığı iç karışıklıkları, belki bocalamalarını, herşeye rağmen yaşadığı iç huzurunu.. şöyle uzuuuuuun bir yazı halinde okumayı ne çok istiyorum..

Gevezelikle yazınca, sac tekne bakımı çok ağır iş gibi görünmüş.. Tahtanın da, plastiğin de, demirin de ve alüminyumun da bakımları en baştan işini bilen mühendis ve teknikerin elinde inşa edildiyse kabaca aynı.. Evet, fiberciler belki biraz daha şanslı.. Ama şu var: geçtiğimiz senelerde bir tekne fuarında dolaşıyorum..  Son model teknelerden birini geziyorum.. Her yer laminant, verzalit gibi suni kaplama.. yer döşemeleri, mobilya.. hepsi.. çok ferah, havadar ama bi plastiklik hava var her yerde.. güverteye çıktım.. gepgeniş bi güverte.. ama içimde garip bi his.. bastığım yer esniyor.. adımımı sakınıyorum sanki.. vardavelaya baldırımı dayadım.. esniyor? Ulan dedim, ne huylu adamsın.. bunu yapan mühendis o moment kolunun bindireceği yükü hesaplamıştır, iki yaslanmayla kırılacağını mı sandın? Eğildim baktım, jelkotta ince belli belirsiz kılcal bi çatlak var.. Alışmışım benim demirden öküzüme öküz gibi davranmaya, bu plastik ve endamlı kuğu beni biraz.. ne bileyim.. bi yeri elimde kalacak sanki..  “Görsün öğrensin diye çağırdık, geldi kırdı iki dakkada görmemiş ayı” demesinler diye parmak ucumda kendimi pontona geri attım..

Herkesin zevki ayrı.. Ama sac teknede ehil kaynakçının yaptığı kaynak dikişinin izleri benim hoşuma gidiyor.. Kot pantolonun sarı dikişleri gibi.. Bunu taşlamaya kalkmak, kilolarca macunla doldurup, gizlemeye çalışmak.. pürüzsüz bir fiber gövde görüntüsü vermek, hem malzemeye hem ustaya haksızlık.. ve suni  duruyor sanki.. Demir bu neticede.. Kaynakla birleştiriliyor..

Ama misal, Marmaray’a bindiğimde bakıyorum hep.. Biniş kapılarının olduğu sahanlığın tam ortasında, paslanmazdan tutamaklar var.. Tabandan gelen tek boru bel hizasında üç kola ayrılıp baş hzasında tekrar tek kola dönüp tavana bağlanıyor.. Bu tek borunun üç boruya bağlandığı yere bakıyorum.. Ne güzel bir kaynak temizlik ve polisaj işçiliği.. koy salondaki vitrine, izle.. inci gibi.. sanki plastikten kalıpta veya polyesterden sıvanarak veya metal döküm ile yapılmış.. Ama kaynak aslında.. burada mesela o temizlik ve o işçiliği görmek çok hoşuma gidiyor.. yapan ustamın ellerine sağlık.. (vagonlar Hundai-rotem ama Türkiye’de üretildi bu arada)
« Son Düzenleme: Ekim 20, 2025, 13:54:32 Gönderen: Onur Gölge »