0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Altını çizerek yeniden söyleyeyim, davanızı bu şekilde Ticaret Mahkemesine taşımayın. Benden bu kadar Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
çünkü vakıayı sizden dinlediğimiz kadarıyla bir talebiniz yerine getirilmemiş, siz de bunu dava konusu etmişsiniz. Karşı taraf ne diyor bilemiyorum.Bülent Korsan'ımMerak ediyorsanız, sizden ricam lütfen açın firmaya sorun " nedir Sinan Özkan'ın sizden istediği, neden tekneyi onarmadınız garanti kapsamında?" diye. Aramak isterseniz genel müdürün cep telefonu dahil tüm iletişim bilgilerini verebilirim size.
Şimdi yazacağımın sizinle ilgisi yok. Üstünüze almayın;Örneğin ben yelkenle ilgili bir soru sorsam, mesela a adlı usta yelkenci yanıt veriyor. Buna mesela b adlı usta yelkenci karşı çıkıyor. Sonra alfabenin diğer harflerini taşıyan usta Yelkenciler ikiye üçe bölünüp soruna kendi yaklaşımlarını anlatıyorlar. İş hukuka gelince , dinine yandığımın GeKosunda aktif 3 hukukçudan biri bu hukuki soruya yanıt veriyor , diğer hukukçular ses etmiyor ve/veya görüşü destekliyor amma velakin nalburundan doktoruna, aliminden köşkerine herkes karşı çıkıyor, hukuki yorumda bulunuyor. Buyurun efendim, sorun sizlerin.
Cennet ülkemizde, sanırım pek çoğumuz yaşadı "garanti süresinde hizmet!" sorununu. Sn. Sinan ÖZKAN'ın durumu bir az farklı geldi bana. Çünkü,söz konusu olan, uluslararası bir marka, üstelik bir köylünün, ülkenin kralına, 19 Yy. başında bile "Berlin'de hakimler var!" dediği bir ülkenin ürünü söz konusu! Bu arada, Sn. Sinan ÖZKAN' ı tanımam, hayatımda karşılaşmadım. Kendisine karşı pek sıcak duygular taşımadığımı da belirteyim: Mesleği olan diş hekimliği, en nefret ettiğim meslekler listesinde 2 nci sırada gelir; 1 ncilik tartışmasız matematik öğretmenliği! İnsanların, pek çok kişinin kendisinden nefret edeceğini bildiği halde, neden bu meslekleri seçtiğini hiç bir zaman anlayamamışımdır!Sinan Bey'in başına gelenin, artık arsızlığın at koşturduğunu, insanların ticarette bile "carpe diem, günü yaşa!" yaklaşımında olduğunu düşündüğüm ülkemizde, her an her birimizin başına gelebilir. Ben, olaya "kendim için" hassasiyet gösteriyorum. Sizi de beklerim!Kısaca özet:Sn. Sinan ÖZKAN gayet yasal bir süreç içerisinde, Türkiye'de Bavaria marka bir yelkenli alır ve hikaye başlar 1. Sinan Bey, uluslar arası isim yapmış bir firmanın ürettiği yelkenli tekneyi, ülkemizdeki yetkili "mümessilinden", yeni ürün olarak, faturalı satın alıyor, 2. Söz konusu firma, Sinan Bey'i, "ücreti karşılığı" Amerikan kütüğüne kaydediyor, 3. Sinan Bey teknik sorunlarla karşılaşıyor, yazışıyor , çizişiyor, "alo"laşıyor ,( belki çok yanlış davranışlar içine girip karşı tarafın sinirini allak bullak ediyor, olur mu olur, ne fark eder ki!) ama yasal hakkı olan teknik desteği bir türlü alamıyor! 4. Tüketici Mahkemesi'ne baş vuruyor (Avukat tutsan, çetrefil bir durum; şirket USA'da, tekne Delawere kütüğünde..) 5. Tekneyi TR de satan ve 2 yıl garanti yükümlülüğünü üstlenen firma, mahkemede savunma yapıyor: "Ben, Gena Yatçılık firmasıyım! Tekneyi satan Anchor yatçılık, ben muhatap değilim; üstelik davayı açan kişi bu konuda yetkisiz, çünkü tekne Delawere'de, Sindy adlı bir şirkete kayıtlı! 6.Mahkeme, doğal ve yasal olarak "Takipsizlik!" kararı veriyor. Sonuçta, "garanti süreci içerisinde, bir teknenin "üretimden kaynaklanan" sorunu ya da sorunları giderilmemiş oluyor! Varsa, yukarıda geçen ifadelerdeki olası hukuki "sürç ü lisanım için özür dilerim. Ve fakat, yıllardır Boat Showlara (Türkçesini denk getiremedim) giderim, Bavaria tanıtım bölgesinde hep GENA şirketini görürüm. Demek yanlış görüyormuşum; bu Şubat ayında daha bir dikkatli bakayım!Heyecanlıyım, ilk kez deneyeceğim! Kısmetse, 5 şey "irtibatlıyacağım mesaja. dün "info Bavaria'ya ilettiğim, kısaca yukarıdaki akışı içeren yazı
sinan korsanımızın yazısını okudum evet herşeyi ben halledeyim elimden geldiği kadarınca dersek zaten hallederiz peki tekne üreticilerine bunu yaptırım olarak sunmazsak bu sefer hatalar düzelmez ama şunuda belirtmeden geçemiyecem ülkemizde tekne imalatında devlet destek verse dünyanın en iyi yelkenlilerini üretebilecek profesyonel beyin var bence ;yalnız işin aslı kısa yoldan az maliyetle para kazanmak olunca ülkemizde bazı işlerde dünya çapında lider olamıyoruz ,şayet düşüncemiz şu olsaydı az para kazanmak ama dünyada lider yelkenli tekne üreticisi olmak işin sırrı aslında bende az para kalite iş .hep aklımdan geçiyor paslanmaz sacdan yada döküm aliminyumdan yelkenli tekne üretmek,saç ve alüminyumdan olmasının sebebi gövdenin çok sağlam olması ;işallah boat show fuarında böyle bir mühendis çıkarda ben yaptım derde takside bağlar bende satın alırım Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş YapYaşamak için her kes çalışıp para kazanmak zorunda! Bunun 2 yolu var: Para kazanmak için bir iş yaparsın ya da bir iş yaparsın, para kazanırsın!Bizde sıkıntı, 2 nci yolu seçenlerin son derece sınırlı olması!Türk üreticiler, "İthal" en kaliteli malzemeyi kullanıyor ama onun montajını yapana para vermiyor, sık eleman değiştiriyor!Bu, hemen tüm iş kollarında fotokopi bir durum!TR deki tekne üreticilerinin baskısı ile, yabancı bayraktan Türk bayrağına geçişte "12 m nin altındaki tekneler, Tr deki üreticileri korumak için bu fırsattan muaf tutulmuş! Italyan ortaklı ve dizaynlı Sirena yatçılık dışında ihraç yeteneği olan ve seri üretim yapan, dünyada kabul görmüş hangi yelkenli üreticisi var Türkiye'de?Ben de bu ülkenin "korunması gereken" tüketicisiyim. Beni niye kimse korumuyor? Kıçımda taşıdığım USA bayrağından acaip rahatsız ama aynı zamanda da USA ya müteşekkirim! 40 yıllık hayalimi, USA sayesinde gerçekleştirdim. Doğup büyüdüğüm, yaşadığım ülkeme mahkum olsam, hep bir heves olarak kalacaktı!Eveti Türkiye'de kaliteli saç, aluminyum özel sipariş (custom made) yat, süper yat ve yelkenli üretiliyor ama "benim için" değil!Ülkemizde bu tip üretimin nedeni, sadece işçiliğin ucuz olması!