0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    S. Ö.

Ynt: Satılmış Teknenin Davası Olmuyormuş
« Yanıtla #30 : Ocak 06, 2016, 19:39:56 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Altını çizerek yeniden söyleyeyim, davanızı bu şekilde Ticaret Mahkemesine taşımayın. Benden bu kadar Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Bülent Korsan'ım tekrar teşekkür ederim düşüncelerinizi paylaştığınız için. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Ve tavsiyeniz üzerine İstanbul'daki hukukçularla bu konuyu konuşuyorum. Bir hukuk bürosu konuyla ilgileneceğini söyledi. Konuyu araştırıyorlar şu aşamada.

Davayı bu şekilde taşımayın diyorsunuz, şekli konusunda sizin tavsiyeniz ne olurdu. daha önce yazdıklarınız forumdan kaldırıldığından göremeiyorum. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    S. Ö.

Ynt: Satılmış Teknenin Davası Olmuyormuş
« Yanıtla #31 : Ocak 06, 2016, 19:46:19 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

 
çünkü vakıayı sizden dinlediğimiz kadarıyla bir talebiniz yerine getirilmemiş, siz de bunu dava konusu etmişsiniz. Karşı taraf ne diyor bilemiyorum.

Bülent Korsan'ım

Merak ediyorsanız, sizden ricam lütfen açın firmaya sorun " nedir Sinan Özkan'ın sizden istediği, neden tekneyi onarmadınız garanti kapsamında?" diye. Aramak isterseniz genel müdürün cep telefonu dahil tüm iletişim bilgilerini verebilirim size.
 


*

    B. B.

Ynt: Satılmış Teknenin Davası Olmuyormuş
« Yanıtla #32 : Ocak 06, 2016, 19:52:19 »
Şimdi yazacağımın sizinle ilgisi yok. Üstünüze almayın;
Örneğin ben yelkenle ilgili bir soru sorsam, mesela a adlı usta yelkenci yanıt veriyor. Buna mesela b adlı usta yelkenci karşı çıkıyor. Sonra alfabenin diğer harflerini taşıyan usta Yelkenciler ikiye üçe bölünüp soruna kendi yaklaşımlarını anlatıyorlar.

İş hukuka gelince , dinine yandığımın GeKosunda aktif 3 hukukçudan biri bu hukuki soruya yanıt veriyor , diğer hukukçular ses etmiyor ve/veya görüşü destekliyor amma velakin
 nalburundan doktoruna, aliminden köşkerine herkes karşı çıkıyor,  hukuki yorumda bulunuyor. Buyurun efendim,  sorun sizlerin.

*

    H. E.

Ynt: Satılmış Teknenin Davası Olmuyormuş
« Yanıtla #33 : Ocak 06, 2016, 20:31:50 »
Bu sohbetten çıkarımım şöyle;
Olayın hukuki boyutu bir yana,X marka otomobil üreten bir firma kendi araçlarından birine otogaz takıldı diye satıcıyı sorgulamadan aracın parasını ödeyerek aracını geri alıyor çünkü marka değeri denilen bir şey var.sanırım bizdeki sıkıntı fabrikasyon üretimin ve marka değerinin algılanması konusunda aynı tekne firmasından aynı aynı bantta üretilen iki tekne alıyoruz sizinkinde sıkıntı yok,benimkinde var ve o firma sizi refere ederek benim haklı itirazlarımı reddediyor ne kadar etik?Bu konuda forumda güncel olan bir konu bile var deniliyorki firma çok ilgili değil ama fiyatlar ucuz(emsallerine göre)
Şahsi görüşüm;bu konuda Sinan bey haklıdır ve konuyu tabir yerinde ise yorgan yakana kadar götürmelidir.
Saygılarımla
*

    S. T.

Ynt: Satılmış Teknenin Davası Olmuyormuş
« Yanıtla #34 : Ocak 06, 2016, 21:01:32 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Şimdi yazacağımın sizinle ilgisi yok. Üstünüze almayın;
Örneğin ben yelkenle ilgili bir soru sorsam, mesela a adlı usta yelkenci yanıt veriyor. Buna mesela b adlı usta yelkenci karşı çıkıyor. Sonra alfabenin diğer harflerini taşıyan usta Yelkenciler ikiye üçe bölünüp soruna kendi yaklaşımlarını anlatıyorlar.

İş hukuka gelince , dinine yandığımın GeKosunda aktif 3 hukukçudan biri bu hukuki soruya yanıt veriyor , diğer hukukçular ses etmiyor ve/veya görüşü destekliyor amma velakin
 nalburundan doktoruna, aliminden köşkerine herkes karşı çıkıyor,  hukuki yorumda bulunuyor. Buyurun efendim,  sorun sizlerin.

Yahu kızma..Bilmezmisin,güzel ülkemin insanlarının yarısı doktor,diğer yarısı da avukattır,bende ikinci yarıya dahil olanlardanım Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap..

Gezgin Korsan Sosyal Medya Hesaplarını Takip Ediniz

               


*

    G. D.

Ynt: Satılmış Teknenin Davası Olmuyormuş
« Yanıtla #35 : Ocak 06, 2016, 21:24:22 »
Bülent Abi'cim;

Yazdığını gördüm gittim açtım laptop'u, geldim.

Gece geç bir saat mesajı gördüm. Karara baktım. Hakimin doktorası varmış dedim. Sonra davacı vekilini göremedim. Allah allah dedim. Sonra davalı vekilide abimiz miş dedim. Bir an kafam karıştı.  Korsanımız davalı şirket mi vs derken, bir baktım, alacağa baktım ve cebi kapadım.

Öncelikle şunu söylemek isterim ki, dosyayı görmeden dosya hakkında bir yorumda bulunmak, satım sözleşmesi ve fatura başta olmak üzere uyuşmazlığa konu belgeleri görmeden de uyuşmazlığa ilişkin bir hukuki kanaatte bulunmak istemem. Bülent abimin de benimle bu konuda aynı fikirde olduğunu yukarıdaki satırlarında açıkça görüyorum.

Ancak Korsanlara bu konuda genel bir bilgilendirme yapmak yerinde olacaktır. Bu sebeple az sonra.......

 
*

    G. D.

Ynt: Satılmış Teknenin Davası Olmuyormuş
« Yanıtla #36 : Ocak 06, 2016, 21:34:38 »
Öte yandan bir tekneyi B şirketinden alan ve bunu yine bir şirket üzerine kaydeden X kişisinin, yapmış olduğu satımın bir ticari iş olduğu açıktır.

Hatta bu kişinin USA da kurmuş olduğu şirketide de temsil etmesi sebebi ile tacir sıfatına sahip olduğu da aşikardır.

Öyleyse durumu Türkçe özetler isek;

B'den tekne alan ve bu tekneyi kendi şirketi üzerine kaydettiren kişi X, TACİRDİR.

Tacir olmanında bir çok sonucu vardır.

Emsal bir uyuşmazlığı bu sebeple Ticaret mahkemesine taşısak dahi, X davacı sıfatıyla açacağımız davayı yine usuli sebepler ile kaybetmesi muhtemeldir.

Belki çok haklı olduğumuz bir davayı "tacir" sıfatına sahip olmanız sebebi ile tacir sıfatına sahip bir kişinin basiretli davranma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olmanız sebebi ile kaybedebiliriz.

Şöyle ki ticari alımlarda Türk Ticaret Kanunun 23/c bendi "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır."       

Buda TBK 223/2 hükmü yani bir gizli ayıp durumunda....

Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.

Bu noktada X tarafından hemen bildirim yapılıp yapılmadığı ve yapılmış ise de hangi şekilde olduğu önemlidir.


Çünkü bir tacir in telefon ile yada mail yolu ile bildirimde bulunması mümkün değildir. Bu şekilde yapmış olduğu bildirim hukuken yoktur. Olmayan bir şeyide ne hukuk ne de hakim dikkate almaz.

Öyleyse Türk Hukukunda tacirler nasıl ihtar ve ihbarda bulunur?


TTK 18/3 der ki"(3) Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır."


Öyleyse, malımız geldi çok açık bir ayıp için 2 gün, inceleme + incelettirme ile ortaya çıkabilecek bir ayıp için ise 8 günlük bir inceleme ve bildirim süremiz bulunmaktadır. Ayıp bu incelemelerde ortaya çıkmayacak, hukuki tanımı ile bir gizli ayıp ise bu durumda da bildirimin ayıbın çıkmasından sonra hemen yapılması gerektiğinin hukuki sorumluluğumuz olduğunu bilelim.

Sonuç, ticari alımlarda, malı aldığımızda mutlaka incelememiz veya konunun uzmanlarına incelettirmemiz, eğer ihtar veya ihbarı gereken bir husus var ise de bunu süresi içinde ve şekline uygun olarak yapmamız TACİR OLMAMIZ SEBEBİ İLE YASAL SORUMLULUĞUMUZDUR.

Şimdi bu kısım; ulusal ticaretimiz için geçerli bir husus. Ancak satıma konu malın, Almanya veya Türkiye'den USA'ya satılmış olması, satıma konu mala ilişkin satım sözleşmesine yetki-görev ve uygulanacak hukuk konusunda hükümler bulunması burada yazdıklarımızda değişikliğe sebebiyet verebilir. 

Bu durumda da seçtiğimiz hukukta düzenlenmiş inceleme ve bildirim süreleri ile ihtar şekline bakmamız gerekir.

Umarım yeterli olmuştur.


*

    F. B. D.

Satılmış Teknenin Davası ayrı, tüketici bilinci ayrı!
« Yanıtla #37 : Ocak 23, 2016, 23:24:12 »
Cennet ülkemizde, sanırım pek çoğumuz yaşadı "garanti süresinde hizmet!" sorununu.
 
 Sn. Sinan ÖZKAN'ın durumu bir az farklı geldi bana. Çünkü,söz konusu olan, uluslararası bir marka, üstelik bir köylünün, ülkenin kralına, 19 Yy. başında bile  "Berlin'de hakimler var!" dediği bir ülkenin ürünü söz konusu!
 Bu arada, Sn. Sinan ÖZKAN' ı tanımam, hayatımda karşılaşmadım. Kendisine karşı pek sıcak duygular taşımadığımı da belirteyim: Mesleği olan diş hekimliği, en nefret ettiğim meslekler listesinde 2 nci sırada gelir; 1 ncilik tartışmasız matematik öğretmenliği! İnsanların, pek çok kişinin kendisinden nefret edeceğini bildiği halde, neden bu meslekleri seçtiğini hiç bir zaman anlayamamışımdır!
Sinan Bey'in başına gelenin, artık arsızlığın at koşturduğunu, insanların ticarette bile "carpe diem, günü yaşa!" yaklaşımında olduğunu düşündüğüm ülkemizde, her an her birimizin başına gelebilir. Ben, olaya "kendim için" hassasiyet gösteriyorum. Sizi de beklerim!
Kısaca özet:
Sn. Sinan ÖZKAN gayet yasal bir süreç içerisinde, Türkiye'de Bavaria marka bir yelkenli alır ve hikaye başlar
 1. Sinan Bey, uluslar arası isim yapmış bir firmanın ürettiği yelkenli  tekneyi, ülkemizdeki yetkili "mümessilinden", yeni ürün olarak, faturalı satın alıyor,
 2. Söz konusu firma, Sinan Bey'i, "ücreti karşılığı" Amerikan kütüğüne kaydediyor,
 3. Sinan Bey teknik sorunlarla karşılaşıyor, yazışıyor , çizişiyor, "alo"laşıyor ,( belki çok yanlış davranışlar içine girip karşı tarafın sinirini allak bullak ediyor, olur mu olur, ne fark eder ki!) ama yasal hakkı olan teknik desteği bir türlü alamıyor!
 4. Tüketici Mahkemesi'ne baş vuruyor (Avukat tutsan, çetrefil bir durum; şirket USA'da, tekne Delawere kütüğünde..)
 5. Tekneyi TR de satan ve 2 yıl garanti yükümlülüğünü üstlenen firma, mahkemede savunma yapıyor:
 "Ben, Gena Yatçılık firmasıyım! Tekneyi satan Anchor yatçılık, ben muhatap değilim; üstelik davayı açan kişi bu konuda yetkisiz, çünkü tekne Delawere'de, Sindy adlı bir şirkete kayıtlı!
 6.Mahkeme, doğal ve yasal olarak "Takipsizlik!" kararı veriyor.
 Sonuçta, "garanti süreci içerisinde, bir teknenin "üretimden kaynaklanan" sorunu ya da sorunları giderilmemiş oluyor!
 Varsa, yukarıda geçen ifadelerdeki olası hukuki "sürç ü lisanım için özür dilerim.
 Ve fakat, yıllardır Boat Showlara (Türkçesini denk getiremedim) giderim, Bavaria tanıtım bölgesinde hep GENA şirketini görürüm.
Demek yanlış görüyormuşum; bu Şubat ayında daha bir dikkatli bakayım!
Heyecanlıyım, ilk kez deneyeceğim! Kısmetse, 5 şey "irtibatlıyacağım mesaja.
 dün "info Bavaria'ya ilettiğim, kısaca yukarıdaki akışı içeren yazı

*

    F. B. D.

(Karizmayı çizdirdik!)
« Yanıtla #38 : Ocak 23, 2016, 23:30:16 »
Yaw, "ekler" i seçince neden pastahane moduna geçiyor sistem! Beceremedim dosya eklemeyi!
Kısacası, tüketici olarak tepki vermezsek, yarın B firması da, C firması da  A firmasını takip eder; artık her kes en az masrafla en fazla gelire bakıyor.
Tepkinizi dile getirin, hepimizin geleceği için!
*

    A. Ç.

Ynt: Satılmış Teknenin Davası Olmuyormuş
« Yanıtla #39 : Ocak 24, 2016, 08:06:14 »
Türkiye'de satan firmanın mümessili varsa i olmak zorundadır ve yeteri kadar servis istasyonu da bulunmalıdır, teknede meydana gelmiş üretim hatalarından mümessil sorumludur. Açılan davada bu sorumluluk konu edilmeliydi.
*

    O. A.

Ynt: Satılmış Teknenin Davası Olmuyormuş
« Yanıtla #40 : Ocak 25, 2016, 12:45:21 »
valla yazılanları okudum bence dava açıpta kendinizi yormanıza gerek yok bende benetau marka tekne almıştım ve tüm ekipmanlarını aldığım halde elden geçirdim yani bu tekne işi araç işi gibi değil mutlaka ufak tefek sorunlar olur bence su alabilecek yerleri elinizden geldiği kadarı ile yapmanızı öneririm ,zaten atasözü vardır her denize çıkış bir masraftır ............sıfır teknede olsa bu atasözü değişmez Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    S. Ö.

Ynt: Satılmış Teknenin Davası ayrı, tüketici bilinci ayrı!
« Yanıtla #41 : Ocak 25, 2016, 12:53:09 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Cennet ülkemizde, sanırım pek çoğumuz yaşadı "garanti süresinde hizmet!" sorununu.
 
 Sn. Sinan ÖZKAN'ın durumu bir az farklı geldi bana. Çünkü,söz konusu olan, uluslararası bir marka, üstelik bir köylünün, ülkenin kralına, 19 Yy. başında bile  "Berlin'de hakimler var!" dediği bir ülkenin ürünü söz konusu!
 Bu arada, Sn. Sinan ÖZKAN' ı tanımam, hayatımda karşılaşmadım. Kendisine karşı pek sıcak duygular taşımadığımı da belirteyim: Mesleği olan diş hekimliği, en nefret ettiğim meslekler listesinde 2 nci sırada gelir; 1 ncilik tartışmasız matematik öğretmenliği! İnsanların, pek çok kişinin kendisinden nefret edeceğini bildiği halde, neden bu meslekleri seçtiğini hiç bir zaman anlayamamışımdır!
Sinan Bey'in başına gelenin, artık arsızlığın at koşturduğunu, insanların ticarette bile "carpe diem, günü yaşa!" yaklaşımında olduğunu düşündüğüm ülkemizde, her an her birimizin başına gelebilir. Ben, olaya "kendim için" hassasiyet gösteriyorum. Sizi de beklerim!
Kısaca özet:
Sn. Sinan ÖZKAN gayet yasal bir süreç içerisinde, Türkiye'de Bavaria marka bir yelkenli alır ve hikaye başlar
 1. Sinan Bey, uluslar arası isim yapmış bir firmanın ürettiği yelkenli  tekneyi, ülkemizdeki yetkili "mümessilinden", yeni ürün olarak, faturalı satın alıyor,
 2. Söz konusu firma, Sinan Bey'i, "ücreti karşılığı" Amerikan kütüğüne kaydediyor,
 3. Sinan Bey teknik sorunlarla karşılaşıyor, yazışıyor , çizişiyor, "alo"laşıyor ,( belki çok yanlış davranışlar içine girip karşı tarafın sinirini allak bullak ediyor, olur mu olur, ne fark eder ki!) ama yasal hakkı olan teknik desteği bir türlü alamıyor!
 4. Tüketici Mahkemesi'ne baş vuruyor (Avukat tutsan, çetrefil bir durum; şirket USA'da, tekne Delawere kütüğünde..)
 5. Tekneyi TR de satan ve 2 yıl garanti yükümlülüğünü üstlenen firma, mahkemede savunma yapıyor:
 "Ben, Gena Yatçılık firmasıyım! Tekneyi satan Anchor yatçılık, ben muhatap değilim; üstelik davayı açan kişi bu konuda yetkisiz, çünkü tekne Delawere'de, Sindy adlı bir şirkete kayıtlı!
 6.Mahkeme, doğal ve yasal olarak "Takipsizlik!" kararı veriyor.
 Sonuçta, "garanti süreci içerisinde, bir teknenin "üretimden kaynaklanan" sorunu ya da sorunları giderilmemiş oluyor!
 Varsa, yukarıda geçen ifadelerdeki olası hukuki "sürç ü lisanım için özür dilerim.
 Ve fakat, yıllardır Boat Showlara (Türkçesini denk getiremedim) giderim, Bavaria tanıtım bölgesinde hep GENA şirketini görürüm.
Demek yanlış görüyormuşum; bu Şubat ayında daha bir dikkatli bakayım!
Heyecanlıyım, ilk kez deneyeceğim! Kısmetse, 5 şey "irtibatlıyacağım mesaja.
 dün "info Bavaria'ya ilettiğim, kısaca yukarıdaki akışı içeren yazı

Desteğiniz için teşekkür ederim Fikret Korsan.
 Her ne kadar beni sevmeseniz de  muhtaç olmamanızı dilerim  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Valla bizim nesil, hangimiz mesleğini bilinçli ve isteyerek seçiyordu ki...... ama şunu da itiraf edeyim mesleğimi bilinçsiz seçmiş de olsam severek yapıyorum ve tekrar meslek seçme şansım olsa hiç tereddütsüz diş hekimliğini seçerdim.... Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Tepki konusuna gelince sanırım Bavaria ile olan mücadelemde bazı korsan kardeşlerin benim tek taraflı yayın yapmamdan kaynaklanan rahatsızlıkları var ve sanki ben sürekli Bavaria firmasını kötüleyen bir rakip firma temsilcisi muamelesi hissediyorum. Yelken camiasına Bavaria yelkenlimi alarak 2013'de katıldım. Ondan öncesinde de sonrasında da fuarlar dışında hiçbir firmayla görüşmüşlüğüm  yok.  Benim tek ama tek derdim su alan teknemim sorununun halledilmesiydi. Biraz inatçı bir kişiliğim olabilir, haksızlığa tahammülüm olmayabilir bunlar beni  Gena yatçılıkla bu noktaya getirmiş olabilir. Amaaan ya ne uğraşıyorum sorunu kendim halledeyim başım ağrımasın deseydim şimdi bu konu bu platformda bu konu bu kadar uzamayacaktı. Ama bunu ben yapamıyorum.
Tek taraflı yayın meselesine dönersek önerim şudur ki ; Yaklaşan Boat Show'da gezgin korsanlardan bu konuyu merak edenler bir araya gelip gidelim Gena Yatçılığın standına ve soralım nedir bu işin aslı neden bu teknenin sorunu halledilmiyor. Neden bu olayda  bu kadar inatçısınız.Mahkemede neden tekneyi biz satmadık bizi ilgilendirmez dediniz diye soralım hep beraber. Orada karşı taraf olan satıcı firmaya da söz hakkı vermiş oluruz bu şekilde....
*

    O. A.

Ynt: Satılmış Teknenin Davası Olmuyormuş
« Yanıtla #42 : Ocak 25, 2016, 13:08:27 »
sinan korsanımızın yazısını okudum evet herşeyi ben halledeyim elimden geldiği kadarınca dersek zaten hallederiz peki tekne üreticilerine bunu yaptırım olarak sunmazsak bu sefer hatalar düzelmez ama şunuda belirtmeden geçemiyecem ülkemizde tekne imalatında devlet destek verse dünyanın en iyi yelkenlilerini üretebilecek profesyonel beyin var bence ;yalnız işin aslı kısa yoldan az maliyetle para kazanmak olunca ülkemizde bazı işlerde dünya çapında lider olamıyoruz ,şayet düşüncemiz şu olsaydı az para kazanmak ama dünyada lider yelkenli tekne üreticisi olmak işin sırrı aslında bende az para kalite iş .
hep aklımdan geçiyor paslanmaz sacdan yada döküm aliminyumdan yelkenli tekne üretmek,saç ve alüminyumdan olmasının sebebi gövdenin çok sağlam olması ;işallah boat show fuarında böyle bir mühendis çıkarda ben yaptım derde takside bağlar bende satın alırım Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    C. G.

Ynt: Satılmış Teknenin Davası Olmuyormuş
« Yanıtla #43 : Ocak 25, 2016, 17:38:29 »
Olcay korsan,

Boke'nin actigi sandal konusunda ki yazini ve bu cevabini da okudum. Hic bir sey anlamadim yazim kurallarina uymuyorsun, yazdiklarin anlasilamiyor. Anlasilabilmek istiyorsan yazdiklarina ozen gostermeni rica edecegim.
*

    F. B. D.

Yeelkenli Tekne Üreticileri..
« Yanıtla #44 : Ocak 26, 2016, 02:02:08 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
sinan korsanımızın yazısını okudum evet herşeyi ben halledeyim elimden geldiği kadarınca dersek zaten hallederiz peki tekne üreticilerine bunu yaptırım olarak sunmazsak bu sefer hatalar düzelmez ama şunuda belirtmeden geçemiyecem ülkemizde tekne imalatında devlet destek verse dünyanın en iyi yelkenlilerini üretebilecek profesyonel beyin var bence ;yalnız işin aslı kısa yoldan az maliyetle para kazanmak olunca ülkemizde bazı işlerde dünya çapında lider olamıyoruz ,şayet düşüncemiz şu olsaydı az para kazanmak ama dünyada lider yelkenli tekne üreticisi olmak işin sırrı aslında bende az para kalite iş .
hep aklımdan geçiyor paslanmaz sacdan yada döküm aliminyumdan yelkenli tekne üretmek,saç ve alüminyumdan olmasının sebebi gövdenin çok sağlam olması ;işallah boat show fuarında böyle bir mühendis çıkarda ben yaptım derde takside bağlar bende satın alırım Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Yaşamak için her kes çalışıp para kazanmak zorunda! Bunun 2 yolu var: Para kazanmak için bir iş yaparsın ya da bir iş yaparsın, para kazanırsın!
Bizde sıkıntı, 2 nci yolu seçenlerin son derece sınırlı olması!
Türk üreticiler, "İthal" en kaliteli malzemeyi kullanıyor ama onun montajını yapana para vermiyor, sık eleman değiştiriyor!
Bu, hemen tüm iş kollarında fotokopi bir durum!
TR deki tekne üreticilerinin baskısı ile, yabancı bayraktan Türk bayrağına geçişte "12 m nin altındaki tekneler, Tr deki üreticileri korumak için bu fırsattan muaf tutulmuş! Italyan ortaklı ve dizaynlı Sirena yatçılık dışında ihraç yeteneği olan ve seri üretim yapan, dünyada kabul görmüş hangi yelkenli üreticisi var Türkiye'de?
Ben de bu ülkenin "korunması gereken" tüketicisiyim. Beni niye kimse korumuyor? Kıçımda taşıdığım USA bayrağından acaip rahatsız ama aynı zamanda da USA ya müteşekkirim!
 40 yıllık hayalimi, USA sayesinde gerçekleştirdim. Doğup büyüdüğüm, yaşadığım ülkeme mahkum olsam, hep bir heves olarak kalacaktı!
Eveti Türkiye'de kaliteli saç, aluminyum özel sipariş (custom made) yat, süper yat ve yelkenli üretiliyor ama "benim için" değil!
Ülkemizde bu tip üretimin nedeni, sadece işçiliğin ucuz olması!