Gezgin Korsan
Korsan Kıraathanesi => Güverte Sohbetleri => Konuyu başlatan: İlker Erkman - Eylül 30, 2023, 10:48:11
-
Gördüğüm kadarı korsanların çoğu gezilerinde gittikleri yerlerde kıçtan kara olmayı seviyor. İskeleye bağlanılacaksa kıçtan kara için lafım yok yanlız demirleyip kayadan veyahut uygun bir maddeden halat alıp kıçtan kara olmayı pek sevmiyorum. Ani bindiren özelliklede bordadan gelen rüzgarlarda çok zor durumda kalınabilinir. Bence sağlam demirleyip alargada kalmak çok daha emniyetli tekne rüzgara göre salar ve sıkıntı yaratmaz. Korsanların bu konudaki görüşlerini merak ediyorum Alarga mı, Kıçtan kara mı?
-
Bende psikolojik olarak kictan kara daha güvenli gibi geliyor. Tonoz hariç Demirdeyken sürekli dönmek acaba tariyormuyuz ürpertisi ile gece uykusunu haram ediyor.
Yoksa dediginiz gibi bordadan gelen ruźgar ve demirin kurtulmasi çok daha kötu netice verir , kurtarmasi çok zor
-
Geniş, iyi demir tutan kumluk alan varsa çok da derin değilse alarga daha güvenli bence.
-
Dünyanın en kötü denizlerinde alargada durulur, limanlarda aborda olunur, kıçtankara diye bişey bilinmez.
Bizim korunaklı ve billur sularımızda ise kıyıya yakın olmak keyiflidir, tercih edilir.
Ama tekneyi iki nokta (demir-koltuk) arasına germek iyi ve doğru bişey değil. Sert havalarda tekne ve donanım üzerinde aşırı yükler oluşturur.
Zaten teknik olarak da kıçtankara dururken bordadan hava sertlediğinde koltuk halatı geçiçi olarak başa alınır ve rüzgar alanı küçültülür, yetmiyorsa (ve alan müsaitse) koltuklar fora edilir alargaya geçilir, o da yetmeyince avara olunur.
Yani kıçtankara sadece sakin zamanlar için uygun bir teknik.
-
Bu tip seçenekli soruların cevabı: EVET olabilir ancak :)
Benim için alarga asıl, kıçtan kara ise zorunluluk... İlk birkaç yıl alargadayken kabinde uyku haram oluyordu; sonrasında işi öğrendikçe asıl kıçtan karayken kabine inip uyuyamamaya başladım - ki mantıklı olan da bu... sonuçta tehlike taramak değil, tarayıp bir yere çarpmak - ki o "bir yer" kıçtan karayken çok daha yakında oluyor alargaya göre... kıçtan kara tekne koltuk halatlarını bırakıp açık denize uzaklaşamaz ama demir tarayıp kayalara çıkabilir.. Kıçtan kara yapınca tekneye "sadece karaya oturabilirsin" demiş oluyoruz aslında...
Bazı yerlerde ortaya geçip alargaya demir atınca millet kızıyor... Mesela Oğlanboğuldu... gerçekten de adayla kara arasındaki bölgede alarga yapmaya kalkınca 3, hadi belki 4 tekne yapabilir ama herkes kıçtankara olunca aynı yere 10-15 tekne (gerek adadan gerek karadan koltuk alıp) rahat rahat sığabiliyor... Oralarda doğal olarak erken vakitte de gelmiş olsan "yok ben alargacıyım kardeş" diyemiyorsun... İlla yapacaksan da adanın doğusuna gitmen gerekiyor...
Ben artık kıçtan kara yapacaksam tamburlu halatı mantığın sınırlarına kadar boşaltıp karayla aramda en az 40 mt mesafe bırakmaya çalışıyorum; bu uğurda diğer halatı marina halatlarımla uç-uca kasa yapıp 30+15+15 şeklinde 3 parça kullanıyorum... Bu sayede karaya demir tarama aplikasyonlarını düzgün kullanabileceğim kadar anlamlı bir mesafede tutmuş oluyorum tekneyi, çünkü karaya yakınım diye 15mt çap kurduğunuzda telefon eldeyken tekne içinde başa gittiğinizde de alarmı tetikleyebiliyorsunuz gecenin köründe...
-
Ne yazık ki bizim mavi yolculuk kıyılarımız genelde alargaya uygun değil.
Hep küçük ve derin girintilerden oluşuyor.
Geniş ve derinliği uygun koylarda otomatik olarak alargacılar çoğalıyor zaten.
Küçük bir koyda başka tekneler kıçtankara yapmış ise gidip ortalarında alargada durulmaz, mecbur önceki teknelere uyum sağlamak gerekir. (günübirlik ticari tekneci değilseniz!)
-
Uzak yol teknelerinin birçoğunda kıç demir donanımı görüyorum. Hem baştan hem de kıçtan demir atılabilecek durumlar hakkında teorik/pratik bilgi veren online kaynak var mı bildiğiniz ?
-
Bende acil durumlar için bilmediğim yerlerde hazir vaziyette tuttuğum uzerinde 20 mt 14 luk halat bağli her zaman kictan atabileceğim bir demir olur. Bir anda karaya oturduğunuzda kictan demir atarak teknenin dalgalarla daha cok oturmasini önleyebilirsiniz.
Kiç demiri tekneyi tutarken baş demir + ırgat ile kurtulma şansiniz var
Tavsiye ederim , zaten bir kere lazim oluyor 😊
-
Doğrusu her zaman alargadır ama, koy içi derinliği, koyun büyüklüğü ve diğer teknelerin bağlanma şekli kıçtak karaya zorlayabilir. Kıçtan kara bağlı iken tekneniz kımıldamıyorsa alargada daha az ihtimalle kımıldar. Koylarımız genellikle küçük ve kapalı olduğu için zaten çakıl taşını misinaya ağlayıp atsanız tutacaktır.
-
Zaten Alarga da uyurken demir tarama endişesi yaşamamak için demir alarmı kullanmıyor musunuz ?
Kıçtankara bana da sakat geliyor demir tarama değilde ani bastıran havalarda hiç şans yok gibi birşey
-
Uzak yol teknelerinin birçoğunda kıç demir donanımı görüyorum. Hem baştan hem de kıçtan demir atılabilecek durumlar hakkında teorik/pratik bilgi veren online kaynak var mı bildiğiniz ?
Uzak yol tekneleri tonoz olmayan limanlara yanaşırken, kıçtan demir atıp baştan kara pozisyonunda yanaşıyorlar. Bu sebeple kıçta demir, hatta 2. bir ırgatı olan tekneler de var. Ayrıca hafif havalarda, rüzgar ve solugan aynı yönden gelmiyorsa yalpayı kesmek için de kıçtan 2. bir demir atıp baş kıç hafif gerilerek tekne soluganın geldiği yöne çevirilebilir.
-
Alarga, güney egedeki kıyılarımıza çok da uygun değil bence. Hem korunaklı koy bulacaksın, hem zemini kum olacak, hem derinliği 13 metreyi geçmeyecek (çoğu teknede maks 100 m zincir olduğunu varsıyımla), hem de diğer teknelere çapariz vermeyeceksin. Zor, hatta imkansız gibi. Sezonda kalabalık, sezon dışında ise havanın tutarsızlığı nedeniyle tüm faktörlerin bir araya gelme şansı neredeyse yok gibi.
Örneğin geçen yıl, Knidos' ta +75 tekne birlikte geceledik. Teorik olarak alarga ancak hem iskele tarafındaki kayalıklardan açmaz almış hem de ikinci demirimi sancak tarafına iskelenin ayakları dibine kadar su altından taşımıştım. Ana demire 40 metre zincir döşemiş, ve zinciri tekneden 10 metre ötesinden, deniz dibindeki kayalıkarın altına sıkıştırmıştım. Şansımıza rüzgar hiç dönmedi, ama hiç de durmamıştı. Gece boyunca bağırış çağırış hiç bitmemiş, ben de bir göz açık uyumuştum.
O gece benzeri önlemleri almayan teknelerin tamamı demir taradı, diğer teknelerin üzerine düştüler veya ciddi çapariz yaptılar.
Başka bir gece Bozukkale, batı tarafındaki kayalkların saçak altına (!) kıçtankara bağlanmıştık. Gece yarısı azan civarnalar taşı toprağı tepemize süpürmeye başlayınca apar topar alargaya kaçmıştım. Tabi ki yine tavşan uykusu ...
Kesin bir şey söylenememekle birlikte, çok kısa bir zaman diliminde birin diğerine karşı olan üstünlükleri bir anda dezavantaja dönebiliyor.
Uzun lafın kısası, her durumun kendine has özellikleri, problemleri için de kendine has çözümleri var.
-
Uzun lafın kısası, her durumun kendine has özellikleri, problemleri için de kendine has çözümleri var.
Zurnanın "miiiiiiiii" sesi çıkardığı yer burası.
Ayvalık iç denizde, maden adası koyunda, sivrice'de, bozcaada'da, ertuğrul koyunda alarga, ortunç koyunda, kabatepe'de kıçtan kara. Kıçtankara yapılan yerde rüzgar değişmemeli. Değişiyorsa, kıç halatlarını gevşetme opsiyonu olmalı ve bu diğer tekneler için çapariz olmamalı..
-
Kıçtan kara bize has (belki de Akdeniz coğrafyasına has) bir bağlanma şeklidir bence. Karadan kopamama/kopmama psikolojisi de olabilir. Kuzey ülkelerinde ve Amerika’da insanlar pontonlara baştan kara yapmayı tercih ediyorlar (mahrumiyet seviyesini artırmak için). Akdeniz insanı ise gelene geçene bulaşsın, geyik yapsın,vb. :)
Bence doğru bir demirleme ekipmanıyla, doğru şekilde demirledikten sonra alarga kadar konforlusu yoktur.
Sevgi&Saygı
Hakan
-
pontona baştaN yanasmak aslında konforlu. Biz ne yapıyoruz ? kıçtan kara yapacağız diye 1 milden tornistana başlıyoruz . Önce tornistanı tutturuyoruz sonra eğer yekeliyse o hızda , manevralarda, dümeni ani katlamamak için çok sağlam tutuyoruz. Malum herkes bakarken öyle tıngır mıngır gelinmez . Pontona varınca aman koltuk halatları vs bağırış çağırış . Yanaşıyoruz.
Baştan yanaşmak çok rahat geliyorsun , giriyorsun . Çıkışta da zaten iskele sancak tutunmalık hemen bir tornistan , biraz açtın mı ver ileri gazı suları köpürterek tam gaz çık . Herkes te alkışlasın .
Hakan korsanın dediği gibi kıçtan kara çok daha eğlenceli . gelene gidene laf at , kadeh kaldır vs. ?^#Fl
-
:D
-
Baştan kara manevrasinin daha zor olugunu dusunuyorum. Dümenci kictan kara yanasirken rıhtım veya iskeleye olan mesafeyi çok daha rahat görüp, dümeni ve gaz kolunu bırakmadan palamar halatini karaya ulaştırabilir.
-
Ayrıca kıctan inip binmek, malzeme taşımak çok daha kolay değil mi? Ben İskandinav denizcilerin baştan kara ısrarına anlam veremiyorum. Belki dümen palasını koruma amaçlı bir hareket olabilir
-
Haklısın malzeme indir bindir çok daha kolay . Ayrıca Herkes baştan yanaşırsa kokpıtler yine burun buruna geliyor . :) Yani tekneler arası privacy değil iskeleden gelenlere privacy olabilir. Zaten oraya gelen de sokakdan geçen değil , tekne sahibidir . Eski tip palaların dışarıda olduğu zamandan kalma ALışkanlık denebilir , yanaşma manevrası kolay denebilir.
-
Ben bir de yaz aylarında popüler koylardaki kıçtan karaya bağlanma konusuna neden karşı olduğumu ve alargada kalmayı neden tercih ettiğim hakkında iki kelam etmek isterim.
Öncelikli çekincem hijyen... Normalde 10 teknenin rahat rahat "alarga"da kalabileceği genişlikte bir koya, ısrarla 120 tekneyle giriyoruz ve tekneleri tersane gibi yan yana, yan yana karaya bağlıyoruz. E bu tekne sahiplerinin %10'u işgüzarlık edip sintine yapıp , siyah tankını boşalttığında ortalık kanalizasyona dönüyor. Hadi gel de o canım koyda denize gir... Hani çoğu zaman kayalıklarda oluşan ve yosun zannedilen o kaygan şeylerin her zaman yosun olmayabileceği konusundan bahsetmeme gerek yok sanırım. İşte ben bu yüzden bu tip kalabalık koylarda ne kendim denize girerim ne de ailemi sokarım.
Beni rahatsız eden ikinci olay ise saygı... 30 metrelik bir halalta 3 metre genişliğindeki bir tekneyi kıçtan kara yaptığınızı düşünün, 90m2 lik bir alana 2 gün, 3 gün için bir gecekondu kurmuş gibi oluyorsunuz. Size özel diye düşündüğünüz o bölgeye kimse giremiyor. Özetle ben bu iki sebepten dolayı "alarga"cıyım.
Genel temayüle aykırı şeyler söylediğimin farkındayım ama konu başlığını görünce yazayım dedim..
Sevgi&Saygı
Hakan
-
H
Ben bir de yaz aylarında popüler koylardaki kıçtan karaya bağlanma konusuna neden karşı olduğumu ve alargada kalmayı neden tercih ettiğim hakkında iki kelam etmek isterim.
Öncelikli çekincem hijyen... Normalde 10 teknenin rahat rahat "alarga"da kalabileceği genişlikte bir koya, ısrarla 120 tekneyle giriyoruz ve tekneleri tersane gibi yan yana, yan yana karaya bağlıyoruz. E bu tekne sahiplerinin %10'u işgüzarlık edip sintine yapıp , siyah tankını boşalttığında ortalık kanalizasyona dönüyor. Hadi gel de o canım koyda denize gir... Hani çoğu zaman kayalıklarda oluşan ve yosun zannedilen o kaygan şeylerin her zaman yosun olmayabileceği konusundan bahsetmeme gerek yok sanırım. İşte ben bu yüzden bu tip kalabalık koylarda ne kendim denize girerim ne de ailemi sokarım.
Beni rahatsız eden ikinci olay ise saygı... 30 metrelik bir halalta 3 metre genişliğindeki bir tekneyi kıçtan kara yaptığınızı düşünün, 90m2 lik bir alana 2 gün, 3 gün için bir gecekondu kurmuş gibi oluyorsunuz. Size özel diye düşündüğünüz o bölgeye kimse giremiyor. Özetle ben bu iki sebepten dolayı "alarga"cıyım.
Genel temayüle aykırı şeyler söylediğimin farkındayım ama konu başlığını görünce yazayım dedim..
Sevgi&Saygı
Hakan
Hakan Korsanım sorun da tam sizin bahsettiğiniz şu nüanstan kaynaklanıyor; 10 teknenin rahat rahat "alarga"da kalabileceği genişlikte bir koya, ısrarla 120 tekneyle giriyoruz
Mesela Göcek koylarının çoğunda derinlikten dolayı aslında 10 teknelik bile alarga yeri yok ama o koya girmek isteyen 150 tekne var. Bu şartlar altında yer bulabilen 120 tekne marina düzeninden hallice kıçtan kara yapmak zorunda kalıyor. Tekne sayımız ve popüler koylardaki bağlanma kapasiteleri arasında uçurum olduğu için kıçtan kara bağlanmaya mecbur kalıyoruz diyebilirim.
Aslında alarga mı, kıçtan kara mı sorusunun cevabı bağlanacağınız koyun coğrafi yapısında saklı. Uygun derinlikte, iyi demir tutan, solugan almayan bir koyda alargada kalmak daha güvenli ve kişisel mahremiyetiniz açısından daha uygundur.
Ancak dip yapısını bilmediğin, derinliğin 30 metre ve üzeri olduğu koylarda veya hakim rüzgar ile koya giren soluganın açıları farklı ise kıçtan kara bir zorunluluk haline geliyor.
-
Tekneler illa Göçek diye tutturuyorlar , çünkü havalı, çevrelerindeki arkadaşları da orada, sosyalleşme var, ben de oradaydım sizi göremedim var vs vs. Tabi Göçek güzel bir yer ama yine sonunda karasal bağantı problemine geliyoruz.
Hele egede koy mu kalmadı , hep bellemişiz belli yerler . Kuzey fiyortları gibi girinti çıkıntı . Biz denizi doğa olarak değil sosyal hayatımızın bir parçası olarak gördüğümüz sürece tekne tefriş yarışları , bak abi 500bine şunu düşürdüm , Göçeğe gittik herkes oradaydı muhabbeti sürer . Bazı konularda kendinden Taviz verilmediği için Forumda bayrak araştırması tartışması sürer , Onlarca milyonluk tekneler havada uçuşur ama marinalar pahalı protesto edelim konuları tavan yapar. sürer de sürer . Vermeden almak bizim doğamızda var maalesef.
Ama ben hala teknelerden ne şekilde para tırtıklayacaklar onu bekliyorum , o zaman gör ortalıktaki yangın yerini .
-
Önceki mesajımda düzenleme yapamadığım için buraya ek bir mesaj olarak girmek durumundayım. Kendime kızdığım yanlış bir ifade kullanmışım. “Alarga”cıyım ne demek? . “Alargada demirleme taraftarıyım” demek daha doğru ve özenli olacaktı…Ek mesaj trafiği için özür…
-
Sanırım şunu kabul etmemiz gerekiyor: KUçtan kara yabancıların deyimi ile akdeniz usulü bağlanmaktır. Akdeniz usulü bağlanma, bağlanma alanının kısıtlı olduğu koşullarda mümkün olduğu kadar çok teknenin aynı ,iskeleye, herkesin kendine özel alanı ve hürriyeti olacak şekilde bağlanmaktır. Örneğin İngiltere'de ve başka ülkelerde kısıtlı bir iskele varsa o iskeleye bir tekne bağlı ise diğer bir tekne onun üstüne aborda olur. ve tercihen iki teknenin başı aynı yöne bakacak şekilde bağlanır. İkiden çok tekne üst üste bağlansa bile karaya çıkacak kişiler tekne başından geçerek karaya ulaşırlar ve mümkün olduğu kadar birbirlerini az rahatsız ederler. Sanırım bizim kadar iklimleri de müsait olmadığı için bağlı teknelerde yaşam havuzluktan daha çok kamara içindedir. Bu alışkanlık, bizde zaten kısıtlı olan koylarımızda da kıçtan bağlanmaya dönüşmüştür. Aslında korunma açısından kıçtan koltuk almanın bir yararı yoktur, nadir yerler hariç tekneden karaya da botsoz çıkamazsınız. Kuıçtan koltuk almanın tek faydası diğerlerinin demir alanlarına tecavüz etmeden demirlemesini bilmediğimiz için ve yeterl salınma alanı da olmadığı için küçük bir sahil parçasına tıkılmamızıdr.
-
Özet;
Coğrafya kaderdir...
-
Kıçtan kara derinlik müsade ettiği sürece kader değildir. Gezgin Korsan2ın sanal ir ortam olmaktan daha çok sosyal bir ortam olduğu zamanlarda Kınalı'nın arkasında midye partileri yapardık. en teknemi demirlerdim ve üstüme 3-4 tekne aborda olurdu. Rüzgar kuzeyli olduğu sürece hiç bir prolem olmaz, güneye dönerse zaten ufak ufak eser o zaman kalkıp teknelere gitme zamanının geldiği anlaşılırdı. Bir botla karaya çıkar, aynı botla gençler midye çıkarır, tenekede midye yerdik (beyaz sıvı eşliğinde). Ataköy'e yarışa gitmeden önce yine teknelerimizle Kınalı'ya giitk ve tekneler bana aborda oldu, zaman kısıtlı olduğu için karaya çıkmadık ve teknelerimizde yedik. Tam anlamı ile komşuda pişer bize de düşer ortamı idi. Bir teknede pişen diğer teknelerde paylaşıldı. Adalarda bağlanacak yer kısıtlı olduğundan tekneler biraz da mecburiyetten alargada kalırdı. Şimdi ise Burgaz önünde lokanta tonozlarına bağlanıp karaya çıkmak biraz daha moda olmuş görünüyor. Sanırım kyı ile ağlantımızı koparamadığımız bir denizciliğimiz var.
-
Kalabalik yerlerde alarga problem. Herkes demir atmayi , ne kadar kaloma verilecegini bilmiyor. Gecen yaz Lefkada da birakin demir atmayi, igne atacak yer yoktu. Nidri’nin hemen karsisindaki koy full… Nidri ile koy arasindaki kanal da full.
Kictan kara herkes yapmiyor ya da yapamiyor, bizim isimize geldi milletin alarga da kalmasi.. sote bi yere kictan kara olduk. Ayni sekilde Paxos’daki Lakka..cok populer bir koy, herkes alarga da… kictan kara sote bir yere girdik.
O kadar cok yanasma ayrilma beceremeyen, yelkeni dogru acamayan, demir atmayi bilmeyen hatta tonoz alamayan tekneye rastladikki… Dubrovnik e dogru inerken Sunsail ( orda baseleri var ) tekneleri yukari cikiyordu.. yelkeni pirpir etmeyen ( az da degil, ciddi pirpir ) 1 tekne gecmedi..
Hirvatistan Kornatide bir koy da.. bir charter teknesi 15 kere tonoz almayi denedi… botla gittik halat goturup onden verdik , sonra kendi halatlarini bagladik. Biz kendi teknemize donemeden biralari acip icmeye bile basladilar. Bir adam, karisi ve cocugu cikmislar tekneyle…
Bir katamaran cikis yapti yanimizdan.. kic halatlarini cozmeye SUP la bir cift gonderdiler.. halatlar cozuldu, katamaran koyun ortasina demir alip gitti, arkada biraktilar. Bunlarda 200 metre SUPla peslerinden gittiler, anlam veremedim.. yan ruzgar yok, cok da sikisik bir alan degildi.
Yabanci forumlarda boyle az bilen / tecrubeli chartercilara credit card captain diyorlar…. Hirvatistan ve Yunanistan da bunlarla kayniyor.. hesap basit. Ne kadar cok charter teknesi o kadar cok az bilen / bilmeyen kaptan… ben kaptan demek de istemiyorum.. amator denizci. Kaptan unvani bence kolay alinmamali.
Konuya donersek… issiz ya da az tekne olan koylarda alarga mantikli. Kalabalik yerlerde kictan kara allahin emri. Zaten oyle bir koy a bir kamera koyup timelapse yapilsa sezon oncesinden… gorunurki alarga baslayip kictan karaya doner millet.
Ben her zaman kictan kara tercih ediyorum, koy orta derece yogunsa, cift halatla baglayinca daha guvenli geliyor.. teknenin kicinda sanki kendimize ozel bir yuzme alani..
Bos ya da musait koylarda uygun derinlige sal demiri… bitsin gitsin.
-
Biz başladığımız ilk yıllarda "kıçtan kara" nedir bilmezdik. Alarga veya rıhtım varsa aborda (örn. Sivriada)
Kıçtan kara'yı sonra sonra, yeni teknemizle güneye inmeye başlayınca öğrendik.
Zamanla kendimizi, bağlanma yöntemlerimizi geliştirdik ailece. Şimdi her yerde -genellikle- kolayca kıçtan kara olabiliyoruz.
Giriş çıkış trafiği yoğun olan yerlerde, hakim rüzgarlar da müsade ederse kıçtan kara tercih sebebidir kesinlikle. O teknenin arkasında oluşan alan çok kıymetli. Çoluk çocuk rahat ediyor yüzerken filan
Ama alarga da candır. Özellikle iniş veya çıkış seferlerinde sadece bir gece kalınacaksa en iyisi... ;??^+%%
-
Hocam iste benim dedigim tam da bu. Arkada oluşan 30x3=90m2 lik “gecekondu” alanından bahsetmiştim. Yine bence diğer ailelere ayıp oluyor sanki. Zira bahsettiğimiz o alanı kullanamıyorlar. Hijyen takıntıma ek olarak bu yüzden de alargada demirde kalma veya tonoza bağlanma taraftarıyım.
-
Sevgili korsanlar,
Burada okuduğum kadarıyla eğer zemin ve tekne sayısı uygunsa herkes alarga taraftarı. Bu noktada benim sorum rüzgar yönünü değiştiğinde ne olacak? Alargada rüzgar 90 yada 180 derece dönerse tekneye ne olacak? Bu durumda çapanın taramaması için marka ve model önemli midir sizce? Taramaması için çapa marka görüşleriniz nelerdir? Ultra çaa 180 derece dönen rüzgarda gerçekten çok iyi tutuyor mu?
Alarga yerine kıçtan kara yapmış olsak rüzgar 90 derece dönüp bordaya geldiğinde çapa gene tarayabilir mi?
-
Alargada eğer uygun kaloma verilmişse tekne dönse bile demiriniz tutacaktır. Dünya denizlerinde insanlar alargada teknesini bırakıp karaya çıkıyorlar. Çapa tarasa tekneyi okyanusta arada bul. Doğru demir, doğru kaloma, doğru konumlanma. Ultra, Wedge, Delta gibi demirler kendini ispatlamıştır diye düşünüyorum.
-
Çapanin tarama riski elbette her zaman olacaktır. Ancak rüzgar açısı 180 derece bile değişse, uygun zeminde ve yeterli kaloma varsa önce çapa ilk tuttuğu noktayı bırakacak sonrasında (belki bir kaç metre sonra) tekrardan tutarak zemine gömülecektir. Ultra, Wedge gibi yerli imalat ürünler ve dünya denizlerinde kendi kanıtlamış Mantus, Rocna, vs vs gibi bir çapa ile sorun yaşama ihtimaliniz çok düşüktür. Yerli ve ekonomik olan Wedge capayi şiddetle tavsiye ederim.
-
Tekne yükünü zincirden çapaya kadar aktarmışsa ya rüzgar çok azmıştır ya da zaten doğru demir atılmamıştır... Rüzgar çok azmışsa o çapa döner ve taş çatlasın 3-4 mt mesafede yeni yöne doğru gömülür (tabi erişte arası küçük bir kumlukta değilse... geçen veya evvelsi yaz Serkan Durusoy korsanın Gümüşlük'te başına gelmişti böyle bir şey diye hatırlıyorum); sonra tekneyi yine zincir tutar, çapa değil...
Bu arada bizim kayığın Lewmar delta çapasına ve 10'luk zincirine maşallah falan diyordum; geçen ırgatı sökmek için zinciri ırgat housing'inin içinden geçirip boşlamak gerekti... U mapayı sökecektim, bir baktım, civata öyle bir yamulmuş ki U mapa olmuş O mapa :D O sırada yanımda üzerinde locktite uygulanmış fırdöndüyü yumuşatacak pürmüz de olmadığı için çekiçle sağlam bir dayak atarak fırdöndüyü komple açıp çıkartabildim...
Ben öyle tekneden suya kadar sarkan uzun halatlarla bosa vurmuyorum; aslında her iki koç boynuzuna geçirecek 2-2,5 metrelik bosa halatı + kancası donanımım var ama özellikle de solo seyirde alargada gecelemelerde bunu biraz tehlikeli buluyorum... Drag alarm çalsa, dümende kimse yokken, başa gidip de tekneye demir taratacak seviyede bir hava binerken o kancayı boşlamaya ve sonra çapariz vermeyecek şekilde toplamaya çalışmak çok zaman kaybettirir gibime geliyor... Onun yerine hemen ırgattan 30cm mesafede makaradan önce baklaya taktığım bir kancam var; ırgat yarım tur dönünce zincir boşunu alıyor ve kanca da elimin altında oluyor; sonrası zaten dümendeyim ve hem ırgatı hem tekneyi kumanda edebiliyor oluyorum...
Tabi böyle yapınca halatın esnemesini feda ediyor oluyorum... Muhtemelen benim "aslanlar gibi dayanıyoruz" diye düşündüğüm rüzgarlı gecelerden birinde drag-alarm toleransı içinde bir miktar tarayıp kayaya falan takmışız demiri... O sırada hava bindirince yamultmuşuz... Yine muhtemelen sabaha doğru hava kalmış ve/ya dönmüş, kayaya taktığım/zı da anlamamışım - ki kolayca gelmiş çapa...
Şimdi bana yeni bir mapa ve belki biraz daha düzgün bir fırdöndü lazım... Çapadan memnun sayılırım (31lbs= 16kg yanlış hatırlamıyorsam) ama tekneyi çapa mı tutuyor yoksa 38' tekneye 10'luk zincir olması mı başrolde; o konudan çok emin değilim... Her neyse, şu an elektronikler ve tanklar gibi başka önceliklerim var falan olduğundan zinciri galvanize verip mapa-fırdöndü değişimiyle idare etmek istiyorum...
Var mı aklınızda bir ucuna 10-mm zincir diğer ucuna da bildiğiniz Delta çapa (her ikisi de galvaniz) takacak güvenilir bir fırdöndü? Düz olması tercih sebebi çünkü bu çekiçle dövdüğüm yamuk bir fırdöndüydü ve yamukluk hep üste denk gelip zincirlik kapağının tam kapanmasına engel oluyordu; anladığım kadarıyla o yamukluk çapanın düz gelmesi için ama sanırım o anlamda bir katkı da sağlamıyordu... Böyle yazınca da "lan acaba zaten düzdü de ben mi yamulttum" diye düşündüm bir an ;D
-
Deltayı Wedge ile değiştir eristelik korkusu kalmasın, 38 feete 16 kg da küçük gelir, bir boy büyüğünü al, zincirin hatrına tutmuş o çapa bu güne kadar. Malum yolun uzun Sedat Korsanim, ne şeytanı gör ne salavat getir;)
-
Deltayı Wedge ile değiştir eristelik korkusu kalmasın, 38 feete 16 kg da küçük gelir, bir boy büyüğünü al, zincirin hatrına tutmuş o çapa bu güne kadar. Malum yolun uzun Sedat Korsanim, ne şeytanı gör ne salavat getir;)
Fiyatlar inanılmaz yahu... zinciri kromla değiştireyim dedim, 100mt krom zincir 4000-EUR... Ultra veya Wedge fırdöndü 350-400-EUR... Aklımı en az alan yine çapa, Wedge 22kg 1000EUR Ultra 21kg 1500-EUR...
Bu yaz bazı majör işleri halledebilmem lazım, herşey seneye kalmasın diye; ama bu nedir arkadaş!!! ağzını açan 1000 eurodan başlıyor lafa... Şimdiye kadar sadece ana yelken alabildim, onu da kıyamıyorum takmaya :D
-
Önerim, galvanizli orijinal markalı bir çapa ve galvaniz zincirdir. Hem daha ucuz hem de daha dayanıklıdır. Görüntüsü paslanmaz çelik kadar olmasa da yeterlidir.
-
Tamamdır, Çelenoğlu korsandan da ruhsatı aldığımıza göre bu kaleme para harcamaya gerek yok... Zincir bi galvanize gitse gelse; çapa zaten orijinal Lewmar Delta... İşte bir tek şey var, Efe korsanın da dediği gibi 31 lbs belki bi tık küçük (aslında küçük de değil... de hep söylenen "bir büyüğünü alın" kuralına uymuyor) ama buna karşılık 10'luk zincir de normalde benim kayığın zinciri değil netçede, o da fazla büyük; ikisi birbirini götürüyor diyelim... yok yok, para yok... problem de yok diyelim geçelim :)
-
Zinciri galvanize göndermeden önce iyice inceleyin, her ne kadar 10 mm diyorsanız da galvanizi gittiği için bazı yerleri korozyon nedeni ile incelmiş olabilir. Sekiz mm zincirin yeterli olduğunu düşünürsek, bu ölçüye inmiş bölgeler varsa galvaniz yerine yenisini almak daha doğru olabilir.
-
Günün biri..
Büyükçe bir koya girdim..
Kıyıda kıçtankara bağlı günübirlikçi guletler.. Çok fazla kalmayacağım.. Yemek molası.. Koyun ağzına doğru alargada 13mtye demiri bıraktım..
Yedik içtik, sıra demiri toplayıp gitmeye geldi..
Zincirin boşunu sorunsuz aldım, artık apiko olduğunda ırgat inlemeye başladı.. devir iyice düştü.. zinciri yavaş yavaş topluyorum, bir yandan da düşünüyorum ne oluyor diye.. 2-3mt topluyorum, ırgatı dinlendiriyorum, tekrar devam.. baktım benim çapa dev bir çapayı tutmuş yukarı çekiyor.. kıyıdaki guletlerden birisinin çapası.. askı vs.. çapamı ayırdım, guletin çapasını da suya bıraktım..
yol verip koydan çıkacağım, içim rahat etmedi..
(Bunlar hep acemilik)
şimdi adamın çapasını dürttük, bi sakatlık olmasın haber vereyim diye guletin dibine kadar yaklaştım.. kaptan öğle uykusundan uyandırıldı.. konuyu anlattım.. boş gözlerle baktı, iyi dedi ve uyumaya geri döndü.. ben de zannediyorum ki adamcağız tekrar çapayı tutturmakla uğraşacak (bunlar hep acemilik)
Daha sonra bir ara navionicsten baktım.. gulet demir döşemeye koyun ağzından başlamış, kıçtankara olana kadar 180mt civarı zincir döşemiş.. Ben de kendimi alargada demirliyor zannediyorum..
Bunları niye yazdım.. Çapanın ağırlık olmak dışında yeteneği mahdut olunca, tekneyi zincir tutuyor.. :))
Barut Korsan bunu burada tane tane yazmıştı, ama bilim ve kişisel inançlarımızın ara sıra kesişmeme gibi bir huyu var :)
Gemisini yürüten kaptan.. Her kaptanın yoğurt yeyişi farklı.. Her kaptanın kendi tecrübesi, bildiği gördüğü var..
Bu işin subjektif yanı..
Sözü uzatmayalım..
Olabildiğince objektif cevapları (Efe Korsan’ın adlarını andıkları) SV Panope Steve’in amatör testlerinde bulabiliyoruz..
https://m.youtube.com/@flygoodwin/videos
Özellikle 89 nolu bölüm tavuk mu zincirden çıkar, çapa mı
yumurtayı tutar sorularına değiniyor..
Bir hatırlatma da Wedge çapanın üreticisine.. Hazır Panope’un testlerinde bu kadar güzel dereceler almışken, (üzgünüm Ultra) farklı ağırlıkta diğer çapalarını da SV Panope’a ulaştırsa.. Çok küçük bir masrafla tüketici kitlesi hedefli tanıtım ve reklam fırsatı elde etmiş olur..
-
Benim yıllardır anlamadığım bir sevda bu kıçtan kara sevdası.
Alargada normal havada tekne taratmak için ya kötü ekipmanınız olacak, veya kaloma vs bırakma konusunda çok bilgisiz olacaksınız. Diğer türlü alargada demir taramaz, tarasa da tekrar tutar. Öyle 5 mt derinlikte 40 mt demir attım, 20 mt'de 80 mt demir attım vs de çok şart degil. Tekneyi alargada bırakıp gitmiyorsanız, koyda 40 knot üzeri rüzgar yoksa cidden demirin taraması zor bir iş. Burada da benim anladığım çapaya gelen yükün açısı önemli. Doğru ekiplmanla derinlik ×4'den aşagı asla kalmamak lazım 5mt altı yerlerde. 20 - 30 mt derinlikte ise zincirin davranışı değişiyor, ağırlığı sayesinde çapa yere yakın bir açı ile kuvvet alıyor. (Örneğin 20 mt derinliğe 40 mt demir attığınızda kuvvet altında teorik olarak çapa 30 derece ile yerden yukarı çekilir, ancak zincir ağırlığı bunu 30 derece altına düşürecektir).
Tabii 20 mt derinlikte 30 mt zincir bırakın totalde demek değil bu.
Ama ciddi bir fırtına yoksa, alargadaysanız 20 mt derinlikte 40 - 50 mt civari bir zincir dahi ciddi bir tutunma sağlıyor.
Kıçtan karada ise durum apayrı. Alargada genelde baştan gelen rüzgar, kıçtan karada bordadan gelebiliyor. Bu zincirin üzerindeki yükü kat be kat arttırıyor. Kıç halatları eğer tutundukları yerden kurtulmazsa mecburen bu yük demir üzerinde birikiyor. Dolayısıyla kıçtan karada demir atmak ile alargada demir atmak bence çooooooook farklı kavramlar. Kiçtan kara yapacaksam tur yapan guletler gibi neredeyse tüm zincir dolabımı boşaltmak istiyorum. 20 mt derinlikte 50 - 60 mt bile bence yetersiz kıçtan karada. Uyanıksam tekne başında bir sorun yok ama tekneyi bırakıp gitmek vs büyük stres bana göre.
Kiçtan kara bana göre hiç güvenli olmayan (rüzgar kıçtan stabil gelecekse çok güvenli) ancak koyun en sakin kısmını kendimize ayırabildiğimiz, kalabalık yerlerde bahsedildiği gibi bazen şart olan ancak acemiler için hiiiiç uygun olmayan bir bağlama şekli. Sert bir havada tek başına 30 40 feet üzeri bir tekneyi kıçtan kara yapmak da çok zor iş. Ikinci kişinin en azından iyi bir yüzücu/denizci olması gerekiyor.
Özetle bence alarga hata kaldırır. Acemiler veya ekibi acemi olanlar için alarga candır. Yeterli tecrübeniz yoksa kıçtan kara gereksiz ve güvensiz bir yöntem. Tecrübesiz chartercılar mesela gitsin rahatça alargada kalabileceği koyları tercih etsin.
"Alargada kalın, rahat uyuyun." diyerek sözlerimi sonlandiriyorum.
-
Yabancılar genellikle alargayı tercih ediyorlar, kıçtan kara yapmaya başladılarsa çok bekletmeden vatandaşlık vermek lazım kendilerine. Akdeniz tipi bağlanma bu coğrafyada yer darlığından tekne çokluğundan , tekne arkası şahsıma ait küçük miniş bir havuzum olsun sevdasından doğuyor. Alarga cemaati ve kıçtankara cemaati bir " kritik noktaya" kadar beraber olabiliyorlar , sonrası yer kavgası demir kavgası başlıyor. Koyun ilk fatihleri nasıl bir düzen kurdularsa sonradan gelen mülteciler onlara en uygun yerleşimi çevreyi kızdırmadan yapmak durumunda. Bilindik koylarda geleneksel bir yerleşim düzeni oluyor büyük tekneler çoğunlukla motoryatlar sağa sola 50 mt mesafeye kıçtan kara halatları bağlıyorlar bu şekilde koyun nasıl bir federatif bölünmeye tabi olduğunu biz minnaklara dayatıyorlar. Onların izniyle ,hava şartları elverdiğince bir iki kaya parçası bulursanız , şanslısınız ayağınıza batacak deniz kestanelerini bile duymadan bağlanabilirsiniz. insanların çok yoğun olmadığı sezon dışına yakın zamanlarda, iyi tanıdığım koylarda alargada kalmak favorim. Bazen demir şamandırasını ihmal etmeden en az 60mt bazen daha fazla kalomayla kıçtankara yapmak da zevkli oluyor. Bir de sabahın körü yerleşmek acemi iken kıçtankara için elzem. Arkadaşım Gökova için söylemisti ; " saat on COVA da yerine kon" diye. (COVA Gökovanın eski adı.)
-
Kictan kara biraz da mecburiyetten yapılıyor. Derinlik ve tekne sayısı fazla ise alargada kalmak çok zor. Misal dirsek bükunde 100 tekne alargada kalabilir mi? Kictan kara olunca kalabiliyor.
(https://i.ibb.co/jrw7HHZ/Screenshot-20240610-025649-Facebook.jpg) (https://ibb.co/jrw7HHZ)
-
Haklisiniz, bir cok koyda sadece alargada kalinmasi halinde kapasite ciddi anlamda dusebilir.
Dirsekbükünde geçen yıl yaşadığım bir olayı paylaşmak istiyorum. Sevdigim bir arkadasimin teknesi ile gecen yil dirsekbukundeydik. O demiri sererken ben de kictan kara icin yuzerek koltuk halatini ayarladim. Ruzgar bordadan ve oldukca siddetli idi. Yine de ikimiz de ne yaptigimizin farkinda olarak cok da problem yasamadan baglandik. Ikimiz de usta kaptanlar olmasak da denizde vakit gecirmis amator denizcileriz. Birimiz denizle pek alakasi olmayan biri olsa muhtemelen bordadan gelen rüzgar ile baglanamazdik o kosullarda kictan kara. Cok tecrubeli bir denizci tek basina dahi kictan kara baglanabilir tabii ama ben hala zor kosullarda bu isi beceremiyorum tek başıma. Ikinci, en azindan koltuk halatini guzel alabilecek bir kisiye ihtiyacim oluyor. Bordadan ruzgar geldiginde motor vs yetmiyor tekneyi dogru sekilde tutmaya.
Neyse, biz baglandik dirsekbukune, aksama dogru icerisinde yasi ileride ancak fiziken dinc olan bir kaptanım ve muhtemelen hic denizle alakasi olmayan bir hanim geldi. 5 10 dk dolandilar ettiler ancak baglanamadilar. Ne manevralar dogru idi, ne de bordadan gelen ruzgar kaptana yardimci oluyordu.
Biz ve cevre tekneler koltuk halati icin yardimci olmaya calisiyoruz ama teknenin kıçı yaklasamiyor bile karaya. Sonra biri, nasil geldigini anlamadigim sekilde dumene gecti. Bu baska bir tekneden gelen biriymis, bizim yasca buyuk kaptan da kicta, koltuk halatini da komsu teknelerden biri yaklastiriyor. Bu sirada bizim yasca buyuk kaptan denize dustu. Teknedeki kadin ciglik cigliga bagiriyor. Denize dusen kaptan bozuntuya vermiyor uzaklasti kendi teknesinin nasil yanastirilmaya calistigini izliyor. Oradan rus bir baba ogul botla koltuk halatini aldi. Benim alip kayalara baglamama 1 mt kalmisken oglan suya dusurdu halati. Uzaktan izlemekle kaldim halati mecburden. En sonunda bir sekilde baglandilar ama 30 dk'dan uzun surdu tum bu anlattiklarim. Simdi soruyorum, degdi mi bu kadar ugrasa? Kictan kara bordadan gelen sert havada, tecrubesiz bir ekiple yapmak icin son derecede zor bir is. Riskli de. Bir defa da gocekte kictan kara olan, kaptaninin bota atlayip uzaklastigi bir tekneyi kurtarmaya calisma maceram var. Bordadan gelen siddetli ruzgar teknenin demirinin taramasina sebep oluyor. Teknede kimse yok, biz cevre tekneler kendimizce cozmeye calisiyoruz durumu ama cozemiyoruz tabii. Tekne ile kayalar arasi 5 mt kalana kadar surdu bu durum. Allahtan kaptan geldi de kaldirdi tekneyi yerinden. Muhtemelen alargada kalsa demir taramayabilir, tarasa bile sig bir yerde tekrardan tutardi.
Ozetle kictan kara sekilde baglanmak cok daha guc, emek isteyen, sert havalarda pek de guvenli olmayan bir baglanma sekli bana gore. Tecrubesizler icin alargayi destekleyelim :)
-
Alarga-kıçtankara çoğu yer için bir tercih değil zorunluluk.
Göcek koylarında 20m den derin olmayan ve sezonda başkasının üstüne demir atmadan alargada durabileceğiniz 2-3 yer varken bölgede 2-3bin tekne var.
Ya da tersini düşünelim, İngiltere kıyılarında nasıl kıçtankara yapacaksınız?
Bir de tarayan demirin yeniden kendiliğinden tutması oldukça zordur. Bir kere taradı mı büyük ihtimalle olay kıyıda biter. Tutarsa veya açığa sürüklenirseniz karaya çıkınca hemen bir piyango bileti alın! :----)
-
Bir de tarayan demirin yeniden kendiliğinden tutması oldukça zordur. Bir kere taradı mı büyük ihtimalle olay kıyıda biter. Tutarsa veya açığa sürüklenirseniz karaya çıkınca hemen bir piyango bileti alın! :----)
İletiyi düzenle
Katılmıyorum, Çapa cqr değilse ve sürüklenme hızı çok yüksek değilse kısa süre sonra tekrar tutacaktır.
-
Bir de tarayan demirin yeniden kendiliğinden tutması oldukça zordur. Bir kere taradı mı büyük ihtimalle olay kıyıda biter. Tutarsa veya açığa sürüklenirseniz karaya çıkınca hemen bir piyango bileti alın! :----)
İletiyi düzenle
Katılmıyorum, Çapa cqr değilse ve sürüklenme hızı çok yüksek değilse kısa süre sonra tekrar tutacaktır.
Sürüklenme hızına bağlı.
-
Bir de tarayan demirin yeniden kendiliğinden tutması oldukça zordur. Bir kere taradı mı büyük ihtimalle olay kıyıda biter. Tutarsa veya açığa sürüklenirseniz karaya çıkınca hemen bir piyango bileti alın! :----)
İletiyi düzenle
Katılmıyorum, Çapa cqr değilse ve sürüklenme hızı çok yüksek değilse kısa süre sonra tekrar tutacaktır.
Sürüklenme hızına bağlı.
Genelleme yapacağım biraz ama Demir tarıyorsa belli ki ciddi bir rüzgar vardır, ciddi bir rüzgarda da sürüklenme hızı fazla olacaktır. Ancak demirin tekrar tutmasını engellemek, çapanın tutma açısının bozulması için, fırdöndüden ırgata kadar tüm zincirin gitar teli gibi gergin olması lazım. Böylesine hızlı bir sürüklenme ancak 45-50 knot gibi çok yüksek havalarda mümkün olur. Öyle havada da Kaptan tetikte oluversin bir zahmet.
Hafif meltemli bir gecede rüzgar açısından değişmesi sebebi ile tarayan çapanız 5 metreye kalmaz tekrar tutacaktır.
(https://i.ibb.co/1TKR4f5/demir-tarama-senaryosu.jpg) (https://ibb.co/1TKR4f5)