0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    N. B.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #30 : Aralık 03, 2009, 21:54:52 »
Biz de seni alkışlıyoruz HakanZ.

Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    N. B.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #31 : Aralık 03, 2009, 22:12:08 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Allah isteyen herkese denizde yüzen bir tahta nasip etsin Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap



                                  Amin



*

    M. Ü.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #32 : Aralık 04, 2009, 22:24:44 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
çirkin kadın yoktur bakımsız kadın vardır derler ya..yaşlı tekne yoktur,ilgisiz tekne vardır...
Ben bu sözü başka türlü hatırlıyorum sanki " Çirkin kadın yoktur, az rakı vardır"
Yanlış hatırlıyorum herhalde... Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
« Son Düzenleme: Aralık 04, 2009, 22:25:20 Gönderen: Mehmet Ünsalan »


*

    N. B.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #33 : Aralık 04, 2009, 23:17:08 »
 Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Az rakı iyidir bence. Çoğu (aşırısı) herkesi çirkinleştirir. Mehmet Korsanım .


*

    S. K.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #34 : Aralık 04, 2009, 23:39:17 »
sevgili hakan ilk zamanlar ahşabı bukadar neden seviyor acaba diye düsünüyordum maşallahı görünce hak verdim tabiki ancak; eğer uğraşacak zamanınınz yoksa  ahşap tekne canınızdan bezdirir. 1991kurucaşilede kapısuyunda yığma kestaneden 14.m. bir gulet yaptırdım keç arma direklerini tekkeönünde hüseyin çobana taktırdım. bafradan kurucaşileye tam 33 kez gittim geldim o zamanlar oralarda paslanmaz cvata bile yok bütün krom işlerini kule dibinde yaptırdım emek emek herşeyleri tek tek elimden geçti gel görki ahşabın bakımı cok zor tekneye ayırdığın zaman belli  birde kalafatıydı macunuydu boyasıydı verniğiydi doğru dürüst armuz malzemesi yok o zamanlar çeko selin diye bir malzeme vardu siyah renkte hertarafa bulaşır  deim ya bir denize indirdiğim gün birde kalamış marinada1993 te sattığımda cok sevinmiştim o günden sonra ahşaba maalesef sıcak bakamıyorum ama maşallahla  aşkını  navigada okumuştum ve ozamanda sana gıpta etmiştim  bu gece yeniden okuyunca cok iyi hatırladım.dedim ya ahşaba vakit ayırabiliyorsan  ne güzel kutluyorum seni yüzlerce kere maşallah . maşallahla olan aşkın hiç azalmasın ama  vakti sınırlı olan ve sınırlı zamanını daha çok yeknede geçirmek isteyenlerede
sitedeki tabiriyle bizim yoğurt kaplarını tavsiye ederim

*

    K. E.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #35 : Aralık 05, 2009, 00:25:33 »

Ashabin omru sonsuz degildir, ashabin turune gore degisir. Ornek vermek gerekirse kesildikdan sonra ham halde dogada toprakta birakildiginde cam, mese, gurgen turu agaclarin ortalama omur 10, 15 yil arasinda. Maun, teak ve iroko daha sert agac oldugu icin 25, 40 yil arasinda degismektidir, hicbir koruyucu kullanilmadigi takdrde. Biz teknelerimizde kullandigimiz agaclari curuduklerinde veya ozellikleri kaybettiginde degisteririz. Ahsap teklerin her yeri degistirilip yenilenibilir fakat bu kesinikle ekonomik degildir. Fiber teknelerin bakimini ahsapa gore sadece %10 daha ucuz olmasi ise sadece bir safsatadir. Omrumun buyuk bir bolumu ahsap teknelerle ugrasarak gecirdim ve halen devam etmektayim Suuanda tekeyim tik guverte yeniliyorum. Her yil zorunla tekne karaya cekilir. Ilk is altina temizlerim, fiberlerde aynisina yapan Daha sonra 1 ay kurumasina bekler ve o zaman bakima baslarim. Kisaca anlatmak gerikirsa zimpara, macun, astar, yoklama tekra zimpara, astar. Ilk kat, zimpara, son kat, zimpara, zimpara, zimpara, zimpara, zimpara.Daha vernikleri elemedim. Bos ver bordoleri biterilim gerisini denizde halederiz. Ortalama her sene bir ay kara bir ayda denizde sadece vernik ve boya isler ile ugrasirim, periodik verikleme ve lokal tamiri haric. Fiber tekne ciktan yelkenlerini basip gitmistir. Her zaman onlari ozendim. Sahipleri ne toz yutarlar nede gozlerine capak kacar.   
*

    H. Z.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #36 : Aralık 05, 2009, 01:34:30 »
Aslinda simdiki ahsap tekneciler eskilere gore cok daha sanslilar. Yeni malzemeler hem cok daha uzun omurlu hem de eskiye nazaran ucuz. Neyse ki Masallah'da isler bitti bana gore 10 yil marangozuma gore 30 yil kafam rahat. Marangozumun soyledigi 1973 den beri ellenmemis postalarla 6 havaya girmissen simdiki lamine egri ve postalarla ne kadar dayanacagini hesap et demisti. Bir de su epoxi ve fiber tozuyla fistik ezmesi kivamina getirilip surulen radius denen olay bambaska bir saglamlik veriyor. Biz tekneyi disaridan da kontra sararak aslinda fiber yaptik gibi ama gunumuzun fiber teknelerinin verdigi ic alan genisligine ozenmiyor degilim.
*

    H. K.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #37 : Aralık 05, 2009, 01:50:54 »
Forumu okuyunca rahmetli babamın ahşap teknesine bir evlat yetiştirir gibi ilgisi ve itinalı bakımları gözümün önünde canlandı. Ahşap gerçekten de ayrı bir özen ve ilgi istiyor, daha da önemlisi ilginizin eksildiğini derhal anlıyor ve kendi diliyle anlatıyor. Ne mutlu ahşaba el emeğini, göz nurunu, zamanını ayırabilenlere. Fiber tekneler, siz "ne de olsa fiber tekne 25- 30 yıl ömrü var" deyip ilk yıllarda gereken özeni göstermekten imtina etseniz de ahşaptan farklı olarak konuşmuyor sizinle, bir nevi küslük yaşıyor. Siz de bu sessizliği demek ki her şey normal diye algılıyorsunuz. Ancak küskünlüğün, sessizliğin de bir sonu var. Sorunlu bir çocuk yetişiyor demektir, bu çocuğun ne zaman, nerede patlayıp, yüzünüze ilgisizliğinizi haykıracağını bilemezsiniz. Denizde olmaması tercih sebebidir. Sac teknem olmadı o nedenle yorum yapmak istemiyorum, aslında sac bir tekne hayal ettiğimi de itiraf etmeliyim. Diğer malzemelere göre yüksek deplasmanları nedeniyle yelken kuvvetiyle yürütmenin gerek arma büyüklüğü gerekse kullanıcının ekstra performansına bağlı olduğunu, öte yandan yaz döneminde Doğu Akdeniz'deki, Ege'ye nispeten daha hafif esen rüzgarların ve daha yüksek nemin bir handikap oluşturduğunu, ısıtma soğutma problemlerini gözardı etmesem de, sacın oturaklılığı ve yaşı ne olursa olsun ucuz tamir edilebilirliği beni hep cezbetmiştir.

Neyse, bence hangi malzemeden yapılırsa yapılsın bir yelkenlinin ömrü; onu evladı gibi seven, ilgisini ve özenini üzerinden bir dakika bile eksik etmeyen sahibinin ömrü kadardır.  
*

    D. Ç.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #38 : Mayıs 29, 2016, 18:37:56 »
korsanlar merhaba
bu konuyu hortlatma amacım tekrar yeni konu açarak forumu kirletmek değildir. değerli yorumları okuyarak kafamda bazı şeyleri oturtmaya çalışıyorum.
klasik bir örnek soru ...

A- ahşap tekne
B-fiber tekne

her iki sahibi de teknelerini aynı ülke ,hava şartlarında ve titizlikte baktıklarını düşünürsek,yani teknenin bakımları (boya,zehirli,bozulan parça değişimi vs) zamanında yapıldığını farz edelim.
amacımız,Akdeniz de rahatça en az 10-15 yıl  dolaşmak olsa bile hangi malzemeden üretilmiş tekneyi almak isterdiniz.
bütçe olarak aynı fiyatlarda ,fiberde de klasik osmoz durumunun aşırıya kaçmadığını düşünürsek...

kendinize ve teknenize olan güveniniz arttığında okyanusa açılmak  ne kadar güvenilir olur?
teşk.
*

    A. Ç.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #39 : Mayıs 29, 2016, 18:55:26 »
He ne kadar aksi iddia edilse  de  ahşap tekne bakımı  fibertekneye  göre  %10 kadar  pahalıdır. Ahşap bir teknenin  ömrü  ise  sonsuzdur. Ahşap tekne bakımında değişmesi gereken  ahşapları  zamanında değiştirirseniz  fiber tekne  ile kıyaslanabilir bir şekilde kullanabilirsiniz.  Benim  tercihim tükiye  için  ahşap  olurdu ama  Akdeniz  denilince  usta bulmakta zorlanılabilir.  Yine de  sizin  seçiminiz olan tekneler fiziki olarak  var olan tekneler gibi görünüyor. "fiberde de klasik  osmoz  durumunun aşırıya  kaçmadığını düşünüsek..." sözünü  sevmedim. Fiber teknede ozmoz varsa tekrarlama olasılığı  ve  büyüyerek  tekrarlama olasılığı  çok yüksektir,  ben  olsam  o tekneden uzak dururdum.

Rahatlık açısından ahşabı tek  geçerim. Ahşap teknede uyursunuz,  fiber teknede  ise uyku ihtiyacınızı  giderirsiniz.   
« Son Düzenleme: Mayıs 29, 2016, 18:56:09 Gönderen: Ahmet Çelenoğlu »
*

    H. A.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #40 : Mayıs 29, 2016, 19:33:48 »
Teknemi bulundurduğum Marina'nın sahibinin ahşap küçük bir guleti var. Her sene gördüğüm şu: kaptan başında duruyor 2-3 usta sürekli zımpara yapıyor, vernik sürüyor, bu iş aşağı yukarı bir ay sürüyor. Bizim garibin işi üç günde tamam . Bu şartlarda ahşabın fiberden  % 10 masraflı olduğuna Nasıl inanayım, bana göre ahşabın bakımı fiberse göre  en az 10 kat pahalıya geliyor. Ayrılan Zaman'da cabası. Efendim keyfin parası hesap edilmez diyenlere lafım yok ama bende de ne o Zaman nede o para yok.
*

    D. U.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #41 : Mayıs 29, 2016, 22:12:58 »
En az ustaya ihityaç duyacağınız tekne en rahat edeceğiniz teknedir.
*

    E. B.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #42 : Mayıs 29, 2016, 23:07:10 »
Defalardır yazıyorum..Ahmet Çelenoğlu doğru yazıyor. Şu ahşabın bula bula bulduğunuz tek dezavantajı zımpara.

Ben verniklenen tüm noktaları Tayo Mar 'dan kazıdım. son derece pahalı bir Alman markası yağ kullanıyorum. Zımpara filan yapmıyorum. Elime bir üstübü alıp , teknemi bu yağ ile siliyorum. Ahşabı tatlı su çürütüyor. Tuzlu su çürütmüyor. Bu işlemi yapmadan önce kimyasal emprenye işlemi uyguladım. Her sene sepet vinç kiralayıp , direk bakımı yapıyorum. Bileziklerin olduğu noktalarda hiç mantarlaşma, çürüme görmedim. Oysa aldığımda bu işlemler yapılmadığından mizana direğinin ucu mantarlaşmıştı. Alt bağlantıyı tik ile besleyip, mantarlaşan kısmı kesip attım. Emprenye edip, tekrar yağladım. Hiç bir problem yok.

Guleti zımparalıyorsa ve vernik yapıyorsa sahibinin kendi tercihidir. Bilemem. Ancak vernik yerine yağ çok iyi bir çözüm ahşap tekneler için.

Tekne almadan önce çok eski fiber tekne gezdim. 20 30 yıllık olanlarda  fiberlerde bir matlaşma oluyor. Birde teknelerin aksı kaçmış oluyor.  Güvertesinde yürüdüğünüzde esnediğini farkediyorsunuz.

Gerçi bu tartışmalar boş. Ahşap yelkenli artık isteseniz de alamazsınız. Çünkü yok. Fiberciler olarak bu sektörü maalesef bitirdiniz bu ülkede kusura bakmayın. Sadece Kurucaşile de kaldı bir iki imalatçı. Tuzla'dakiler de can çekişiyor.

Daha Ahmet yeni fiber teknesinde gece uyuyamadığından bahsediyordu.

Bakın ben size başka soru sorayım.. Balıkçı teknesini neden fiber yapmıyorlar?

Bu konuyu yeniden hatırlatan kardeşimize şunu söyleyebilirim. Bu denizcilikte kabul görmüş bir gerçek. 2 x 2 = 4 yani. Omurga salmalı ahşap bir teknenin denizde size verdiği güveni aynı boyda hiçbir şartta hiç bir fiber teknede bulamazsınız. Budur.

7 m bir fiber tekne ile Sivriada' ya gitmeye korkabilirsiniz. Ama aynı boyda omurga salma bir ahşap tekne ile canınız nereye isterse gidersiniz. 

Şu fiber ahşap muhabbetini bırakınız artık. Gidiniz yurt dışında insanlar neler yapıyor biraz inceleyiniz .. ahşap tekne yapımındaki yeni teknolojiler inanılır gibi değil.


*

    B. B.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #43 : Mayıs 29, 2016, 23:43:09 »
Dünyayı gezen teknelerin ezici çoğunluğunun fiber olduğuna bakarsak önermen doğru değil. Fiberciler bir olup sırf zevkine ahşabı bitirmeye çalışmadıklarına göre de diğer önermen de doğru değil. Yurtdışındaki kimi sitelerde ahşap tekne imaline ilişkin pek çok şeyin yazılıp çizildiği doğrudur. Buraya katılımcısı sayısı da herhalde yüzlercedir. Ama neye göre çoktur bu? O ülkelerde tekne sahiplerinin sayısı ile karşılaştırdığımızda oran nedir?

Balıkçı teknelerini fiber yapmazlar çünkü balıkçı tekneleri seri üretilmezler. O kayıkların pek çoğu yaşlıdır.  Kuşkusuz ahşap teknelerin seyirde pek çok avantajları vardır. Ama bir karatın üstündeki fiber teknelerle karşılaştırılınca ne çıkar, ona da bakmak lazım.

Bir kaç yıldır geziyorum. Yabancıların teknelerinin hiç bizimkiler kadar yeni olduğunu görmedim. Pek az örneği bir kenara bırakırsak. Bu yıl Ören marinada karşılaştığım Güney Afrikalı bir çift, 14 yaşındaki teknemi hayranlıkla gezmiş, eğer benle dalga geçmedilerse Masal'a övgüler yağdırmışlardı. Benim pontonda ise burun kıvrılır genellikle.

Fiber'in ömrü de 25-30 yıl filan değil. Bilinmiyor. Hepsi bu.

Ahmet de alışır, dert etmesin.

40 yaşına gelmiş fiber teknelerin hâlâ suda olduğunu biliyoruz. Kimileri de çoğumuzun teknesinden daha pahalı.Demek ömürler 25- 30 yıl filan değil. Hatta fiber teknelerin gövdelerinin gittikçe incelmesi,  fiberin tahmin edilenden daha dayanıklı bir malzeme olduğunun fark edilmesine de yorulur. Öyleyse, ahşap gibi sahiden ilkel ama doğal bir malzemenin güçlendirilmesi kimi kimyasallarla mümkün oluyorsa, zaten teknoloji ürünü olan bir malzemenin yine teknoloji ile daha da güçlendirilebileceği de kabul edilmelidir.

Tabii, dediğim gibi bir çıkarım bu yaptıklarım.

Son not; Türk denizciliği 3-5 ahşap severin düşüncelerine  teslim edilemeyecek kadar önemlidir  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap (Şaka şaka, onlar da bizim bi kardeşimiz)
« Son Düzenleme: Mayıs 29, 2016, 23:45:51 Gönderen: Bülent Büyükdağ »
*

    M. C.

Ynt: Bir Yelkenlinin Ömrü Ne Kadardır ?
« Yanıtla #44 : Mayıs 29, 2016, 23:44:34 »
bu yazılanları okuyorum da ,aslında farkında olup dediğini diretmek var.
Ahşap tekne deyince boya dışında  kimyasal malzemeler kullanılmamış ,
klasik çivi kama vb yığma yapı tekneler kast ediliyor olması gerek .
yoksa ahşabı kimyasal malzemelerde elyafın kullanıldığı gibi kullanılmış
ahşabı kimyasal içinde kalmış teknelerin fiber le çok farkı yok ,sadece ağırlığı fazla
geçmiş dönemde ahşap sandallarımızı kullanırken kurt girdimi çivilerde pas var mı ,
sezonda hava yemissek armuz  tamiri için karaya çek tekrar bakım yap ,
o sıcaklarda daha da açmasın diye ıslat üzerini çuvallar ört ,bir çok derdi vardı ve
 iş hayatı yoğunlaşınca bakamadık sattım.geçmişte guletlerle yaptığım seyirlerde
aynı sorunları onlarında yaşadığını sert denizlere girmek istemediklerini görünce
klasik yığma sistemde değişen bir şey olmadığını gördüm .
bu gün ahşabı savunuyorum diyenlerin de teknelerine baktığımızda ahşabın kimyasallar içinde kaldığını
gözüken ahşabın gövde değil üst yapıda dekoratif olduğunu görüyoruz.
hal böyle olunca da elbette yığma ahşap teknede oluşan armuz,kurt yeniği ,gibi uğraştıran temel dertlerin
kalmadığı doğrudur da o gövde hala ahşap mıdır ?