Gezgin Korsan
Makine Dairesi => Zor Anlar... => Konuyu başlatan: Halil Ergür - Mart 28, 2012, 14:19:37
-
Sevgili Korsanlar,
Ben ağırlıklı olarak Gökova'da seyir yapıyorum. Özellikle öğleden sonraları koylarda kıçtan kara bağlanırken rüzgar oluyor. Demir atıp tornistanla kıyıya yanaştıktan sonra, kıyıya kadar yüzüp halatı bağlayana kadar tekne rüzgar etkisiyle açılıyor veya yandaki teknelerin üzerine gidiyor. Bu da bende her seferinde stres yaratıyor. Bir denizci arkadaşımdan bu konuda şöyle bir çözüm önerisi geldi. Kıç tarafta 1.5-2 kg katlanır küçük bir çıpa taşıyor. Çıpa 30-40 m 8-10 mm halatla beraber. Tornistanla kıyıya iyice yaklaştığında demiri kıyıya doğru atıp, halatı koç boynuzuna bağlıyor. Bu, kıyıya gidip koltuk halatını bağlayana kadar bir zaman kazandırıyor.
Böyle bir uygulamayı deneyen oldu mu?
Sezon açılıyor. Tüm korsanlara keyifli bir sezon dilerim.
Halil Ergür
-
Halil bey demiri atıp, tornistanda yerinize geldikten sonra zinciri kasıp, makul bir devirde tornistanda gaz verip, dümeni de rüzgara göre ayarlayarak tekneyi sabit tutamıyor musunuz? Bizim tekne demire asılıp duruyor. Tabii ağır tekne bizimki belki ondandır.. Kıç demirini bende çok yabancıda gördüm ama kıyıya değil denize atıyorlar..Hafif bir alüminyum çapa ve halatla o da iş görüyor.
..
-
Burada anlatıyor Merem:
http://www.gezginkorsan.org/forum/index.php?topic=12333.msg174139#msg174139 (http://www.gezginkorsan.org/forum/index.php?topic=12333.msg174139#msg174139)
kıç demiri için elle atıp çekmek için 8,5 kilo fortress veya muadili (guardian) alırdım... Demiş..
-
Halil Korsan'ın başına gelenler, sanırım çoğumuzun yaşadığı zor anlardan birisi...
Rüzgarın tam pruvadan veya tam kıçtan geldiği durumlar nispeten kolay. Tekne tornistanda bırakılarak yük baştaki demirde olacak şekilde bir süre beklemek mümkün. Bu arada diğer kişi (teknede en az 2 kişi olduğunu varsayıyorum) hızlı hareket ederek koltuk halatını sahile bağlayabilir. Halatın bağlanacağı yeri mümkün olduğu kadar yakın tutmak avantajlı.
Eğer daha fazla sayıda kişi varsa, bir ekibi önceden bağlanacak yere göndermek ve kıç halatını önceden bağlamak denenebilir.
Guletler genelde böyle yapıyor.
Cüneyt Ağabey'in dediği gibi guletlerin ağır deplasmanları, kuvvetli motorları ve büyük pervaneleri ile yükteyken fazla hareket etmemeleri mümkün tabi ama bizimkiler gibi salma omurga olmayan kayıklarda, hele de rüzgar yandan geliyorsa uzun süre o şekilde kalınamayacağı aşikar.
Eğer az eleman varsa, sahile önceden gidip koltuğu bağlayıp, halatı suya döşeyip ucuna da bir ağırlık veya hafif bir çapa atmak süretiyle bunu bırakıp sonra tekneyle tekrar manevra edip halatı almak mümkün. Tek başına seyreden uzakyolcuların standart manevrası-eğer rüzgar yandan geliyorsa-genelde böyle. Demir baştan atılması gereken yere de atılabilir...
Bir diğer yöntem de içeri girince sağda veya solda kayıklar varsa, kısa süreli olarak, rüzgaraltı kayığa yaslanmak da mümkün. Sahil halatını bağladıktan sonra, genova vinci ile boşunu almak suretiyle yaslanılan kayıktan uzaklaşılır.
Arkadan çapa atmak bizim uyguladığımız bir pratik değil. Ama yapılamaz mı, bal gibi yapılır. )))
-
Bence bu konuda en önemli konu kıç halatının hafif ve çok uzun olmasıdır. Yüzücü hafif halatı rahat ve çabuk taşır kıyıya. Bir de halat bitti sıkıntısı ile oyalanılmazsa yani tekne kaysa da halat boyu yeter de kıyıda bağlanırsa tekne halatı vinçle çekerek istediği noktaya getirilebilir.
Bunun için ben 100 mt 14 mm naylon yüzen halat aldım. teknenin kıçında makarada duruyor. Ve çok kolay oldu artık bağlanma. :)
-
Ben onu bunu bilmem Meremcim, kaptan dediğin teknesini olduğu yerde tutar demirine asılarak :----)..Ya palamarını alan çımacı benim gibi birisi ise ne olacak? :P Di mi efenim..Anladın sen onu.. !*.
-
Yok canım rica ederim, lütfen...
Zaten adamcağız yorgun argın çıkmış evinden gelmiş taa oralara bir de ona "na'aaaptın sen mi?" diyecektik. Her ne kadar deniz domuz geçmiş yorulmuş olsak da bize yakışmazdı... )))
Ama o civarın rüzgarlari malum, yandan basıyorsa ne kadar tornistanda tutacağım diye abanırsan aban, işe yaramıyor.
Aziz Kaptan'a hak veriyorum. Sahile götürülen halat ister yüzerek olsun ister dingi ile olsun, mutlaka yüzen halat olmalı. Dyneema ve Spectra grubu haricinde-ki bu 2 ürün sektörün en pahalıları, bu iş için kullanılmaz-sadece polipropilen ürünler uygun.
Bunlar da güneşten çok çabuk etkileniyor. Mkara çok yararlı, kullanılmıyor iken üzerini örtmek çok isabetli oluyor.
-
Başta boyut marin olmak üzere birçok firmanın yaptığı makaralı yassı halatlar var. Hatta bunların yüzenleri de var. Bunları kullanan korsanlar var mıdır? Varsa deneyimlerini paylaşırlar mı?
Acaba pratik midir? Bunlarla kıçta kara olunca (özellikle yüzen tipi) gece güvenip yatılır mı? Yoksa daha sağlam bir halat bağlayana kadar geçici tekneyi tutmak için mi kullanılırlar?
Cevaplarınıza şimdiden teşekkürler...
-
O yassı halatların çok rüzgar tuttuğu, ses yaptığı falan söyleniyor. Aslında Merem Korsanın web sayfasında bir makara sisteminin resmi vardı galiba. Öyle bir şey daha etkin bir çözüm olabilir. Merem Korsan anlatsa çok iyi olur.
-
Bu söylenenleri iltifat olarak addediyorum, cidden gururum okşanıyor doğrusu, teşekkür ederim ama sanki ben bir demirleme üstadıymışım gibi bir yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermeyelim. Bunlar bizim pratik uygulamalarımız ve sanırım bu sularda birkaç kere demir atan, yanaşan herkes bu tecrübeye sahiptir, belki biz biraz daha fazla kafa patlatmış olabiliriz ama netice aynıdır yanii...
Perlon tabir edilen yassı halatlar az volüm kapladığı için tercih ediliyor. Ama rüzgarda ses yapması, uçlarına düğüm atılamaması ve nedense daha az güven vermesi sebebiyle çok yaygınlaşmadı. Sahilde bağlanılan yerde aşınmaya normal halatlar kadar dayanıklı değiller. Ama kullanımları çok pratik ona itiraz yok!
Yüzen halatların sarıldığı makaralar ise teknenin kıçında, omurga hattına dik monte edildiğinde anlamlı, yoksa yan sarılıyor falan çapariz çıkıyor.
-
(http://lotusseyirdefteri.com/baglanma_ve_yanasma_clip_image005_0000.jpg)
-
Geçen yaz yassı halatlardan kullandım.Sesi önlemek için ortasına usturmaça bağlanabilir.Bu sene deneyeceğim.Mehmet korsanıma katılıyorum.Kesinlikle yüzen halat olması gerekli.Emniyet için ayrıca normal halatla ikinci bir koltuk alınmalıdır.Yassı haalatların ucuna taşlara sarmak için ayrıca daha sağlam bir halat bağlanmalıdır. Ben hep çift koltuk aldım ve rahat uyudum :)
-
Ben boyut'un 3,5 cmlik Geniş halat(Qickline) ını kullanıyorum .iskele ve sancakta 60'ar metrelik iki tane mevcut yıpranmaması için .En ucuna 5 metre uzunluğunda 14 mm halat bağlıyorum onun ucunada 12 lık paslanmaz karabina . böylece .eşim korsanice yada bağlamaya giden misafirler izbarcoylada uğraşmıyorlar.Tekne tornistanda dururken ilk önce rüzgar üstünün koltuğunu sonra rüzgar altının koltuğunu bağlıyorum bu güne kadar hiç sıkıntı yaşamadım. Bu uzunluktaki normal halatla deniz içinde uğraşmak bir hayli yoruyor insanı.
-
Selahattin korsanım
Müsaadeniz olursa 3 küçük sorum var:
1-Boyutta şu anda yalnızca 30 mm lik halat var, sizinki özel yapım mıdır yoksa daha evvel böyle bir boy üretiyorlar mıydı?
2-Teknenizi bu halatlara güvenerek rahatça gece bıraktığınızı söylediniz. Acaba tekne boyunu sorabilir miyim?
3-Sizde ki yüzen tipi midir acaba?
Sormamın nedeni şudur: kopma mukavemeti olarak boyut marine yüzen 30mm için 2000 kg, batan 30mm içinse 3000 kg vermiş. Eğer sizinki 35 ise mukavemet daha da yüksek olacaktır.
Çok teşekkürler
-
Bir denizci arkadaşımdan bu konuda şöyle bir çözüm önerisi geldi. Kıç tarafta 1.5-2 kg katlanır küçük bir çıpa taşıyor. Çıpa 30-40 m 8-10 mm halatla beraber. Tornistanla kıyıya iyice yaklaştığında demiri kıyıya doğru atıp, halatı koç boynuzuna bağlıyor. Bu, kıyıya gidip koltuk halatını bağlayana kadar bir zaman kazandırıyor.
Böyle bir uygulamayı deneyen oldu mu?
Halil Ergür
Ne kadar uzağa fırlatıp fırlatamayacağına, rüzgarın hızına ve zeminin cinsine bağlı. Her zaman başarılı olmak mümkün değil. Bence bu sistem tek başınaysan ve rüzgar yoksa geçerli olur.Halil bey demiri atıp, tornistanda yerinize geldikten sonra zinciri kasıp, makul bir devirde tornistanda gaz verip, dümeni de rüzgara göre ayarlayarak tekneyi sabit tutamıyor musunuz? Bizim tekne demire asılıp duruyor. Tabii ağır tekne bizimki belki ondandır.. Kıç demirini bende çok yabancıda gördüm ama kıyıya değil denize atıyorlar..Hafif bir alüminyum çapa ve halatla o da iş görüyor.
..
Bunu bir kaç kez denedim ama teknede başkası varken. Tek başınayken cesaret edemiyorum çünkü demir kaçırırsa tekne hızka karaya çıkar :)
Ben genellikle tekneyi alargada bırakıp uzun bir halatla karaya çıkıp daha sonra tekneyi yanaştırmayı deniyorum.
-
Teknede tek başınasınız. Koltuk halatı bağlamaya cesaret edemezsek sadece demir ile alargada kalınabilirmi koy içinde ?
-
Tunç korsan yazınızı gecikmeli gördüm.
benim teknem 40 feet Beneteau oc 40 . halatlarım batar halat 35 mm olduğunu tahmin ettim eğer boyut 'un kataloğu 30mm diyorsa doğrudur Şimdi tekneye çok uzağım maalesef ölçme şansım yok. Bu evsafta bir halat bizim boyda bir tekneyi çok rahat idare ediyor. gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz. Tabii iskele ve sancaktan bağlanmak koşuluyla
Sağlıcakla ve selametle.
-
Selahattin korsan teşekkürler
Benim tekne sizinkinden biraz daha ağır ve yassı halatım da daha zayıf mukavemetli olduğundan (zira yüzen cins) sanırım tek taraftan yassı halat kullanırken rahat uyumak için diğer taraftan normal halat bağlamamda fayda var.
-
Selamlar,
Ben genelde eşimle seyir yaptığım için, hemen hemen her şeyi tek başıma yapmaya çalışıyorum.
Koyda demir yerine karar verince, 2 adet 60m.lik yüzen koltuk halat ını birbirine bağlayarak, bir kırmızı şamandıra ve bot çapasıyla birlikte bota atlayarak sahile hızlıca(tabiiki 5hp motor ile) gidip, halatı sahile bağlayıp demirleme istikametime göre halatın ucuna kırmızı şamandra ve bot çapasını bağlayıp 120m. halatı denize atıyorum. Bu ara tekneyi unutmadık tabii!!?? Tekneyi ya demirliyip bırakıyorum(hanım gözkulak oluyor) veya hanım tekneyi demir yerinde eğlendiriyor. Hızlı bi şekilde tekneyi yakalayıp, demirimi atıp,tornistan'la denizde beni bekliyen halatıma gidip denizden aldığım koltuk halatım ile selametle bağlanarak keyif moduna geçiyoruz.
-
İyi fikir bizim demir tazeleme operasyonuna benziyor.
Şu:
1-Demir atılır, koltuk halatı bağlanır hayat güzeldir.. :)
2-Bir nedenle demir tazelenmek gerekir. (Bizim attığımız Admiralti taramaz da, biri mesela demirimizi oynatırsa :P diyelim)
3-Koltuk halatının ucuna şamandra ya da usturmaça bağlanır denize atılır..
4-Çıkılır,demir tazelenir, geri gelinir,usturmaça kakıçla alınır, koltuk halatı tekrar yerine bağlanır.
5-Durum karışık ve usturmaça yerinde durmayacak durumda ise; yenga motoru çalışan bota bırakılır, koltuk halatını tutar, siz ona giderken o da botla size gelir. Hiç konuşmadan, bağrışmadan sesiz ve profesyonelce teknenizi bağlarsınız. :-* Bu durumda kavuşmanın heyecanını yaşar ve birlikte bir iş başarmanın tadını çıkarırsınız. t*"y+ (ya da botla halatı bir türlü size getiremeyen yenga yı "he de hö dö" diyerek köpürtürsünüz. &+^^ Her iki durumda da durgun koylara hareket gelmiş olur.)
6- Demir yeniden atılmış , koltuk halatı bağlanmış hayat güzeldir..Çevre yattakilerin hayranlık ve kıskançlık dolu bakışları altında içkinizi yudumlamaya devam edersiniz. 8) ( Ya da hem iş beceremeyip hemde karısını azarlayan öküz modunda aşağılayıcı bakışlara ve dedikodulara katlanarak hır gürü teknede devam ettirirsiniz. >:()
Bu derin psikoanaliz ve evlilik danışmanlığını da içeren engin bilgilendirici mesajda armağan olsun aleme.. :----)
-
Girilen koyda rüzgar bordandan geliyorsa
1) Bağlanacak bölgeye 70-80 mt mesafeye kısa bir demir atınız .
2) Demirin tutuğundan emin olduğunuzda sakin bir şekilde uzun yüzen halatınızı botun içine alınız
halatın karaya sabitleyiniz .
3) Sert bir alabanda manevra ile tekneyi döndürün . Halat vira demir mayna tornistanla teknenizi sabitleyin
Diğer seçenek (1)
İki tekne dolaşırsınız hem eğlenceli olur hemde ikinci teknenin kaptanı ise sizi bağlar .
Diğer seçenek (2)
Koya girince avanız çıkıncaya kadar bağrır yardım istesiniz koydaki tekneler aman bana çarpmasın diye size yardıma gelir .
SON SEÇENEK HİÇ MARİNADAN ÇIKMAZSINIZ
-
Ben boyut'un 3,5 cmlik Geniş halat(Qickline) ını kullanıyorum .iskele ve sancakta 60'ar metrelik iki tane mevcut yıpranmaması için .En ucuna 5 metre uzunluğunda 14 mm halat bağlıyorum onun ucunada 12 lık paslanmaz karabina . böylece .eşim korsanice yada bağlamaya giden misafirler izbarcoylada uğraşmıyorlar.Tekne tornistanda dururken ilk önce rüzgar üstünün koltuğunu sonra rüzgar altının koltuğunu bağlıyorum bu güne kadar hiç sıkıntı yaşamadım. Bu uzunluktaki normal halatla deniz içinde uğraşmak bir hayli yoruyor insanı.
aynı yontemı kullanıyorum genelde dumende oturup hanımı ya da teknedekı mısafırı denıze yolladıgımız ıcın bır sorun olmuyor bızım acımızdan hızlı yuzen bır mısafır her zaman tercıh sebebı :)
-
Teknede tek başınasınız. Koltuk halatı bağlamaya cesaret edemezsek sadece demir ile alargada kalınabilirmi koy içinde ?
Bence doğru yöntem budur zaten ama kıçtan kara olanlar yüzünden yeterli gezinme alanı bulamayabilirsiniz.
-
Teknede tek başınasınız. Koltuk halatı bağlamaya cesaret edemezsek sadece demir ile alargada kalınabilirmi koy içinde ?
Bence doğru yöntem budur zaten ama kıçtan kara olanlar yüzünden yeterli gezinme alanı bulamayabilirsiniz.
Bir çok koyda imkansız.. Ayrıca hoş karşılanmaz koyu kullanan diğer tekneler tarafından..Denizcilik adabı bakımından. Tehlikeli de olabilir..
-
Teknede tek başınasınız. Koltuk halatı bağlamaya cesaret edemezsek sadece demir ile alargada kalınabilirmi koy içinde ?
Yardım istemek en emin yol..Mutlaka çevredeki bir guletin gemicisi sizi bağlayıverir..Biz bu yaz neredeyse her gün birilerini bağladık. Keyifli muhabbetlere de vesile oluyor.
-
Teknede tek başınasınız. Koltuk halatı bağlamaya cesaret edemezsek sadece demir ile alargada kalınabilirmi koy içinde ?
Karadan Koltuk almak kısa süreler için geçerli bir manevra şeklidir ve yasa dışıdır... >:(
En doğrusu alargada tek demirde (hava yükselecekse Karamursala vurularak) kalmaktır. :-*
milli parklar kapsamındaki koylarda kara bağlantısı ve ağaçlara koltuk almak cezayı gerektiren
Durumlardır...
Lütfen Doğaya zarar verecek davranışlarda bulunmamaya dikkat edelim...
-
Mümtazım, kara korsanım, amiralim, kaptanım..
Bilirsin seni sevdiğimi ustamsın malum..
Koltuk halatlarına karşı duygularını da biliyorum.
Ama diyelimki:
Mesela 7 adalar bekar koyundasın; ya da uzun limandasın..
Mesela Löngöz' desin..
Mesela hatta Okluk'ta içerdesin..
Örnek çok..
Ve diyelimki 12 tekne falansınız ki bu az bir sayıdır..
Ve hadi diyelimki 5 m ye demir attın..Hadi diyelimki az kaloma verdin 25m olsun..Şimdi:
Nasıl olacakta olacak ortada gezineceksin..17m civarlarında yarı çaplı bir dairede dönecek duracaksın.Bunu 12 tekne ile birlikte yapacaksın.Taramayacaksın kaymayacaksın öbürlerine değmeyeceksin.. Hava sertledi bi de karamursala vuracaksın..
Akdeniz tipi demirleme diye bişi var değilmi canım? Bunu adamlar haybeye icat etmemişlerdir herhal..
Biz buralarda ortaya demirleyen kardeşlere iyi gözle bakmıyoruz da "acemi çartırcı" muamelesi çekiyoruz
Benden iyi bilirsin de sen yine şöhretine leke sürme açık deniz kaptanım benim..
Ha ağaçları koruyalım bak o kesin..
Öperim canım..
-
milli parklar kapsamındaki koylarda kara bağlantısı ve ağaçlara koltuk almak cezayı gerektiren
Durumlardır...
Lütfen Doğaya zarar verecek davranışlarda bulunmamaya dikkat edelim...
Ağaçlara koltuk almak kesinlikle bize yakışmayan, bencilce bir bağlanma şeklidir bence de, dikkat edilmeli, uyarılmalı...
-
Ağaçlardan çok kayaları kullanıyoruz bu iş için. Ama olmadığı yerde de zorunlu ağaçlar kullanılıyor :(
Güneyde bazı koylarda kıyıya sarı renkli "baba" lar konulmuş, varsa bunlardan koltuk alıyoruz.
Cüneyt korsanımın dediği gibi, örneğin, İngiliz koyunda alargada kalmak olası değil. Ya bu koylarda da "sarı baba" lar konulmalı ya da buralara girmemeli.
Başlığın konusu ile direkt ilgili değil ve gerekirse başka bir başlık altında konuşulabilir:
Belki GeKo olarak, diğer denizcilik dernekleri vb oluşumlarla ortak bir çalışma başlatılabilir, bir iki koya daha bu "sarı baba" lardan konulmasına öncülük edilebilir.
Bu gibi konularda deneyimli korsanlar varsa, katılmak isteyen olursa etkin olacağımıza inanıyorum. Ben varım.
-
Cüneyt Korsanım
Karşıyakalım Delikanlım Biribirimizi sevmek çok güzel bir duygu ve hiç şüphem yok ki hepimiz aynı duygular içerisindeyiz ancak yasalara uymak hepimizin görevi yoksa Birkaç akdenizlinin >:( (ki denizciliklerinin tartışılması kesin.) >:( kendileri verdikleri isimle karadan koltuk almayı yasal kılıcı bir tutum içine girmem mümkün değil çünkü deniz kanunları kara kanunlarına benzemez bir yerde alınır ve yaklaşık tüm dünyada geçerlidir. :-[
Deniz kanunlarının Büyük çoğunluğu deneme yanılma sonucu elde edilmişlerdir ve birkaç kişinin birkaç konuya göre değiştirilemezler... Malum ben yatçı ve amatör denizci gibi düşünemediğim için böyle katı bir denizciyim. 9kly3
Bu nedenle Limanlar dışında karadan koltuk alınmasına karşıyım. yasalara uyan bir denizci olarak bizden sonraki nesil denizcilerinde, Yasalara uyan ve denize saygılı denizciler olmasını
istemek hakkım diye düşünüyorum... :-*
...NETA PURUVA...
-
Yaw Mümtaz hangi yasaktan bahsediyorsun?
Ağaçlara bağlanma meselesi dışında..Bilmediğimiz bir kanun mu var karadan koltuk alınmaz diye..
Yatçı ve amatör denizciler koltuk alır, profesyoneller almaz diyorsan gel bi bak allahaşkına koylara..
"Herkes alargada gezinirse koylarda bağlanmak nasıl mümkün olacak" sorusuna cevabın ne kaptanım amiralim.. Duyanda limandan limana gidip başka yerlerde gezmediğini sanır..
Neta pruva kardeşim..
-
Cüneytciğim Kardeşim.
Birbirimizi ne kadar seviyorsak denizi de o kadar sevdiğimiz aşikardır bu nedenle,
deniz trafiğini engelleyici önlemler almak yasa dışıdır ve kendi teknenin güvenini korurken
Bir başka teknenin yolunu kesmek onun seyir serbestisini engellemek anlamına gelir karadan koltuk almak...
Şöyle bir örnek vereyim: Karşıyaka'da eskiden iskelenin iki yanında kayıklar vardı değil mi?
Şimdi neden yok ? çünkü karadan koltuk alıyorlar diye yasaklandı eğer ki iskelenin yanına
karadan koltuk almadan ve şehir hatlarının seyrini tehlikeye sokmayacak şekilde alargada demirlersen kimse bir şey diyemez ve bunun tartışmasını SG ile yaptık Deniz Polisi ile yaptık
her iki kurumda demirleme şartlarına uyar dediler...
İşte benim anlatmak istediğim bu. Limanlar dışında kıç koltuk almak denizcilik adabına uymaz
Ama kısa süreli(Kumanya ikmali, su ikmali ,yolcu indi bindisi )olabilir ancak hele hele gecelemek (arızalı yada oturmuş bir tekne ise halatlar mutlaka ışıklandırılmalı) seyir halindeki tekneler için tehlikedir...
Bahsi geçen Koylar için Dikkatli demirleme ve gereğinden fazla olmamak şartı ile kaloma vermek sorunu çözer diye düşünüyorum... Tabiki her denizci diğerine saygı duyarsa...
Sıkı sıkı sarılıyorum...
...NETA PURUVA...
-
Mümtaz Ağabeyim keşke dediğin mümkün olsa...
Bu konuyu daha önce de benzer şekilde konuşmuştuk forumda.
Bahsi geçen bölgeler için standart uygulama kıçtankaradır ve sanırım daha uzun süre öyle kalacaktır. Konunun ağaçlarla falan direkt bir ilişkisi de yok, bunu geçelim...
Zafer Korsan ın dediği gibi uygulamalar arttıırılabilir belki ama o sistemler oturana kadar şimdilk varsa kayalar, eğer yoksa ağaçlara bağlanılacaktır.
Köklere, küçük fidanlara bağlamasınlar yeter. 100 yıllık bir ağaç da emin olun, gövdesine iki koltuk sarıldı diye bişeycik olmaz. Bakınız Sadun Boro...
Bence asıl hasarı deniz dibine veriyoruz. Her seferinde aynı koyda defalarca demir atılıyor, zincir döşeniyor. Sonra da ''biz trole karşıyız" diye çığırtkanlık yapıyruz. Gelin bunu konuşalım...
Avrupa bu tip yerlerde demir atılmasını yasaklamış... Her yere tonoz koymuş, zaten kimse demir atmıyor.
Sözkonusu yerlerde diğer teknelerin kıç koltuklarının olduğu yerlerde seyir yapmaları zaten mümkün değil. Bu kısmı geçelim, olsa olsa birkaç dinginin seyrine engel olur.
Koltukların ışıklandırılmaları, mümkünse beyaz renkli olmaları veya yoksa beyaz usturmaça asılması uygundur.
Çözümler ihtiyaçtan doğuyor. Neden kıçtankara? Çünkü değişen rüzgarlarla o koylarda Cüneyt Korsan ın bahsettiği gibi kalabalık günlerde geçtim kalomayı tonoz sistemleriyle bile bağlanmak talebi karşılamaz.
Deniz hukukunda kıçtankara bağlanmak yasaktır diye bir husus ben bilmiyorum.
Bunu da Karşıyaka'da zamanında olmuş bir olayla bağdaştırmaya gerek ok. O gün oradaki ihtiyaçlar öyle bir kararı ortaya çıkardı diye, bu emsali her yerde uygulamaya çalışmak bence anlamsızdır.
-
Moröy korsanın dedikleri ne gönülden katılıyorum.
Paşalimanı veya Avşa adası sahilleri ..vb tüm Marmara da kıçtan koltuk alınmaz gerekte yoktur.
Hem tekne trafiği azdır vede su derinliği azdir 5- 10 m derinlik geniş alana yayılmıştır.
Çüneyt Korsanada gönülden katılıyorum.
Tüm Ege de koylar küçük ve derin tekne trafiği yoğun alargada kalsan bir tekne bütün koyu kapatır.
Nergis te Eğriliman da mesela kıçtan koltuk alınmaz.
Sonuç : Ne şekilde bağlayacağımızı biz değil koyun şartları belirliyor galiba..
-
Ben de Mümtaz Korsan ile aynı fikirdeyim.
Oturup bir grafik analiz yaparsanız koyda demirleyecek tekne sayısında çok fazla değişiklik olmayacağını bulursunuz. Çünkü kıçtan kara yapınca az kaloma verilir diye bir kural yok aynı kalomayı vermek zorundasınız. Bunun en güzel örneği Gümüşlük koyudur. Koy küçük olmasına rağmen kıçtan kara yapılmaz(zaten mümkün değil) ama yaz aylarında koy içindeki alargadaki tekne o kadar çok tur ki aralarında manevra bile yapmak zordur.
Değişen rüzgarlar varsa denizcilik kuralları bize doğru bağlanmanın teknenin kıçını serbest bırakmak olduğunu söyler. Eğer koy içinde rüzgar biraz fazla olsa kıçtan kara yapan teknelerin hepsi demir tarar. Sorunsuz geceleyebilmelerinin nedeni koyların içinde rüzgarın az olması.
Tabii diğer bir kural da herkes ne yapmışsa aynısını yapmak. Artık bizim koylarda kıçtan kara yapmak adet olmuş. Bu durumda siz isteseniz de alargada kalamıyorsunuz.
-
Kadir Ağabeye gönülden katılıyorum...
Orhan Korsan'ın Gümüşlük örneği pek uygun bir örnek değil. Şu açıdan, rüzgar ince uzun bir koya yanda bir boğazdan şiddetlenerek giriyor. Kıçtan kara olunduğunda rüzgarı yandan almamak için herkes alargada kalıyor. Bunun gibi koylar yok değil mi var, ancak ister Gökova, ister Hisarönü isterseniz de Göcek'in dantel gibi koylarında her yönden esen rüzgara uygun bir koltuk yeri bulmak mümkün...
Çok uzak değil, hemen karşı kıyıda Yunan Adalarına geçildiğnde hemen hiç bir adada mümkünse kıçtankara yapmadıklarını görmek mümkün. Sebebi ne? Çok alternatif demiryeri olması mı? Az tekne olması mı? Alışkanlıklar mı? Yoksa koltuk halatlarından yürüyen fareler mi?
Özetle her demir yeri ve coğrafya ve o an esen rüzgara uygun bir tarz var. Bunlar da senelerdir yapıla yapıla gelenekselleşmiş...
İhtiyaçlar çözümü yaratmış.
Değişmesi mümkün, ancak yeni çözümlerle.
-
Hırvatisdan da birkaç koyda ve Levitha da Doğudaki koyda örneğini gördüğüm tonoz sistemi çok kullanışlı. Hepsi hesaplı kitaplı konmuş tonozların ve kimse kimseye çapariz yaratmıyor. MereM korsanımın dediği gibi habire de demirle dip kazınmıyor.
Göcekte, Taşbükünde gördüğüm sarı mapaları kimin yaptırdığını buldum, konuştum. "Baba" ların yapılması çok para tutmuyor, oralara kum-çimento götürmek biraz zahmetli ama onun için yardımcı oluruz, yeterki birileri çıkıp bu işe gönül versin diyorlar. Sonuçta hangi koşulda ne olur, nasıl olur şimdiden bilinmez. Bir iki günde maaliyetleri nedir gönderecekler. Bakalım ne kadar gerçekçiyiz, oralara gidip demirleyenlerimiz vardır. Bir koyda dahi uygun bir çözüm kazandırılsa, başarılsa başlangıçtır.
-
Hırvatisdan da birkaç koyda ve Levitha da Doğudaki koyda örneğini gördüğüm tonoz sistemi çok kullanışlı. Hepsi hesaplı kitaplı konmuş tonozların ve kimse kimseye çapariz yaratmıyor. MereM korsanımın dediği gibi habire de demirle dip kazınmıyor.
Göcekte, Taşbükünde gördüğüm sarı mapaları kimin yaptırdığını buldum, konuştum. "Baba" ların yapılması çok para tutmuyor, oralara kum-çimento götürmek biraz zahmetli ama onun için yardımcı oluruz, yeterki birileri çıkıp bu işe gönül versin diyorlar. Sonuçta hangi koşulda ne olur, nasıl olur şimdiden bilinmez. Bir iki günde maaliyetleri nedir gönderecekler. Bakalım ne kadar gerçekçiyiz, oralara gidip demirleyenlerimiz vardır. Bir koyda dahi uygun bir çözüm kazandırılsa, başarılsa başlangıçtır.
Mapalara isim kazınsın. Tiyatroda koltuk satmak gibi. "Bu Mapa S/Y Petunia, Zafer Türkmen katkılarıyla yapılmıştır"gibi. Betona adını yazmaya, çıkartma yapıştırmaya meraklı olduğumuzdan bu mapalar da yaptırılr böylece.
-
Ben Cüneyt korsanımzı destekliyorum . İşin farazi kısmını bırakıp konuya gerçekci yönüyle bakmak lazım
Karadan koltuk almayan tekne yok , zaten dar koylarda alarga kalmakta imkansız .
Mavi kart konusunda da aynı fikre sahibim mantıksız ve ayakları yere basmayan fikirleri savunmak yalnızca kırıcı ve gereksiz tartışmalara neden olur
Not : Ağaçları zedeliyecek kadar tonajı tekneler bu beyanın dışında tutulmuştur .
-
Hırvatisdan da birkaç koyda ve Levitha da Doğudaki koyda örneğini gördüğüm tonoz sistemi çok kullanışlı. Hepsi hesaplı kitaplı konmuş tonozların ve kimse kimseye çapariz yaratmıyor. MereM korsanımın dediği gibi habire de demirle dip kazınmıyor.
Göcekte, Taşbükünde gördüğüm sarı mapaları kimin yaptırdığını buldum, konuştum. "Baba" ların yapılması çok para tutmuyor, oralara kum-çimento götürmek biraz zahmetli ama onun için yardımcı oluruz, yeterki birileri çıkıp bu işe gönül versin diyorlar. Sonuçta hangi koşulda ne olur, nasıl olur şimdiden bilinmez. Bir iki günde maaliyetleri nedir gönderecekler. Bakalım ne kadar gerçekçiyiz, oralara gidip demirleyenlerimiz vardır. Bir koyda dahi uygun bir çözüm kazandırılsa, başarılsa başlangıçtır.
Mapalara isim kazınsın. Tiyatroda koltuk satmak gibi. "Bu Mapa S/Y Petunia, Zafer Türkmen katkılarıyla yapılmıştır"gibi. Betona adını yazmaya, çıkartma yapıştırmaya meraklı olduğumuzdan bu mapalar da yaptırılr böylece.
Ne alaka ?
Konu mapa yada tonoz nasıl bir çözümse yapılsın. Önerimiz GeKo olarak öncülük yapılabilir mi?
Ayrıca, yazdıracağımız kadar isimi zaten lüzumlu kişilerin gönüllerine kazımışızdır.
-
GeKo öncülük yapar elbette. Ancak sadece bizle olmayacağından böyle bir öneride bulundum. Belki de örnekte kendi adımı kullanmalıydım. Yanlış anlaşıldı herhalde. Şöyle düzelteyim kabul ederseniz:
Mapalara isim kazınsın. Tiyatroda koltuk satmak gibi. "Bu Mapa S/Y Ekip, Hakan Erim katkılarıyla yapılmıştır"gibi. Betona adını yazmaya, çıkartma yapıştırmaya meraklı olduğumuzdan bu mapalar da yaptırılır böylece.
Mesela ben bir mapa için 100-150 TL ödeyebilirim.
-
Tüm korsanlara tecrübe ve fikirlerini paylaştıkları için çok teşekkür ederim.
-
GeKo öncülük yapar elbette. Ancak sadece bizle olmayacağından böyle bir öneride bulundum. Belki de örnekte kendi adımı kullanmalıydım. Yanlış anlaşıldı herhalde. Şöyle düzelteyim kabul ederseniz:
Mapalara isim kazınsın. Tiyatroda koltuk satmak gibi. "Bu Mapa S/Y Ekip, Hakan Erim katkılarıyla yapılmıştır"gibi. Betona adını yazmaya, çıkartma yapıştırmaya meraklı olduğumuzdan bu mapalar da yaptırılır böylece.
Mesela ben bir mapa için 100-150 TL ödeyebilirim.
Bence sùper fikir, ilgili bakanlığa yazılabilir, kabulü halinde bir kampanya başlatılabiliriz. Bende ayni rakamı vermeye hazırïm.
-
Gönüllü olarak koylara önce bağlama babaları sonrada tonozlar
döşeriz.Bu çok güzel bir şey canı gönülden katılırım.
Ammaaaa....Yat yanaşma alanları diye bir tanim var bizim kanunlarımızda..
Bakarsınız falanca valilik buralarını hazır alt yapısı var diye yat yanaşma alanı ilan eder
ve birilerine işletmesini devir eder ve o birileride bizden marina kirasından bile fazlasını isterse .......
Veya deniz yapıları (sabit tonoz) izne tabidir .(koylarda sabit tonoz yapmak yasaktır) kıyılarda çivi bile çakmak yasaktır imar kanununda.
Biri ihbar ederse kaçak inşadan ceza bile yazabilir il imar müdürlüğü....
-
Gönüllü olarak koylara önce bağlama babaları sonrada tonozlar
döşeriz.Bu çok güzel bir şey canı gönülden katılırım.
Ammaaaa....Yat yanaşma alanları diye bir tanim var bizim kanunlarımızda..
Bakarsınız falanca valilik buralarını hazır alt yapısı var diye yat yanaşma alanı ilan eder
ve birilerine işletmesini devir eder ve o birileride bizden marina kirasından bile fazlasını isterse .......
Veya deniz yapıları (sabit tonoz) izne tabidir .(koylarda sabit tonoz yapmak yasaktır) kıyılarda çivi bile çakmak yasaktır imar kanununda.
Biri ihbar ederse kaçak inşadan ceza bile yazabilir il imar müdürlüğü....
Olabilir. Hatta mapanın üstünde adım var diye bana "gel bakalım senin orada yat yanaşma alanın varmış, kira bu kadar, ecr-i misil bu kadar, şu kadar da yasal faiz, devlete bu kadar borçlusun" da diyebilir.
Bu durumda verdiğim örneği yeniden düzeltiyorum. Mapanın üstünde Zafer Korsan'ın adı yazılsın. ;D
-
Olabilir. Hatta mapanın üstünde adım var diye bana "gel bakalım senin orada yat yanaşma alanın varmış, kira bu kadar, ecr-i misil bu kadar, şu kadar da yasal faiz, devlete bu kadar borçlusun" da diyebilir.
Bu durumda verdiğim örneği yeniden düzeltiyorum. Mapanın üstünde Zafer Korsan'ın adı yazılsın. ;D
Aman bir yanlışlığa mahal vermeyelim.
Mapanın üstüne Zafer Türkmen korsan olarak yazılsın. ;D
-
Olabilir. Hatta mapanın üstünde adım var diye bana "gel bakalım senin orada yat yanaşma alanın varmış, kira bu kadar, ecr-i misil bu kadar, şu kadar da yasal faiz, devlete bu kadar borçlusun" da diyebilir.
Bu durumda verdiğim örneği yeniden düzeltiyorum. Mapanın üstünde Zafer Korsan'ın adı yazılsın. ;D
Aman bir yanlışlığa mahal vermeyelim.
Mapanın üstüne Zafer Türkmen korsan olarak yazılsın. ;D
:D
-
Allaam yareppim ya!! Öldüreceksiniz siz beni >:((gülmekten :D)
-
Ancak "Zafer Türkmen" olarak yazılırsa da Zafer Dedeoğlu ağabeyden de devlet birtakım har(a)çlar talep edebilir. Şöyle ki "Eh Zafer Beyin soyadı ama sizin de adınız geçiyor söz konusu mapa da..." gibilerinden bir açıklama ile karşılaşmak gayet olası. )))
-
Ancak "Zafer Türkmen" olarak yazılırsa da Zafer Dedeoğlu ağabeyden de devlet birtakım har(a)çlar talep edebilir. Şöyle ki "Eh Zafer Beyin soyadı ama sizin de adınız geçiyor söz konusu mapa da..." gibilerinden bir açıklama ile karşılaşmak gayet olası. )))
Eski başbakanlarımızdan Yıldırım Akbulut ve rahmetli eski sağlık bakanlarımızdan Dr.Yıldrım Aktuna nın konu alıdığı bir fıkradan esinlenerek(Adaşımın da hoşgörüsü dileğiyle) şunu teklif ediyorum:
"Benim adım, adaşımın soyadı yazılsın" :)
-
Canın sağ olsun Adaşım.
Devletimiz hepimizden tahsil edeceğinden önemli değil. yeterki yakalamasın bir Zafer'i , bir mükellefi >:(
-
Bizdeki koltuk operasyonunda da başrolde yenga var.
Şöyleki:
Koya girilir
Rüzgar durumuna göre göze bir yer kestirilir.
Yenga dümendedir tornistan verir
Bir taraftan göstergeden derinlik okur.( Yüksek sesle)
Ben deniz baş tarafta elde ırgat kumandası
Makul derinliğe gelinince funda demir
Zincir döşenir.
Tekne tornistanda yükte bırakılır
Yenga deniz ayakkabısı ve gözlük takar ve denize atılır
Önce rüzgar üstü koltuk halatını alır yüzerek göze kestirilen kayaya intikal eder.
Tekne kaydığı için halat kısa düşer
Halat toplanır yedek koltuk halatı varsa ucuna ek yapılır( Bu arada yenga tekneye dooru yüzerken söylenir)
Uzatılan halat yengaya verilir( teknenin başu kıçı çok oynamışsa yenga tekneye çıkar demir toplanıp yeniden manevra ile herşey baştan yapılır.
Tekne tornistanda yükte bırakılır
Yenga rüzgar üstü uzatılmış halat ile kıyıya yüzer halatı kayaya bağlar
vinç yardımı ile halatın boşluğu alınır birazda gerdirilir ( Bu arada halatın ek yeri vince gelir daha fazla sarmaya engel olur ama bu sefer ses çıkartılmaz )
Yenga bu sefer rüzgar altı koltuk halatını alır kayaya bağlar tornistan kesilir motor bir süre daha çalıştırılır ve stop edilir yorgunluk atılınca şeytan dürter
yaw tekne yan duruyor biraz zinciri salayım biraz koltuğu gereyim derken kayık büsbütün yan gelir içe sinmez koltuklar çözülür demir alınır her şey baştan başlar
:)
-
...
Yenga deniz ayakkabısı ve gözlük takar ve denize atılır
...
:o :o :o
-
Tek kişilik seyirlerde kıçtan kara bağlanma nasıl olur ? Düşüncem baştan ,kıçtan demir atıp tekneyi sabit tutabiliyorsam,motor stop denize atla ,bağlan ,tekneye dön ,boşunu al ve rahatla diyedir.
Bu konuda tecrübesi olan korsanlarımız varmı ?
-
Yalnızken, demirleyip alargada kalmakta yarar var. Eğer tekneler kıçtan koltuk almışsa ve mecbur kalırsanız, demirleyip, geçici olarak koltukalmış teknelerden birine bağlanmak ve sonra koltuk almak iyi bir çözüm olur. Baştan ve kıçtan demirlemekçok uygun görünmüyor. Kıçtan demir atacak kadar sahile yaklaşabiliyorsanız, sadece demirlemek daha iyi bir çözüm olur. Mutlaka koltuk alacaksanız, uzun bir halat, örneğin birbirine bağlanmış iki koltuk halatını bağlayıp mümkün olduğu kadar yakın demirleyip, sahile gidilebilir.
-
(Eski Bir konu, bu yüzden alttaki ilk cümlemi koylarda ağaçlara bağlayıp bağlamama tartışması için yazıyorum)
Bazı kumsallara yaptıkları gibi Danfort çapayı götürüp, toprağa saplasak işe yarar mı?
İkinci olarak; keşke bu tür durumları anlatan videolarımız olsa.. Yazılanları da izleyip pratiğini görmüş oluruz. en güzel ve kolay öğrenme görsel oluyor madem.. Youtube'da GezginKorsan kanalı açıp, bu videoları orada yayınlarız.
Nasıl olur?
-
Bu eski konu için yukarıda bahsettiğim teklif kimsenin dikkatini çekmedi sanırım.. :(
-
Ağaçlara mümkün olduğu kadar bağlanmayın, mutlaka bağlanmanız gerekiyorsa izbarço yerine çifte kazık bağı gibi ağaç gövdesine sıkı sarılıp, hareket nedeni ile ağaç gövdesini yıpratmayacak bir bağ kullanın. Deniz dibinde tekneyi tutan bir çapa karada da iyi gömülürse işe yarar. Buradaki ana sorun rüzgarın yönüdür. Tekne rüzgarı bordadan alırsa, hangi bağlantı sağlamsa diğeri ayrılacak ve tekne sağlam olan üzerinde baş kıç istikametinde kalmaya yönelecektir. Genellikle şartların çok elverişli olmadığı yerlerde kıçtan sağlam bir koltuk alındığında demir tarar ve tekne kıyıya doğru yönelir.
-
(Eski Bir konu, bu yüzden alttaki ilk cümlemi koylarda ağaçlara bağlayıp bağlamama tartışması için yazıyorum)
Bazı kumsallara yaptıkları gibi Danfort çapayı götürüp, toprağa saplasak işe yarar mı?
İkinci olarak; keşke bu tür durumları anlatan videolarımız olsa.. Yazılanları da izleyip pratiğini görmüş oluruz. en güzel ve kolay öğrenme görsel oluyor madem.. Youtube'da GezginKorsan kanalı açıp, bu videoları orada yayınlarız.
Nasıl olur?
Fortress tipi bir çapa bu işe yarar, zaten yabancılar çoğunlukla bunu yapıyor, ama derinliğin ve kalomanın uygun olması lazım.
Bu tip bir videonun daha evvel yapıldığını zannetmiyorum. inşallah bu yaz bir koya yanaşırken orada olan bir korsan videoyu çekerek siteye koyar... Bir fikir vermiş olur. Buradaki asıl sorun bu konuda çok farklı uygulamaların olması. her kaptanın yoğurt yiyişi ayrı.
-
Ağaçlara mümkün olduğu kadar bağlanmayın, mutlaka bağlanmanız gerekiyorsa izbarço yerine çifte kazık bağı gibi ağaç gövdesine sıkı sarılıp, hareket nedeni ile ağaç gövdesini yıpratmayacak bir bağ kullanın. Deniz dibinde tekneyi tutan bir çapa karada da iyi gömülürse işe yarar. Buradaki ana sorun rüzgarın yönüdür. Tekne rüzgarı bordadan alırsa, hangi bağlantı sağlamsa diğeri ayrılacak ve tekne sağlam olan üzerinde baş kıç istikametinde kalmaya yönelecektir. Genellikle şartların çok elverişli olmadığı yerlerde kıçtan sağlam bir koltuk alındığında demir tarar ve tekne kıyıya doğru yönelir.
Bu durumda kıyıya tekneyi oturtmamak için yada kıyı kayalıkta olabilir tekneyi sağlama almak için koltuk halatı kıç taraftan sökülüp baş tarafa alınmalıdır.bu şekilde tekne rüzgar üstüne dönmüş olacak v şeklinde iskele ve sancaktan koltuk ve çapa ile sabit kalacaktır.
-
Kabaalioğlu neredesin ? :)
-
Tek kişilik seyirlerde kıçtan kara bağlanma nasıl olur ? Düşüncem baştan ,kıçtan demir atıp tekneyi sabit tutabiliyorsam,motor stop denize atla ,bağlan ,tekneye dön ,boşunu al ve rahatla diyedir.
Bu konuda tecrübesi olan korsanlarımız varmı ?
Bağlanacağınız yere uygun şekilde demirinizi atın, fazla kaloma vermeyin derinliğe göre örneğin 10-12 m derinlikse 20m bırakın zinciri, tekne koyun ortasında stabil kalsın. dingiye bağlanacağınız halatı ve 5 lt boş bir su şişesini alın. Kıyıda uygun yere halatın çımasını bağlayın, diğer ucuna su bidonunu bağlayın demir istikametinde suya bırakın. Eğer halatınız batan halatsa bu şekilde, eğer yüzen halatsa halatınıza bir de ağırlık bağlamanız gerekecek. Halatı bıraktıktan sonra teknenize dönün, dingiyi başa bağlayın, zincirinize kaloma vererek tornistan manevranıza başlayın, elinize kakıçı alın (gönder de denebiliyor.) su bidonuna yaklaştığınızda, kakıçla su bidonunun bağlı olduğu halatınızı alın, motor düşük gazda iken koç boynuzunuza volta edin. motoru boşa alın, ırgat ile zincirin boşunu alın.
-
Kayalara baglanacaksaniz tornistanla yaklasip demirden yapabileceginiz cipa benzri demiri kayalara firlatin tekneyi sabitleyin ise yariyor sonradan rahat rahat kiyiya gidip saglamca sabitleyin
GT-I9500 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Kıçtan karada tekne ile kara/kaya arasındaki mesafe, konforlu ve güvenli bir demirleme için ne olmalıdır?
Karada/kayada kırılan ve geri dönen dalgalar konforu çok etkiliyor biliyorum ama bununla ilgili varsa başka tecrübe ve bilgileri de bilmek isterim.
Birde bazı yerlere kıçtan kara yapılmıyor/yapılmamalı sanırım.Bu yerleri nasıl belirleyeceğiz?Nelere dikkat etmek lazım?
(geçen sene küçük bir koyda sadece biz vardık ve sabaha kadar çalkantıdan/dalgadan telef olduk:) halbuki ilk demirlediğimizde ve akşam boyu hiçbirşey yoktu..)
-
Karada kıyıda kırılan dalgalar varsa, oraya kıçtankara demirlemeyin...
Eğer girdiğinizde süt limansa ama gece rüzgar yön değiştirmiş (drise etmiş) veya şiddetlenmişse oradan çıkın, başka bir yere gidin...
Daha önceden tecrübeniz olmadığı bir yerde eğer kimse yoksa iki kere düşünün, "niye buraya kimse demirlememiş?" diye...
Bir de birşey farkettim, sıkça yapılan bir husus. Kıçtankara yanaşılırken herkes derinliğe bakıyor ve alargada demir atma alışkanlığı ile kaloma filan hesapları yapıyor. Halbuki özellikle derin koylarda (15-20 metre üstü gibi) çok uzun kaloma filan vermeye gerek yok (5 katı, 7 katı gibi), deniz dibinin gittikçe sığlaşması sebebiyle demir kolay kolay taramaz. Hatta kalomanın böyle bir kalabalık koyda çok da uzun tutulmaması üzerine başkalarının zincir döşemesine nispeten engel olur.
Bence böyle bir manevrada hesap yaparken kıyıdan uzaklığa bakmak lazım. 3-4 tekne boyu yeterlidir diye düşünüyorum.
-
40 -50 metre gibi mi ortalama Mehmet korsanim
-
....
Bir de birşey farkettim, sıkça yapılan bir husus. Kıçtankara yanaşılırken herkes derinliğe bakıyor ve alargada demir atma alışkanlığı ile kaloma filan hesapları yapıyor.................
Alargada demir atarken bu hesap önemli o zaman öylemi? Alargada demir atarken nelere dikkat etmeliyiz?
-
İki tekne boyu yeterli...
-
Kıçtan kara demirleme yapacaksanız,ilk düşünmeniz gereken konu kaçış planıdır.Demirlediğiniz yer eğer dar bir koy veya sancak veya iskelenizde yakın kayalık vs. gibi tehlikeler var ise rüzgarın değişebileceğini hesaba katarak demir atın,sadece demire de güvenmeyip,rüzgarüstünden koltuk almak,demir taraması durumunda veya rüzgarın şiddetlenmesi durumunda kaçış planınızı kolaylaştırır.Eğer alargada kalacaksanız motorbot tarzı kayıcı teknelerin rüzgarda çok gezineceğini unutmayın.Mümkün olduğu kadar kimseye çapariz vermeyecek şekilde demirleyin.Koya ilk giren siz iseniz,daha sonra gelecek tekneleri hesap edip,koyu tamamen işgal edecek şekilde demirlemeyin.Teknenizde uzunluğu en az 50 mt.bir adet ve 30'ar mt.2 adet halat bulunsun.Koylarda marinada kullandığınız koltuk halatları bir işe yaramaz.Çok zorunlu olmadıkça çift demir atmayın,kaçış durumunda birini toplamak daha kolaydır.Irgatınız çok önemlidir.Irgat ne kadar kuvvetli ve hızlı ise kaçış o kadar kolay olur.Manevra pervanesi de aynı şekilde faydalı bir donanımdır.Tekneyi dar alanlarda büyük tehlikelerden kurtarabilir.Şuan için aklıma gelenler bunlar:)
-
Aslında tekne boyu dendiğinde, yanlış anlaşılmalara sebep olabilir yine.
Tekne 7 metre mi? 20 metre mi?
Ama tekne boyu, manevra esnasında karadan ne kadar uzakta olduğumuzu anlatmak için başvurulan bir kriter.
Ben şahsen 3-4 tekne boyuna demirleyip tornistanla giriyorum. 2 de yeterli olabilir şartlara göre. Kısa mı kalınacak? Zemin nasıl? Etrafta tekne var mı değiştirilebilir ama asıl söylemeye çalıştığım derinliğin (misal 20 metreyse) 4-5 katı zincir döşemeye gerek yok. Zaten sanırım çok az teknede 100-120 metre zincir vardır.
Emre Korsanım, alargada kalmakla ilgili forumda yazılmış binlerce metin var. Dikkat edilecek hususlar ile ilgili bilgi edinebilirsiniz
-
Sık yapılan hata:
Kıçtan kara yapacak. Tornistanla geliyor. Demirin yere değmesini istediği noktayı belirlemiş. İster derinlik olarak, ister karadan mesafe olarak. Tam o noktada çapayı indirmeye başlıyor. O çapa yere inene kadar tekne epey bir yol alıyor. Çapa tutana kadar bi miktar daha... Hele bir de kavelatayı gevşetmek yerine ırgat motoruyla indiriyorsa...
Farklı bir türü:
Çapayı tutturmak istediği noktaya geliyor. Duruyor. Çapayı indirip tornistan veriyor. Sütlimansa sorun yok, yandan esen rüzgarda sonuç malum.
Kendi çözümüm:
Çok derin koya demir atacağım zaman, çapanın yere değmesini istediğim derinliği beliriyorum. Hamam, Gemiler gibi koylarda bu 20-25 metre bile olabiliyor. Derin noktadan tornistana başlarken çapayı 20 metre sarkıtıyorum. Bir gözüm derinlik göstergesinde, tornistanla hedefime doğru gidiyorum. Derinlik 25'den 20'ye doğru düşmeye başladığında çapayı koyvermeye başlıyorum. Hız ve dümen kontrolü kaybetmeden hedeflediğim noktaya epey yakın bir noktada yere indirmiş oluyorum.
-
Bir de birşey farkettim, sıkça yapılan bir husus. Kıçtankara yanaşılırken herkes derinliğe bakıyor ve alargada demir atma alışkanlığı ile kaloma filan hesapları yapıyor. Halbuki özellikle derin koylarda (15-20 metre üstü gibi) çok uzun kaloma filan vermeye gerek yok (5 katı, 7 katı gibi), deniz dibinin gittikçe sığlaşması sebebiyle demir kolay kolay taramaz. Hatta kalomanın böyle bir kalabalık koyda çok da uzun tutulmaması üzerine başkalarının zincir döşemesine nispeten engel olur.
Nihayetinde bu ezber bozan açıklamayı birinin yapmış olması harika! 1w5ey8 1w5ey8 1w5ey8
(http://live.blog1.com/uploads/16765/scratch/blog1/blog-af8b75db-a9db-42b1-84aa-387a36f0495a/article-DF8A5301-DD5C-4D0C-A50B-217CD513E658/media/images/dean.jpg)
-
Hafta sonu Çeşme'de Hacettepe koyunda idim , kıçtan koltuk almayı daha önce uygulamadığım için en sondaki motoryatın yanına iyice sokulup demiri bıraktım .Onların pruvası açığa bakarken benim pruva karaya bakar halde yüzdük vs sonra dan gördüm ki beni bu şekilde rahat bırakmayacaklar nitekim bir sürü motoryat geliyor ardı ardına derken bir tekne geldi (9metre motoryat )benim teknenin 15m yakınına demirini bıraktı ve karaya doğru tornistan gidip teknedeki bir kişi ile denize atlayıp bağlama işini hallettiler. Tabi bu arada benim demiri oynatmışlar .Zaten zor tutturduğum demir yüzünden demir alıp başka koya geçtik. Hanımdan bir araba azar işittik. 9kly3 Karaya koltuk alma işleminde anlattıklarınızı özellikle tekneyi tornistan da bırakıp karaya yüzüp bağlamak vs benim için kabus gibi . Gerçekten uyguluyor musunuz merak ediyorum. Demirin tutacağını vs nasıl güveniyorsunuz bilemiyorum.Bana oldukça tehlikeli geliyor. Kıçta ufak katlanır bir çapam var ancak karadan esen rüzgarda zaten baştaki demir tekneyi tutmazken el kadar çapa nasıl tutacak tekneyi. :-\ Bu arada çıpa sorunumu halen çözemedim. Kumluk koylarda Danforth mu almalı yoksa Bruce vb başka bir demir mi ? her 3 demirlememden 2 tanesi tutmuyor kaloma veriyorum ancak başkaları vermiyorken onlarınki nasıl tutuyor &+^^.
-
Bence doğrusu şu şekilde olmalı:
Demirin bırakılacağı yer tespit edilir. Teknenin pruvası bu noktaya getirilir ve tekne rüzgar üstüne çevrilerek sabit kalması sağlanır. Demir bol kaloma verilerek bırakılır. Sonrasında tornistan yaparak sahile doğru yol verilir. Teknenin son pozisyonuna yaklaşınca zincir gerdilerek demirin tutması sağlanır. Biraz daha kaloma verilerek tekne son pozisyonuna getirilir. Önceden sahile gönderilen kişi koltuk halatını tekneye getirir ve bağlanılır.
Teknede tek kişiyseniz ve rüzgar varsa alargada kalınır.
-
Bu is pratik yapmadan cozum bulunacak bir is degil.Ben her capa attigimda dalar bakarim ne oluyor,capayla zincir nasil davraniyor diye.Ona gore irgati kullanarak kastiriyorum zinciri ve kictan ne kadar mesafe istenirse veriyorsunuz irgati kullanarak.Tabiki seri olmak sart bunun icinde pratik yapmak lazim.
-
Bu is pratik yapmadan cozum bulunacak bir is degil.Ben her capa attigimda dalar bakarim ne oluyor,capayla zincir nasil davraniyor diye.Ona gore irgati kullanarak kastiriyorum zinciri ve kictan ne kadar mesafe istenirse veriyorsunuz irgati kullanarak.Tabiki seri olmak sart bunun icinde pratik yapmak lazim.
Irgatla değil de motoru tornistan yaparak kastırmak daha mantıklı değil mi? Yoksa karadan koltuk aldıktan sonra mı yapıyorsunuz bu işlemi Öyleyse tamam tabii ki
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Konu yeniden açılmışken daha önce yukarıda paylaştığım görselin az geliştirilmiş halini de paylaşayım;
(https://s33.postimg.cc/4g9034e9b/demiracisi1.png)
-
Özgür Korsanım çizimden gördüğüm kadarıyla Danforth tavsiyesi doğru mu? :D
-
Yoo! :)
Yerli malı, yurdun malı, herkes Ultra kullanmalı! ;)
öZgür (tapatalk)
-
Bende first 29 var.Tekneyi donatan 16 kg ultra takmis.Bence cok buyuk.Capayi atip iskele veya karaya yaklastigimda ister istemez zincirde s seklinde serilme oluyor.Tekneyi iskeleye veya karaya baglayip irgata(quick 800w) bir dayaniyorum tekne yerinden kipirdamiyor.Mandrake'de iki tekne arasina tek seferde bir serdim zinciri ayni sekilde sonraki iki gun tik oynamadi yerinden.Sen irgatla bosunu almazsan olmaz zaten.
-
Merhaba, 10 kg Danforth ve 12metre galvaniz kalibre 6mm zincir ile takım yaptım. Zaten Çeşme çevresinde gittiğimiz 3 adet koy var hepsi kumluk derinlik max 6 metre. İki haftadır deniyorum gayet iyi tutuyor . Irgat olmadığı için çekmek için de üst ağırlık limiti olduğunu düşünüyorum. Yorumlar için teşekkürler. ?^#Fl
-
Konu yeniden açılmışken daha önce yukarıda paylaştığım görselin az geliştirilmiş halini de paylaşayım;
(https://s33.postimg.cc/4g9034e9b/demiracisi1.png)
Son Göcek tatilimizde Mehmet kaptanın ve Özgür kaptanın bu konu başlığında "fazla kaloma bırakılmasa da olur" ana fikrinde yazdıkları kafamdaydı, öncelikle yaptıklarımı ve sonucu anlatayım. (Teknede eşim vardı ama çocukla ilgilenmek zorunda olduğu için tek sayılırım.)
1. yöntem: açıkta derinliğin 15-20 metre civarı olduğu yerlerde tekneyi manevraya hazırlayıp, tam durdurup ırgatın başına gidip zinciri 20 metre kadar apiko vaziyette salıyorum (bu rakamı deneyerek buldum). Ondan sonra tornistanla istediğim yönden karaya yaklaşıyorum yani çapayı sürterek, taratarak gelmiş oluyorum, derinlik azaldıkça çapa artık biryerlere takılıp tekneyi durduruyor, sonra ya ben ya eşim atlayarak arkadan bağlıyoruz. Ancak Bedri Rahmi koyunda çok sağlam yan rüzgarlar yedim ve maalesef 2 defa demir taradım bu yöntemle, bir süre sonra arka koltuklar tam boşaldılar, halbuki uzun kalomalarla demir taradığımı hatırlamam daha önce ve daha sonra da bir gulet kaptanının uyarısı ile bu yönteme soğudum ve vazgeçtim.
2. yöntem: klasik "zincir dolabında duracağına denizde dursun" prensibi. Öyle ya ekstradan 150-200 kiloluk zincir tekne ile beraber rüzgar kuvvetine maruz kalıp olumsuz atalet yaratacağına tekneden eksilsin tam tersine denizde tekneyi durdurma ve esneme kabiliyeti olarak olumlu atalet yaratsın. Kapı koyunda kıçtan iki koltukla bağlı iken yandaki gulet kaptanı gözlükle yüzüyordu, abi az bırakmışsın, ben askerliğimi burada yaptım gece havası belli olmaz, topla demirini ne varsa sal tekrar gel, bırak hesabı kitabı, yardımcı olurum koltuklarda ben sana dedi, (sağolsun, varolsun bu arada...) Koltukları atıp zinciri topladım ve daha açıktan 45 metre kadar döşeye döşeye geri geldim, bağladık, son aşamada koltukların boşu el ile alındıktan sonra ırgattan zincir kasılana (hatta ırgat zorlanana kadar) boşunu almak önemli bir aşama bence, kıç koltuklar da geriliyor böylece, stabilite sağlanıyor. Burada zincirin suya girdiği açı güzel bir kriter üzerindeki gerginliği anlamak için, 45 derece filan olmasına dikkat ediyorum. O gece zaten esmedi ama müteakip günlerde bu yöntemle çok rahat ettim, sert rüzgar da yedim bana mısın demedi tekne, konumu esnedi ancak sağanak bitince yerine geri döndü, esnemesi iyi birşey zaten, halatın zincirin uzun olması bu avantajı da sağlıyor.
Yani sonuç olarak demem o ki kaloma aman eksik olacağına fazla olsun zarar gelmez, Özgür kaptan ve Mehmet kaptan tecrübeli isimler elbette ne yaptıklarını bilerek yapıyorlardır, benim gibi nispeten acemi iseniz kalomayı bol bol bırakın derim nacizane...
-
Mantık doğru (dik yamaca kısa kaloma) ama sizin uygulama (20m salıp geri gitmek) yanlış.
Zira 20m salıp geri gittiğinizde çapa ilk zemine değdiği yerde muhtemelen tutunamayacak kadar dik bir açı ile değiyor ve hareketinizle taramaya başlıyor, şansınız varsa açı biraz düştüğü zaman veya sert birşeye takıldığında tutunma sağlayabilir, ama büyük ihtimalle bir kere taramaya başlayan çapa bir daha tutunmaz. (Gagası dolar veya hareket nedeni ile dibe doğru hamle yapacak anı bulamaz, açısı sürekli değişir)
Her zaman çapa ilk atıldığı yerde durmalı, teknenin tornistanda katettiği mesafe verdiğiniz kalomayı geçmemeli. Tornistanda çapayı önünüzde sürüklememelisiniz.
En son kıçı bağlarken ırgatı durdurup motor gücü ile zinciri germek veya kıçı bağladıktan sonra ırgat gücü ile zinciri germek gerekir.
Hareket halindeyken çekiştirilen çapanın tutunması çok küçük bir şans. Yanlış.
Ama tüm bunlar tek kişi ile çok zor manevralar, sizi tüm bunları derin ve rüzgarlı Göcek koylarında başardığınız için ayrıca tebrik ederim. :)
öZgür (tapatalk)
-
Mantık doğru (dik yamaca kısa kaloma) ama sizin uygulama (20m salıp geri gitmek) yanlış.
Zira 20m salıp geri gittiğinizde çapa ilk zemine değdiği yerde muhtemelen tutunamayacak kadar dik bir açı ile değiyor ve hareketinizle taramaya başlıyor, şansınız varsa açı biraz düştüğü zaman veya sert birşeye takıldığında tutunma sağlayabilir, ama büyük ihtimalle bir kere taramaya başlayan çapa bir daha tutunmaz. (Gagası dolar veya hareket nedeni ile dibe doğru hamle yapacak anı bulamaz, açısı sürekli değişir)
Her zaman çapa ilk atıldığı yerde durmalı, teknenin tornistanda katettiği mesafe verdiğiniz kalomayı geçmemeli. Tornistanda çapayı önünüzde sürüklememelisiniz.
En son kıçı bağlarken ırgatı durdurup motor gücü ile zinciri germek veya kıçı bağladıktan sonra ırgat gücü ile zinciri germek gerekir.
Hareket halindeyken çekiştirilen çapanın tutunması çok küçük bir şans. Yanlış.
Ama tüm bunlar tek kişi ile çok zor manevralar, sizi tüm bunları derin ve rüzgarlı Göcek koylarında başardığınız için ayrıca tebrik ederim. :)
öZgür (tapatalk)
Ne çektim rüzgardan bilseniz... :)
-
Doğan kaptan aynı sorunları ben de yaşadım ve ne yalan söyleyeyim demirleyip kıçtan bağlanmaya korkar oldum :( Belki de charter tekneleri, göcek gibi, derinliğin hızla arttığı bölgelerde 60 metre değil de 80-90 metre zincire sahip olurlarsa, benim gibi tecrübesiz denizciler için daha iyi olur. Ya da 60 metre zincirden sonra 20-30 metre halat da iş görebilir. Benim 2 Göcek gezimde de teknelerde sadece 60 metre zincir vardı ve pek çok kez 20 metreye demir atıp koltuk alma denemem başarısızlıkla sonuçlandı. Demir anında taradı. 20 metrelik derinliği kıyıya oldukça yakın yerlerde bulup,demir atmadan pas geçmişliğim de oldu.Burada tabii ki benim yaptığım yanlışlar ve tecrübenin olmaması da var.
-
Doğan kaptan aynı sorunları ben de yaşadım ve ne yalan söyleyeyim demirleyip kıçtan bağlanmaya korkar oldum :( Belki de charter tekneleri, göcek gibi, derinliğin hızla arttığı bölgelerde 60 metre değil de 80-90 metre zincire sahip olurlarsa, benim gibi tecrübesiz denizciler için daha iyi olur. Ya da 60 metre zincirden sonra 20-30 metre halat da iş görebilir. Benim 2 Göcek gezimde de teknelerde sadece 60 metre zincir vardı ve pek çok kez 20 metreye demir atıp koltuk alma denemem başarısızlıkla sonuçlandı. Demir anında taradı. 20 metrelik derinliği kıyıya oldukça yakın yerlerde bulup,demir atmadan pas geçmişliğim de oldu.Burada tabii ki benim yaptığım yanlışlar ve tecrübenin olmaması da var.
Ben şahsen yeterince tecrübe kazanana kadar uzun kalomadan vaz geçmem Tuna kaptanım...
-
Kaş gibi derinliğin birden arttığı kıyılarda kendimce bir yöntem bulmuştum; Özgür korsanın verdiği çizimle aynı mantık.
Gene de başarı oranım %50 falan. Kayıkta 50m kadar zincirim var sanırım; o da bir handikap oluşturuyor.
Öte yandan tornistandayken hanımı denize atmak konusunda şüphelerim var :)
-
Ağaçlara mümkün olduğu kadar bağlanmayın, mutlaka bağlanmanız gerekiyorsa izbarço yerine çifte kazık bağı gibi ağaç gövdesine sıkı sarılıp, hareket nedeni ile ağaç gövdesini yıpratmayacak bir bağ kullanın. Deniz dibinde tekneyi tutan bir çapa karada da iyi gömülürse işe yarar. Buradaki ana sorun rüzgarın yönüdür. Tekne rüzgarı bordadan alırsa, hangi bağlantı sağlamsa diğeri ayrılacak ve tekne sağlam olan üzerinde baş kıç istikametinde kalmaya yönelecektir. Genellikle şartların çok elverişli olmadığı yerlerde kıçtan sağlam bir koltuk alındığında demir tarar ve tekne kıyıya doğru yönelir.
Bu durumda kıyıya tekneyi oturtmamak için yada kıyı kayalıkta olabilir tekneyi sağlama almak için koltuk halatı kıç taraftan sökülüp baş tarafa alınmalıdır.bu şekilde tekne rüzgar üstüne dönmüş olacak v şeklinde iskele ve sancaktan koltuk ve çapa ile sabit kalacaktır.
Demirleme konusunda forumdaki en tecrübesiz üye olmam kuvvetle muhtemel. Bu nedenle de her bir çözümü ve yöntem önerisini dikkatlice ve gözümde canlandırarak okudum.
Koltuk halatının baş tarafa bağlanması sonrasında teknenin baş taraftan demire ve koltuk halatına bağlı vaziyette V şeklinde sabit kalması çözümü için, rüzgar gece yön değiştirirse şayet, teknenin koltuk halatı üzerinden yön değiştirme ihtimali neticesinde baş tarafa bağlı bulunan koltuk halatından ötürü çapariz olma ihtimali yok mu?
-
Var.
-
Neredeyse her koyda kıçtankara yaparım.Şöyleki ;
1. Önce,harita üzerinden kaç metreye demir atılacağını tesbit et.Mesela 15m
2. Güvertede 17 m (iki metre fazla) kaloma ayarlayıp bosaya vur.
3. Koltuk alacağın taşa kadar yaklaş.
4. Eşini koltuk halatıyla birlikte dingiye bindir, halatı ağaca bağlayıp tekrar dingiye binerek sana doğru kürek çekmesini alargada bekle.(zira bu eylem uzun sürer)
5. Eşine doğru Ağır yol tornistan
6. Demir yerine gelince bosa fora, kastanyola laçka.(elektrikli ırgatın onar santimlik mıymıntı kalomasına hayır.Devamlı ve harbiden laçka)
7. lagalagalaga (laçka vaziyette zincir döşeniyor)
8. Eşinin getirdiği koltuk halatını volta et
9. İkinci koltuk halatını muhakkak alıp çapraz volta et.
10. Zincirin ve halatın boşunu al.
11. İkinci demirini rüzgar dirise ederse sancak veya iskele başomuzdan koltuk almak üzere hazır et.
12. İyi uykular
-
Sevgili korsanlar, koylarda kıçtankara olduğumda, gece kalacaksam ve bordadan rüzgar bekliyorsam, rüzgarüstünden aşağıdaki dingi çapasını atıp saplandığından emin olup elimle gerdirdikten sonra, baştaki koç boynuzuna voltalıyorum halatını. Ama iki kişi falan asılıp sağlam saplıyoruz. Bu şekilde zincire yanal istikamette binecek yükü alıyorum.
(http://i64.tinypic.com/2vmc7t1.jpg)
-
Çapaların boyları tekne boyutuna göre belirlenir. Bir bot çapasının rüzgar üstünden atılıp tekneyi rüzgarda hem de yandan alınan rüzgarda taşımasını beklemek biraz fazla iyimserlik olur.
-
Ahmet korsanım doğru söylüyorsunuz. Ancak 'tekneyi tutma' ifadesini kullanmak için, o ürünü tek başına - tekneyi rüzgarda yerinde tutmak için - kullanmak gerektiğini düşünüyorum. Buradaki senaryoda tekne kıç halatları ile kıyıya bağlı, ayrıca baştan da demirli. Sadece zincire binen yanal istikametteki baskıyı azaltıyoruz ve bu ürün yanal yükü net bir şekilde azaltıyor. Yaşarak görüyorum zira.
-
Bu fizik ilimidir (Konumuz dahilinde vektörel kuvvetler)
Rüzgar bordodan geliyorsa (tekneye zairi 90 derece) Baş ve kıç bağlantısı (0 ve 180 derece ise) demir ve kara bağlantısı ilk başta yük almaz. Rüzgar basıp , tekne konumunu (üstüne aldığı rüzgar yükünden dolayı) değiştirip, vektörel açı değişmeye başladıkça yük almaya başlar. Tekne konumu yer değiştirdiği için. Akıntı dan dolayı yükler hesap dışı. Bi de onlara girersek iş daha da karışır. Niglected.
Demir saplanma noktası, sahil kıç halatı derece, konumu, bunlara zairi tekne konumu, mevcut rüzgar yönü, drese rüzgar, vs vs.
Fizik bilen adam için kolay işlerdir. Kolay derken hesap edilebilir olmasını kast ettim.
-
Ben kayıkta genellikle yalnız veya acemilerle birlikte olduğumdan hemen hemen her işi kendim yapıyorum. Demir atacağım yere gelirken başa gidip demirin emniyet bağını çözüp, dümen başına geliyorum, tanımadığım bir yerde isem haritadan ve gezerek derinlik ve dip kontrolunu yapıyorum. demirliyeceğim derinlikten 2.mt kısa kalacak şekilde gözüm derinlik göstergesinde zincir sayıcı marifeti ile funda ederken demir yerine yaklaşıyorum (genelde tornistan ile ve derinden sığ bölgeye doğru ) hedefe gelince geri kalan 2 mt zinciri de funda ediyorum. hemen temas gerçekleşiyor, sermeye devam ederek planladığım kolama yı tamamlamaya yakın sermeyi kesip tutup tutmadığını kestiriyorum. Tuttuysa kolomayı tamamlayıp yüksek devirde yüklenerek tuttuğundan emin oluyorum. Hava sert değilse yani kayık mıh gibi düşük devir tornistan da yerinde duruyorsa dümeni kilitleyip atlayıp bağlıyor ve geri geliyorum, biri varsa yanımda ben denizdeyken bir terslik olursa ne yapması gerektiğini tembih ediyorum. Hava sertse ve yalnızsam komşu teknelerden yardım istiyorum (zaten son derece gönüllü olarak heyecanla yardım etmek istiyorlar sağ olsunlar ) beni bağlamaları için. Sonrada 2. koltuk halatını bağlıyorum tabiki gece kalacaksam.
-
Merhaba. Forumda ilk mesajım. Hadi bismillah t*"y+
Kaptanlık deneyimlerimin başlarında koylarda önce hep tek halat ile kıçtan kara kalıyordum. Nasılsa 2 gün kalıp gideceğim, zaten koy içeresindeyim, fırtına filan da yok diye tek halat yeter diye düşünüyordum. Ama yetmiyormuş, deneyerek öğrendik. Demiri de iyi döşememe rağmen akşam üstü çıkan meltemlerde hep "yavaştan sürükleniyoruz", "kayıyoruz" "ya demir kurtulursa" diye heyecanlar yaşadım. Bir kaç kez de demir taradım.
En sonunda kıçtan çift halat bağlamayı akıl ettim :)) Hep gözlükle tüm zinciri demire kadar görebildiğimce kontrol ederdim. Tek halat attığımda zincirdeki kaymaları hep görüyordum. Çift koltuk alınca kayma filan kalmadı. İçim bir rahatladı ki sormayın :) Akşam yemeklerini rahat rahat yemeye başladım :)
Selamlar
-
Peki bir soru..
Bizler çift kıç halatı ile bağlanırken, guletler nasıl tek kıç halatı ile zıpkın gibi duruyorlar ?
TANER
-
Peki bir soru..
Bizler çift kıç halatı ile bağlanırken, guletler nasıl tek kıç halatı ile zıpkın gibi duruyorlar ?
TANER
Dana gibi çapaları var desem
-
Ben de,
Gulet kaptanlarının çocukluktan beri her karışını ve rüzgarlarını bildiği koylar desem :)
Selamlar,,
-
Bir anektod;
Bodrum belediye marinaya kıçtan kara olacak guletteyim
biz tornistana başlamadan evvel karaya baktığımda girebileceğimiz yer yoktu
bizim kaptan gemiciye ırgatı boşla dediğinde ben sordum,kaptan nereye gireceksin :D
aha şuraya dedi (bir yer gösterdi) pruvaya göre 120' gibi, tekrar sordum demir niye buraya
diğerlerinin demirlerini almamak için dedi(hakim rüzgara ve çıkarken liman ağzına doğru neta olmak içinmiş)
İyi akşamlar,,
-
Guletlerin tek veya çift kıç halatı ile her zaman sabit kaldıkları doğru değildir. Vakti zamanında Göcek'te bir mavi yolculukta kıçtan koltuk alarak birkaç gulet bağlandık. Rüzgarın gece bordadan geleceği öngörümü, kaptan kabul etmedi, biz gurada hep böyle bağlanırız dedi. sabaha karşı bir gürültü ile uyandık, Hepimiz birden taramaya başlamışız, tekneler üstüste. Kıç koltukları çözüp karmaşanın içinden çıkmak için ciddi uğraş vermiştik.
-
Sn. Çelenoğlu,
yani?
-
İstisnalalar kaideyi bozmaz :D
Paradoksun dan(günümüzde yaşadığımız için yazdım) yola çıkarsak,
En kötüsü halat kaybetmek olurdu o da botla telafi edilirdi diye düşünüyorum.
Saygılar,,,
-
Peki bir soru..
Bizler çift kıç halatı ile bağlanırken, guletler nasıl tek kıç halatı ile zıpkın gibi duruyorlar ?
TANER
Demir'leri çok iyi tutuyor, zinciri ve koltuk halatını sonuna kadar geriyorlar. Tekne kımıldanamaz durumda kalıyor. Bende gergin bağlanmayı severim.
-
Çok gergin bağlanıyorlar diyorsunuz fakat ben de genelde tek koltukla ve guletler gibi çok gergin bağlanıyorum amma rüzgar tersledi mi patates oluveriyorum.
Mutlaka şiddetli rüzgarda onlar da oluyorlardır.
Buna rağmen bu şekilde bağlanıyorlar.
TANER
-
Siz 10 tonluk bir tekneyi bağlıyorsunuz, onların sadece mazot ve su tankı toplamı 10 ton. Karşılaştırmak çok anlamlı gelmiyor.
Bakmanız gereken koy içinde yakınınızda size paralel 20 yelkenli var ise bir tek siz demir tarıyorsanız, o zaman ya demiriniz zemine uygun değil yada düzgün demir atamadınız, yada yanlış yere bağlanıyorsunuz(Gulet demirliyor diye sizin için en uygun yer demek değil). Eğer hepiniz birden tarıyorsanız sıkıntı yok hava sert =)
Genelde gece kalıcaksam çift yapıyorum, gündüz kalacaksam tek yapıyorum. Çift yaptığımda koltuk halatlarının mümkün olduğunca çapraz olmasına dikkat ediyorum imkan varsa, hakim rüzgar tarafını sonuna kadar gerdirip, rüzgar altını el ile gerdirip en son demiri biraz daha çekerek rüzgar altını gerdiriyorum. Eğer bilgim yok ise ikisini birden demir ile gerdiriyorum.
Yeteri kadar gerdirince tek çift çok fark hissetmedim. Teknenin kıçı belki biraz daha fazla oynak oluyor o kadar.
Dirsek bükünde bir geceyarısı 6 tekne birden taramıştık. İki yelkenli birbirine hafif girdi, bir taneside bir gulete yapıştı öyle uyandılar. Ben koltuk halatlarını bıraktım, koy ortasına zinciri serdim, sabaha kadar öyle durduk, 1-2 saat bağırış çığırış dinledik. Biraz uykudan feragat ettik ama diğerleri gibi en azından gece yarısı kıçtan kara yapmaya çalışmakla uğraşmadık. Sabah koltuk halatlarını alıp çıktık.
-
Kıyıya draftın izin verdiği kadar iyice yanaşıp uzunca koltuk halatını kıyıya bağlamak, sonra sonra demir atılacak yere kadar kıyıdan uzaklaşıp demir atmak çözüm olabilir mi?
-
Teknede kaç kişi olduğu çok önemli bu başlık altında ama önce demir atmak tornistanda tutturup koltuk almak en mantıklısı gibi
-
Merhabalar Sunay bey, Nasıl bir tesadüfse aynı şey bu sabah benimde aklıma geldi ama halatın uzunluğunu ayarlayamamak, halatın elden kaçma ihtimali, tornistanda pervaneye gelme ihtimali veya birinin atlayıp alması gibi şeyler bu taktiği tereyağından kıl çeker gibi bir taktik kılamıyor:)
Eğer rüzgar varsa en basit sistem tekneden bir kişi botla halatı bağlayıp teknenin demir işlemini bitirmesini beklemesi ve ortada buluşunca halatın bağlanması. Bunun için min. 3 kişi gerekiyor.Kokpitten ırgat kontrolu yoksa. Bu tereyağından kıl çeker gibi oluyor 80%.
İki kişi ruzgarlı bir havada nasıl olur dersek eğer, önümüzdeki hafta kız arkadaşımla göcekte olacağız. kendisinin ilk çıkışı olacak. Benimde 2 kişi olarak ilk deneyimim olacak. Göcek in havasına güveniyorum ama ilk defa bu kadar heyecanlandım.
Varsa tavsiyelerinizi okumaktan memnuniyet duyarım :)
Benim bunun için 3 planım var;
1-Ben dümende, kız arkadaşım ırgatta, demir atıldı ve kız arkadaşım bağlamaya gitti (Yavaş yüzer)
2-aynı sistem ama bu sefer ben dümeni kitledim tekneyı 20% tornistan bırakıp bağlamaya kendim giderim(hızlı yüzerim)Kız arkadaşım voltalar.(*teknenin kayma ihtimali*)
3- Koyda tekneyi kız arkadaşıma emanet ederim tekneyi oyalar. Ben botla halatı bağlar, ucuna usturmaça bağlar ve tekneye döner demir atarım.(Bunu bu konuda okumuştum mantıklı geldi)
Hiç olmadı Boynuzbükünde alargada kalırım yer bulursam. :)
-
Kız arkadasının ilk çıkışıysa bence sen dümende dur. 1w5ey8
Demir bol kalomalı serilir ,
motor boşa atılır
O sırada arkadas ucunda halat bağlı usturmacayla kıyıya yüzer halatı bağlar
motorla sürekli mesafe ayarlanır, kontrol edilir.
arkadas usturmaçaya bağlı halatla gelirken motor boşa atılır.
Halat ve zincir dengelenir.
En son sen atlayıp sahildeki halat bağını kontrol edersin
Ama motorda malum sebeplerden dolayı tecrubeli kişi olmak kaydıyla.
-
Kız arkadasının ilk çıkışıysa bence sen dümende dur. 1w5ey8
Demir bol kalomalı serilir ,
motor boşa atılır
O sırada arkadas ucunda halat bağlı usturmacayla kıyıya yüzer halatı bağlar
motorla sürekli mesafe ayarlanır, kontrol edilir.
arkadas usturmaçaya bağlı halatla gelirken motor boşa atılır.
Halat ve zincir dengelenir.
En son sen atlayıp sahildeki halat bağını kontrol edersin
Ama motorda malum sebeplerden dolayı tecrubeli kişi olmak kaydıyla.
Evet dümende kalmak en mantıklısı gibi :)
Birazda spontane hareket edilecek sanırım artık.
Allah yardımcım olsun :)
-
Bu arada akdeniz usülü bağlanma konusunda dünya çapında bilgi bulunabilecek tek yer burası sanırım. Birkaç yazı haricinde hiçbir şey bulamadım. Yelken eğitim firmalarının bu konuda özen göstermesi gerekiyor bence. Hatta önce yanaşma-bağlanma sonra yelken öğretilmeli. Uçağı indiremeyen pilot olur mu ? :) 4 defa tekneyle çıkabildim öğrendiğimden beri. Sadece 2 kere alargada kalma şansım oldu.Kalanı kıçtan kara. Bence önemli bir konu.
-
Dirsek gibi Bozukkale gibi Bencik gibi rüzgara göre çoktan seçmeli kıç yönü belirleme şansı bulunan koylarda bu iş (bu yaz göreceli sükunette) daha kolay... Özellikle de saat 1500-1700 arası lokal rüzgar kendi pik noktasındayken bağlanınca... Ben eşimin araba kullanışını bildiğim için, o kadar çok ve sık köşeli hareketler yapan birine dümen/gaz teslim etmektense; kıyıyı, rüzgarı ve mesafeyi önceden hesaplayıp, mümkün oldukça hızlı yüzerek ırgat dışında her şeyi kendim yapıyorum... 50mt halatı tekne tarafında çımaya yakın voltalayıp hızla kıyıya önceden gözüme kestirdiğim bir asil bir de yedek talihli kayaya yüzüyorum.. Bu sırada tekne gereğinden fazla (1'e 6 - 1'e 7 gibi) zincir sermiş şekilde, hanım ırgat başında, motor çalışır vites boşta bekliyor oluyor... Teknenin gideceği yer nihayetinde gitmesini istediğimiz yer olacak sonuçta... Tekneye dönüp ilk koltuğun boşunu biraz alıp bu defa ters taraftan 30'luk halatla uygun açıdaki diğer kayaya yüzüp işlemi tekrarlıyorum... iki koltuk da bağlandıktan sonra ben onların açılarını ve teknenin kıyıya mesafesini ayarlarken hanım da zincirin boşunu alıyor; zincir iyice gerildikten sonra kuvvetlice (1800rpm gibi) bir tornistanla demirin tuttuğundan emin olurken aynı gazla boşalır gibi olan koltuklara da son bir trim; sonra kolumuzun yettiği kadar uzaktaki baklaya bosa kancası (hatta katamaranda bunu da yüzerek yapmaya karar verdim, ayıp değil ya), 1,5 tur falan ırgat boşaltma, istiklal marşı ve kapanış...
-
Aklınızda olsun herşeyi kendinizin yapacağı durumlarda teknenin oraya buraya gitmemesi için en iyi yol arkadan kısa zincirli demir atmaktır . Böylece baştan sağlam tutan demir ve kıçtan tekneyi yerinde tutan (fazla kaloma yok) demir size zaman kazandırır. Bu arada halatı baglamaya gidersin
-
Aklınızda olsun herşeyi kendinizin yapacağı durumlarda teknenin oraya buraya gitmemesi için en iyi yol arkadan kısa zincirli demir atmaktır . Böylece baştan sağlam tutan demir ve kıçtan tekneyi yerinde tutan (fazla kaloma yok) demir size zaman kazandırır. Bu arada halatı baglamaya gidersin
Teknede yalnızsanız veya miçolar beceriksiz ise :) en basit çözüm Atilla Korsanın önerisi. Önce ana demiri baştan atıp tornistanda yol verip tuttuğuna emin olduktan sonra, kıç taraftan rüzgar üstü tarafa 3-5 metre zinciri olan mümkünse katlanır tipte bir şemsiye çapa atarsın. Onunda tuttuğunu görünce suya atlar güle oynaya koltuklarını karaya bağlar gelirsin. Tekne yana kaydı, yandaki tekneye çok yaklaştı diye gerilim yapmazsın.
Sedat Korsanım sizin teknikte kıç omuzlukları bağladıktan sonra, 1800 devirde tornistanda gerdirme yaparken baş demirinin tutmadığını yada taradığını fark edince, en başa dönüyorsunuz. Tekrar geriye git omuzluk halatlarını çöz, demir al, vs vs...
-
...sonra kolumuzun yettiği kadar uzaktaki baklaya bosa kancası (hatta katamaranda bunu da yüzerek yapmaya karar verdim, ayıp değil ya), 1,5 tur falan ırgat boşaltma...
Katamaranlarda bosa kancası/halatı her iki gövdeye bağlı ve sabit oluyor.
Zincir loçasında duran kancasını/kilidini/karabinasını zincire geçirip zinciri boşladınız mı tüm yük iki gövdeye eşit biner.
Kıçtankarada olmasa da rüzgarlı havalarda alargada bunu takmazsanız tekne her salınım yaptığında zincir gövdelere değer.
Bu yüzden tek bosa halatı kullanılmıyor katamaranlarda.. (halat da gövdeye sürtüp zarar veriyor..)
Loçadan uzanıp bu kanca işi ile uğraşmak biraz zor olur genelde, elinizden düşürdüğünüzde kenardan ağların deliklerinden tek tek tutarak ortaya kadar ilerletmeniz gerekir filan.. gıcık iş..
(https://simplesail.com/images/1920w/1/assets/images/content/SSL%20Fleet/MNE-LC40-4C-4T-Mawimbi/Images/lc40-4c-4t-mawimbi-17.jpg)
(https://i.ytimg.com/vi/7t2Lu4t6n4E/maxresdefault.jpg)
-
Katamaranlarda bosa kancası/halatı her iki gövdeye bağlı ve sabit oluyor.
Zincir loçasında duran kancasını/kilidini/karabinasını zincire geçirip zinciri boşladınız mı tüm yük iki gövdeye eşit biner.
Kıçtankarada olmasa da rüzgarlı havalarda alargada bunu takmazsanız tekne her salınım yaptığında zincir gövdelere değer. Bu yüzden tek bosa halatı kullanılmıyor katamaranlarda.. (halat da gövdeye sürtüp zarar veriyor..)
Loçadan uzanıp bu kanca işi ile uğraşmak biraz zor olur genelde, elinizden düşürdüğünüzde kenardan ağların deliklerinden tek tek tutarak ortaya kadar ilerletmeniz gerekir filan.. gıcık iş..
Ayrıca alargada değil ama kıçtan karada şöyle de bir problemi var Özgür korsan; demir loçası ve ırgat 41' bir katamaranda bodoslamalardan yaklaşık 2,5mt geride... Bosa kancasını orada baklaya geçirince, önce o 2,5 metreyi gidecek, e en az 1,5 metre de yükseklik var denize kavuşmasına; bitmedi, sonra da yükü alacak kadar daha demir salacaksınız - ki bosa işe yarasın.. Toplamda oluyor size 5mt... koltuk halatları zargana formunda yüzmeye başlıyor, demirin boşu alınmamış oluyor falan filan... saçma bir durum oluşuyor... Kendi kendime şöyle bir çözüm geliştirdim; zincirin boşunu gerekenden biraz fazla alıp devamında suya atladım, hanım loça deliğinden bosa halatını serbest düşüşe bıraktı, onu alıp gücüm yettiği kadar ilerideki baklaya taktım; sonrası aynı, yine 1,5 tur ırgat boşlayınca oldu...
-
Katameran sıkıntılı demek. :o
-
...Kendi kendime şöyle bir çözüm geliştirdim; zincirin boşunu gerekenden biraz fazla alıp devamında suya atladım, hanım loça deliğinden bosa halatını serbest düşüşe bıraktı, onu alıp gücüm yettiği kadar ilerideki baklaya taktım; sonrası aynı, yine 1,5 tur ırgat boşlayınca oldu...
haklı sıkıntılar..
Ben de sırf bu bosa için fazla boşlama ihtiyacı nedeni ile katamaranla bir yere kıçtan kara yaptığımda, su çekiminin az olması sayesinde kıyıya daha yakın durabilecekken daha uzak durmayı tercih ediyorum..
Çok gövdelin mi var, çok derdin var arkadaş!.. :)
-
Aklınızda olsun herşeyi kendinizin yapacağı durumlarda teknenin oraya buraya gitmemesi için en iyi yol arkadan kısa zincirli demir atmaktır . Böylece baştan sağlam tutan demir ve kıçtan tekneyi yerinde tutan (fazla kaloma yok) demir size zaman kazandırır. Bu arada halatı baglamaya gidersin
Çok yerinde bir uygulama... 1w5ey8
Tek sorun yedek çapa...Charter teknemde yoktu..Diğer charter teknelerde yedek çapa oluyor mu?
-
Çok yerinde bir uygulama... 1w5ey8
Tek sorun yedek çapa...Charter teknemde yoktu..Diğer charter teknelerde yedek çapa oluyor mu?
Tüm charter teknelerinde portuçların birinin en dibinde durduğu yerde defalarca ıslanıp kurumaktan artık üzeri bembeyaz mantarımsı maddeyle kaplı bir yedek çapa oluyor illa... da kim uğraşacak onla her defasında elle at-çek falan; genelde çoğu eski ana çapa olarak loçadakine yakın ağırlıkta oluyorlar (16-21kg falan)... Belki halatını kurtağzından geçirip vince alıp denenebilir...
Bir de bu yola başvurulacaksa zırt pırt kullanmak gerekeceğinden her defasında yerine kaldırmak mümkün değil; sürekli ayak altında ortalık yerde "serçe parmak mayını" olarak durması gerekecek...
Kendi teknemde yapacak olsam; belki sırf bu iş için mevcut teknemin 7.5kg'lık ana çapası kadar, hatta belki daha da küçük birşey alıp vardavela üzerinde ona bir özel yer yaptırıp oraya koyarım ama charter teknelerinde böyle şeyler de yok doğal olarak..
-
Özellikle yanımda sağlam bir yardımcı yok ise benim de çok zorlandığım bir iş bu.
Tornistanda bırakıp denize atlayıp koltuk alma fikrine henüz alışamadım. Bu fikir beni korkutuyor. Genellikle rüzgar etkisi ile teknenin gideceği konumu öngörüp koltuğu alıp hızlıca tekneye geri yüzmeye çabalıyorum.
Bu teknik dar alanlarda veya sert havalarda pek etkili olmuyor.
Yedek capayi rüzgarın geldiği kıç omuzluktan attıktan sonra direk tutacağını pek sanmıyorum. Derinliğe göre en azından 45 derece acıya ulaşınca etkili olabilecektir diye öngörüyorum. Siz ne şekilde kullanıyorsunuz tam olarak?
Koltuk halatı ile tekne dönmeden, kıyının kuytusunda sakinlikte kalmak çok hoşuma gitse de kıçtan kara yapmak bana pek güvenli gelmiyor. Sert havalarda hele rüzgar bordadan geliyor ise bana göre demire aşırı bir yük biniyor. Rüzgarın teknenin pruvasina veya bordasina gelmesi eminim ki demir üzerinde çok farklı yükler oluşturuyordur. Ayrıca alargada tarayan demir belki tutabilir tekrardan ama kictan kara yapıldığında (rüzgarın kötü bir açı ile geldiği düşünülüyor hep) tekneyi kesin kayalarda bulursunuz uyandığınızda.
Bu endişelerimde yalnız mıyım merak ediyorum açıkçası.
Not: tüm bunları kıçtan kara yapmış şekilde bir koyda demirli iken yazdım. Kıçtan karaya karşıyım sanılmasın. Sadece sert havalarda sakıncalı buluyorum.
-
Kıyıya aldığımız koltuk genellikle uzun bir halat oluyor ve çoğunu kullanıyoruz, kıyıya önce bağlayıp sonra demir atmak için inanılmaz uzunlukta bir halat gerekir, halatınız olsa bile büyük olasılıkla dolaşır.
-
Kıçtan kara olmak zannedildiğinin aksine çoğu zaman bir zorunluluk olabiliyor. Hakim rüzgara göre rüzgar üstüne bağlanmak, nispeten daha temiz ve sakin bir denizde durmak anlamına geliyor. Koyun büyüklüğü yeterli değilse kıçtan kara olmaktan başka çare yok. Ayrıca alarganın gerektirdiği serbest alan, başka teknelerin varlığında ulaşılabilir olmuyor, özellikle bu yaz mevsiminde.
Gökova’dan örnek verelim:
- Mersincik Koyunda alarga en uygunudur, koy geniş, rüzgar sürekli dönüyor, kıçtan kara olmak çoğu zaman dezavantajlı
- Yedi adalarda Bekar Lm küçücük, alarga mümkün değil
- Çatı koylarında geçen gün otuzdan fazla tekne vardı, nasıl alarga yapacaksın? Herkesin yaptığı gibi rüzgar üstüne değil de rüzgar altı tarafa gitsen milletin bulaşık suyu, sabunu içinde yüzeceksin
- örnekler çoğaltılabilir
Çeşitli yöntemler var kolay ve güvenli (ve sakin) şekilde kıçtan kara olmanın... sakin zamanda bol deneme yaparak bu manevraya alışılmalı.
-
Deniz Giray tek basina kictan kara baglanmayla ilgili yeni bir video cekmis...
Demiri manuel olarak birakin, irgati kullanmayin diyor...
https://www.youtube.com/embed/kVn3QB8wTyU
-
Kıçtan kara yaparken bazı teknelerde şunu gözlemliyorum;
Kıç omuzluk halatlarını bağladıktan sonra çapanın zincirini de bir miktar toplayarak veya tornistanda gaz verip kıç omuzluk halatlarının boşunu alarak tüm halat ve baş zincirini adeta tef gibi geriyorlar. Gitar teli gibi oluyor. Rüzgarsız bir hava da belki anlaşılabilir, tekne adeta mıh gibi kalıyor, ne iskeleye ne sancağa oynamıyor. Ancak bu gereksiz bir yük oluşturmuyor mu? Bu durum çapanın üzerine ekstra bir yük bindiriyor bir de hesapta olmayan rüzgarlar, ani sağanaklar binince o çapanın tarama şansı artmıyor mu?
Ben kıçtan kara yaparken demirin tuttuğuna emin olduktan sonra kıç omuzlukların boşunu el ile alabildiğim kadar alıp bırakıyorum, rüzgar çıktığında çoğu zaman rüzgar altındaki kıç halatım gevşek ve suyun üzerinde oluyor.
Sizce hangi uygulama doğru?
-
Bir sahilde kıçtan kara oluyorsanız, demir ve koltuk halatları toplam 60-80m kadar olur. Bu uzunluktaki halatların epey bir esneme payı olacaktır. Dolayısıyla fazladan halat boşlamaya gerek yoktur. Fazla boşlanmış halatlar hem fazla salınıma neden olur hem de dalgalı havada demire, vurma şeklinde, fazla yanal yük bindirir. Yani uygun gerginlikte halat iyidir, boşlanmış halat her etkiye açıktır.
-
Kıç omuzluk halatlarını bağladıktan sonra çapanın zincirini de bir miktar toplayarak veya tornistanda gaz verip kıç omuzluk halatlarının boşunu alarak tüm halat ve baş zincirini adeta tef gibi geriyorlar. Gitar teli gibi oluyor.
Ben tornistanda çapayı devirli gömdürdükten sonra biraz daha zincir boşaltıp, o şekilde bir boy falan daha geri gidip kıç halatları bağlıyorum; sonrasında bu defa biraz devirli şeklinde ileri yol verip eşime zincirin boşunu sonuna kadar aldırıyorum; yani kıç halatlar o sırada üretilen (atıyorum) 5hp güçle, zincir de ırgattaki 1,5hp (1100w) güçle geriliyorlar... Tam bahsettiğiniz deli grubundayım hatta az ötesindeyim Efe korsan :D
Pek fizik bilgim yok ama bana şöyle geliyor... Tıpkı kavança atarken arabayı ortaya çekip iskotayı germezsek çok aşırı bir fırtına yokken bile bumbanın perçinlerini direkten söken kuvvet gibi... Hani buma bir uçtan diğer uca giderken gitgide hızlanıyor ya... İşte tekne de salınım kuvvetlerine (bordadan rüzgara) sürekli salınarak cevap verirse o gidiş gelişlerin bir noktasında salınım noktasının ucunda oluşan kuvvet çapayı gömüldüğü yerden sökebilir, ama her şey en baştan deli bağlar gibi bağlanmış ve halatlarla zincir gerginse; o zaman o kuvveti yenebilecek bir aşırı baskı, çok çok kuvvetli bir sağanak gelene kadar tekne taramaz diye düşünüyorum...
-
Eğer zincir (ve koltuklar) yeterince gergin değilse rüzgar bordadan bastığında zincirin düzleşmesi (katener-catenary açısının azalması) ile geriye tehlikeli yaklaşırsınız.
Çaresi ya karadan çok uzakta duracaksınız ya da zinciri (ve kıç koltukları) mümkün olduğunca gergin tutacaksınız.
Kalabalık ve derin olmayan yerlerde ilki (uzak ve gevşek) mümkün ama Göcek gibi kalabalık (sağa sola salınım yeri olmayan) ve derin yerlerde gergin olmak en iyi (ve tek) yöntem.
öZgür (mobil tapatalk)
-
Sedat korsanim yorumlara bakılırsa siz doğru olanı yapiyormuşsunuz. Bundan sonra ben de olabildiğince gereceğim zincirimi ve omuzluk halatlarimi. Cevaplarınız için teşekkür ederim.
-
Bir ipi koparmak için, iki ucunu elinizle tutar, biraz boşluk bırakır ve ani bir çekme ile koparırsınız. Kopmayı özel bir noktada istiyorsanız o noktayı ipi birbirinin üstünden geçirirsiniz ve ip tam da o noktadan kopar. Buradan iki ders çıkıyor:
1. Gergin olmayan bir halat teknenin salınımlarında ani gerilim nedeni ile kopabilir.
2. Birbiri üzerine binmiş halatlar (bağlanmış anlamında) kopma noktası oluşturur.
Halatınızı gergin tutun ve halatın zayıflamasını önlemek için bağlamak yerine kasa örülmüş halat kullanın.
-
. Kopmayı özel bir noktada istiyorsanız o noktayı ipi birbirinin üstünden geçirirsiniz ve ip tam da o noktadan kopar.
"...henüz koli bandı ve naylon poşetin keşfedilmediği, halen ambalajların kağıt ve sicim ile yapıldığı doğal zamanlarda tezgahtar paketi ustaca yapar, büyük bir toptan çektiği kendir sicimle sarar ve ilk düğümü yaptıktan sonra sicimi özel bir teknikle üst üste getirip ani bir hareketle çekip makas bıçak kullanmadan tam istediği yerden kolayca kopartırdı.
Bu etkileyici tekniğe "ipi ipe kırdırmak" derlerdi."
(Mahmutpaşa Anılarım - Mustafa Ö. Ökten - 1985 - Hayal Mahsulü Yayınları)
öZgür (mobil tapatalk)