0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

*

    E. O.

Ynt: Hangi Tekne ?
« Yanıtla #75 : Kasım 29, 2008, 22:49:47 »
115 bin euro...


*

    s.

Ynt: Hangi Tekne ?
« Yanıtla #76 : Kasım 29, 2008, 23:00:35 »
Saol. Bu güzel. 4 arsa bi küçük daire veririm. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    C. G.

Ynt: Hangi Tekne ?
« Yanıtla #77 : Kasım 29, 2008, 23:06:47 »
Esat Korsanım çağ değişti. Trampa dönemi biteli neredeyse 2000 yıl oldu . Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    s.

Ynt: Hangi Tekne ?
« Yanıtla #78 : Kasım 29, 2008, 23:12:52 »
8 yıldır da kriz var bizim evde. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


*

    C. B.

Ynt: Hangi Tekne ?
« Yanıtla #79 : Kasım 29, 2008, 23:23:44 »
HR Pahalı geldiyse "sunbeam" lere bak..Bunlar çakma HR lar..Avusturya da birileri yapıyor.. Süper tekneler ama daha ucuz..
90/95 arası yıllarda 70/80 bin avrolarda var..

*

    s.

Ynt: Hangi Tekne ?
« Yanıtla #80 : Kasım 29, 2008, 23:30:31 »
Takas yoluyla olur valla ancak. Macgregor + arsa+tarla+daire vs. Mangır yok yaw. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    m.

Ynt: Hangi Tekne ?
« Yanıtla #81 : Kasım 30, 2008, 01:29:40 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Takas yoluyla olur valla ancak. Macgregor + arsa+tarla+daire vs. Mangır yok yaw. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Esat korsan haklı.. Mal satılmıyor..Mangır yok... Yada millet yastık altına atmış..
Yaw bu memlekette 30 senedir hiç kriz bitmedi. Şansımdanmı ne arsayı iyicene öldürme gayretleri yüzünden satamıyorum Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Eskiye dönemezmiyiz acaba.. Arsa versek .. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
*

    K. K.

Ynt: Hangi Tekne ?
« Yanıtla #82 : Kasım 30, 2008, 03:10:10 »
 Mehmet Sütçü korsan dan alınmadır....
 (Benim sorum şu oldu .  Ağırlıkmı  hafiflikmi . Burada koforlu olanın ağırlık olduğu ortaya çıkıyor. Konfor sandığımın aksine ağır bir teknede . Modern tasarımlı tekneler su üzerinde kayma şeklinde ilerlerken, ağır  salma omurgalı eski tekneler suyu yararak ilerliyor. Fakat hız farkı olmuyor

M sütçü korsanım hız farkı olmaz olurmu? Dünya da ocean race (ooşın reys) yarışlarında olduğu gibi omurga salmayla saatte 48 knot hız yapabilen omurga salma tekne varmıdır? Sanmıyorum....

Nice ağır tekneler var su üzerinde salıncak gibi oynuyor......Ağırlık merkezleri salma ile desteklenmiş tekneler ise koca dalgalarda biriki yalpa yapıp duruveriyor olduğu yerde.....

Aslında mesele bu değil zaten...Ana başlık; HANGİ TEKNE?

Dünyada kaç milyar insan varsa o kadar tekne derim ben.....Her insanın beklentisi, amacı, ulaşmak istediği nokta ,ödeyebileceği para,ayırabileceği zaman,seyir yapacağı deniz ve coğrafya,vs farklıdır....Bir tekneye sahip olmak başka birşey,onu idame ettirip sevk ve idare etmek başka birşeydir....Nice denizci bissürü para harcayarak tekne sahibi olduktan sonra karşılaştıları ilk fırtınada teknelerini satmaya karar verirler(Sadun abimiz söylemişti bunu sanırım) Çetin Kent korsan kropi.com sitesinde bu konuyu biraz irdelemişti....  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Çetrefilli bir konu bu....A-handa şudur demeden önce çok sayıda tekne ile seyir yapmak gerekiyor bence.....Bizim de forumumuzun güzelliği burada zaten....Tekne sahibi olmak isteyen tüm korsanlarımız binebildikleri tüm GK teknelerine binsinler....Tekne sahibi olan korsanlarımız dahi birbirlerinin teknelerinde seyir yapsınlar....Fikir sahibi olmazdan önce bilgi sahibi olunmalıdır....  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Şu bir gerçekki ( bu kanıya vardığını söyleyene henüz rastlamadım) Üstüste birkaç tekne sahibi olunduktan sonra ancak, nasıl bir tekneye sahip olunmak istendiği ortaya çıkıyor....İşin kötüsü zamanla bu da değişebiliyor....Mesela eşle dostla,aileyle seyir yapılan bir tekneye karar verildikten yıllar sonra sadece tek ya da iki kişi ile abranabilen teknelere dönülüyor....Dikkat ettinizmi tartıştığımız konu bu mecrada olmasına rağmen burada inşaa malzemesi ile alakalı bişey yok!!!  ::)Sadece ihtiyaçlar sözkonusu.....

Yine de ben kendi payıma şunu söylemek isterim....Ben bir tekneyi aldığımda onunla seyir yapmak için alırım....uğraşmak için değil....ve benim tekneme motorcu,elektrikçi,boyacı,marangoz ne kadar az uğrarsa benim için o kadar iyidir.... Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Dediğim gibi cevap vermemiz gerek konu ;Hangi tekne? Bunun tek bir cevabı olmadığını ve her denizseverin kendine özgü bir teknesi olması gerektiğini anlatmak istedim....

Ancak bu seçimlerimizin bizi üzmemesi gerektiğini de vurgulamak ve önce bilgi sahibi olup sonra fikir sahibi olmamız gerektiğini düşünüyorum.....

Ben kendi seçimimi biraz acı çekerek zor yoldan öğrendim....ve daha anlatmadığım bissürü şey var....

Tekrar ediyorum....Tekne sahibi olmak isteyen ya da tekne değiştirmek isteyen Gklarımız (ben de dahil olmak üzere) çok çeşitlilikte teknelerle seyir yaparak bilgi sahibi olmalı ve hangi tür tekneyi seçeceğimize öyle karar vermeliyiz.... Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap


« Son Düzenleme: Kasım 30, 2008, 03:17:57 Gönderen: Kadir Kurtbayram »
*

    m.

Ynt: Hangi Tekne ?
« Yanıtla #83 : Kasım 30, 2008, 03:59:07 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Mehmet Sütçü korsan dan alınmadır....
 (Benim sorum şu oldu .  Ağırlıkmı  hafiflikmi . Burada koforlu olanın ağırlık olduğu ortaya çıkıyor. Konfor sandığımın aksine ağır bir teknede . Modern tasarımlı tekneler su üzerinde kayma şeklinde ilerlerken, ağır  salma omurgalı eski tekneler suyu yararak ilerliyor. Fakat hız farkı olmuyor

M sütçü korsanım hız farkı olmaz olurmu? Dünya da ocean race (ooşın reys) yarışlarında olduğu gibi omurga salmayla saatte 48 knot hız yapabilen omurga salma tekne varmıdır? Sanmıyorum....

Nice ağır tekneler var su üzerinde salıncak gibi oynuyor......Ağırlık merkezleri salma ile desteklenmiş tekneler ise koca dalgalarda biriki yalpa yapıp duruveriyor olduğu yerde.....

-sildim

Kadir korsanım,
Dediğinizde haklısınız , ama ben yarış teknelerinden söz etmiyorum.. Kıyaslama yapmdım. Benim anlatmak istediğim mütavazi gezi tekneleridir.
Ben açıkça söylüyorum zaten çok bilgim yok. Bu konunun bence şöyle anlaşılmasında yarar var. Tecrübesi fazla olmayan ama kendince yaptığı incelemelerde bazı sonuçlara ulaşan ve bu sonuçları paylaşarak üstadlardan doğrusunu öğrenmeye çalışan bir amatör ün düşünceleri, yorumları..
Niyetim kimseyi kırmak veya kamplaşma yaratarak huzuru bozmak olmadığı gibi bu tarzım değildir. Hiç bir zaman "Ahanda şu tekne " demek istemedim. Sadece ben bir yazı okudum bunda böyle deniyor ve benimde yorumum, düşünclerim bu oldu demek istedim. Hatta bu yazıya istinaden bazı yanlış bilgilerimin olduğunu vurgulamak sitedim. Eksik bilgi varsa düzeltelim dedim..   
Hangi tekne; göreceli olarak kişiye göre değişir dediğiniz gibi..  Bendeniz sadece şimdiye kadar oluşan fikirlerimi beyan ettim. Ama doğru , ama yanlış . Taraf olmak için değil..
Sevgiler ...
 
 
*

    K. K.

Ynt: Hangi Tekne ?
« Yanıtla #84 : Aralık 10, 2008, 00:07:24 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
Sayın Kadir Kurtbayram;
Ali San'ı kovuyor ve sizi kendime üstad ilan ediyorum..
Kompleksiz, gerçekçi,deneyimden bilen,pratiğin sesi,tahta tekne terörizmine pabuç bırakmayan harika bir yazı..
Kuşkusuz bende bir şeyler yazacağım ama siz sözün özünü yazmışssınız..
Ellerinizden öperim üstadım..
Her zaman müridiniz
Cüneyt

Brehh...brehh..brehh....Yav ben bunu nasıl görmedim?

Pis bey in cici patronu cüniyt abimizden bööle bir iltifat alıpta nasıl bunun farkında olmadım...olamadım....Tüh benim forumculuğuma... Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Fakat sayın cüniyt korsanımız....Aali san korsanı kovmayınız...Bırakınız hain emellerinize hizmet ettiği müddetçe yanınızda kalsın.... Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

El öpmek ve müridan olmak konusunda ise sizin Pis bey in eline su dökemeyeceğimiz aşikardır....

Hayırlı bayramlar ...

*

    C. G.

Ynt: Hangi Tekne ?
« Yanıtla #85 : Aralık 10, 2008, 13:41:19 »
Hayatın kendilerine biraz gülümsediği insanlar hayalleri peşinden gidebiliyor. Kâh yakın çevresinin onayı ve desteği, kâh engel ve köstekleri ile de olsa bu hayallerini hayatlarının parçası yapabiliyorlar.

Forumda uzun zamandır hemen her yönü ile dürüstçe, açık yürekle bilgi ve deneyimlerimizi ortaya koyarak tartıştığımız “Hangi tekne?” topiği sanıyorum altın değerinde. Hiçbir dergi ve kitapta bulunamayacak “keration”lar ile dopdolu ve hayallerini gerçekleştirecek cesaret ve maddi olanağa sahip olacaklara gerçek anlamda yol gösterecek nitelikte oluşmaya devam ediyor.

5.71’lik Golant Gaffer’dan 10 yıl sonra inşası için yola çıktığım T.Gillmer Amca’nın 7 metrelik Blue Moon tasarımını, planların elime ulaşmasından sonra çok uzun zaman en ince ayrıntısına kadar mercek altına alıp çalıştım. Özellikle tekne kabuğu ve arması konusunda sol omzumdaki kırmızı ve sağ omzumdaki yeşil küçük adamlarla çok kavga ettim. İnternet okyanusunda inşa edenler, alıp kullananların yazıp çizdikleri, birkaç eski fotoğrafı faraşıma süpürüp aralarından 3–5 keration işe yarar bilgiyi de mantık kutucuğuma yerleştirdim.

Hayalimin peşinden koşmaya karar verdiğimde biraz daha param olsaydı muhakkak ki Blue Moon yerine 29 ayak British Channel Cutter’a yapacağımı biliyorum. Hayat bu aşamada bana Blue Moon’u yapacak kadar gülümsedi. Büyük teknenin derdi de büyük olur önermesinin ne kadar doğru olduğunu yıllardır düstur edindim.

Gillmer Amca’nın kendisi için tasarladığı – ki sonraki yıllarda aynı tasarımı 9 metreye çıkarıp polyesterden imal edip ticari bir tekne haline getirdi- BM için bir röportajında "İyi eğitilmiş bir hayvan gibi söz dinliyor, palamarların çözülüp yola çıkmak için alesta bekliyor. Dalgalar baş tarafta patlarken bana her zaman dingin bir güvenlik hissi vermiştir" diyor.

Gerek Tuzla ve gerekse yeni döndüğümüz Tirilye seferleri, benim de, planlarına inanıp yola çıktığım ve denize koyabildiğim bu 1946 yılı tasarımını sınama, deneme, gözlemleme  olanağı tanıdı.

Gerçekten de 6 metre su hattı ile Tayo-Mar olabilecek alternatif yelken olanaklarından herhangi birinde 3–4 havada 4,5–5 deniz mil sürat ortalamasını yakalayabiliyor. 5–6 havalarda ise bize 6–6,5 deniz mili süratini gösterdi.

Bütün klasik armalarda olduğu gibi rüzgâr üstüne seyirleri çok sevmemesine rağmen trenket ve flok orsa yakalarının çok iyi gerilmesi şartı ile 45–50 derece rüzgâr üstüne seyredebiliyor. Tabii ki çağdaş tasarımlı, rüzgârın neredeyse gözüne gidebilen tekneler ile karşılaştırılamaz. Verimli kabul edilebilecek rüzgâr üstü seyri orsa borina.  Yine de bu gidişe biraz burun kıvırdığını kabul etmem gerek.

Buna karşı, su hatlarının mükemmelliği sayesinde apaz, geniş apaz ve pupa seyirlerde bir kısrak gibi yerinde duramıyor. Dört ton ağır deplasmanına aldırmadan hafif havalarda süzülerek, ağır havada ise suyu yarıp geçerek milleri yutuyor. Tuzla’ya giderken sanaklarda 22–25 knot havada sadece trenket ve bocurum ile 5,5–6 deniz mili süratini GPS’den okuduk. Dönüşümüzde ise ana yelken 2 camadanlı, flok ve trenket ile 15–20 knot rüzgârda bize 6–6,5 deniz mili süratini gösterdi.

Arması biraz kalabalık olsa da, ana yelkeni basmak veya camadan vurmak modern teknelerdeki kadar kolay ve çabuk olmasa da kullanımı çok basit. Özellikle trenketin bumbalı ve tek iskota ile idaresi büyük avantaj sağlıyor. Havaya göre bir kere doğru seçilmiş yelken alternatifinin set edilmesi sonrasında ikide bir oynamaya, oraya buraya ellemeye gerek kalmıyor.

Tirilye’den çıkıp Bozburun’a giderken 1,5–2 metrelere varan, zaman zaman bodoslamadan çoğunlukla iskele baş omuzluktan aldığımız kaba dalgalarda Tayo-Mar tasarım üstünlüklerini bir kere daha ispat etti. Yabancıların “seaworthy” denizde emniyetli dedikleri niteliğini gözlemledik. Bodoslamanın hemen gerisinden başlayıp ta kıç aynaya kadar devam eden enine kesitlerdeki yüzdürücülüğün dengeli dağılımı hiç de 7 metre modern tasarımlı bir tekne gibi değil. O kaba ve kısa aralıklarla gelen dalgalarda çırpınmak yerine yumuşak hareketlerle salınımı bizi rahatsız etmedi bile. Teknenin içinde hiçbir şey devrilmedi, yer değiştirmedi ve yerlere saçılmadı. Bir ara baş bodoslamanın suya girdiğini gördüm. Ama denizler güverteye çıkamadı. Sadece teknenin baş omuzluğunda patlayan birkaç dalganın serpintisi yüzümüzü ıslattı.

Su üstü kabuk ve kamara yapısının estetik güzelliği bir yana tekne boyunun 2/5 den aynaya ve 3/5 inden ciddi olarak bodoslamaya doğru yükselen çakmak (şiyer) hattı kendi boyuna göre o kadar iyi hesaplanmış ve doğru tasarlanmış ki tekne gerçekten de tanımında söylendiği gibi “her denize gider” sıfatını fazlasıyla hak ediyor. Aynanın alt merkezinin hemen su hattında bitmesi teknenin sağrısını güçlendiriyor ve fazladan yüzdürücülük sağlıyor. Böylece kaba denizlerde yol alırken sert vuruntular yerine hareketleri yumuşuyor.

Blue Moon projesinin line'larını aşağıya koyuyorum. Yukarıda yazdıklarımın çok daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Hani ola ki benim gibi bir başka aklı evvel de bir başka BM yapmaya kalkarsa ne menem bir gayık olduğunu görsün.  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap

Her zaman söylediğim gibi marinada bağlı olduğumuz için içeri aldığımız bastonları sabit kalsa, donatmak için zaman harcamasak Tayo-Mar tıpkı diğer çağdaş tekneler gibi palamarlarını çözüp hemen yola çıkabilecek kadar basit bir tekne.

Fazla lüks aramayan, denizde olmak ve çok alternatifli yelkenlerin zevkini çıkartmak, çok dengeli, oldukça hızlı klasik armalı bir teknede olmak isteyen iki kişi . rahat seyir masası, ayakta çalışılabilen geniş mutfağı, sabit tuvaleti ve bol depolama kapasitesi ile bir “Blue Moon” ile her denize gidebilir. Tayo-Mar ilk uzun seferini yaptı. Darısı bundan sonraki Marmara geçişi ile Karadeniz'e çıkış olacak. Blue Moon’lardan biri Azor’lardan Portekiz’e 900 mil yol yapmıştır. 1956 sonrasında yapılan DANDY, 4 kişi ve bir bebek mürettebatı ile Camden’den Okyanus geçisi ile Annapolis’e (3550 DM), aynı tekne San Fransisko Körfezi “Windjammer” yarışında büyük göller bölgesinde Superior’dan Ontario’ya yarışmış. Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
« Son Düzenleme: Aralık 10, 2008, 23:06:14 Gönderen: Cem Gür »
*

    A. Ç.

Ynt: Hangi Tekne ?
« Yanıtla #86 : Aralık 10, 2008, 14:56:46 »
Aynı boydaki teknelerin ağırlıkları farklı olmakla birlikte "hull speed" gövde sürati dediğimiz hızları birbirine çok yakındır. Yani bu tekneler gerektiği kadar rüzgar bulduklarında hemen hemen aynı hızda ilerlerler.  Hafif havalarda ise genellikle hafif tekneler daha süratlidir. Aradaki fark ağır teknelerde daha büyük alanlı yelkenler basılarak kapatılmaya çalışılsa dahi ağır tekneler hafif havalarda genellikle daha yavaş kalırlar. Diğer bir açıdan bakıldığında iseağır tekneler sallanma, yatma gibi açılardan hafif teknelere göre daha iyidir. Ağır bir teknenin dalgada suya batması ve çıkması hafif tekneye göre çok daha ahestedir. Bu nedenle içindekini hafif tekne kadar rahatsız etmez.

Eskiden yürümek için ne kadar büyük yelken taşındığına bir örnek:

Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap
« Son Düzenleme: Aralık 10, 2008, 14:58:18 Gönderen: Ahmet Çelenoğlu »
*

    İ. S.

Ynt: Kağıt üzerinde TEKNE SEÇİMİ
« Yanıtla #87 : Haziran 27, 2015, 03:54:37 »
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap




Bu ülkede nasıl kordon kanı bankası, sperm bankası olmazsa bu iş de olmaz.




Cem Yılmaz sperm bankası fikrini senden (ç)aldı sanırım. O tarihlerde ilgili skeç yoktu diye hatırlıyorum Hakan abi  Resimleri görebilmek için üye olmalısınız. Üye Ol veya Giriş Yap