Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapKıllık yapmak serbest mi ?
Cenk Bey ;
öncelikle gerçek önceliğinizi belirleyelim, ama hileye kaçmadan...
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapTeknemizi niçin alacağız ?
Bilindiği gibi bunun pek çok cevabı var :
a ) Sosyal statümüzü ''aççık-seççik '' göstermek için....
Her malzemeden tekne olur. Yeter ki büyük ve pahalı olsun.Motorlu da olur.
b ) Başka hobilerimiz ve uğraşılarımız da var, bize arada sırada gezecek, keyif
verecek, kapısı kilitleyip gittiğimizde de aklımızın kalmayacağı bir tekne lazım....
Fiber ve mümkünse çok bilindik markalar üretimi, tekneye de alım fiyatı üzerine
fazlaca masraf yapılmayacak, fazla donanım ilave edilmeyecek ( satarken kimse
bunlara 3 kuruş fazla saymaz çünkü...)
c ) Denizde boş zamanımızın çoğunu geçirmek, hatta denize çıkabilmek için fedakarlık
yapmak, fırsat yaratmak .
Yine her tür tekne uygun. Ama teknenin bazı özellikleri öne çıkacak.
Kolay kullanım yanında seyir konforu, emniyeti,hacmi , belki sürati ?
Yine her türlü tekne uygun, çok harcıalem tekneler dışında
d ) Gerçekten uzun yola gideceğiz, teknemizde yıllar geçireceğiz veya ileride teknede
yaşayacağız belki...
Yine hepsi uygun ( teknenin diğer özellikleri önemli olmak üzere ) ; ama en uygunu
BENCE ( kendi subjektif fikrim old. belirtmek için büyük yazdım ) metal gövdeli tekne.
Yani çelik veya aluminyum tekne.
Kısaca nedenleri şunlar : En mukavimleri, hor kullanıma ve hor kullanım sonrası tekrar
en ucuza derlenip toparlanmaya uygun olanı...
Metal tekneyle uyuyan balinaya da, rıhtıma da, sığlıklardaki kayalıklara da çarpabilirsiniz.
Bir şey olmayacağı baştan bilinir. Metal teknenin iç aksamı taşıyıcı olarak düşünülmez,
metal kabuk kendi kendine yeterince mukavimdir, dolayısıyla metal teknenin içini dilediğiniz
gibi tasarlarsınız. İlle çarmık ayakları veya direğin altına bir bölme perdesi konulması gerekmez
mesela...Yıllar sonra da bakımsızlık tuz ve güneşten perişan olmuş bile olsa, bir kum raspası
yapılır, boyanır, yine yepyeni olur.
Ahşap tekne günümüzün modern yöntemleriyle bakım konusunda fiberglas tekneye çok yaklaşmıştır.
İçini dışını epoksi kaplayıp üzerini verniklerseniz ( aslında malzeme bir şekilde plastikleşmiş olmasına
rağmen ) ahşabın rengini, desenini, damarını, farklı renk tonlarını...hepsini görür ve bundan büyük
keyif alırsınız. Ama yine de bence ahşap tekne sadece ahşapsever için şarttır ve hiç bir zaman
'' hortumu tut, yıka çık ! '' fiber teknelerin bakım kolaylığına erişemeyecektir ( Erişse belki de bu
malzemeye yazık olurdu ! ).
Ben ahşap tekneme aşığım. Ama örneğin dünya gezisine çıkmayı düşünsem, satar ve başka bir tekne
edinirim. Bunun nedeni ahşap teknenin, tik güvertelerin, vernikli yüzeylerin böyle bir gezinin cefasına
dayanamayacağıdır.
Ahşapı bir kenara bırakalım, bir yabancı yat dergisinde çok çok ünlü bir İskandinav markasının ürünü
fiber bir tekneyle 2 sene süreyle tropikal sularda gezmiş bir çiftle yapılmış bir söyleşi okumuştum.
O canım teknenin dışını bir yana bırakın, içi bile neredeyse bir mağara haline gelmişti...Sararmış ve
kabarmış fiber ve kaplamalar, renkleri kırmızı yeşile dönmüş çarmık ayakları, tamamen bitmiş bir
teak güverte vs vs vs...
Yine de uzun geziler için ahşap bir tekne seçilecekse bunun Özkan Gülkaynak dostumuzun KAYITSIZ'ı
gibi gerçekten sağlam yapılı, denizci , üzeri elyaf kaplı ve her tarafı ( açık renk veya beyaz ) boyalı bir tekne olması, her türlü süsten ( tik güverte, vernikli çıtalar, çerçeveler vb ) arındırılmış olması lazım.
Ancak bence gövde malzemesinden çok daha önemlisi bu şekilde yoğun kullanılacak bir teknenin
tasarımı, tasarımcısı , seyir huyu - suyu, iç yerleşimi, emniyeti ve performansıdır.
Bunlar uygun ise, konuştuğumuz malzemeleri bir kenara bırakın ; beton da olsa olur. On yıllarca
dünyayı dönüp dolaşmış ünlü beton tekneler de var örneğin...